• GÜLE GÜLE YAZ...

    GÜLE GÜLE YAZ...

    Yaz mevsiminin getirdiği güneş, deniz, havuz, kumsal gibi bir dolu güzelliğin yanı sıra bir o kadar da sıkıntısı var. Özellikle yaz tatilini huzurlu geçirmek için dikkat edilmesi gereken noktaları bu sene daha iyi fark ettiğimi anladım. Sıcakların yanı sıra, çocuklarda yazın getirdiği bir tür zorluk aslında. Başta onun beyaz ve hassas cildini korumak için gösterdiğim olağanüstü çaba bence ödüllüktü. Elindeki kremi etrafa püskürte püskürte el kadar çocuğu durmaksızın kucağına yatırıp evire çevire kremleyen bir kadını gören turistler, aslında biraz da tedirgin olmadılar değil. Şimdiki çocuklar mı yoksa benim kızım mı garip bilemiyorum amma hiç biri çocuklar havuzuna girmeyip büyükler havuzuna doluşmuşlardı. Zaten şöyle gönül rahatlığı ile iki kulaç atıp yüzmek bile metrekareye düşen alman turistler sayesinde o kadar zordu ki, bir de onların ve bizim çocuklarımızın büyükler havuzunda yer alması iyice imkansızlaştırdı bu durumu.

    Özellikle tatil boyunca dikkatimi çeken şey yabancıların sahip oldukları çocuk sayısı oldu. Bir Norveç'li çiftle konuştuğumuzda, ülke nüfusunun az olduğu özellikle genç nüfusun çok az olduğu, devletinde çok çocuk için maddi destek verdiğini söyledi. Yani kısaca Avrupa ülkelerin çoğunluğunda, az olan nüfuslarını artırmak için verilen teşviklerle maddi desteklerin çok etkili olduğunu söyledi.

    En azının iki çocuğu genellikle de 3 ve 4 çocukları var. Aralarında yaş farkı diye bir şeyde yok anladığım kadar. Yani her seneye bir çocuk düşmüş gibi görünüyordu. Aslında uzaktan bakınca oldukça sevimli gözükmekle birlikte yemek salonunda ve havuz kenarındaki kargaşayı anlamanız çok zor değil sanırım. Ben tek çocuğun kremlemesine ve mayo değişimine yetişemezken onların bunu nasıl becerdiğini de gizliden gizliye ve hatta çokça da kıskanarak seyrettim. Laf aramızda kendimi de çok yeteneksiz hissettim. Bizde çocukla ilgilenen baba sayısı genele baktığınızda azdır ve her zamanki gibi  tatilde bile sorumluluk annededir. Oysa yabancılardaki erkeklere acıdım diyebilirim. Çünkü bir annenin yapacağı tüm işleri babaların yaptığını gözlemledim. Ama anneler uzaktan baktığınızda o kadar bitkin ve kendilerinden geçmiş gözüküyorlardı ki belki de babalar çaresiz kalıp bakıyorlardı.

    Neyse yaz sıcaklarının tehlikelerinden bahsedelim biraz. Aslında en büyük tehlike hepimizin de bildiği gibi güneş yanıkları. Bunun çözümü aslında çok basit ama bir o kadar da zor. Ya benim gibi kolunuza saat takıp her 20 dakika da bir çocuğu kreme bulayacaksınız ya da ona zorla tişört giydireceksiniz.  Ama bunu bıkmadan ve çocuğunuzun direnmesine aldırmadan yapmalısınız. Yanıksız bir yaz tatili emin olun çok daha az yorucu olacaktır. Sonra sıcaklar yüzünden zaten yemeyen kızım hiç yemez oldu ve garip bir biçimde de o yemedikçe ben yedim ve sinirlerim berbat oldu.  Bavulları hazırlarken kendime bile çaktırmadan tartıya çıkışımı hayal meyal hatırlıyorum ama geldikten sonra tartılmayı henüz göze alamadım. Biraz kilo vermeyi bekliyorum??

    Akşam yemeklerini havuz kenarında düzenleyen otel görevlilerin neden havuz kenarına -hiç olmazsa gece yemek boyunca- bir önlem almadıklarını devamlı sorup durdum ama bütün personel gayet profesyoneldi ve hepsi bana beyaz dişlerini göstererek gülümsediler. Çünkü orada kaldığım ve akşam yemeklerini yediğim müddetçe hep tedirgindim. Devamlı kızımı takip etmekten hakikaten yorgun düştüm. Yemeğime konsantre olamadım, ne yediğimin bile farkında değildim. Zaten o yüzden kilo aldım yani farkına bile varamadan. Bizler gayet edepli bir şekilde tabaklarımızı doldururken yabancıların  ağrı dağı yüksekliğindeki tabakları da gece boyunca canımı sıktı.

    Bence yaz sıcaklarının aslında en sıkıntılı tarafı her ne kadar kurtarıcı gibi gözükse de, biz farkına varmadan bizi sinsice hasta edip yataklar düşüren klimaları da unutmamak lazım.  En çokta arabadaki klimalardan korunmak lazım. Çünkü direk göğsümüze geliyor. Aslında cehennem sıcaklarından korunuyor gibi gözüksek de,  sonrası daha kötü oluyor. Çünkü bronşit olan etrafımda o kadar çok ahbabım varki, inanılır gibi değil. Biz aile boyu grip olduk. Bütün tatili Aspirin Plus içerek ve burnumu silerek geçirdim maalesef. Kısaca sıcaklardan korunayım derken soğuk havanın kollarına yığılıp kalmayın lütfen.  Bronzlaşayım derken,  kavrulup acı çekmeyin lütfen.  Tatil yapayım derken hastalanıp, hastabakıcılık yapmayın ne olur. Bunun için biraz dikkat ve sabır gerekiyor. Dikkati kendiniz için, sabrı çocuklarınız için kullanın....


    Sevgiler

 
 

Bu site Lidya.Net tarafından hazırlanmış ve yayınlanmaktadır © 1998-2012. Bu sitede yayınlanan yazılar, kaynak ve yazarı belirtilmek kaydıyla kullanılabilir.
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren AnneCocuk.com adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan ve yazdıkları yazılardan kendileri sorumludur.
AnneCocuk.com ile ilgili yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkinden iletişime geçildikten sonra en geç 2 (iki) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve size geri dönüş yapılacaktır.