yok böyle bir gün.
sabahtan beri daha doğprusu bir haftadır aksilik aksilik üstüne.
neyi yapsam ters tepiyor.
bugün de farklı değil.
sabahtan beri bişiyle uğraşıyoprum.olmuyor olmuyor.
öğlen iki kurumla toplantım var oraya gittik.
çıkışta bebekı starbucksta kahve içelim dedik.
kahveleri aldık deniz kenarına yerleştik..ohh püfür püfür boğaz masmavi.
ben bi wc ye gdieyim dedim.
karanlık bi tuvalet.
çantamı kapı arkasına astım taa tepede askı.
söylendim hatta boyu kısa olan napcak diye.
sonra elimi yüzümü serinlettim çıktım.
bi hafifim sormayın
kahve pasta yirkene aaa nerde benim çanta dedim.
arada 5dk falan geçmiş.
bi koşu tuvalete girdim.çantam yok.
bi panik güvenlik görevlisini buldum üst kata fırladık.
neyse ki müdüriyette benim çanta açılmış saçılmış.
her tür dağınıklığım müdürün masasında
etrafında starbucks elemanları
ellerinde benim telefon.
5 dakika içinde babam annem ve şirketim aranmış.
tutanak tutulmuş.
çantam karıştırılmış.
aldım çantayı tutanağı imzaladım.
yerime oturdum.
arkadaşıma "beni sokağa salma anacım,ben beceremiyorum bu işi" dedim.
sonra başladım aramaya.
babama baba ben buldum çantamı dedim.
dikkat et kendine dedi.
annemi aradım.
"salak kızım çanta yerine kendini bırak tuvalette belki biri bulur seni" dedi.
starbucksta attığım kahkahayı duymanız lazımdı.
son günlerde en çok güldüğüm şey oldu.
gözümden yaş geldi.
benim bu annem çok alem kadın.
ama doğru söylüyor yahu.
bi daha kendimi kaybedicem çanta yerine.
belki biri bulur di mi