Sevgilerinin üstünden baharlar ve kışlar geçenlere!
Hatırlayanınız var mı, sevgi neydi?
İlk sevgi sözcüğünü, ilk kıpırdanışını yüreğinin hatırlayanınız var mı? İlk hüznünüzün adını sevgi koyabiliyor muyuz şimdi geriye dönüp baktığımızda? Ne zaman sevgilerimiz paralarımızdan önce tartılırdı; ya ne zaman pazar eyledik sevgilerimizi, biliyor musunuz? En son ne zaman bir sevgiyi söylemiştik bir sevgiliye?!..Her gün bir parçamızı daha tüketen
teknoloji çağında sevgiye en son ne zaman yürekten bir merhaba demiştik, hatırlayanınız var mı?Hatırlıyor musunuz, sevgi neydi?
Sevgi bir bakış, bir gülüş müydü bazen; bir akış, bir koşuş muydu?. Sevgi gönül kumaşında bir nakış mıydı?!.. Neydi sevgi?!..
Açıkken göz bebeğimize yerleşen de , göz yumduğumuzda gönlümüze sızan da sevgi değil miydi bir vakitler? Bir dudağın kıpırdanışından yanağımıza akseden pembelikler, utanmalar sevgi değil miydi yoksa? En son ne zaman kızarmıştı yanağınız hatırlayanınız var mı? Uykumuzu en son ne zaman terk etmiştik sevgiliyi düşünmek adına? En son sevgi şiirini hangi gecede okumuştuk ?
Sahi, neydi sevgi? Bir yetimin başını okşarken dimağımıza yerleşen tat mıydı o? Bir bebeğin süt kokulu tenindeki su çiçeği miydi?Sabah evden çıkarken özlemeye başladığımız bir bir ses miydi? Hatırlayanınız var mı, sevgi neydi?
Sevgi bir sigara dumanında, bir tren düdüğünde , bir dalganın en son hışırtısında ve bir turnanın kanadında mı kalmıştı? Soralım taa içimize ; neydi sevgi?
Bir mektubun ilk satırı mıydı, bir telefondaki ilk ses mi ? İnsanı mutlu eden o ilk satır mıydı defalarca okunan, yoksa ilk satır arayışları mı tekrar be tekrarlanan?
Sevgi: İki hece.
Sevgi, sevmek kelimesinden türetilen bütün öteki kelimelerin en güzeli.
Derin uykulara dalmadan önceki ilk soru: Sevgilerinizi en son ne zaman hatırlamıştınız ve sevgiyi hak edenleri en son ne zaman ?!..
Bir soru daha: Sevgileriniz yalan mıydı yoksa?!..
Ve son soru: Çorak vadilere yünelmişse sevgilerimiz, çevremizi kandırmıyorsa sulara, içimizden akan Nil olsa ne?!..