tiyatroda alkışa çıkarlar ya hani oyun bittiğinde..
nasıl gözlerim dolar, tüylerim diken diken olur..sanki ben alkışlanıyorum..bir gurur, bir iç dolgunluğu..
konserlerden sonra da duygulanırım..binlerce insanın bir kişiyi deli gibi alkışlaması, hele de ünlü biriyse..egosunun nasıl şişirildiğini görmek beni özendirir dogrusu..
binlerce kişiye olmasın, arkadaşlarım arasında ya da aile meclislerinde bile şarkı söyleyecek kadar güzel olsaydı sesim ne olurdu?
altın bilezik sanki özel bir sese sahip olmak..
ama herşeyiyle özel olmak..ışığı olmak..
sesim dayanılmaz güzellikte olsaymış ( aza da kanaaat yok yani)..sahne üzerinde olacak kadar kabiliyetim olsaymış...
gerçi şişen egolar eger ayarında ve kendisi tarafından sondurulemiyorsa elde patlayabiliyor ya..
neyse..
herseyin bir bedeli ve dengesi var degil mi..
dur ben kendi egomu hüfleyeyim en iyisi ayarını da bilirim nasılsa..