Bir Da Vinci Muamması: Şifre
Dan Brown, bir gazetecinin “Siz komplo teorisyeni misiniz?” sorusuna “Kesinlikle hayır. Aslında bunun tam aksiyim. Benim için daha çok kuşkucu tanımı uygun olur.” diyerek cevap verir. Söz konusu konuşma yazarın son romanı The Da Vinci Code - Da Vinci Şifresi üzerine yapılmaktadır ve gazeteci sorusunda yerden göğe kadar kadar haklıdır.
Da Vinci Şifresi – The Da Vinci Code’a adını veren Leonardo Da Vinci şüphesiz romanın ana kahramanıdır. Kitabın kurgusuna konu olan tarihsel bilgiler yüzyılların gerisinde kalsa da sanat tarihçileri başta olmak üzere konunun uzmanlarına hiç de yabancı değil. Bu ‘komplo’nun söylentileri uzun yıllardır sayısız dillerde kulaktan kulağa fısıldanıyor. Özellikle de sanat dünyasında… “Komplonun dramatik yanı Leonardo Da Vinci’nin sapkınlıklar, şifreler ve esrarlı sembolizmle benzenmiş tablolarında fazlasıyla belirgindir olmasıdır...” diyor Dan Brown. “Sanat tarihçileri Da Vinci tablolarının yüzeysel görünümlerinin altında çok daha derinlere inen birtakım anlamları olduğu fikrinde birleşiyorlar. Bir çok bilim adamı da ustanın eserlerini, bu çok güçlü gizemlerin ipuçlarını ele vermek amacıyla yaptığını iddia ediyor.” Yazar, romanında Da Vinci’nin de bir zamanlar üyesi olduğu ve günümüze dek gelen ‘Gizli Kardeşlik Örgütü’nü anlatır. Bu bilinen büyük bir sırdır!
Bu noktada durup, yazarın geçmişine bakalım: Dan Brown, Amherst Koleji ve Philips Exeter Akademisi’nden mezun olduktan sonra bir süre eğitim gördüğü bu okullarda İngilizce öğretmenliği yaptı. Şifre çözme ve gizli hükümet örgütlerine duyduğu ilgi, 1996’da ilk romanı Digital Fortress’in ortaya çıkmasını sağladı. Roman, yayınlanmasından hemen sonra bir anda elektronik kitap listelerinde bir numaraya yükseldi. Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nı konu alan roman sivil halkın mahremiyeti ile ulusal güvenlik arasındaki ince çizgiyi irdeliyor.
Yazar tekno-gerilim türündeki ikinci romanı Deception Point’da da politikada ahlak, güvenlik ve gizli teknoloji konularını işliyor.
Başkanlık Ödülü’nü kazanmış bir matematik profesörü ile ilahiyat müzisyeni bir annenin oğlu olan Dan Brown, bilim ve din gibi paradoksal felsefelerin egemen olduğu bir ortamda büyüdü. Bu birbirini tamamlayıcı görüşlerden aldığı esinle ünlü romanı Angels&Demons’u yazdı. Bu yapıt da bir İsviçre fizik laboratuvarı ile Vatikan kenti arasında geçen, bilim ve din odaklı bir gerilim romanı; Brown, son zamanlarda simgeciliği konu alan gerilimler yazıyor. Bu eserlerin başkahramanı Harward Üniveristesi’nde ikonografi ve dinsel sanat profesörü olan Robert Langdon’dur. Bu dizinin konuları Paris, Londra ve Washington D.C. gibi mekanlarda geçer.
Da Vinci Şifresi’ni yazmak
Dan Brown, Da Vinci tablosundaki gizemi ilk kez İspanya’da Seville Üniversitesi’nde çalışmalar yaparken fark eder. Yıllar sonra “Angels&Demons” için Vatikan’ın gizli arşivlerinde araştırmalar yapma şansına sahip olur. Bu araştırmalarda Da Vinci muamması tekrar karşısına çıkacaktır. “Bunun üstüne” diyor yazar, “Louvre Müzesi’ne gittim ve Da Vinci’nin ünlü yaptlarından bazılarının orijinallerini inceledim. Aynı zamanda bir sanat tarihçisi bana, bu tabolardaki insanı şaşırtan sapkınlıkların ardından yatan gizemleri anlamama yardım edecek ipuçları verdi. İşte o andan itibaren bu konu beni esir aldı.”
Gizli bilgiler
Romanda tanımlanan eser yüzyıllardır kronolojik biçimde çeşitli yayınlarda kullanılmıştır. Da Vinci Şifresi’nin temelinde duran kurgu da Tanrıça kültürü de hak ettiği payı alır. Roman, birçok kültürde kadınların spiritüel güçlerinin nasıl ve hangi nedenlerden dolayı ortadan kaldırıldığını da irdeler. Romanın bir diğer özelliği de ‘Gizli Kardeşlik Örgütü” üzerindeki sis perdesi aralamasının yanında -ki kurguda kullanılan söylentiler yüzyıllardır bilinmektedir- bu sırrın ilk kez popüler gerilim romanı formatında açıklanıyor olmasıdır. Hıristiyanlığın tarihçesine uzun yolculuklar yapan romanın yazarı “Ben tüm dinlerin öğrencisiyim” der. “Bu konularda bilgim arttıkça, sorularım da artıyor. Bana göre, spritüel arayış yaşam boyunca süren bir olgudur.” Romanda, karakterler ve aksiyon tamamen kurgusal olmasına karşın, betimlenen tablolar, mekanlar ve tarihi belgelerin hepsi gerçektir.
“Da Vinci Şifresi”nin bazı bölümlerinde Opus Dei’nin eylemleri de yer alır. Yazar bu durumu şöyle açıklıyor: “Opus Dei hakkında dengeli ve adil bir tanımlama yapmak için çok çalıştım. Buna rağmen belki çizdiğim tablodan alınanlar olmuştur. Opus Dei birçok insanın yaşamında pozitif güç olabilir ama Opus Dei ile yakın ilişkisi olanların bir kısmını da derinden etkileyen olumsuz deneyimleri olmuştur. Opus Dei hakkında yazılmış düzinelerce kitaptan yararlandım ve eski ya da yeni birçok üyesiyle de konuştum.”
Muamma
“Da Vinci Şifresi”ni büyük bir komplo üzerine kuran Brown’un kahramanı, Harvard Üniversitesi Simge-Bilim Profesörü Robert Langdon’dur.
Langdon, Paris’te iş gezisindeyken, gece yarısı, Louvre’un yaşlı müdürünün ölü bulunduğu haberini alır. Langdon ve yetenekli Fransız kriptoloji uzmanı Sophie Neveu, cesedin etrafındaki izleri takip ederek bu garip esrar perdesini araladıkça, ipuçlarının onları Da Vinci’nin tablosuna götürdüğünü keşfederler. Büyük usta bu sırrı herkesin görebileceği bir yere, ünlü eseri Mona Lisa tablosunun içine gizlemiştir.
Langdon bu garip bağlantıyı açığa çıkarınca tehlike artar. Cinayete kurban giden müze müdürü de, Sir Isaac Newton, Botticelli, Victor Hugo, Da Vinci ve aralarında diğer ünlülerin de bulunduğu gizli bir kuruluş olan Sion Manastırı Derneği’nin bir üyesidir.
Langdon, aydınlatmaya çalıştıkları bu tehlikeli sırrın yüz yıllardır tarihin derinliklerinde gizlendiğinden şüphelenir. Böylece Paris ve Londra sokaklarında amansız bir kovalamaca başlar. Langdon ve Neveu, kendilerini, atacakları her adımı önceden bilen esrarengiz olduğu kadar da çok zeki olan bir adamla karşı karşıya bulurlar. Eğer bu karmaşık bilmeceyi çözemezlerse Sion tarikatının büyük yankılar uyandıracak bu çok eski gerçeği ebediyen kaybolacaktır.
Okumayan çok şey kaybetmiştir bence..
"Da Vinci Şifresi Çözüldü" diye bir kitap var elimde (isteyen özelden temas kurabilir), orda olsun, kitapla iligli belgeseller olsun, hiç birisi bunları yalanlayamıyor. Benim sormak istediğim; kitaptakilerin doğru olup olmadığı aslında.