Dürüst olmak;hayatın her alanında olmalıdır.
Dürüst olmak;insan için erdem olmalıdır.
“Aman canım bunlar ufak şeyler,ne olmuş sanki” diyemezsin.
O ufak şeyler gün gelir senin karakterin oluverir.
Ne olduğunu anlayamazsın bile.
Bir bakmışsın,kimsenin güvenmediği bir insan olup çıkıvermişsin.
O yüzden erdemli ve dürüst insan olarak yaşamak zordur bu devirde.
Kapitalizmin acımasız zırhı sarıverir dört yanını.
Sonra hayatın boyunca çelişkilerle dolu bir yaşam sürersin.
İşine geldiğinde isyan eder,işine geldiğinde deveyi hamudu ile birlikte götürmenin fırsatını kollarsın.
Örneğin;devletin arazisine gecekondu kondurup,kemal unakıtan’ın villalarını eleştirirsin.
Kaçak elektrik kullanıp,TEK te çalışan memurdan şikayet edersin.
Kapının önündeki ağacı(camii görünsün diye) keser,orman arazilerinin yağmalanmasını eleştirirsin.
Sibel kekilli ödül aldı diye geçmişini göz ardı edip alkışlar,sonra çocuğuna hayata ilişkin dersler vermeye kalkarsın.
Yanında çalıştırdığın insanların ssk primlerini ödemezsin,ama devletten kdv indirimi talep edecek yüzün olur.
Bir taraftan AB ve Amerikaya kızar,ama fırsat verseler,bu ülkelere,çöpcü olarak bile kaçmanın yollarını ararsın.
Kurtlar vadisini milliyetçilik çizgisinde ele alır,sonra okulda ölen çocuklarımıza üzülürsün.
Siteye yeni üye olan insanlara;”güzel paylaşımlar” diler,sonra webmaster dan;”dedikodu yapmayın” diye fırça yersiniz.
Din,iman diye başlarsın konuşmaya,ama diğer taraftan ticarette her türlü düzenbazlığı yaparsın.
Milli eğitim,Türkçe,özümüz,gelenek ve göreneklerimiz vs.diye nutuk atar,ama çocuğunu ilk fırsatta İngiliz,Fransız okullarına yazdırmaya çalışırsın.
Örnekler uzar gider.
Bu şartlar altında nasıl güveneceğiz birbirimize?
Şimdi diyecekseniz ki;”yaw kardeşim devir böyle”.
Ben de diyorum ki;”bu devri kim yarattı,biz değil mi?”
Ama ben bir çıkış yolu biliyorum.
Madem ki;erdemli ve dürüst insan olarak yaşamak hayal.
Şartlar müsait değil.
Veya mazeretimiz var,asabiyiz biz.
Hep birlikte erdemsiz olalım o zaman.
Hiç değilse fark edilmeyiz.
Ama bunu açık açık beyan edelim hiç değilse.
Hiç değilse son kez dürüst olalım.
Diyelim ki;"benim dürüst insan olmak gibi bir kaygım yok bundan böyle.zaman ve şartlar ne getirirse öyle yaşayacağım."
Bunu en azından içimizden,kimse duymayacak şekilde kendimize diyelim.
Diyelim ve bu iş bitsin.
Bakın en son örneği bugün var gazetelerde.
Başbakan demiş ki;”önce AB ve Amerikanın terör örgütü ilan ettiği PKK yı terör örgütü olarak tanıyın,sonra konuşalım”.
Cevap gecikmemiş.
“e kardeşim,sen AB ve Amerikanın terör örgütü ilan ettiği hamas ile nasıl konuştun?”
Yaaaa…….
Hadi kalk bakalım altından,kalkabilirsen.
Şimdi kimi eleştirelim?
Başbakanı eleştirsem;yahu şartlar böyle,adam zamana uymuş,ne suçu var.
Cevap veren şahsı eleştirsem;o da zamana uymuş.
Herkes işine geldiği gibi konuşuyor,hareket ediyor.
Kimi eleştireyim?
Kimi haklı bulayım?
İkisi de zaman uymuş.
Valla doğru olanı yapmışlar.
Alkışlıyorum.