Bizim Alev bütün çocuklar gibi çok meraklı. Kendisiyle, sohbet edebilecek olgunluğa erdiğinden bu yana, her konuda konuşuyoruz. Gebe kadınların karınlarında bebek olduğunu çoktandır biliyor. Kendi vücudunu iyi tanıyor, erkek çocuklarıyla arasındaki farkı da anlamış durumda. Yuvada uygun dille anlatmışlar, açıklamışlar.
Dün akşamüstü babası üniversitede seminerdeyken, ikimiz oturmuş oyun oynuyorduk. Ben haberleri izlemek üzere televizyonu açtım, ancak diğer kanalda ceninin anne karnındaki gelişimini ve doğumu anlatan bir program varmış. Alev, annesinin karnındaki bebeği görünce çok sevindi, kanalı değiştirmeme izin vermedi. Programın saati de uygun olduğundan, ben çocuğun izlemesinde bir sakınca görmedim. Bizim bıcırık dikkatle ve şevkat dolu duygularla izledi. Bebekle ilgili bir dolu soru sordu. Anlayacağı bir dille yanıtladım. Sıra doğuma geldi! İşte, bu noktada Alev'cik büyük bir şaşkınlığa, hayrete düştü. Programdaki bebek normal yolla doğuyordu, sezaryenle değil! Oysa, Alev kendisinin nasıl doğduğunu sorduğunda, bizden aldığı yanıt, benim karnımın kesilerek çıkartılmasıydı. Televizyondaki doğumu sonuna değim izledi, gözleri faltaşı gibi açık olarak. Sonra, 'Iyyyk, öööö! Baksana, bebek nerden doğuyor! Ben öyle doğmak istemezdim, ufff, çok iğrenç!' diye bastı yaygarayı. 'Yok, kızım, zaten sen öyle doğmak istemediğin için benim karnımı keserek seni dışarı çıkarttılar, sen doğum kanalından geçmedin, korkma,' diyerek yatıştırdım. Bizimki birazcık rahatladı. Normal doğumun iğrenç olmadığını, bebeklerin normalde o yolla dünyaya çıktıklarını süsleye püsleye anlattım. Yine de bizimki sezaryenle dünyaya gelmiş olmaktan çok hoşnuttu. Babası eve gelir gelmez, gördüklerini anlattı. Allahtan, eşim de benimkinden farklı yaklaşmadı konuya, doğal davrandı.
Sabah yuvaya gitmek üzere hazırlanırken, yine doğum konusunu açtı. 'Anne, ben şimdi oramdan bebek mi çıkartacağım?' diye kaygı dolu bir ifadeyle sordu. Babası da, ben de, kendisinin çocuk olduğunu, ancak erişkin olunca çocuk sahibi olabileceğini, bu konuları kafasına fazla takmamasını söyledik sakin bir tonla. Ardından, 'Bugün yuvada arkadaşlarıma sorayım bari, bakalım onlar nasıl çıkmışlar dünyaya,' demesin mi! Jyrki hemen atıldı, 'Alev, bu tür konular özeldir, herkese, heryerde sorulmaz!' Alev'in karşılığı çok iyiydi: 'Ama o zaman neden televizyonda gösterdiler?' Bizim Jyrki kıpkırmızı tabii. Alev'i yuvaya bırakırken öğretmeni uyaracaktı, Alev bugün bombalar patlatabilir, diye!