hafta sonu uzun zamandır yapmadığım birşey yapıp sinemaya gittim hacivatla karagöz neden öldürüldü bence (teknik detayları bilmem ama) çok keyifli mükemmel bir film mutlaka gidin görün
hafta sonu uzun zamandır yapmadığım birşey yapıp sinemaya gittim hacivatla karagöz neden öldürüldü bence (teknik detayları bilmem ama) çok keyifli mükemmel bir film mutlaka gidin görün
bizim arkadaşla gitmiş hiç memnun kalmamaışlar o filmden ama. hiç güzel değilmiş.Sevgi-Eren yazdı:
hafta sonu uzun zamandır yapmadığım birşey yapıp sinemaya gittim hacivatla karagöz neden öldürüldü bence (teknik detayları bilmem ama) çok keyifli mükemmel bir film mutlaka gidin görün
pekiSevgi-Eren yazdı:
hafta sonu uzun zamandır yapmadığım birşey yapıp sinemaya gittim hacivatla karagöz neden öldürüldü bence (teknik detayları bilmem ama) çok keyifli mükemmel bir film mutlaka gidin görün
bende merak ediyordum o filmi kardeşim güzel degil dedi bakalım gidersem anlayacagım
fragmanini gördüm ve mutlaka izleyecegim
cok emek verilmis bir filme benziyor
çok emek verilmiş bir film evet herşey iyi hoşta dilinden dolayı anlamakta zorluk çekiyor insan.
Gene de izlenmeli diyorum ben
tamamda,
biraz daha ayrintili anlatsaydin.!
böyle bir cümlelik bir film degildi herhalde
neyse ben bir arastirayim bakayim is basa düstü yine
Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?
Yön: Ezel Akay
Oyn: Beyazıt Öztürk, Haluk Bilginer, Şebnem Dönmez, Güven Kıraç
Yapımcı olarak girdiği sinema dünyasına Tabutta Rövaşata, Güneşe Yolculuk, Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak gibi birçok önemli film armağan eden Ezel Akay, yönetmenliğini yaptığı Neredesin Firuze’nin ardından ikinci filmi ile karşımızda. Türk mizahının efsane ikilisi Hacivat ile Karagöz’ün öyküsünü perdeye taşıyor. Hikaye 14. yüzyılda Bursa’da geçiyor. Vergi memurlarından kaçıp annesiyle Bursa’ya yerleşen Karagöz’ü, hasta bir inek Hacivat’la bir araya getirir. Karagöz ile Hacivat, Bursa’da Orhan Gazi adına yapılan cami inşaatında iş bulurlar. Ancak şakaları caminin yapımını geciktirir...
Hikayenin geçtiği dönemin dilini, mimarisini ve atmosferini yansıtmak için gerçekten büyük bir emek harcandı. 4 milyon dolara mal olan film, Bursa Orhaneli’nde 6 dönümlük araziye kurulan dev bir sinema platosunda çekildi. Ezel Akay ve Levent Kazak tarafından kaleme alınan senaryonun, tarihi olayları birebir anlatmak gibi bir derdi yok. Kurgusal bir öyküye sahip olan film, özünde mizahın toplumsal muhalefetteki yerini öne çıkarıyor.
Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?, aslında çok riskli bir proje. Ezel Akay, Televolelik isimlerin, milliyetçiliğin, kanın ve seksin iş yaptığı bir dönemde popüler sinemanın kurallarını bir tarafa iterek, sadece anlatmak istediği öyküyü perdeye taşımış. Neredesin Firuze’de olduğu gibi yine masalcı ruhunu seyirciyle paylaşıyor. Filmde kullanılan ağır dil de bu taviz vermeyen anlayışa en iyi örnek. Dekorundan makyajına, animasyonlarından görüntülerine kadar yerli film standartlarının zorlandığı filmin bir diğer kozu da Haluk Bilginer’in görkemli oyunculuğu.
Sevgililere özel aşk hikáyesi
hürriyet haber
Karagöz'le Hacivat beyazperdede, tarih hayal oldu...
Kostümleri, set tasarımı ve müziğiyle büyük övgüler alan film ‘tarihten’ sınıfta kalıyor. Filmi araştırmacı-yazar Mustafa Armağan ve Karagöz sanatçısı Taceddin Diker ile birlikte izledik.
Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü? filmi cuma günü vizyona girdi. İdam edilen ilk mizahçılar olarak bilinen Hacivat ve Karagöz’ün hikayesinin anlatıldığı film, 1300’lü yılların Osmanlı’sında geçiyor. Filmde anlatılan Orhan Gazi’nin ve karakterlerin gerçekle hiçbir ilgisi olmadığını söyleyen Armağan, “Film o zamanki Bursa’yı şarabistan gibi gösteriyor. Bu sarhoşlar ve serkeşler topluluğunun 600 yıl zamana meydan okuduklarına nasıl inanalım?”diyor. Armağan’a göre Karagöz ve Hacivat’ın Orhan Gazi döneminde yaşadıkları, üstelik de beraber yaşadıkları bir efsaneden ibaret. Taceddin Diker ise Hacivat ve Karagöz’ün karakteristik özelliklerinin filme yansımadığı görüşünde. Diker, “Hacivat ve Karagöz öyle dimdik durmaz, hafif kamburdurlar.” diye ekliyor.
Osmanlı Devleti’nin kuruluş dönemine ilişkin göndermeleri de olan ‘Hacivat-Karagöz Neden Öldürüldü?’ filmi Orhan Gazi dönemine doğru bakıyor mu, çelişkiler var mı?
Karagöz ve Hacivat’ın Orhan Gazi döneminde yaşadıkları, üstelik de beraber yaşadıkları bir efsaneden ibaret. Karagöz olsa olsa Osman Gazi’nin ilk zamanlarına yetişebilmiştir; ama Hacivat, neredeyse bir asır sonra veya en azından 1388’den bir süre önce ölmüş olmalıdır. Bu durumda Karagöz ve Hacivat’ın birbirlerini görüp tanımış olmaları (hayal perdesi hariç!) mümkün görünmüyor. İkincisi, Şeyh Küşteri, filmde Karagöz ve Hacivat’la yaklaşık aynı yaşlarda gösteriliyor. Bu da vahim bir hata: Çünkü nasıl Karagöz ile Hacivat arasında yaklaşık bir asra yakın fark varsa, Orhan Gazi ile Küşterî de yaklaşık o uzak zamanlara aittir. Filmde verilen 1330 tarihinde Küşterî doğmamıştır bile! İşin doğrusu, Karagöz ile Hacivat oyunu, Yıldırım Bayezid zamanında yaşamış bir “hayalîbaşı”nın eseridir ve eski bir olayın hatırlanmasına ve toplanmasına dayanır.
Bu bakış açısının dayanağı İbn Battuta’nın seyahatnamesinde geçen imgeler değil mi?
İbn Battuta, evet Nilüfer Hatun’la konuştuğundan, onun İznik’i yönettiğinden söz eder; ama “olgunluğu ve dindarlığı” ile tanındığını da ekler sözlerine. Fakat filmde Orhan ile Nilüfer şehvet düşkünü bireyler haline gelmiş. Bunları tasvip etmek tabii ki mümkün değil.
Osmanlı’nın kuruluş dönemlerinde filmdeki gibi zevk ve sefahat var mıydı? Filmde Şamanizme bile İslamiyet’ten daha fazla gönderme yapılması doğru mu?
İnsanların serveti ne kadar ki sefahat yapacak? Belki halk arasında çaput bağlama gibi bazı Şamancı unsurlar yaşıyor olabilir; ama Orhan zamanında Osmanlı artık kurumsallaşmış bir beyliktir, bir göçebe topluluğu değil. Vakıf temlik ediyor, kaç yerde cami, tekke, hamam, medrese, imarethane ve han yaptırıyor, babasının Söğüt’e gömülmüş olan cenazesini vasiyeti gereği Bursa’ya getirtiyor, para bastırıyor, vergi kanunu çıkartıyor, orduyu düzenliyor, saray yaptırıyor. Şamancı ve filmde sunulduğu gibi hazcılığa kendini kaptırmış bir güruh, bu her biri ciddi akıl ve birikim gerektiren işleri nasıl başarır? Bu devrin bir İslamlaşma dönemi olduğu doğru; ama Şamancılıktan İslam’a geçiş değil, İslamiyet içindeki heterodoks unsurların Sünniliğe intibak ettirilmesi ve bir hukukî çerçeve kurulması devri olarak bakılması daha uygundur.
Laila’da gece kulübünde eğlenmeye gelmiş ‘cool abi’ gibi duran Orhan Gazi imajı doğru mu?
Osmanlı vakanüvislerine göre Orhan Gazi uzun boylu, pembe beyaz tenli, çatık kaşlı, iri ela gözlü, koç burunlu, seyrek sakallıydı ve kulağında siyah bir beni vardı. Filmde gösterilen Orhan’la benzeyen hiçbir yanı yok bu eşkalin. Bıyıksız ve sakalsız, top burunlu, karayağız ve milletin ortasında hanımına sarılıp onu kucağına alarak yatak odasına ‘atan’ hazcı bir tipin tarihteki Orhan Gazi’yle uzaktan yakından alakası yoktur.
Filmdeki dil gerçekle ne denli örtüşüyor?
Kâh Karadeniz ağzıyla ‘Oldi, buldi” diye konuşan, kâh Kastamonu ağzıyla, kâh Enderun lisanıyla, bazen de Urfa şivesiyle tekellüm eden bir dil gördük. İşin garip tarafı, Köse Mihal ve kızı Ayşe Hatun, yeni Müslüman oldukları halde bülbül gibi Türkçe konuşuyorlardı ve Rumcadan en ufak bir esinti kalmamıştı dillerinde. Oysa Karagöz oyunlarını dahi doğru dürüst izleselerdi oradan Rumca taklitlerini öğrenebilirlerdi. Anlaşılan, ona dahi zahmet buyurulmamış!
Kâfinur isimli bir Selçuklu elması var mı?
Ben Kâfinur diye bir elmas bilmiyorum. Bildiğim, Kûh-i Nur Elması’dır ki, Nur Dağı Elması demektir ve Batı’da “Kohinoor Diamond” diye bilinir. Hindistan’da bulunmuştur ve ne Anadolu’ya adım atmıştır, ne de Osmanlı ülkesine...
Orhan Gazi’nin Geyikli Baba’ya Uludağ’ı verme hikayesi de mi uydurma?
Belki de filmdeki tek doğru nakledilen olay bu! Orhan Gazi’nin Geyikli Baba’ya muhabbet ve hürmetinden kendisine ve müridlerine Uludağ’ın eteklerinde “Işıklar nam mevkii” verdiği ilk Osmanlı tarihlerinde kayıtlıdır.
Peki şehri koruyan Köse Sultan’ın kızı Ayşe Sultan ve atlı kadın grubu ne kadar gerçekçi?
Bu Amazon kızları da nereden çıktı? Bacıyan-ı Rum’u, Bursa’yı koruyan bir avuç Amazon ruhlu kıza dönüştürmek kimin aklına gelmiştir bilmiyorum; ama iyi hayal kurduğunu söyleyebilirim! Ayrıca Köse Mihal, olayın geçtiği söylenilen 1330 tarihinden 2 yıl önce ölmüştür! İki: Ayşe Hatun adlı bir kızı olduğuna dair bilgiye ben rastlamadım, varsa bile Karagöz’e âşık olamazdı; çünkü Karagöz de o tarihte çoktan toprak altına girmiş bulunuyordu.
Filmde rüşveti Osmanlı’ya sokan Kadı Pervane var. Bu dönemde var mıydı rüşvet?
Rüşvet, Osmanlı’da haram bir fiil anlamındaki dinî manasında kullanıldığı gibi, resmî bir işi parayla veya hediyeyle yaptırmak anlamında da kullanılırdı. Çoğu Osmanlı memurununki gibi kadıların maaşları yoktu; gördükleri davalardan ücret alırlar, bu paradan mahkeme masrafı ile çalışanların geçimlerini sağlarlardı. Bu manadaki rüşvet ile, haram bir eylem olduğunda herkesin birleştiği rüşveti birbirine karıştırmak büyük hata olmuş filmde.
Filmde sık sık şarap içilmesi o dönemde çok rastlanılan bir hadise mi?
Film o zamanki Bursa'yı şarabistan gibi gösteriyor, hem de ahiliğe mensup bacılarımız meyhanelerde erkeklerle kadeh tokuşturuyor! Nüfusunun önemli bir kısmı Hıristiyan olan ve İslamiyet'le yeni tanışan insanların yoğun olarak yaşadığı ilk dönem Osmanlı toplumunun tamamının takva sahibi Müslümanlardan oluştuğunu söylemiyorum; ama bu kadarı da fazla değil mi?
Karagöz sanatçısı Tacettin Diker: Filmde Hacivat Karagöz’ü dövüyor gerçek ise tam tersi
Kar-i kadim (eski Karagöz oyunu) geleneğine bağlı olarak Karagöz-Hacivat oynatan 83 yaşındaki Karagöz sanatçısı Taceddin Diker, ‘Hacivat-Karagöz Neden Öldürüldü?’ filmini kendi sanatı açısından yorumladı. Diker ustanın hâlâ her cumartesi saat 11.00’de Akbank Çocuk Tiyatrosu’nda Karagöz-Hacivat gölge oyunu oynattığını hatırlatalım.
Filmdeki gibi Karagöz’ün annesinin bir ‘Şaman’ olması mümkün mü?
Hayır, bildiğim kadarıyla Yörük ve Türk’tür. O zaman Anadolu’da İslamiyet yaygınlaşmıştı, mümkün mü yani Şaman olması? Orta Asya’dan gelmiş birisi Karagöz. Orta Asya’daki mezar taşlarında Karagöz’ün şapkasındaki ile aynı çiçek motifleri vardır.
Dil açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Anlayamadığım kelimeler oldu. Klasik bir dili yok; ama eski dil de olmaz. Keşke kullandıkları bu yeni dil ile Karagöz-Hacivat’ı karşılıklı cevaplaştırsalardı. Karagöz’ün karakteristik özelliği budur çünkü. Ayrıca Hacivat ve Karagöz Anadolu değil İstanbul lehçesi kullanır hep. Zaten Karagöz oyununu İstanbul lehçesi bilmeyen oynatmasın. Filmdeki gibi bir argo kesinlikle kullanılmazdı. Karagöz’de müstehcenlik vardır, ama Ceneviz ve Venediklilerin yoğun olduğu Galata tarafında böyle oynanmıştır. Onu mahallede bu argo ile oynatmaya kalkın, parçanız kalmaz. Karagöz Hacivat mesaj verir, ama bu argo ile mesaj mı kalır? Belden aşağı espri yapmak kolaya kaçmaktır.
Tiplemeler yerinde miydi peki?
Karagöz’ün şapkasını beğenmedim, kont şapkası gibi olmuş. Hacivat nispeten gerçeğe yakın. Kulağındaki küpeleri ve dövmeleri kabul etmiyorum. Bir de Karagöz-Hacivat öyle dimdik, iki ayak üzerinde durmaz. Belleri hafif kamburdur, pozisyonları vardır. Mademki eski stilde karşı karşıya koydun, onun usulünü yapacaksın. İçlerine pire girmiş gibi zıpladılar. En temel yanlış da şu: Hiçbir zaman Hacivat, Karagöz’ü dövmemiştir. Hep Karagöz, Hacivat’ı dövmüştür. Ama filmde bunun tam tersi yapılmış. Bir Karagöz oynatıcısına sorsalardı daha ufuk açıcı şeyler yapılırdı.
Karagöz-Hacivat öldürülürken filmdeki halkın onlara sahip çıkmayıp ‘Söz dinlemeyenin hali budur’ demeleri gerçeğe uygun mu?
Halkı da egoist yapmışlar filmde, facia karşısında kahkahalarla gülüyorlar. Ölümleri biraz hissettirilmeliydi. Halk, Karagöz-Hacivat öldürüldüğünde üzülmüştü. Üzülmemesi mümkün mü?
Karagöz’ü oynayan Haluk Bilginer ile Hacivat Beyazıt Öztürk’ü nasıl buldunuz?
Sesler klasik ses değil. İncelik kalınlık, kontrastlık olmalı. Beyazıt’ın alıştığı yüz hareketleri var, onu değiştirememiş. Ama Haluk Bilginer, Karagöz’ü iyi canlandırmış.
Sürç-i lisan edilmiş diyorsunuz yani...
Hacivat, Hacivat’lıktan çıkmış, efendiliği kaybolmuş. Klasik manada Hacivat, efendisiz konuşmaz. Lehçelerde kaymalar var, birbirine karışıyor. Fakat büyük emek harcanmış, masraf yapılmış. İsmi dahi konuşulmayan, itilip kakılan Karagöz-Hacivat’ın filminin yapılması bu açıdan çok önemli. Sevabı ve günahıyla takdir ediyorum. Kötü de olsa iyisi bulunacaktır zaten.
19.02.2006
H. SALİH ZENGİN
ZAMAN
site olarak bu filmin galası pek hayırlı gelmemişti.
çok emek var. çok başarılı. sadece dili biraz ağır.