Röportaj: Sizin sorularınız…
İnternational Polikliniği Etiler tarafından hazırlanan "Röportaj" köşemizin ilk bölümünde üye annelerimizin sorduğu sorulara yer verdik. Çocuklarda uykudan iştahsızlığa, ağlamadan dikkat eksikliğine kadar merak ettiğiniz her şeyi Uzman Psikolog Özden Dandul ile paylaştık. İşte sizlerden gelen sorular ve yanıtları...
İnternational Polikliniği Etiler / 2005.01.04
İnternational Polikliniği Etiler tarafından hazırlanan "Röportaj" köşemizin ilk bölümünde üye annelerimizin sorduğu sorulara yer verdik. Çocuklarda uykudan iştahsızlığa, ağlamadan dikkat eksikliğine kadar merak ettiğiniz her şeyi Uzman Psikolog Özden Dandul ile paylaştık. İşte sizlerden gelen sorular ve yanıtları...
* Çocuğumu 2 yaşından sonra kendi başına uyumaya nasıl alıştırabilirim? "İyi geceler" dileyip odasından çıkmak bana hayal gibi geliyor anlatıldığında. Çok mu geç kaldım bunun için? Sibel Ersin
* Yağmur 6 aylıktan beri bizimle yatıyor. O aylarda gecede yarım saatte bir kalkmaya başladığı için yanımıza almıştık. Fakat şimdi bütün gece yatağında yatıramıyorum. Bırakınca kıyamet koparıyor, acaba yatağında yatması için nasıl bir yol izlemem lazım? Bir de tek başına uyuyamıyor, illa yanında ben yada babası olacak, bize dokunup yatacak. Kendi kendine uyumayı nasıl öğretebilirim kızıma? Özlem Örün
* Bebek ile beraber uyuma konusundaki fikirlerinizi merak ediyorum. Filiz Dönmez
Psk. Özden Dandul: "Anne ve baba ile beraber uyuma" denildiğinde sorulması gereken iki soru var: "Çocuk, anne baba ile beraber mi yatıyor yoksa aynı odayı mı paylaşıyor?" Bebek çok küçük olduğunda anne ve baba ile aynı odada yatması gerekiyor, çünkü bebeğin sürekli olarak hayatın devam ettiğine dair işaretler alması gerek. Örn; anneye dokunması, yatak odasındaki sesler gibi. Bebeğin yalnız kalmaması çok önemli ve bu tür işaretlere ihtiyacı var. Ama bir süre sonra anne ve baba ile beraber yatma çocuğun özgüveninin ve bağımsızlığının gelişmesini engelliyor. Bunu değiştirmek için bebeklerin belli bir uyku düzenine ihtiyaçları var. Ancak burada da "Mutlaka şunu yapmalısınız!" demekte güçlük çekiyorum. Çünkü her ailenin kendine özgü alışkanlıkları ve yaşam biçimleri var. Fakat uyku konusunda eğer temel olarak uykuya gidiş bir seremoni şeklinde gerçekleştirilirse bu bebek için çok iyi olur. Belli bir saat saptanabilir, bebeğe banyo yaptırılabilir, pijamaları giydirilebilir ve daha sonra yatağa götürülebilir. Bunların hepsi birer basamaktır. Dolayısıyla bebek bu adımları öğrenecek ve bunlara uymaya başlayacaktır. Bu da uykunun belli bir rutine girmesine yardımcı olacaktır. Bazı anneler çocuklarının uyumamasından şikayet ederler. Burada "Acaba çocuk gündüz uykusunda yeterli uykusunu almakta mıdır?" sorusu sorulmalıdır. Bu çok önemli bir faktördür. Bebekler uykuyu bir tür vedalaşma olarak kabul ederler. Bu yüzden bu vedalaşmayı sağlıklı bir şekilde yapmak gerekir. Vedalaşma sırasında bebeğinize "İyi geceler" veya "Hoşça kal"ı nasıl söylediğiniz ve nasıl gerçekleştirdiğiniz de çok önemlidir.
* Oğlum 14 aylık. Ne istiyorsa yada istemiyorsa ağlama huyu çıkarttı. Başlarda ağlamasın diye hemen ne istese yapıyordum. Gerçi günlük hayatta abuk sabuk istekleri olmuyor, ama geceleri yalnız uyutmaya alıştırmaya çalışıyorum, ayakta sallanmak isteğinde ısrarlı. Ayakta sallarsam tam uykuya dalamıyor, sürekli uyanıyor, ikimiz de uykusuz kalıyoruz. Ben de gündüz ve gece uykularında karyolasına koyup, yalnız bırakmaya başladım, en fazla 20 dakika, ağlama da değil; bağırma. Sonra uykuya dalıyor. Ama dün gece uykuda kaka yapmış. Normalde kakasını her sabah yapar ve o sabah da yapmıştı zaten. Ben korktuğunu düşünüyorum. Eğer korku yaşıyorsa ne yapmam lazım? Meltem Çelik
Psk. Özden Dandul: Bu bir korku göstergesi olabilir. Yukarıda bahsettiğim seremoni mutlaka devreye sokulabilir. Bir de bebeğin anne baba ile ilişkisi ve anne babanın birbirleri ile olan ilişkileri nasıl? Tüm bunları değerlendirmek gerekir, ki bebeğin ağlamasının ne anlama geldiğini bilelim. Eğer kakayı gece yapıyorsa bu düşündürücüdür. Psikolojik bir probleminin göstergesi olabilir. En iyi çözüm, çocuğun uyku düzenine odaklanmak yerine genel olarak hem ailenin hem de onun hayatında neler olup bittiğine bakmak ve neye tepki verdiğini bulmaktır.
* Benim kızım 15 aylık, ama geceleri sürekli uyanıyor, ağlıyor, ayağımda sallamama rağmen 2 saat sonra ancak uykuya dalıyor. Doktor kontrollerinde sağlık problemi olmadığı söyleniyor. Ne yapmalıyım? Yeliz Tosun
Psk. Özden Dandul: Büyük ihtimalle psikolojik bir problemdir. Ancak bebeği görmeden kesin bir şey söylemek doğru değil. Ancak yine burada da bebeğin anne ve baba ile olan ilişkisi ve çevre ile olan ilişkisi önemlidir. Bunları inceleyip, ona göre bir strateji belirlemek gerekir. Ayakta sallamak konusuna gelince bu çocuğu sersem eder, tavsiye etmiyorum. Uykunun vedalaşmak olduğu unutulmamalı, en iyisi çocuğa sağlıklı bir şekilde "İyi geceler" dilemektir.
* 2 yaşında ve doğduğundan beri uyumak istemeyip anne babayla birlikte oturmak, oynamak, yeni şeyler yapmak isteyen ve resmen ağlayarak direnen bir bebek için ne yapmalı? Kendi haline mi bırakmalı, bilinci açık bir bebek öğrenmeye açık diye sevinmeli mi, bazı bebeklerin az uykuya ihtiyacı vardır doğru mu, katı bir yatma saati mi koymalı? Türkan Uzun
Psk. Özden Dandul: Katı bir yatma saatine katılmıyorum. Çocukların belli bir disipline ve rutine ihtiyaçları olduğu kesin. Çünkü ancak bu düzen içerisinde kendilerini iyi ve güvende hissedebilirler. Ama o zaman da anne babanın sorması gereken soru aynı: "Acaba çocuk uykuyu gündüz mü tolere ediyor?" ve "Saat kaçta uyumak ihtiyacı duyuyor?" Kaldı ki uyku bebek için çok önemli. O vedalaşmanın anlamlı bir şekilde yapılması gerekiyor. Kontrolün bebekte değil, anne babada olması çok önemli. "Uyumuyor, kendi haline bırakalım" demekle aslında ona çok büyük bir yük vermiş oluyorsunuz. Çünkü o ne de olsa sizin himayenizde.
* Çalışan bir annenin çocuğu olmak ve çalışan annelerin yaşadığı stres dolayısıyla çocuklarına zaman zaman bağırmasının çocuklar üzerindeki etkileri nelerdir? Müge Kocaman / Zuhal Gürcimen
Psk. Özden Dandul: Burada önemli olan aslında bağırmak değil, aranızdaki ilişki. Eğer ilişki çatışmalı bir hale gelmişse, sorunlu bir boyuta ulaşmışsa o zaman çocuk olumsuz etkilenir. Yalnız bebek değil, anne de etkilenir. O zaman burada annenin bir takın stratejiler belirlemesi gerek. Annenin öncelikle kendini iyi hissetmesi önemli, bunun için kendini iyi hissedecek şeyler yapmalı. Bu çocuğa mutlaka olumlu bir şekilde yansır.
* Oğlum 9 aylık. 8. aya kadar hep onunla birlikteydim. Bir aydır çalışıyorum. O küçücük haliyle işten geldiğim her akşam bana küsüyor. Yaklaşık bir saat barışma süreci yaşanıyor. Bir saatin sonunda beni öpüyor, bu barıştık anlamına geliyor ve normale dönüyoruz. Bu durum ileride psikolojisinde nasıl bir iz bırakır yada bırakır mı? Hülya Korkut
Psk. Özden Dandul: Öncelikle küsmenin adını doğru koymak lazım. Eğer bebek gerçekten küsüyorsa bu onun için çok iyi. Demek ki tepkisini bu şekilde açığa vurabiliyor. Bunu huysuzluk yaparak veya başka olumsuzluklarla da gösterebilirdi. Ama o küserek bunu ifade edebiliyor. Hepimiz hayatımızda küserek, ayrılarak büyüyoruz. Önemli olan beraber olduğunuz zamanlarda bunu telafi edebilmek. Maalesef hayat şartları annenin sürekli çocuğunun yanında olmasına izin vermiyor. Ancak bu nitelikli zamanlarla telafi edilebiliyorsa bir problem yok.
* Ben çalışan bir anneyim ve kızıma anneannesi bakıyor. Kızım henüz 20 aylık. Tam her şeyi öğrenme ve ilgi dönemi. Saat 12:00’de işbaşı yapıyor, saat 19:30’da işten çıkıyorum. Akşamları kızım bende oluyor. Sorun şu, son bir iki aydır kızım bende olduğu zaman anneannesini, orada kaldığı zaman da beni arayarak, çok fazla huysuzluk ederek ağlıyor. Bu durumdan ne zaman ve nasıl kurtulabilirim? Bu konuda ben ve annem neler yapabiliriz? Ve kızım bu durumdan nasıl etkilenebilir? Nilgün Gemici
Psk. Özden Dandul: Bütün çocuklar, özellikle küçük çocuklar için düzen çok önemli, buna mutlaka ihtiyaçları var. Bu yalnız anne ve anneanne açısından değil, çocuk için de büyük bir problem. Çünkü anneanne ile kurduğu ilişki farklı, anne ile kurduğu ilişki farklı. Anneanne ile birlikte olduğunda anneyi araması çok normal, çünkü anne onun için çok önemli. Ancak anneanne ile beraberken onun yaşam biçimine alışıyor ve dolayısıyla bocalıyor. Yapılması gerek çocuk için en kolay düzen nasıl sağlanabiliyorsa onun yollarını aramak. Yetişkin insanlar nasıl başka yerde kaldıklarında evlerini, yataklarını arıyorlarsa çocuklar için de bu aynı, hatta daha yoğun. Hayatlarını mutlaka düzene sokmak gerek. Akşamları anne ile nasıl vakit geçirdiği önemli. Anne ve anneannenin ona aynı mesajları vermeleri çok önemli. Çocuğun burada tepki gösterdiği, kişiler değil yaşam tarzı.
* Yasemin doğduğundan beri iştahsızlığı devam ediyor, 15 aylık olmasına rağmen 8 kg. ve bu hepimizi oldukça üzüyor. Sürekli reklamlarla veya oyunla, yani yediğinin farkında olmadan doyurmaya çalışıyoruz. Kendiliğinden ağzını açması çok nadir, zaten birkaç lokmada bu da bitiyor. Kendisi yesin diye uğraştığımda tabağındaki yemekle oynamaya başlıyor ve yine yemiyor. Bazen yanlış hareketler yapıyoruz, farkındayız. Yedirme işi uzadıkça sinirlerimiz geriliyor ve karı koca bazen tartışmaya bile başlıyoruz. İstemediğinde bırakalım dedik, bir süre uyguladık ama bu ay kilo bile verdi, çünkü öğünlerde birkaç lokmada kaldık. Bununla ilgili neler önerebilirsiniz? Gülay Oruk / Sibel Aktepe Kiycı
Psk. Özden Dandul: Burada önce yemek alışkanlığına bakmak lazım. Öncelikle "Çocuk anne sütü emdi mi, ilk yiyecekle olan ilişkisi nasıldı?" Bunları bilmek lazım. Ondan sonra "biz de hata yaptık" derken o hataların ne olduğunu gözden geçirmek gerek. Bence mümkün olduğunca çocuğu rahat bırakmalı. Genel olarak anne babalar çocuklarını yedirirlerken kendi doyumsuzlukları ve mutsuzlukları yemekte hayat bulur ve bebekle aralarında çatışmalı bir ilişki doğar. O bakımdan öncelikle anne babanın rahat olması gerekir. Aç olan bebek mutlaka kendini doyuracaktır, bu doğanın kanunu. Bizim millet olarak fiziksel bir şartlanmamız var, "Şu kiloda olmalı, fiziksel olarak sağlıklı olmalı" gibi. Duygusal iyiliğimizden çok fiziksel iyiliğimizle o kadar ilgiliyiz ki, çocuklarda bu şekilde fakında olmadan duygusal yaralar açıyoruz.
* Yağmur yemek seçiyor. Sebzeyi pek sevmiyor. Acaba öğününde sevmediği bir şey olunca yemediğinde bir sonraki öğüne kadar aç mı kalmalı ve o öğünde yine aynı şeyi mi vermeli? Yoksa önemli olan yemesi deyip, sadece sevdiklerini mi yapmalı? Ama böyle giderse bizim yediklerimize alışamayacak gibi. Bu konuda nasıl bir yol izlenmeli? Özlem Örün
Psk. Özden Dandul: Çocuğun bir şey seçebilmesi için önünde seçenek olması gerekir. Eğer siz seçenek sunarsanız o da seçer. Bence burada anne baba çok önemli. Kendilerine ve yaptıkları şeyin doğruluğuna inanmaları, kararlı olmaları çok önemli. Anne baba bu açıdan rahat olursa yemek yeme, tuvalet eğitimi gibi basamaklar rahat atlatılır. Ama anne baba kaygılıysa o zaman çocuk bundan olumsuz yönde etkilenir. Eğer çok sevmediği bir yemek varsa bunda ısrar etmek anlamsız. O sebzeyi yemesini sağlamak için başka yemeklerle karıştırmanız etkili bir yol. Örn; yeşil biber yemiyorsa ona onun kırmızısını gösterebilirsiniz. Siz sebze doğrarken onun eşlik etmesini sağlayabilirsiniz. Sebzeye dokunmasını, tanışmasını sağlayabilirsiniz. Ancak tüm sebzeleri reddederse o zaman kararlı olmak lazım, "Yemek burada, istiyorsan ye yoksa kaldırıyorum" demelisiniz. Bir noktadan sonra yemek zorunda kalacaktır. Öncelikle anne babanın yaptığı şeye inanması ve kararlı olması önemli.
* 4-5 yaş çocuğu için yapılmaması gereken bir şeyi yaptıklarında ne tip cezalar vermeliyiz? Çoğunlukla "Hayır"dan anlıyorlar ama bazen zıvanadan çıkartıyorlar. Bağırıyorum, bazen de poposuna bir fiske vuruyorum. Madem bağırılmayacak, nasıl bir ceza vermemiz gerekiyor? "Sana şunu almam, bunu almam" demek o an için verilmiş bir ceza gibi gelmiyor bana, en azından 4 yaş çocuğu için. Peki ne yapacağız? Aysun Karakuş
Psk. Özden Dandul: Bağırmak çok doğal bir tepki, tabi ki bağıracaksınız. Tüm çocuklar bu şekilde büyüyorlar. Elbette ona kızgın olduğunuzu hissettireceksiniz. Ama tabi bağırmaktan bağırmaya fark var, bunu iyi ayarlamak gerekli. Sesinizdeki otoriteden çocuk yanlış bir şey yaptığını anlamalı. İleriye dönük şeylerden yoksun bırakmak, anında ceza vermek değil. Örn; odasına göndermek çok etkili bir yöntemdir. Yada "Hayır, şu anda ... yapamazsın, çünkü sen yapmaman gereken bir şey yaptın" demek daha doğru.
Kaynak= annelergrubu