ÇOCUKLARDA ERGENLİK BELİRTİLERİ
ERGENLİK BELİRTİLERİ
Püberte ( Görünür ergenlik belirtileri ) kız çocuklarında 9 - 10 yaşlarında, erkeklerde ise 11 - 12 yaşlarında başlar. Biyolojik değişikliklerin tamamlanması ise 3- 5 yıl veya daha uzun sürer.
Ergenlik öncesi devrede erkek çocukta gelişmenin esas karakteri büyümedir. Bunu sağlayan faktör ise hormonaldir. Bu hormaonal sistemin organizatörü hipofizdir. Hipofiz beyin kaidesinde bir çukurun içine yerleşmiş fındık kadar bir organdır. 3 bölümdür. Her bölüm kendine özgü çeşitli salgılarla hem diğer salgı bezlerinin çalışmasını ayarlar, hem de organizmanın genel metabolizmasını düzenler. Ergenlik öncesi bu organın etkisi ile kemiklerde bir uzama ve kalınlaşma başlar . Çocuğun boyu uzar, omuzları ve göğüs kafesi genişler. Bu devrede testisler gelişir, testis volümü artar. Testislerin iki önemli görevi vardır. Birincisi yeni cinsin oluşmasını sağlayacak, cinsiyet hücresini yani sperm dediğimiz tohumu meydana getirmektedir. İkinci görevi ise erkeklik hormonu dediğimiz testosteronu salgılamaktır. Hormonun etkisi ile dış ve iç genital organlar ( penis, prostat ve sicula seminalisler ) gelişir, ses kalınlaşması, pubis, koltuk altı , yüz, kol ve bacaklarda kıllanma başlar. Bu hormon nedeniyle erkek çocuklarda boy uzaması ve adale gelişmesi kızlardan fazla olur. Erkeklerde genital gelişme ile beraber büyüme hızlanır. Androgenler kemik gelişmesini de hızlandırdığından bir süre sonra kemik uçlarındaki epifiz dediğimiz büyüme bölgeleri kapanır ve büyüme durur.
Kızlarda püberte dediğimiz seksüel olgunlaşma erkeklere göre daha erken, 9 - 10 yaşlarında başlar. Overlerden östrojen yani dişilik hormonu salınmasıyla birlikte büyüme hızlanır, göğüsler büyür menstrüasyon dediğimiz aylık adet kanamalrı başler. ( Ortalama 12 - 13 yaş ) Pubis ve koltuk altında kıllanma oluşur. Bu hormonun etkisi ile kemik gelişmesi hızlanır, epifizler kapanır, büyüme tedricen durur. Adetler ilk oluştan sonraki 1 - 2 yılda düzensizlikler yaşanabilir. Kız çocuklarda daha erken olmak üzere seksüel olgunlaşmanın ilk işaretleriyle birlikte büyüme hızlanır. İlk adetten hemen evvel büyüme yavaşlamaya başlar, epifizlerin kapanmasıyla durur.
Uzun kemiklerde büyümenin durması kız çocuklarda 16 - 18, erkeklerde 18 - 20 yaşlarında tamamlanır. Bundan sonraki minimal boy uzamaları gövde büyümesine aittir. Bu arada da kilo gözle görünür bir biçimde artar. Kız çocuklarda kilo artması deri altı yağ dokusunun artmasına bağlıdır. Erkek çocuklarda ise adale kütlesi artar.
Pübertenin ortaya çıkışı ırk, genetik özellikler, sosya ekonomik düzey ve beslenme sistemiyle yakından ilişkilidir. Bu fizik değişiklikler yanında püberte çağı psikolojik gelişme çağıdır. Anne ve babasına dayanan, kendi benliğini daima en ön planda tutan çocuk, sosyal ödevlerini ve hayatını kendisi yürütecek bir kişilik haline geçmektedir. Bu dönemde anne ve babasından ayrışmaya başlayan çocuk, aile dışındaki karşı cinsten kişilerle olgun ilişkiler kurmayı öğrenmelidir. Bir kişilik araması içinde olan çocuklar bazen bu hızlı bedensel büyümeye ve değişimlere uymada zorluk çeker ve bocalar. Bu değişiklikler kendisine anlatılıp, bunların normal gelişmeler olduğu açıklanan bir çocuk, bu sıkıntıları daha kolay atlatacaktır. Daha inatçı, dik kafalı olan çocuklara bu dönemde anlayışlı olup , yol gösterici olmak gerekir.
Cinsel eğitimin amacı yalnızca çocuğu bazı gerekli sosyal kurallara uymaya götürmek değil, insanın sevgi içinde serbestçe gelişebilmesini ve kendinde bulunan cinsel güçleri olabildiğince düzenlemesini, bunları bilinçli olarak elde tutmasını, kendi ve başkalarının mutluluğu için bunlardan yararlanmasını sağlamaktır.
Ergenlik ( Adolesan ) çağı bir stres çağıdır. Büyüme ve gelişme ön plana çıkmış, bazı hastalıklara dayanıklılık artmıştır. Üst solunum yolu hastalıkları, tüberküloz gibi enfeksiyonlara dayanıklı olmak için uygun beslenme, düzenli uyku gereklidir. Bu devrede kifoz, skolyoz gibi iskelet sistemi bozuklukları daha sık görüleceğinden, oturma ve duruş bozuklukları olup olmadığına daha fazla dikkat edilmelidir. Tiroid bezinde büyüme, anemi, obesite ve zayıflık gibi beslenme ile ilgili bozukluklarda dikkatli olmak lazımdır.
ERGENLİK DÖNEMİNİN EVRELERİ ( HAZIRLAYAN PSİK.DAN.BEYHAN FESLİYEN )
Ergenlik dönemi 11 - 12 yaşlarında başlayıp yirmili yılların başlangıcına kadar süren, hızlı bedensel, ruhsal, sosyal değişiklikleri içeren dönemin genel adıdır. Dönem içinde çeşitli yaşlar farklı gelişim atakları içerir, bu nedenle bu uzun dönemin genel adıdır. Dönem içinde çeşitli yaşlar, farklı gelişim ataklarını içerir. Bu nedenle bu uzun dönemi çeşitli gelişim özelliklerini göz önünde bulundurarak üç alt evreye ayırmak mümkündür.
Bu sınıflamalara geçmeden önce şu noktayı ısrarla vutgulamakta fayda var. Bireysel farklılıklar Ergenliğin başlangıcından sonlanışına kadar gerçekleşecek tüm değişiklikler ve yaşanacak uyum sürecinde ortaya çıkacak duygusal tepkiler evrenseldir. Ancak her bireyde bu sürecin ne zaman başlayacağı, ne zaman sona ereceği, nasıl uyum problemleri ile karşılaşacağı, bunlarla nasıl başa çıkacağı, bu dönemden ne tür öğrenmelerle çıkacağı kişisel bir süreçtir. Bu kişisellik bireyin kalıtım yolu ile getirdiği mirasından, içinde yaşanılan toplumun kültürel değerlerinden, ikilemden, beslenme alışkanlıklarından, aile tutumlarından v.s. kaynaklanır. Ergenin dönem içinde karşılaştığı sıkıntılarda hissettiği başat duyguyalnızlık ve buna eşlik eden yabancılaşma hissidir. Ansızın ortaya çıkan bedensel değişme, genellikle ergeni hazırlıksız yakalar. Ya da değişimler yaşıtlarından daha geç başlayabilir. Bu nedenle bireysel farkların varlığını ve gelişme - değişmenin herkeste değişik düzeylerde olacağını bilmek gencin kaygılarını azaltacak önemli bir faktördür.
Bu hatırlatmadan sonra, ortalama yaş sınırlarını göz önünde tutarak dönemi açıklamaya devam edelim. Ergenlik döneminin kendi içinde kabaca üç farklı evreye ayrılabileceğinden söz etmiştik.
1- Buluğ ( erinlik- püberte ) Kızlarda ortalama 11 - 13, erkelerde 13 - 15
2- Orta dönem: Ortalama 13 - 15 yaşlarından 17 yaş civarına kadar.
3- Son dönem : Ortalama 18'den 20'li yaşların başlarına kadar olan dönem.
Buluğ dönemi fizyolojik değişikliklerin en yoğun olduğu dönemdir. Kızlar erkeklere göre ortalama iki yıl kadar önce bu döneme girerler. Boy hızlı bir biçimde uzar. Cinsiyet özellikleri belirginleşir. Üreme organlarının yapısında değişme ve olgunlaşma gerçekleşir. Kızlarda ilk adet görme, erkeklerde ilk boşalma toplum tarafından büyümenin dönüm noktası olarak algılanır. Gelişmeyi ek cinsiyet özelliklerinin oluşumu takip eder. Tüylenme, seste kalınlaşma, kadınsı ve erkeksi beden görünüşüne ulaşma. Bu fizyolojik değişiklikler sırasında ergenin ilgisi kendi bedenine yönelmiş durumdadır. Bedenine ve o güne kadar taşıdığı kişisel rolüne karşı yabancılaşma hisseder. Bu süreçte sebepsiz öfke patlamaları, durup dururken ağlamalar, sinirlilik halleri sık görülen durumlardır.
Ergenliğin orta döneminde bedence büyüme hız keserek devam etmektedir. Kişinin kendi bedenindeki değişikliklere uyumu artmış ve dolayısıyla cinsiyet rollerinden kaynak alan gerilimleri azalmaya başlamıştır. Bu süreçte artık anne - babadan bağımsız olma çabaları görülmektedir. Ergen yeni kimliği ile toplumdaki yerini aramaya başlamış, arkadaş gruplarının önemi artmıştır. Özerklik ihtiyacı üst seviyededir. Arkadaşlık ve grupla özdeşleşme artmıştır. Aileden bağımsız olma çabaları çelişkili duyguları da beraberinde getirir. Hem aileden uzaklaşma ve kendi bireyselliğini ispatlama, hem de onların sevgi ve desteğine büyük ihtiyaç duyma gibi. Bu yalnızlık ve güçsüzlük duygularını da beraberinde getirebilir, anne - baba ile çatışma artabilir. Bilişsel olarak soyut düşünme yeteneği olgunlaşır. Görev sorumluluğu ile eğlence arasında çelişkiler yaşanır. Akademik başarıda istikrarsızlıklar yaşanabilir. Bu durum aile ile çatışmayı arttırır.
Ergenliğin son dönemi, fiziksel gelişimin tamamlandığı, ilişkilerde çatışmaların azaldığı, karar vermede zorlukların azaldığı ve kişisel olgunluğun arttığı bir dönemdir. Bağımsızlık, kendi kararlarını verme, seçim yapma konusunda çelişkileri azalır. Karşılaşılan sorunlarla başa çıkmada daha gerçekçi ve amaca yönelik çözümler üretebilir. İş ve meslek seçimi ile ilgili kararlar, kaygıyı arttıran bir durum olarak gündemde olsa da, genç bununla başa çıkabilecek olgunluğa erişmiştir. Kendi ilgi ve yeteneklerini tanımakta, kendi yolunu seçmek konusunda daha kararlı ve cesur davranabilmektedir. Cinsel çatışmalar azalmıştır. Yaşam değerleri ile ilgili sorgulamalar artmış , toplumsal sorunlara bakış açısında gelişmeler olmuş , toplumsal konulara ilgi artmıştır. Bu dönem tanrı inancı ve dini değer ve öğretilerin de sorgulandığı bir dönemdir. Bütün bu sorgulamalar ( yaşam değerleri, gelecekten beklentiler, toplumsal değerler ) bireyin kendi kişiliğini sentez edişi ve birey olarak kendi tavır ve tutumlarını belirlemek için gayretlerdir. Kişi ben imajını kafasında netleştirdikçe ,ergenliğin de sancıları azalarak sona erer. Bu artık gençlik döneminin başlamasının işaretidir
Dr.Tülay ARSU
KAYNAK