Yıllarca yeni yıl için kutlama mesajları gönderdik. İyi dilekler, barış, sevgi, daha güzel bir dünya ……
Fakat her şey tam tersi diyebileceğimiz bir şekilde gerçekleşmeye devam ediyor.
Dünyanın kaynakları tam bir mirasyedi gibi har vurup harman savruluyor.
Ölçek ekonomisi diye bir şey tutturmuşuz, çok üretirsek ucuz olur diyoruz.
İhtiyaç fazlası üretiyoruz. Fazlasını atıyoruz, üretirken bile tüketiyoruz, kaynakları bitiriyoruz.
Sanki dünya sonsuz kaynaklara sahip gibi davranıyoruz.
Oysa başka dünya yok. En azından şu an bilinen veya benim bildiğim başka dünya yok.
Bazen başka bir kaynak deposu gezegen buldular da onun için mi böyle davranıyorlar diye düşünüyorum.
İşin gerçeği sadece kaynakları tüketmiyoruz, insanlığı da tüketiyoruz, en çok ihtiyaç duyduğumuz sevgiyi tüketiyoruz.
Hırslarda, “olmak” ve “tüketmek” kelimelerinde mutluluğu arıyoruz.
Her şey bizim olsun. Diğerleri peşimden koşsun istiyoruz. Paylaşmaya bile niyetimiz yok.
Anlayış mı ? o da ne? Çoktan bitti. Tek doğru var. O da “Ben”. Benim gibiysen doğrusun, iyi yapıyorsun, değilsen yanlışsın.
Garip ama insanlar kendilerini örnek alınacak yegane şahsiyet olarak görmeye başladılar.
Başkasına tahammül yok, onun tercihlerine saygı yok.
Özgürlüklerin bir sınırı olduğu, bu sınırın da diğer insanların özgürlüğü olduğu düşünülmüyor.
‘Tek özgürlük var, o da benim için.’ Gittikçe bencilleşiyoruz.
Gelecek yılı , 2010 yılını insanlık yılı ilan edelim. Bu yıl sevgiye saygıya önem verelim.
Güzel örnekleri paylaşalım. Bu yıl sadece güzel dileklerde bulunmayalım.
Güzel bir şeyler de yapalım. Mutluluk “almak” değil “vermek” kelimesiyle sağlanırsa kalıcı oluyor.
Bu yıl güzel bir şeyler verelim. Bütün güzelliklerin sizin olmasını diliyorum.
Alıntıdır. Ama benim yazmak isteyipte yazamadığım duygularımı içermektedir
Saygılarımla