Merhaba arkadaşlar,
Yılmaz Özdil'in bugünkü yazısı...Bana çok anlamlı geldi, sizlerle de paylaşmak istedim :
Uyarmadın demeyin...
Her akşam izliyorsunuz...
AKOM diye bi yer var.
Devasa salon...
Duvarlarda yüzlerce plazma ekran, 24 saat canlı yayın, kırmızılı mavili meteorolojik bulut görüntüleri, dijital saatler, mobese kameraları, uydudan haritalar filan, ortada 70 kişilik oval masa, herkesin önünde mikrofon, yanında bilgisayar piysileri, hepsi elsiidi, ayrıca leptop, önlerindeki elektronik verilere bakıp, kablosuz telefonlarıyla sağa sola talimat yağdıran kravatlı adamlar, telsizler, hoparlörler, sinyaller falan, ciyesemler zırıl zırıl, ellerinde kâğıtlarla oraya buraya koşuşturanlar, bir telaş atmosferi, bir hummalı faaliyet ki, sorma.
Sanırsın NASA’dır... Uzay mekiğinde sorun var, İkitelli’ye inemiyor.
Ve, bu müthiş afet koordinasyon merkezinden, hep aynı koordinat çıkıyor:
“Çıkmayın!”
Yağmur yağar, “evden çıkmayın.”
Deprem olur, “eve girmeyin.”
Kar düşer, “okula gitmeyin.”
Buzlanır, “trafiğe çıkmayın.”
Poyraz eser, “vapur iptal.”
Sis olur, “deniz otobüsü iptal.”
Lodos var, “sobaları söndürün.”
Denize lağım akar, “yüzmeyin.”
Deniz çeşmeye karışır, “içmeyin.”
*
Bu iş “uyarmak”la bitiyorsa, bakın “uyarmadın” demeyin kardeşim... Bunları boş verin, iş işten geçmeden, Bünyamin Sürmeli’yi seyredin, ölmeyin.