1. Sayfa - Toplam 2 Sayfa var 12 SonuncuSonuncu
Toplam 12 sonuçtan 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
  1. #1

    Ogrenilmis Caresizlik....bunu bilen biri her eve lazim!

    ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK

    “Spartaküs olmayı göze alamayanlar,potansiyel Brutus olurlar…”

    Bu teori 1965’li yıllarda Martin SELİGMAN ve arkadaşları Abramson,Teasdale ile birlikte araştırıp geliştirdikleri bir kuramdır.Hayvanlar ve insanlar üzerine yaptıkları birkaç deneyle örneklendirmişlerdir.
    Bilimsel bir araştırmada bu konuyla ilgili çok güzel bir örnek vardır: Bir köpekbalığı ve başka bir balık aynı akvaryuma konulmuş, ancak araya bir cam bölme yerleştirilerek birbirinden ayrılmış. Köpekbalığı acıkınca karşısındaki balığa saldırmak istemiş fakat arada cam bir bölme olduğu için cama çarpmış. Tekrar tekrar diğer taraftaki balığı yiyebilmek amacıyla saldırıp dursa da her seferinde aradaki cam engele takılmış. Karşındaki balığı yemek için 28 saat boyunca uğraşan köpekbalığı sonunda denemekten vazgeçmiş. Bir süre sonra aradaki cam bölme kaldırılmış, diğer balık yanına gelmiş ama köpekbalığı onu yememiş ve bir süre sonra açlıktan ölmüş.

    Aradaki engel kalkmış olsa bile köpekbalığının yeniden deneme gücünü kaybedip başarısızlığı kabul etmesini, yani başarısızlığa şartlanmasını “öğrenilmiş çaresizlik” olarak adlandırabiliriz. Hepimiz zaman zaman karşımıza çıkan engellerle mücadele etmeyip geri çekiliriz. Geri çekilmek bazen daha temkinli olarak yeniden harekete geçmeyi sağlarken bazen de yeniden denememeye sebep olur. Bazı insanlar bu durumu kimselere hissettirmez, bazıları ortalıkta büyük bir kargaşa yaratır, kimileri ise böyle engellerle karşılaşmamak adına hayatın içinde aktif olarak bulunmaktan kaçınır hale gelir.

    Öğrenilmiş Çaresizlik ile ilgili hayvanlar üzerine pek çok deney yapılmıştır.(Köpekbalığı,Pire,Maymun,Filler,Kartal lar,Civcivler gibi)

    Bu teori tek türe ait değildir.İnsanlar üzerine de deneyler yapılmıştır.Bulmacalar,kontrol edilemeyen gürültü verilmesi gibi birçok deney yapılmıştır.Hayvanlarda olduğu gibi insanlarda kolay kavranamıyor olsada insan davranışlarında da öğrenilmiş çaresizlik davranışları ya da duyarsız kalıp davranış göstermemesi görülmüştür.İnsanlar üzerinde ki inceleme ve deneylerde de görüldüğü gibi Öğrenilmişlik çaresizlik topluma,kültüre,zamana göre değişik davranışlar ve tepkiler olarak ortaya çıksada her toplumda görülmektedir.

    Hayvanlarda insana oranla öğrenilmiş çaresizlik daha net gözlemlene bilir.İnsan düşünen kültürün içinde sosyalleşmiş bir canlı olduğu için her zaman tepkisiz kalmaya bilir. İnsan kişilik özelliklerine,çevresine,organizmasına,içinde yetiştiği kültüre göre şekillenir.Ancak insan genel anlamda çarecildir.

    Türk kültürü ve Türk insanı hem çaresizliği hem de umudu birlikte bünyesinde bulundurur
    Öğrenilmiş çaresizlik kavramı psikolojik olmaktan çok sosyolojik ve kültüreldir. Bir toplumun türküleri, deyimleri, atasözleri, şarkıları gibi pek çok kültür öğesine baktığımızda bu görülebilir. Türk toplumunda kültür öğelerinde çaresizliği öğreten bir yan varken panzehir olarak da ümit ve güç veren öğeler de vardır. Ümitsizlik içinde olan insanlarda oluşan bir toplumun herhangi bir toplumsal sorun karşısında tepki göstererek çözüm bulmaya çalışması beklenemez. Ümitsizlik üzerine kültürümüzde “Allah’tan ümit kesilmez” , “çıkmadan candan ümit kesilmez”gibi bir çok ümitsizlik ve çaresizlik karşıtı ümit verici sözler oluşmuştur. Bir dizi deneyim, deneyime ilişkin bilgi çaresizlik halini öğretiyor ve bu ümitsizliğe neden oluyor ise çaresizlik ve ümitsizlik benzer fonksiyonlardır.

    Ümitsizlik hali çaresizlik öğrenmenin bir sonucu olduğu gibi pek çok çaresizlikleri de öğreterek nedeni de olabilir.
    Her toplumda kültürde zıtlıklar vardır. Örneğin;
    Bir tarafta;
    “bana kaderimin bir oyunu mu bu? /
    Aldı sevdiğimi verdi zulmü /
    Dünyaya doymadan göçüp gideceğim /
    Yoksa yaşamanın kanunu mu bu?”
    gibi çaresizlik ve isyan varken diğer taraftan
    “Bekle gülüm hayat bir gün bize de güler /
    Bir gün olur sona erer bu kötü günler /
    Biter elbet biter bir gün bu özlem biter /
    Bu dağlar bu denizler engel değil bizim için /
    Bekle gülüm..” (Kayahan) diyerek umut veren şarkılar var.

    Türkülerimize baktığımızda ise gurbet , ölüm, sevgiliden uzak kalma gibi haller konu edilir. Yani türkülerde de durum aynıdır; ümit ve çaresizlik iç içedir;
    “Yemenimda hare var /
    yüreğimde yare var /
    ne ben öldüm kurtuldum /
    ne bu derde çare var..
    Gibi türkülerimizde çaresizlik aşılanırken diğer tarafta
    “ Karlı dağından esmedim /
    Ben o yare hiç küsmedim /
    Daha umudum kesmedim /
    Yol ver dağlar yol ver bana..” gibi umut aşılayan türküler aynı kültürde iç içe olarak bulunuyorlar.

    Toplumda kültür bireyleri şekillendirirken, bireyler de kültürleri şekillendirir. Tepki göstermeyi bir iş, uğraş, külfet olarak gören bireyler sorunların nedenlerini devamlı dışarıya atfeder.
    “ Bu milletten adam olmaz” gibi tepkiler verilir. Veya tek başına çabaladığını belirterek “ Alemin enayisi ben miyim?” “ Bu millete yaranılmaz” “Eller yatsın ben çalışayım” gibi kalıplaşmış yargılarla da tembelliği ve tepkisizliği meşrulaştırır.Ve meşrulaşan tepkisizlik zamanla şekil değiştirerek “bu sistem düzelmez” , “böyle geldi böyle gider”ler tepkisiz, fikir paylaşmayan toplum ve bireylere dönüşür. Bu gibi bahaneler oluşturan bireyler devamında kader, alınyazısı gibi metafizik ve teolojik kavramlar şeklinde kültür öğesine dönüşerek nesilden nesile aktarılır.

    80lerde toplumda yaygın olan pop müziklerinde de görülen boş vermişlik zamanla toplumun kültüründe de kendini göstermektedir.toplumda öğrenilmiş çaresizlik zamanla toplumda ki kültüre yer edinmiştir.80ler Türk pop müziğinde yaygın olarak bilinen şarkılardan oyna oyna kafana göre oyna şarkısı çaresizlik pervasızlığını gösterirken MFÖ nün sen neymişsin be abi adlı şarkısı ise her işi iyi yaptığına inanan kompleksli adamla alay etmektedir.,

    Ancak “insan” faktörü ön planda olduğu için genelleme yapamayız. Bu tamamen psikolojiktir. Pasif ve aktif insanı ayırt etmeliyiz. Olumsuzlukları dışarı atfeden bireyler nedeni topluma yükleseler de bu bireysel bir olgudur. Bir öğrencinin kötü not almasının sorumlusu olarak öğretmenini göstermesi gibi..
    Dr.Dursun AYAN öğrenilmiş çaresizliğin nedenlerini;ekonomik yapı,gelir dağılımı,popülasyon ve büyük bir bölümünde de basın olduğunu söylüyor.Öğrenilmiş çaresizliğin topluma öğretme kısmının büyük bir bölümünü basın üstlenmiştir.

    Medya bu konuda çok önemli bir rol oynamaktadır. Öğrenilmiş çaresizlik konusunu topluma dikte eden bir takım medya kuruluşlarının bilerek veya bilmeyerek yaptıkları programlardır. Medya toplumda çok güçlü bir etkiye sahiptir.
    Sorunların nedenleri topluma atfedilerek toplumda güvensizlik, tepkisizlik ve amaçsızlık doğuyor. Bireyler toplumlarına, halkına güvenmez hale geliyor. Medya kuruluşlarının önlerine çıkarttığı kahramanlardan çözüm umuyor ve tüm sorunları çözücü (reyting kaygılı) tv programları oluşuyor. Bu programlar ülkede 4. güç olarak hem yargılıyor hem yürütüyor ve kendini meşrulaştırdığı için o toplumdaki bireylerin yasama, yargı, yürütme gibi organlara güvenleri azalıyor. Kendi toplumun da yaptıkları kahramanlık ve verdikleri çabayı da gözden kaçırmayarak konu alsalar toplumda bireylerin önce toplumuna sonrasında ise kendine güveni olacaktır. Medya da ikiye bölünmüş şekilde yayın yapıyor. Bir yanda çaresizlik açılayarak her sorunu dış güçlere ( ABD, Siyonizm, Rusya, azınlık, terör..)bağlayarak bizim elimizde değil izlenimi erirken diğer kısım amiyane tabirle “Biz adam olmayız!” diyen toplumsal olarak içten çökmüş, umutsuz ve güvensiz bir toplum oluşturmaya yönelik yayınlar vermektedir.
    Türkiye’de toplum üyelerinin kendilik algılarının bozulmasına neden olan işlevi ile medya çaresizlik öğreten ezici bir güç görünümünü verme tehlikesiyle karşı karşıyadır.Ve bunun sonucunda bireylerde psikolojik benlik bilgileri olduğu için ancak sosyolojik olarak toplum bilgisini de medya ve diğer faktörlerle farklı algıladığı için bireylerde kendi toplumunu suçlama, güvensizlik, dış güçlere güven ve hayranlık gibi pek çok öğrenilmiş çaresizlik sorunu ile karşı karşıya kalınmaktadır. Sorunların çözümlerini yargı organları, devlet gibi yerlerde değil “ kadının sesi” gibi kadın programlarında arıyor.
    Toplumsal yabancılaşma çaresizliği de beraberinde getiriyor.Bilgisizlik temel neden olarak görülüyor.Toplumumuzda da görüldüğü gibi Geçmişte ülkemizde çok önemli bir yeri olan sosyal empati artık öenmsiz bir hale gelmiştir.Sosyal empati eksikliği ile duyarsızlık olarak adlandırdığımız yapı aslında öğrenilmişlik çaresizliğin temellrini atmıştır.(Bana dokunmayan yılan bin yaşasın)

    Öğrenilmiş çaresizlik bir organizmanın davranışının olumsuz bir sonucu kontrol etmek için gereken davranışı yapmadığını ya da bu davranışları öğrenmede yetersiz kaldığını göstermektedir. (Seligman 1975) Bu deneysel işlem iki aşamalıdır. Organizma önce engelleyemediği olumsuz bir sonuçla (şok gibi) karşılaşır;sonra engelleye bileceği olumsuz bir sonucu engelleme de başarısız olmasına da öğrenilmiş çaresizlik adı verilir. Öncül bilgiden çıkarıma, hükme gidilmekte ve en kötüsü bu her alana genellenmektedir.Buda insanların daha çekingen,içe kapanık ve en önemlisi tepkisiz hale getirmektedir.
    İnsanlarda ki olumsuz deneyimler,sabit yeteneğe ve içsel yüklemeler ile kendilik algılamasının bozulması gibi depresyona doğru bir yol sergilemektedir.1985’de yapılan araştırmalar da bu sonucu vermektedir.Bilişsel yetersizlik,üzüntü,kaygı,nörn-kimyasal faaliyetlerde azalma,deneyim eksikliği,problem çözmeme gibi psikolojik fenomelerle bağlantı kurulmuştur.Örneğin;sosyalleşme sürecinde sorunla karşılaşmamış birey yetişkin hale geldiğinde problemle karşılaştığında diğer kişilere oranla daha çabuk vazgeçtikleri görülmektedir.
    Pasiflik,olumsuz bilişsel kurmalar,zaman savrukluğu ,saldırganlık,kibirlilik,iştahsızlık,sosyal ve cinsel isteksizlik,ülser,stres gibi pek çok depresyon belirtileri ön plana çıkar.
    Bu konuda pek çok yeni kavram ortaya konmuştur.Evrensel ve kişisel çaresizlik.

    [size=medium]Evrensel çaresizlikte genel bahane tek başına hiç birşeyin değiştirilemeyeceğidir.Bireysel çaresizlikte ise kendine güven olmaması ve kabullenmesidir.Ancak bu durum aynı zamanda benlik saygısının hızla azalması ve diğer alanlarda,olaylarda da müdahale etmemek,seyirci kalmak,duyarsızlık olarak ortaya çıkmaktadır.Birey hayata aktif olarak katılmaktan kaçınır hale gelir.Ve beraberinde depresyon,moralsizlik ve motivasyon eksikliği olarak ortaya çıkar.[/size][size=medium]Bireysel çaresizliklerde zamanla evrensel çaresizliğe doğru gidiyor.Global çaresizlik(Situation Specifik)olarak karşımıza çıkar.Kendine güvensizliğin yanı sıra çevreye,topluma da güvensizlik doğurur.[/size][size=medium]Kişinin kendinden kaynaklanan (çaba,tutum,yetenek)ya da dışsal (iş güçlüğü,kolaylığı,şans,ortam)olmak üzere iki yükleme şekli vardır.Kişi ne yaparsa yapsın kendini gösteren çaresizlik genelken,geçici durumlarda olan ve kişiye göre değişerek kendini gösteren ise özeldir.[/size]

    [size=medium]Okumaya usenirseniz bari burayi okuyun![/size]


    Çaresizliği içselleştirmiş olan toplumun farklı sesler çıkaran kesimlerine karşı kimi zaman şiddete kadar giden davranışlar gösterilmiştir Kafese beş maymun koyarlar. Ortaya da bir merdiven konur ve tepesine de iple bir kangal muz asılır.
    Her bir maymun merdivenleri çıkarak muzlara ulaşmak istediğinde dışarıdan üzerine soğuk su sıkılır. Her bir maymun aynı denemeyi yapar, buz gibi soğuk suyla ıslatılır. Bütün maymunlar bu denemeler sonunda sırılsıklam ıslanırlar.
    Bir süre sonra muzlara doğru hareketleneni diğer maymunlar engellemeye başlar.
    Su kapatılıp maymunlardan biri dışarı alınır, yerine yeni bir maymun konulur. İlk yaptığı iş, koşup muzlara ulaşmak için merdivene tırmanmak olur. Fakat diğer dört maymun buna izin vermez ve yeni maymunu bir de döverler.
    Daha sonra ıslanmış maymunlardan biri daha yeni bir maymunla değiştirilir. Ve o da merdivene ilk yaptığı atakta dayak yer. Bu maymunu en şiddetli ve
    istekli döven de biraz önce diğerleri tarafından engellenen ve ilk dayağı yiyen birinci yeni maymundur. Islak maymunlardan üçüncüsü de değiştirilir. Bu da ilk
    atağında diğerleri tarafından cezalandırılır. Diğer dört maymundan yeni gelen ikisinin en yeni gelen maymunu niye dövdükleri konusunda hiç bir fikirleri yoktur ama en iştahlı dövenler de onlardır.
    Sonra en baştaki ıslanan maymunların dördüncü ve beşinciside yenileriyle değiştirilir. Ama tepelerinde o bir kangal muz hala asılı olduğu halde artık hiç biri merdivene yaklaşmamaktadır.
    .Bu olaylar kadercilik olarak süregelmiştir.Buda beraberinde motivasyonsuzluk olarak devam etmiştir.
    Çaresizlği öğrenip içselleştirmiş toplum hem ekonomik hemde duygusal sömürüye en açık toplumdur. İstenen davranışları sergileyen,acımasızca yönetilen,özgürlükleri kısıtlanan,özgürlükleri olsa bile kukkanmayan,kaderci,sorumluluk duygusu gelişmemiş toplum şeklidir.

    Sonuç olarak ,Uygar kültürlerimizin ortak yanı temel inkar.İnsan oluşumumuza yabancılaşmamızı mümkün kılan da işte bu inkar.

    Meryem Memis -sanal karga


  2. #2

    Re: Ogrenilmis Caresizlik....bunu bilen biri her eve lazim!

    bireysel çaresizlik kendine güven olmaması ve kabullenmesidir.
    yazının katılmadığım tek sözü.
    ben bulunduğum insanların arasında yaşamak istemiyorum.kendime güvenim var ve bu ortamı kabullenmiyorum ama bu insanların arasında yaşamak zorundayım.çünkü maddi imkanlarım yok şu an onlardan uzağa gitmek için.onun için bu söz benim açımdan doğru değil.
    ayrıca konunun başındaki köpek balığınada üzüldüm.çünkü deney için bile olsa hiç bir canlıya zarar verilmemeli bence.

  3. #3

    Re: Ogrenilmis Caresizlik....bunu bilen biri her eve lazim!

    belki de oraya guven ve istek demeliydi.

    unide baska bir ulkeden tukiyeye gocmek zorunda kalan bir aileye mensup bir arkadasim vardi. cok ciddi maddi sikinti cekiyorlardi. okul disinda deli gibi ne is olsa yapiyor ve ancak minumumda yasayabiliyordu.

    bigun dedi ki bana" biliyo musun ilerde cok para sahibi olacak olsam bile sanirim harcamak konusunda hicbir zaman kendimi rahat hissedemeyecegim!"

    o lafin uzerine ben cevremde zamaninda cok sikinti cekip rahata ermis insanlari gozlemledim cogunda bu durum vardi. mesela kendi zevkleri icin luks biseye para ayirmak, hatta atiyorum 50 ytlye bilet alip sevdigi sanatcinin konserine gitmek, ya da evine daha ileri model bir tv almak onlara zor geliyordu...bunun gibi pek cok ornek sayilabilir.

    maddi zorluklar da kisinin tuketim bicimlerini degistirebiliyor. bunun adi o zaman guvensizlik olmaz belki ama isteksizlik olabilir mesela.

    ama ev ici siddete maruz kalan, yillarca asagilanan desteksiz bir kadinin ailesine /kocasina bu durumuna karsi cikmak konusundaki tavri isteksizlik degil direk guvensizlikten kaynaklanir bence.

  4. #4
    Üyelik Tarihi
    25 Şubat 2002
    Bulunduğu Yer
    İstanbul
    Mesaj
    19.738
    Blog Girişleri
    13

    Re: Ogrenilmis Caresizlik....bunu bilen biri her eve lazim!

    arincim
    verdigin ornek benim "kabullenis aslında vazgecis midir?" adlı yazımla örtüşüyor gibi..
    sence?
    yazı icin tık

  5. #5

    Re: Ogrenilmis Caresizlik....bunu bilen biri her eve lazim!

    Hırslı ve inatçı insanlarda toplumlarda özellikle toplumumuzda yadırganan kişiliklerdir. Hırs ve inat kötü bir huydur, kabul edilemez.

    Öğrenilmiş çaresizlikle tezattır. Terimi ilk defa duydum.
    Kendi adıma düşündüm. Öğrendiğim çaresizliklerim çok olmuş.

    Nuray Hanım sizin yazınızla gerçekten örtüşüyor.

    Her vazgeçiş bir kabulleniştir gerçekten. Ben kolay pes etmem. Mücadeleci ruhum ne diyorsa onu yaparım. Ancak yaşadığım toplumun izleri beni her zaman etkiler. Alın size bir öğrenilmiş çaresizlik daha.

  6. #6
    Üyelik Tarihi
    16 Mart 2005
    Bulunduğu Yer
    Novi Pazar
    Mesaj
    15.153
    Blog Girişleri
    1

    Re: Ogrenilmis Caresizlik....bunu bilen biri her eve lazim!

    maviada yazdı:
    Hırslı ve inatçı insanlarda toplumlarda özellikle toplumumuzda yadırganan kişiliklerdir. Hırs ve inat kötü bir huydur, kabul edilemez.
    katilmiyorum..basari icin bu ikisi neredeyse sart olan iki davranis bicimidir...bende hirs olmadigi icin bugune kadar basladigim islerin yarisindan fazlasini yarim birakmisimdir, hirs ve inat gereklidir ve yararlidir




  7. #7
    Üyelik Tarihi
    09 Haziran 2003
    Bulunduğu Yer
    Şirinler Köyü
    Mesaj
    13.810

    Re: Ogrenilmis Caresizlik....bunu bilen biri her eve lazim!

    CemileZipak yazdı:
    maviada yazdı:
    Hırslı ve inatçı insanlarda toplumlarda özellikle toplumumuzda yadırganan kişiliklerdir. Hırs ve inat kötü bir huydur, kabul edilemez.
    katilmiyorum..basari icin bu ikisi neredeyse sart olan iki davranis bicimidir...bende hirs olmadigi icin bugune kadar basladigim islerin yarisindan fazlasini yarim birakmisimdir, hirs ve inat gereklidir ve yararlidir
    Ben de arkadaşa katılıyorum. Toplulumuzda maalesef yadırganıyor. Bu yüzden de başlanılan iş asla bitmiyor.

    Türk gibi başla Alman gibi bitir diye bu yüzden söylüyorlar sanırım.

    Hırs ve inat olması lazım insanlarımızda.

  8. #8

    Re: Ogrenilmis Caresizlik....bunu bilen biri her eve lazim!

    Hem hırslıyımdır, hem inatçı.

    Ancak toplulumumuzda hırs ve inat kişilik özellikleri tasvip edilmez malesef. Bunu söylemeye çalışmıştım.

  9. #9

    Re: Ogrenilmis Caresizlik....bunu bilen biri her eve lazim!

    46 yasindaki sosyolog arkadasim iki kücük cocuguyla ingiltereye göc etti.Issizlik yardimi hakkini kullanip oturmak yerine, haftada 3 gün dil kursuna, 2 gün ise gönüllü olarak calismaya basladi.Almanyadaki kariyer kadini,ingilterede yoksullara camasir yikayip,ütüleyip veriyor.

    Bireysel caresizligin cözümlerinden biriside, dernek calismalarina katilmaktir.

    1.oturdugum semtte egisiklikler yapilacak,agac ekilecek, zebra cizgileri yapilacak, bunun icin semtte oturanlari temsil etmek icin bir dernek kuruldu, oturanlara ve dükkani olanlara soru formlari dagiltildi, geri gelenlere göre plan yapildi ve yine yapilan toplnatilarda tanitildi.

    2.yabancilarla ilgili yapilan toplantiya 150 kisi ve kurulus katildi. Önceden yollanan soru formlari( nasil bir yabancilar politikasi agirlikli),degerlendirildi, sehir meclisine verilecek öneriler listesi ,sayisi 30 u bulan yabancilarla ilgili dernek ve kuruluslarla önceden tartisildi.

    3.saglik üzerine kurmayi planladigimiz konsey icin ,saglik alaninda calisanlar ve dernekler davet edildi.Tüzüge alinmasi istenen nktalar,kücük bir gurup tarafindan hazirlandi, yine büyük gurupla tatisildi, degistirildi.

    Bu tür calismalar depresyona/bireysel caresizlik hissine karsi prophylaktik özellik tasir

  10. #10
    Üyelik Tarihi
    25 Şubat 2002
    Bulunduğu Yer
    İstanbul
    Mesaj
    19.738
    Blog Girişleri
    13

    Re: Ogrenilmis Caresizlik....bunu bilen biri her eve lazim!

    CemileZipak yazdı:
    maviada yazdı:
    Hırslı ve inatçı insanlarda toplumlarda özellikle toplumumuzda yadırganan kişiliklerdir. Hırs ve inat kötü bir huydur, kabul edilemez.
    katilmiyorum..basari icin bu ikisi neredeyse sart olan iki davranis bicimidir...bende hirs olmadigi icin bugune kadar basladigim islerin yarisindan fazlasini yarim birakmisimdir, hirs ve inat gereklidir ve yararlidir


    hırs ve inat "devam etmek" için gereklidir..
    ama hem kendisine hem de etrafına zarar verecek çizgiye geldiği zaman belki tehlikeli olmaya başlar..
    yadırganmak yakıştırması bundan olabilir..

Benzer Konular

  1. kocaeli gebzeyi iyi bilen biri var mı?
    Konuyu Açan: A-TAKIMI, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 3
    Son Mesaj: 25 Haziran 2011, 10:02
  2. nihayet biri cikti bunu diyen . dogum sekli
    Konuyu Açan: aycicek, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 24
    Son Mesaj: 11 Eylül 2008, 14:46
  3. Bunu Biri Yorumlasın
    Konuyu Açan: mine_bal, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 31
    Son Mesaj: 30 Ağustos 2006, 20:24
  4. BUNU HİSSETTİGİNİZ BİRİ VARMI HAYATINIZDA
    Konuyu Açan: baran-ist, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 34
    Son Mesaj: 21 Ekim 2005, 10:33
  5. Bilen biri beni aydınlatsın lütfen... Yoğurt Çorbası ...
    Konuyu Açan: Hülya_Cerit, Forum: Çorbalar.
    Cevap: 5
    Son Mesaj: 10 Haziran 2004, 16:36

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Dosya Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
 
 

Bu site Lidya.Net tarafından hazırlanmış ve yayınlanmaktadır © 1998-2012. Bu sitede yayınlanan yazılar, kaynak ve yazarı belirtilmek kaydıyla kullanılabilir.
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren AnneCocuk.com adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan ve yazdıkları yazılardan kendileri sorumludur.
AnneCocuk.com ile ilgili yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkinden iletişime geçildikten sonra en geç 2 (iki) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve size geri dönüş yapılacaktır.