İnsan vücudu için en önemli minerallerden biridir. Vücut ağırlığının % 1.5 - 2.0 kadarını teşkil eder. Bunun da % 98 i kemiklerde, % 1 i dişlerde, geri kalan % 1 tüm doku ve sıvılarda bulunur.
Kalsiyum kemiklere ve dişlere protein iplikçiklerinin oluşturduğu ağ gibi bir yapıya genellikle fosfat tuzları şeklinde oturarak onların yapısal olarak sertliğini ve dayanıklılığını sağlar. Kalsiyumun bu etkisi başta D Vitamini olmak üzere bir çok başka hormon, mineral ve vitaminlerle sağlanır. Bu maddeler kalsiyumun emilim, fonksiyon ve metabolizmasına etkilidir.
Kalsiyum etkilerinin bir çoğunu magnezyum ile birlikte gösterir. Bu etkilerin başlıcaları kan, sinirler, adaleler ve dokular üzerine olup kalp ve adalelerin kasılması ile sinirlerin ileti görevlerinin sağlanmasıdır. Bu etkilerin oluşabilmesi için vücuttaki bir çok sistem birbiri ile ilişki halindedir. Normalde kandaki kalsiyum ...
İnsan vücudunda kalsiyumdan sonra en çok bulunan elementtir. Vücut ağırlığının % 1 ini teşkil eder. Bu miktarın % 85 i kemik ve dişlerdedir. Gerek kemiklerde bulunuşu gerekse metabolizması kalsiyum ile yakından ilişkilidir.
Barsaklardan emilimi kalsiyuma göre daha kolaydır ve gıdalarla alınanın % 70 i emilir. Emilimine Kalsiyum, D Vitamini ve Paratiroid Hormon etki eder. Kemiklerden sonra en çok alyuvar denilen kırmızı kan hücrelerinde bulunur. Kan düzeyi 2,5 - 4.5 mg / 100 ml. Dir. Kan düzeyi ayarlamaya böbrekler ...
Aslında zehirli bir gazdır. Klor ve Brom elementleri ile yakınlığı vardır.Yer kabuğunda ve deniz suyunda bulunur. Yiyeceklerle kalsiyum ve sodyum ile birleşik halde alınır. Bir çok ülkede su kaynaklarına katılmaktadır.
Diş ve kemik yapısında toplam 2 -3 gr bulunur. Kanda 100 ml de 0.3 mg kadar flor vardır. İnsan vücudunda diş ve kemik yapısında bulunması dışında ne gibi etkileri olduğu bilinmemektedir. Normal bir beslenme ile günde 3 mg kadar alındığı düşünülmektedir. Çoğunluğu böbrekler ve solunum yolu
...
İnsan vücudu için dışarıdan alınması gereklidir. Alınmadığında vücut tarafından da üretilemediği için hastalık hali ortaya çıkar. Guatr Hastalığı uzun yıllardır bilinen bir iyot eksikliği hastalığıdır. Hormon üretmekle görevli Tiroid Bezi, yetersiz iyot alındığında hormon üretebilmek için gereken iyodu daha iyi tutabilmek amacıyla hücrelerini büyütür.
İyot aslen zehirli bir gazdır. Klor ile suda kolay eriyen bir bileşik oluşturur. Bitkiler gelişebilmek için iyoda gereksinim duymazlar. Fakat insanlar için kesinlikle gereklidir. ...
Etkileri ve önemi son 10 yılda daha iyi anlaşılmış bir makro mineraldir. Toprak alkali gruptandır. Vücut ağırlığının % 0.05 i kadar bir miktarda bulunmasına karşın, vücudumuzdaki yüzlerce enzim olayına katılmaktadır. Geçmiş yıllara göre kişiler bu minerali daha az olarak almaktadır. Sert su tüketimi azalmakta, insanlar daha işlenmiş gıdalarla beslenmektedirler. Magnezyum bitki dünyasının demiridir. İnsanlarda demirin kanda hemoglobin oluşturmasına benzer yöntemle, bitkilerde magnezyum klorofil yapısına girer.
İnsan vücudundaki magnezyumun % 65 i kemik ve dişlerdedir. Kalan % 35 kan, ...
Yıldızı son yıllarda parlayan bir elementtir. Etkileri ve önemi yeni yeni anlaşılmaya başlamıştır. 100 den fazla enzimin yapısına girmesinin yanında vücut işlevlerinde en fazla rol alan elementtir.
İnsan bedeninde toplam olarak 2 - 2,5 mg bulunur. Demirden sonra yoğunluğu en fazla olan ikinci maddedir. Toprakta bulunur. Fakat suda eriyebilmesi nedeniyle kolay olarak da topraktan kaybolabilir. Diğer bir çok element ve vitamin gibi pişirme esnasında suya geçer. Özellikle sebzelerden yiyecek hazırlanırken pişirme suyu tüketilmediği takdirde yok olur gider. Tahılların öğütülmesi gibi işlemlerde de çinko içeriği tahrip olur. Emilimi demire benzer. Hayvansal kökenli olanı bitkisel kökenlilere oranla daha iyi emilirler. Sebzelerdeki fitat ...
İnsan vücudunda toplam 80 - 100 mg kadar bulunur. Kan için gereken Hemoglobin yapımı yanında başka işlevleri de vardır. Eksikliği ve fazlalığı bazı sorunlara yol açabilir. Ağız yolu ile alınan bakır 15 dakika içersinde mideden emilir. Karaciğere geldikten sonra seruplazmin yapısına girer ve vücuttaki bakırın % 90 ı bu halde bulunur. Bunun da çoğu karaciğer ve beyindedir. Yeni doğmuş bir bebeğin karaciğerinde çok yoğun olarak bulunurken 10 yaşına geldiğinde erişkinlerle ayni orana ulaşmaktadır. Yiyeceklerdeki C Vitamini, çinko ve manganez emilimi olumsuz etkilerken ...
1970 ve 80 yıllarında popüler olmaya başladı. Eskiden zararlı bir madde gözü ile bakılmaktaydı. Aslında çok az miktarda insan bedenine gereklidir. Bu da özellikle glutatyon peroksidaz enziminin yapısına girecektir. Antioksidanların kanser ve kalp hastalıklarını önlemekteki yararlarının anlaşılması üzerine bu enzimin de önemli bir antioksidan olması selenyumu öne çıkarmıştır. Toprakları selenyumdan fakir yörelerde diğer selenyumdan zengin yörelere kıyasla meme, akciğer ve kalın barsak kanserlerinin sık görülmesi selenyumun faydalı etkisini göz önüne sermiştir.
Selenyum ve E Vitamini antioksidan etkileri ...
Bu konu insanların yaşamı için oldukça önemli olmasının yanında bence üzerinde gereğinden fazla durulmaktadır. Özellikle Türk toplumunda beslenme her şeyin önünde gelmektedir. Sağlık ile beslenmenin ilgisi vardır. Fakat nedense insanlar sağlıklarından daha çok beslenme ile ilgilenirler. Bu biraz da dış görünüşle ilgilidir. Kilonun boya göre uygun hatta biraz da üzerinde olması tercih edilen bir durumdur. Çocukların daima kilolu olması istenir, göze daha sevimli gelir. Bebeği tombul olan anne çocuğuna iyi bakan annedir. Çevredekiler çocuğun sağlıklı olması veya gelişimi ile pek ilgilenmezler. Atasözleri bile yemek yemenin faziletleri üstünedir. "Can boğazdan gelir" ama boğazdan da gider. Geldiği yerin ...
Doğada bulunan tüm memeli hayvanların yavruları için bir mucize olarak annelerine süt üretebilme yeteneği verilmiştir. Her tür annenin sütü kendi yavrusuna özgüdür. Her memelinin memelerinden gelen salgıya süt denilmektedir. İnsan yavrusuna en uygun süt doğal olarak insan sütüdür. Bir başka memelinin örneğin ineğin yavrusu için salgıladığı süt kendi yavrusu için çok uygun iken insan yavrusu için o denli yararlı olmayacağı gibi belki de zararlı olabilir.
Anne sütünün başka hiçbir besin maddesinde bulunmayan üstünlükleri vardır. Kısaca bunlara değinelim.