• DAHA MENAPOZA BİLE GİRMEDİM...

    Şimdi diyorlar ki, Maya kehanetlerine göre 21 Aralık 2012 de dünya da yeni bir dönem başlayacakmış. Yani eski dünya bitip yenisine adım atacakmışız. Sanki zaman tüneli gibi. Yeni bir zaman ya da başka bir boyuta geçiş yapacağız. Umarım o geçişte biz insanlarda olacak. Keşke geçişi yaparken bazı şeyleri arkamızda bırakabilsek. Hayal kırıklıkları gibi, üzüntüler gibi, kayıplar gibi, pişmanlıklar gibi, küslükler gibi, nefretler gibi, özlemler gibi. Böyle bir şey olsaydı eğer, tüm duygularımı, hissettiklerimi, yaşadıklarımı ve beni deli eden, tırmalayıp duran pişmanlıklarımı geride bırakıp, yanıma tüm sevdiklerimi ve eski fotoğraflarımı alıp iç huzuruyla geçerdim yeni boyuta.

    Hissediyorum, yeni boyutun kadınlarından biri de ben olacağım. Olamazsam eğer, çamura yatıp, şirretlik yapacağımı ve çirkefliğin en üst düzeyinde gezeceğimi biliyorlar.

    Aslında korkulacak bir şey yok belkide. İnsanlığın yükselişinin başlangıcı olacakmış. Ne güzel yepyeni insanlar olacağız belkide. Gerçi insanoğlu gariptir. iyilikle uzun süre yaşamaz. Hemen bir hinlik, pislik katıveririz araya. Boyutlar değişse de insanların değişebileceğine benim kalbim çok inanmıyor. Benim anladığım şu; yaşadığımız bu karmaşık dönem bitecek, yeni bir süreçle boyut değiştireceğiz. 22 Aralık sabahı kalkacağız ki, dünya eski dünya değil, hayat eski hayat değil...inşallah biz eski bizler oluruz. Maya'ların tabletlerine göre, hepimizin elbirliği ile acımazsıca harcadığı, bilinçsizce tükettiği dünya son çağına girecekmiş. Ama bu büyük bir tufanla olacakmış.

    Olur mu yaa, çok gencim, daha menapoza bile girmedim ben.

    Tüm bu veriler yetmezmiş gibi Sümerler de bu tarihi işaret ediyormuş. Yani 22 Aralık sabah kalktığımızda (ki bu tarih kızkardeşim Ebru'nun dogumgünüdür ) yeni bir hayat olacakmış. Çok korkutucu, ürkütücü, moral bozucu bu durum. Aslında manevi tarafı güçlü bir kadınımdır ama çok korkuyorum. Böyle muhafaza ederim kendimi yaşamsal korkulardan. Okuduğum iddialar arasında Marduk, Nibiru ya da Gezegen X denilen meçhul gezegen dünyaya çok yakından geçecek ve felaketler zinciride hemen bundan sonra başlayacakmış. Şimdi, bundan böyle ben bu korkuyla yaşarım o tarihe kadar. Hayatı zindan ederim herkese. Ya da ve de daha da kötüsü, nasılsa herşey bitecek (belki de yeni başlayacak) diye her türlü pisliği yaparım hayatta gıcık olduğum, sevmediğim herkese. Yeni boyutta daha iyi ve bambaşka insanlar olacağız ya, nasılsa kimse eskiyi hatırlamayacak diye neler yapabileceğimi ben bile tahmin edemiyorum.

    Ne olur böyle bir şey olmasın, daha ıslık çalmayı bile öğrenmedim.

    Toprak kaymaları, depremler, tufanlar, tahmin edemeyeceğimiz büyüklükte doğal afetler olacakmış. Kutuplarda eksen kayması olacakmış ama bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum. Daha da kötüsü dünya bir foton kuşağına girecek (bu foton kuşağının da ne anlama geldiğini öğrenemedim) ve 6 günlük bir karanlık yaşanacakmış. Ve tüm bunların ardından dünyanın nüfusu 7'de 1'e inecekmiş. Aslında olması gereken rakam da buymuş. Demek ki öylesine kontrolsüzce üremişiz ki, dünya bizi taşıyamaz hale gelmiş. Aslında belki tüm bunların sorumlularından biri de bize israrla "3 çocuk yapın" diyenlerdir. Ee o zaman bizim suçumuz ne.

    Ben daha karaokee bile yapmadım, olur mu yaa...

    Belki, eski zamanlar da da olduğu gibi kıtalar yer değiştirecekmiş. Bizim yaşadığımız yerinde daha farklı bir çoğrafya ya doğru kaymasını talep edebiliriz mesela. Hani diyorlar ya, insanlığın maneviyatı bitti, tüm bu olacaklarda bunun bir bağlantısı. İşte bende tam bu nokta da diyorum ki, dua edelim, maneviyatımız derleyip toplayalım, hırslarımızdan, kızgınlıklarımızdan arınalım. Hani belki bu gayretimiz görülür ve takdir edilir.


    Önümüzdeki kıyamet ruhsal bir değişim, tufan ise fiziksel bir değişim anlamına geliyormuş. Kıyamet, hem tasavvufi hem de ezoterik anlamda (gizli öğreticilik) ayağa kalkmak ve uyanmak demekmiş. Bu uyanışdan kasdedilen ruhsal bir aydınlanmaymış. Belkide şahane bir yaşamımız olacak. Ayakta kalabilen insanlardan olabileceksek, yepyeni bir kadın olmaya söz veriyorum. Aynen Marduklar gibi aşka, sevgiye daha çok zaman ayıracağım. Söz veriyorum. Daha iyi ve daha çok sevişeceğim ve daha güçlü seveceğim.


    Bu arada bu kadar teknik bilgi verdikten sonra öykü tadında bir kısmıda yazmalıyım buraya. Eski Maya kenti Palanque'deki yazıt tapınağında bir mezar taşı bulunmuş ve bu taşın kapağında bir şifre varmış. Kapağın üzerindeki şerit motiflerini simetrik bir şekilde yan yana getirdiklerinde ortaya bir Jaguar ve bir Yarasa sembolü çıkmış. Maya yazıtlarında Jaguar beşinci çağı yani bizim çağımızı, Yarasa ise ölümü işaret ediyormuş. Yani 22 Aralık sabahı hissedilecek değişim Jaguar, yaşanacak trajedi ise yarasa ile sembolize edilmiş.

    Daha basılmamış öykülerim var. Şimdi değişimin, trajedinin sırası mı?

    Bazı bilim adamlarına göre ruhsal ve fiziksel değişimler yaşanacakmış. E bu iyi işte. Fiziksel değişim kısmı hoşuma gitti. Niye Adriana Lima'yla yer değiştirmeyelim ya da Audrey Hepburn ile. Neyim eksik onlardan. Roma Tatili ya da Tiffany'de Kahvaltı filminde ben rol alır ve Gregory Peck ile ben öpüşürüm. Bundan daha şahane bir şey ne olabilir ki.

    Ben onu bunu bilmem. Yapacağım çok şey, göreceğim çok yer, yaşanacak çok yıllarım var. Verilecek kilolarım var. Sevişecek gecelerim, söylenecek şarkılarım var daha. Sabahları hatırlanacak rüyalarım var. Yazmayı hayal ettiğim öykülerim var benim. Kütüphanemin raflarını süslemesini istediğim öykü ödüllerim var. Geceleri düşlerini kurup, gerçekleştirmeyi umduğum planlarım var. Öğrenmek istediğim danslar var planlarımda. Tango yapacağım elbet bir gün, kırmızı saten bir elbiseyle. Hiç gerçekleşmeyecek hayallerimin arasında Danny Brillant ile dansetmek, şarkı söylemek, hatta sevişmekte var.
 
 

Bu site Lidya.Net tarafından hazırlanmış ve yayınlanmaktadır © 1998-2012. Bu sitede yayınlanan yazılar, kaynak ve yazarı belirtilmek kaydıyla kullanılabilir.
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren AnneCocuk.com adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan ve yazdıkları yazılardan kendileri sorumludur.
AnneCocuk.com ile ilgili yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkinden iletişime geçildikten sonra en geç 2 (iki) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve size geri dönüş yapılacaktır.