• VE GURUR DUYMA VAKTİ KENDİME GELECEK

    Okulun açıldığı ilk gün, gün ışımadan kalkıp, telaşla dolanacağım evin içinde. Sen uyurken, tıpkı bebekliğinde yaptığım ya da kötü bir rüya gördüğümde başucuna koştuğum zamanlardaki gibi, gelip seni seyredeceğim.

    Her zaman iyi bir anne olmak için verdiğim uğraşların devamı olarak, okula başlayışının, hayatımın ve hayatımızın en önemli dönemeçlerinden olduğunu anlatacağım sana.

    Okul formasını giydirdiğim ilk gün ODTÜ'den mezun olmuşcasına gururlanacağım, onurlanacağım.

    Çorabını, önlüğünü, gömleğini giydirirken, akordsuz sesimle yalandan güfteler uydurup, şarkılar mırıldanacağım heyecanımı bastırmak için.

    Okula gitmek üzere büyük bir telaşla evden çıkarken, bildiğim tüm duaların eşliğinde sağ adımını attırtıp çıkartacağım seni evinden. "Geç kaldık" diye söyleneceğim babana, oysa defalarca "son bir kez" deyip koşup banyoya, aynaya bakacağım.

    Seni okula götüreceğim ilk gün, bütün apartmanın camlardan sarkıp, bizi görmesini, uğurlamasını, el sallamasını, dualar okumasını, arkamızdan sular dökmesini isteyeceğim gizliden gizliye.

    Okula ilk gideceğimiz gün, babanın arabasında arkaya birlikte oturup el ele tutuşacağız sırf kendi heyecanımı bastırmak için. Ve yol alırken o koca caddede, herkesin kenara çekilerek yol vermesini, yol boyunca yeşil ışıkların yanmasını isteyecek arsız gönlüm.

    İlk günler servise güvenmeyip, Mossad ajanları gibi, beceriksizce ve heyecanla takip edeceğim seni. Servisle tek başına eve ilk döndüğün gün, sanki aylardır ayrıymışcasına özlemle, hasretle sarılacağım narin bedenine.

    Milli Eğitim müfredatı ve eğitimle ilgili herşey ama herşey ilgi alanıma girecek, ben farkında olmadan.

    Tuvaletini okulda nasıl yapacağın, teneffüs sonrası sınıfını ve sıranı nasıl bulacağın, olur ya sıkılırsan nasıl durumu idare edeceğin gibi konular beynimi kemirecek.

    Sıraya ilk girdiğinde, gözlerini kırpıştırarak utangaç utangaç, gamzelerini çıkartarak bana baktığında, ağlayacağım. Ağlarken, babanın dalga geçmemesi için yine arsız, laf dinlemez gözyaşlarımı saklamak uğruna olağanüstü bir çaba sarfedeceğim, o kadar heyecanımın arasında.

    Arkadaşlarınla kendi sınıfınıza doğru yol almak için dizildiğinizde, ya kalbim duracak ya da kanatlanıp uçacak sanacağım. Yanındaki yeni arkadaşınla el ele tutuşup, öğretmenin önde yol alırken yeni yaşam yuvanızda, basamakları çıkarken bir kez daha bakıp "neler oluyor anne, niye sen de yoksun yanımda" dercesine bir bakış attığında, koşup sana sarılmamak için babanın koluna sıkıca yapışacağım.

    Baban kolumdan tutup "hadi gidelim" dediğinde öfke kusacağım ona, daha çok kalmak için. Ne İlgisiz bir baba olduğuna dair bitip tükenmez suçlamalarla dediğine pişman ettireceğim onu.

    Sen derste iken, yeni doğurduğu yavruları başka büyük kuşlara kaptırmamak için yuvasının etrafında dolanan güvercinler gibi, kanat çırpıp duracağım okulun civarında.

    Oyunlarını, heyecanlarını, duygularını, kazanımlarını, bilgilerini, yeni öğretileri paylaşacağın yeni arkadaşlarını kıskanacağım çocukça bir hisle.

    Herşeye bir anda, o saniye içinde uyum sağlaman için yakarırken tanrıya, "Doğa Vardar'ın velisi burada mı?" diyen anonsu bekleyeceğim içten içe, bir kez daha sarılmak için minik bedenine.

    Hep eleştirdiğim, hiç sevmediğim halde, tam techizatlı kameraman Cevat Kelle gibi elimde kamera, gün boyu kaydedeceğim her bir mimiğini.

    Bütün aile büyüklerimize, okula başladığın ilk günün akşamı, detaylı bir özet vereceğim, heyecanlı heyecanlı. "Ayy anne o kadar tatlı, o kadar sevimliydi ki, önlüğünün içinde, sınıfının hatta okulun en güzel kızıydı" diye başlayıp ve uzayıp giden bildik anne cümleleri kuracağım.

    Elin elimde, okuluna yürürken, hayata ilk gözünü açtığın ve parmağımı yakaladığın ilk günün heyecanı gibi, tıklayıp duracak yüreğim.

    Okula başladığın ilk günün akşamı, haddimi fazlaca aşıp, liselerinin ve üniversitelerinin planını yapacağım sana sormaksızın.

    Öğretmenin en çok seni sevmesini, her daim etrafında dolanıp saçını, yanaklarını okşamasını, bütün faaliyetlerine seninle başlamasını arzulayacağım, kendimden utanarak.

    Okul müdürünüzün -varsa eğer- taşlı yüzüğünü, portföy çantasını görmezden, hamasi konuşmalarını duymazdan geleceğim.

    İstiklâl Marşı okunurken, her okunduğunda olduğum gibi yine tüylerim diken diken olacak, yine coşup herkesten daha gür söyleyeceğim elimde olmaksızın. Ve "… Hakkıdır, Hak'ka tapan, milletimin istiklâl!" satırının hemen ardından yine dolacak gözpınarlarım.

    Vatanını, milletini herşeyden çok seven, Atatürk ilke ve inkilaplarına, laikliğe sıkı sıkıya bağlı ve Türkiye Cumhuriyetine yaraşır bir Türk evladı olman için, ben ölene kadar ve sen öyle olana kadar dua ve gayret edeceğim.

    Sana nefer olacak, ışık tutacak "Türk'üz, Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi; Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri! " cümleleri ile yol alacaksin, uzun ve zorlu eğitim yolunda.

    Bütün bunları başarabilmek için "muhtaç olduğun kudretin damarlarındaki asil kanda mevcut" olduğunu bileceksin.

    Yıllar sonra, saçlarıma ak düşmüş bir gecenin sabahında, tüm bunların gerçekleşmiş olduğunu görerek, seninle her saniye gurur duymanın o dayanılmaz yorgunluğu ile mutlu bir güne günaydın diyeceğim.

    Ve gurur duyma vakti kendime gelecek.

     

    Demet Eşrefoğlu Vardar
    Eylül 2004, İstanbul

 
 

Bu site Lidya.Net tarafından hazırlanmış ve yayınlanmaktadır © 1998-2012. Bu sitede yayınlanan yazılar, kaynak ve yazarı belirtilmek kaydıyla kullanılabilir.
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren AnneCocuk.com adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan ve yazdıkları yazılardan kendileri sorumludur.
AnneCocuk.com ile ilgili yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkinden iletişime geçildikten sonra en geç 2 (iki) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve size geri dönüş yapılacaktır.