HAFTA HAFTA GEBELİK
Gebelikte üç ana dönem vardır. İlk üç aya birinci trimestri, ikinci 3 aylık döneme ikinci trimestri ve son 3 aylık döneme de üçüncü trimestri denir. Şimdi bu dönemleri daha ayrıntılı inceleyelim.
İLK TRİMESTRİ.
2. haftadan 6. haftaya.
Gebeliğin ilk belirtisi sıklıkla geciken bir adettir. Sabah halsizliği ve günün her saatinde gelebilen bulantı hissi, gebeliğin diğer erken belirtilerdendir. Bazı kadınlarda sabah halsizliği daha ağır seyredebilir. Küçük ama sık öğünlerle midenizi hiç bir zaman tam olarak aç bırakmayarak ve biraz daha fazla dinlenerek sabah halsizliklerini bir derece hafifletebilirsiniz. Bazen sabahları kalkmadan yenilen birkaç adet kraker ya da benzeri kuru besin maddelerinin alınması ve kızarmış, baharatlı ya da asitli gıdalardan uzak kalınması da bu konuda size yardımcı olabilir. Bulantı oluşmasına neden olabilecek yiyecekler de dahil olmak üzere kokulu her nevi maddeden uzak kalınmalıdır. Sıklıkla, sabah halsizlikleri ilk trimestrinin sonunda genllikle kaybolur. Bir çok kadın gebelikleri boyunca oluşabilecek olan bulantıdan tedirginlik duymasına rağmen, bunun korkacak bir şey olmadığını bilmeleri gerekir. Eğer bulantılar ve kusamalar kilo kaybına yol açacak kadar fazla olsa da bebeğiniz uterus (rahim) içinde iyi bir şekilde korunmaya devam edecektir. Ancak bununla birlikte halsizlik ve kilo kaybı olduğunda ya da idrar mikterınızda azalma ve renginde koyulaşma farkederseniz mutlaka doktorunuzla temasa geçiniz. Bu durumda doktorunuz muhtemelen önlem olarak damar içi sıvı tedavisi ve bulantıları kesmek için ilaç tedavisi önerecektir.
Bazı kadınlarda da sabah halsizliğine ek olarak, gebeliğin ilk iki yada üç haftasında tat alma duyusunda değişiklikler olabilmektedir. Aşerme de denilen bu durum bazı gıdalara karşı aşırı istek duymakla kendini gösterecektir.
Bunların dışında şu gibi değişiklikleri de farkedeceksiniz. Göğüsleriniz dolgunlaşacak ve muhtemelen daha hassas hale gelecek, aerola denen, meme ucundaki koyu renkli halka genişleyecek ve daha da koyulaşacaktır. Vücudunuz süt yapmaya başlama hazırlıkları içinde olduğundan areola üzerindeki bezler daha dışarı doğru fırlayacak ve meme üzerinde silik bir şekilde görünen mavi renkli venler (ince toplar damarlar) daha belirginleşerek, bariz görülür hale geleceklerdir. Bu aşamada ya da gebeliğinizin herhangi bir döneminde mukotik (sümüksü) bir vajinal akıntı da başlayacaktır.
İlk üç ay içinde kendinizi daha yorgun hissedebilirsiniz. Eğer yorgunluk hissediyorsanız dinlenmek için kendinize ekstra zaman ayırmaya çalışmalısınız.
Bazı kadınlar gebeliğin erken dönemlerinde hiç bir değişiklik hissetmedikleri için üzüntü duyarlar. Bulantı ve kusmaları olmadığı için bir takım şeylerin yanlış gittiği düşüncesine takılabilirler. Eğer kendinizi iyi hissediyorsanız bundan memnuniyet duymalısınız. Bu tip değişikliklerin olması ya da olmaması gebeliğin sağlıklı gittiği ya da gitmediği ile ilintili değildir. Kendiniz hasta hissetmemeniz, bulantılarınızın ya da kusmalarınızın olmaması ya da yorgunluk hissetmiyor olmanız herhangi bir probleme işaret değildir.
Bazı kadınlar erken gebelik dönemlerinde vajinal kanama ya da lekelenme görebilirler. Genellikle bu kanamanın nedeni çok açık olmamakla birlikte, uterus duvarından plasental tutunmanın kaybedilmesi ile meydana gelebilmektedir. Kanama her zaman ciddi bir problem demek değildir ve bu tip kanamaların birlikte olduğu bir çok gebelik daha ileri problemlere neden olmadan sürebilmektedir. Bununla birlikte gebelikte ki her türlü kanama dikkatli inceleme gerektirir. Özellikle düşük tehdidi açısından ve nadiren de olsa dış gebelik yönünden değerlendirilmelidir. Bunlar ciddi koplikasyonlara neden olabilecek hadiselerdir. Gebelikte kanama ya da lekelenmeniz oluyorsa mutlaka doktorunuza görünmeniz gerekir. Kanama yerine karın ağrısı ya da kramplar varsa ya da kanamanız bir pedi dolduracak kadar fazla olmuşsa bu da oldukça öneme haiz bir durumdur. Doktorunuz üzülmenize neden olabilecek ciddi bir şey olmadığını söyleyebilmek için sizi görmek ve değerlendirmek isteyecektir.
6. haftadan 13. haftaya.
Gebelik oluşumundan 1. 5 ay sonra, kesinlikle idrara daha sık çıktığınızı farkedeceksiniz. Buna rağmen sabah halsizlikleri ve şişkinlik bu süre içinde devam ediyor olabilir. Kabızlık çekebilir ve içinizin yandığı hissedebilirsiniz. Eğer göğüslerinizdeki değişimler daha önce meydana gelmemişse bile artık oluşmaya başlayacaklardır. Ayrıca, adet öncesi dönemlerdekine benzer şekilde aşırı duyarlılık, hassasiyet ve hatta sinirlilik gibi psikolojik değişiklikler de farkedeceksiniz.
Gebeliğin ilk 6. haftası gibi erken bir dönemde, inanılmaz görülse de, tamamen oluşmamış olmasına rağmen bebeğin kalbi atmaya başlayacaktır. Bacak ve kolları daha sonra oluşmakla birlikte kalçaları teşkil etmeye başlar. Kafa, üzerinde gözlerin de leke halinde farkedileceği şekilde oluşmaya başlar. 7. haftada vücutla uyumsuz olacak şekilde büyük bir kafa, henüz ayrı olarak farkedilemeyen el ve ayak parmakları, nazikçe kapalı göz kapakları ve iyi bir cilt ile fetüs, henüz normal bir insan görünümü kazanmamıştır. Kaslar henüz çalışmamakla birlikte, kulaklar, kaburga kemikleri, kollar, bacaklar ve omurga giderek sertleşmeye başlar. Cinsel organlar tamamlanmamış olmakla birlikte seçilebilir ve alt çene de bu dönemde şekillenmeye başlar. Fetüs yutkunabilir ve bu erken dönemde kendi idrar kesesinden, amniotik sıvı içine idrarını yapar. Tüm bu oluşumlar halen çok küçüktür ve ancak çok özel tekniklerle görülür hale gelebilirler.
Bu dönemde yapılan kontrol amaçlı ultrasonografik tetkik sırasında sadece kalp atımına ait titremeler izlenebilir. Ultrason çok daha geç dönemlere kadar, örneğin fetal cinsiyet gibi detayları ayırt edemez.
13. haftada, embriyo hareket edebilmekle birlikte, uterus içinde çok küçük kaldığından siz onun hareketlerini henüz hissedemeyeceksiniz. Omurgası ve iç organları teşekkül etmeye başlamıştır. Fetüsün boyu 5 cm den 7 cm ye çıkmış kilosuda 29 gr kadar artmıştır.
Bu değişimler en gelişmiş ultrason ile dahi henüz izlenememekle birlikte, baş ve vücut büyümeye devam eder, diş yuvaları alt çenede belirmeye başlar. İnanılmaz ama, emme reflexi gelişmiştir ve fetus parmağını emebilir ve doğal olarak amniotik sıvıyı yutar, kas yapıları gelişmeye başlar ve beyin, kas hareketlerini kontrol etmeye başlar. Göbek kordonu plasentadan fetüse gerekli maddeleri taşırken, fetüsteki artık maddeleri de sizin dolaşım sisteminize geri getirir. Birinci trimestrinin sonunda bebeğiniz, artık embriyo yerine fetüs ismini hakeder.
12. haftadan sonra vücudunuzda yeni değişimler farkedeceksiniz. Çoğu kadın bu dönemde sabah halsizliklerinin kaybolduğunu ifade etmektedir. Meme başları ve aerola tamamen koyu renklenmiştir, uterus, karından elle hissedilebilecek kadar büyüyerek pelvis dışına doğru yükselir.
İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ TRİMESTRİ …
Şu anda ilk trimestri atlatmış durumdasınız. Artık bulantılarınız oldukça yatışmış olacaktır. Artık bir parça gebe görünümüne sahip olmaya başlarsınız ve artık normal ve sağlıklı olarak yemek yemenizin daha kolaylaştığını farkedeceksiniz. Neticede fiziksel olarak kendinizi daha iyi hissetmeye başlayacaksınız. Enerjinizin zirveye çıktığı, henüz hareketlerinizin tam olarak kısıtlanmadığı ve ruh halinizin hafifleyerek uçmaya başladığı, 14. haftadan 26. haftaya kadar sürecek olan ikinci trimestri dönemine hoşgeldiniz. Bu bir kaç ayı da atlattıktan sonra, 27. haftadan 40. haftaya kadar uzayan, yeni bir takım rahatsızlıkları da beraberinde getirmekle birlikte yakın bir süre içinde bebeğinizin doğacağını bilmenin huzuru ile bunları da bertaraf edebileceğiniz 3. trimestri’ye doğru ilerleyeceksiniz. Şimdi bu dönemde, size ve bebeğinize ilişkin değişimleri biraz daha yakından irdeleyelim.
Bu dönemdeki anne adayları yaklaşık 20. hafta sıralarında bebeklerinin ilk hareketlerini hissetmeye başlarlar, ancak bunu hissetmeseniz de en azından 24-26. haftalara kadar bu konuda endişe duymanız yersizdir. Daha önce doğurmuş olan bazı kadınlar bu hareketleri daha erken dönemlerde de hissedebilirler. 20. haftalarda fetus gerçekten de farkedilebilir bir büyüme göstermeye başlar. Yaklaşık olarak 340 gr. ağırlığında ve doğum sırasındaki boyunun yarısı kadar olan 25 cm uzunluğa kadar gelişir. Bu noktada, fetüs tamamen oluşmuştur ve sadece büyümek ve iç organlarını geliştirmek için zamana ihtiyaç duymaktadır. Bacaklar, vücudun serbest hali ile orantılı şekilde büyümüştür, tırnaklar ve damaklar oluşmuştur, saç ve kirpikler görülür haldedir. Lanuga denilen hoş, yumuşak ve tüylü bir tabaka fetus vücudunun tamamına yakın kısmını kaplar. Eğer bu dönemde ultrasonografik bir inceleme yapılırsa bu organ ve yapıların bir çoğu görülebilir.
Bu dönem size bir parça rahatlık verecektir. Vücudunuz, hormonların etkileriyle bir dereceye kadar bu durumlara uyum sağlamaya çalışır ve bu sayede kendinizi daha az yorgun hissedersiniz. Bununla birlikte bebeğe daha geniş bir yer sağlamak amacıyla öne doğru genişleyen pelvisiniz nedeniyle sırt ve bel ağrılarınız olabilir. Ağrı kesici krem ve jeller, masaj ve sıcak uygulaması (ılık bir duş veya ısıtıcı petler ile) bu tip rahatsızlıkların azalmasına yardımcı olabilir. Uterus (rahim) göbek seviyesine kadar büyüdüğünden bu sayede siz de artık gerçek bir gebe kadın görünümüne sahip olursunuz. Ayrıca bu dönemde, düzensiz olarak gelip giden kasılmaların başladığını da farkedeceksiniz. Egzersiz ve cinsel ilişki bu kasılmaların sıklığını artırabilir. Bu kasılmalar sıklıkla dinlenme sonrasında geçerler. Eğer kasılmalarınız düzenli bir ritm gösteriyorsa ya da gebeliğinizin herhangi bir döneminde dinlenme sonrasında bir saat içinde en az 4 kez bu tip kasılmanız oluyorsa mutlak surette doktorunuza durumu bildiriniz.
24. haftada, bebeğiniz henüz kucaklayabileceğiniz büyüklüğe erişememiştir. Vücudu çok zayıf ve cildi buruşuktur. Verniks denilen krema kıvamındaki bir madde fetüsün cildini kaplar. t Artık tam olarak oluşmuş olan bebeğinizparmağını emebilir, öksürebilir ve hıçkırabilir. Bu sırada yaklaşık olarak 33 cm boyunda ve 562 gr ağırlığındadır.
Bebeğinizin yükses sesli müzüğe ya da gürültüye tepki gösterdiğini farkedebilirsiniz. Bununla birlikte yükses ses ve gürültü bebeğinizi rahatsız etmeyecektir, çünkü onun kulakları rahim içinde oldukça iyi bir şekilde korunmaktadır. Bu sırada sizin ağırlığınız da 7 – 8 kilo kadar artmıştır. Genel olarak, özel haller dışında ayda bir kez kontrole gitmeniz yeterli olmakla birlikte, 36. haftadan sonra doktorunuzun da insiyatifine göre bu ziyaretler daha da sıklaştırılabilir. Bu vizitler sırasında doktorunuz tansiyonunuzu ölçer, gebeliğinizin sizin açınızdan gidişini denetler, uterusun büyümesini takip eder ve fetüsün rahim içindeki pozisyonunu değerlendirir. Eğer gerek görürse ultrasonografik incelemeye de tabi tutabilir.
36. haftayı yakalamış olan bebek, sonuca çabuk ulaşır. . 36 ile 40 haftalar arasında bebek muhtemelen 2500 – 4050 gr ağırlığında ve 45 – 50 cm uzunluğundadır. Fetüs daha fazla kilo alarak daha toparlak bir hal kazanır. Cildi düzgün, uyanıkken gözleri açıktır ve ışığa karşı hassasiyet gösterir. Eğer doğum bu dönemde gerçekleşse bile bebek % 99 oranında dış dünyaya uyum sağlayabilecek özellikleri kazanmış durumdadır.
Artık bebeğinizin doğum için hazırlık yaptığını hissedebilirsiniz. Sizi tekmeleyen bacak ve kollarını hissedebilir ve karnınıza doğru baktığınızda sizi tekmelerken hangi uzvunu kullandığını farkedebilirsiniz. Büyüklüğü nedeniyle artık kendine küçük kalan bu yere sığmak için sıkışmaktadır. Vücut kasılmış gibi bir pozisyonda dururken, hareketleri daha çok birer kıvranış gibi izlenebilir. Uterusunuz diaframınıza dayandığı sırada küçük bir soluk alışı da hissedebilirsiniz.
Gelecek 4 hafta içindeki herhangi bir zamanda, bebeğiniz doğuma bir adım daha yaklaşmak için pelvisiniz içinde bir parça aşağı doğru kayar. Hiçbir ani değişim hissi beklenmemekle birlikte bu durum bebeğin düşmesi olarak isimlendirilir. Bebeğiniz akciğerlerinizin hemen altından biraz daha aşağı doğru indiği için soluk almanız daha kolaylaşmakla birlikte pelvis içinde daha artmış bir basınç hissetmeye başlarsınız.
İkinci ve üçüncü trimestri boyunca sıklıkla ortaya çıkan gebeliğe bağlı yan etkiler aşağıda sıralanmıştır;
Bunlardan herhangi biriyle yada gebelikle ilgili başka bir takım sorunlarla karşılaşırsanız herhangi bir ilaç almadan önce mutlaka doktorunuzla görüşün.
- Sıvı yüklenmesi: Hamile bir kadının vücudu gebelik boyunca yaklaşık 1350 gr kadar su toplar. Bu sıvının büyük çoğunluğu gün sonunda ayak bileklerine doğru yerleşir. Akşamları ayaklarınızı yukarı kaldırarak dinlendirmeniz ayaklarınızdaki şişliklerin geri inmesini sağlayacaktır. Eğer bu şişlikler dinlendirmekle geri inmiyorsa ya da bir bacaktaki şişme diğerine nazaran çok farklı ise mutlaka doktorunuza görünmelisiniz.
- Cilt değişiklikleri: Dış genital organlar ve göğüslerdeki renk koyulaşmasına ek olarak göbekten aşağı doğru, koyu renkli düz bir çizgi halinde inen oluşum linea nigra olarak adlandırılır. Karın üstünde, göğüslerde, kalçalar ve uyluklarda çatlaklar görülebilirken pigment değişiminin bir sonucu olarak yüzde de kahverengi bir maske oluşur. Bunlardan sadece linea nigra ve pigment değişiklikleri gebelik sonrasında kaybolurlar. Ve maalesef çatlaklar ise bir miktar azalmakla birlikte yok olmazlar. Gebelik sırasında bunların oluşumunu engellemek için bir takım kozmetik ürünler önerilmekle birlikte kesin etkinlikleri gösterilememiştir.
- Kılcal damarlanmalar ve varisler: Kilo artışı ve damar içi basıncın artması nedeniyle bazı kadınlarda, bacaklardaki kılcal damarlarda çatlamalar (cilt üzerinden görülebilen örümcek şeklindeki mavimtrak kılcal damarlar), vajina ve bacaklardaki toplar damarlarda varis ve anüste hemoroidler meydana gelebilir. Bu durumda hemoroidler için uygun ilaçlar kullanılabilir.
- Kabızlık: Gebeliğin ileri dönemlerinde, büyüyen uterusun barsaklara bası yapması ve salınan bir takım hormonların barsaklarda tembelliğe neden olmasından dolayı meydana gelen yaygın bir komplikasyondur. Azaltmak için magnezyum sütü alınması uygun olacaktır.
- Burn tıkanıklığı: Burun tıkanıkığı veya sinüzit ileri gebelik dönemlerinde görülebilen başka bir komplikasyondur. Hatta burun kanamaları da görülebilir. Bunlar da diğerleri gibi hormonal etkilerin sonuçlarıdır. Burunal ilgili bu tip komplikasyonları engellemek için serum fizyolojik burun damlaları kullanılması yerinde olacaktır.
- Psikolojik değişiklikler: Ağlama ve sallanma nöbetleri ya da depresyon gibi ruh hali değişiklikleri tüm gebelik boyunca ortaya çıkmaya devam edebilir. Yaklaşan doğum korkusu ve heyecanı, annelik duygusu ile vücudun bu, abartılı hali arasındaki kararsız düşünceler bu tip ruh değişimlerinin nedenini teşkil etmektedir. Unutmayınız ki bu tip psiklojik atakların hepsi geçicidir. En sonunda siz ve ruh haliniz yine normal durumuna dönecektir. Eğer bu gibi psikolojik değişimler ağır seyretmeye başlar ya da geri dönme eğilimi göstermezlerse mutlaka doktorunuza danışınız.