Haftasonu İstanbul dışında oturan kuzenlerim tatil için bize gelecekler.
Hoş gelecekler gelmesine de . Ben de bir panik bir panik...
Kapalıçarşı, tahtakale ve civarını pek merak ettiklerini mutlaka görmeyi istediklerini söylediler.
Vallahi ne yalan söyleyim, öyle aman aman pek bilmiyorum bu yerleri. Birkaç kez gittim gitmesine de. Başım yukarıda, gözüm bilumum halı, kilim, çanta ve kumaşlarda avare avare gezdiğimi hatırlıyorum.
Kapalıçarşının bir kapısından girdim ama hangi kapısından nasıl ve nereye çıktığımı bile bilmeden gezdim. Rastgele gezdim, rastgele alışveriş yapmıştım.
Dolayısıyla nerede ne satılır, nereden ne alınır bilmem.
Mesela bir sürü han olduğunu duydum. Çeşit çeşit eşyaların uygun fiyatlar ile satıldığı.. Ama ne bu hanların ismimlerini bilirim, ne de ne satıldığını...
Vakitleride oldukça kısıtlı oluğundan zamanı iyi değerlendirmek istiyorum. Hem benim içinde güzel bir deneyim olur. Yeni yerler keşfetmenin zevkini tadarım sizler sayesinde..
Rica etsem, kapalıçarı ve civarı hakkında bildiklerinizi paylaşabilirmisiniz.
---------------------------------------------------------
Arkadaşlar hepinize tek tek teşekkür ederim.
Burada verdiğiniz tavsiyelere harfiyen uymaya çalıştık. Çalıştık diyorum... Çünkü hepsini yapmaya birgün asla yetmezmiş gidince bunu çok iyi anladım. Fakat bu kadar kısa zamana sizler sayesinde dolu dolu şeyler sığdırabildiğimiz için misafirlerimde bende pek mutlu olduk...
Söz verdim hem kuzenlerime hem de kendime her fırsatta bir daha bir daha buraya geleceğime dair. Başımı döndürdü bu atmosfer, mest etti hepimizi...
günlerden pazartesi... hava misss gibi.. vapur sefasındayız.. elimizde çayımız... "martılar" yoldaşımız...
kalabalığın arasındayız artık... yolun bizi nereye götüreceğini biliyoruz...
çarşının girişi... muhteşem bir atmostere, mekana adım atacağımızı biliyoruz birazdan...
binlerce çeşit bir arada. hemen hemen her kadının başını döndüren bu ışıltı, çarşıyı adeta aydınlatıyor.
bunları görünce rahmetli dedem geldi aklıma. bir köşede oturur çarşıdan aldığı misssler gibi kokan kahvesini değirmeni ile çekerdi. Sonrada kulpsuz fincanı ile kahve keyfi yapardı canım benim.
nargileler ve çeşit çeşit el yapımı fenerler...
mısır çarşısındayız. bolca baharat kokularını arasından üzülerek de olsa dönüş saatimizin yaklaştığını fark ediyoruz.
akşam olmuş, hüzünlenmişti heryer... karanlığa inat aydınladı ruhum.. yeditepeli şehrim... bir güzelliği daha yaşattın ya sen bana, ne diyeyim ki artık..