Anne Baba Okulu

YASEMİN YALÇIN AKTOSUN

3 çeşit sevgi vardır, acaba sizin sevginiz hangi tür sevgi?
Çocuklarınıza karşı sevgi tezahürlerinizi nasıl? Onlara “Uslu olursan seni severim.” ya da “derslerinde başarılı olursan seni severim.” mi diyorsunuz? Şartlı sevgiler kalıcı değildir; sevgiyi tehdit unsuru olarak kullanılması da çok yanlıştır.
ÇÜNKÜ SEVGİ

Çocuğunu sevgi ile seven bu ebeveynlerin sevgileri çocuklarındaki bazı özelliklere yoğunlaşmıştır. Bu tarz bir sevgide sevginin bazı özelliklere bağlandığı görülür. Mesela ebeveyni çocuğunu seviyordur; ‘ÇÜNKÜ çocuk derslerinde çok başarılıdır.’ Veya seviyordur; ‘ÇÜNKÜ çocuk ev işlerinde annesine çok yardımcı oluyordur.’ Bu tarz durumlarda ebeveynler çocuklarında mevcut bulunan bu olumlu özellikler kaybolduğunda sevginin yoğunluğunun da azaldığını fark edebilirler. Mesela bu olumlu özellikler azaldığında ebeveynin çocuğuna karşı geliştirdiği tahammül de azalabilir.

Bu şekildeki bir sevgi kimi zaman çocuğa da ifade edilir. Mesela ebeveyn “çok uslu olduğun için seni seviyorum” diyebilir. Bu durumda görüldüğü gibi ebeveynin sevgisi çocuğun uslu oluşuna bağlanmıştır. Burada çocuk uslu olmadığı zamanlar sevgiyi kaybettiğini düşünebilir. Bu sevginin en büyük tehlikelerinden biri zamanla çocuğun da ebeveynine yönelttiği sevginin birtakım unsurlara bağlanabileceği riskidir. Bu noktadan sonra da ebeveyn ile çocuk arasında samimi bir sevgi diyaloğunun kurulması düşünülemez.

Evet belki birtakım vasıflar bireyin kabul görmesini kolaylaştırır, veya ebeveyni ile çocuk arasındaki yakınlaşmayı artırır. Fakat bu vasıfların ebeveynin sevgisinde bir değişiklik oluşturması düşünülemez.



* Her şeye rağmen sever misiniz?

Birçok ailenin bu soruya evet dese bile aslında çocuklarını her şeye rağmen sevmediklerini düşünürüm. Belki de kabul etmek istemeseniz bile siz de bu ailelerden birisinizdir. Ebeveynin çocuğunu sevmesi başkadır, çocuğunu her şeye rağmen sevmesi başkadır. Çoğu zaman ebeveynler çocuklarını hayallerindeki çocuk kalıbına sokmak isterler. “Çocuğumu seviyorum; ama...” diye başlayan cümlelerin ardı arkası gelmez. Bir ebeveyn, çocuğundaki her türlü negatifliğe veya yaşadığı her türlü soruna rağmen çocuğunu seviyorsa onu gerçekten seviyordur. Ki, bu boyutta olan bir sevgi çocuk tarafından kesinlikle hissedilir ve pozitif yansımalarla ebeveyn-çocuk arası bağı kuvvetlendirir.




--------------------------------------------------------------------------------


İSE SEVGİ


Bazı ebeveynlerin çocuklarına yönlendirdikleri sevgi ise “ise sevgidir”. “İse sevgi”de sevgi bazı şartlara bağlanmıştır. Çocuğuna yönelttiği sevgi “ise sevgi” olan ebeveynden şu tarz seslerin yükseldiğini duyarız:

- Sözümü dinlerSEN seni severim.

- Ödevlerini yaparSAN seni severim.

- Yemeğini yemezSEN seni sevmem, küserim vs...

Yukarıdaki örnek cümleler çoğaltılabilir. Bu tarz yaklaşımların akabinde çocuk duygusal anlamda çok fazla yorulacaktır. Çünkü her an ebeveyninin sevgisini ve ilgi, alakasını kaybetme ile karşı karşıyadır. Başlangıçta bunun kaygısını yoğun olarak yaşayan çocukta yaşanması muhtemel bir sorun vardır ki, o da çocuğun bir süre sonra bu sevgiyi umursamayışı ve ebeveynine yönelttiği sevgiyi kısıtlaması olacaktır. Çünkü bir süre sonra o da ebeveynine belli şartlar ileri sürecek ve şartları gerçekleşmediği vakit ebeveynini duygusal anlamda tehdit edecektir. Mesela “harçlığımı artırırsanız sizi severim, dolayısıyla dediğinizi yaparım”, “izin verirseniz...” diye başlayan cümleleri bir süre sonra ebeveyn çocuğundan duyacaktır. Böylesi bir sevgi ise değil ebeveyn-çocuk diyaloğunu güçlendirmeyecek, bilakis aradaki bağı iyice zayıflatacaktır.

Sevgi, şaka yollu bile olsa bir tehdit unsuru gibi çocuğa sunulmamalıdır.




--------------------------------------------------------------------------------


Olması gereken sevgi: RAĞMEN SEVGİ


Ebeveyn-çocuk arası bağı kuvvetlendirecek olan “rağmen sevgidir”. Rağmen sevgi, ebeveynin çocuğunu yaşadığı her şeye rağmen, çocuğunda bulunan negatifliklere rağmen seviyor olmasıdır. Şayet bir ebeveyn tüm samimiyetiyle “çocuğumu her şeye rağmen seviyorum” diyebiliyorsa bu çocuk tarafından da hissedilebilecek ve ebeveynin çocuğu adına yaptığı tüm girişimler başarılı bir şekilde sonuçlanacaktır. Çünkü çocuk ebeveyninin samimiyetine ve ebeveyninden gelen her türlü ikazın veya yaklaşımın kendi iyiliği için olduğuna inanmış olacaktır.

Bunun için tek şart kayıtsız şartsız sevgidir yani RAĞMEN SEVGİDİR. Çocuğunu bu şekilde sevebilen bir ebeveyn çocuğuyla ilgili yaşadığı sorunlar veya sıkıntılı süreçler karşısında sevgisinde bir azalma olmadığını görecek ve daha çabuk mesafe kat edebilecektir. Çocuğunu olduğu gibi kabul ettikten ve öylece sevebildikten sonra bu ebeveynler çocuklarında bulunan negatif hasletler karşısında sevgilerini dinamik tutacak ve gerekli önlemleri ona göre alacaklardır. Bu da az evvel belirttiğim gibi ebeveynin daha çabuk mesafe kat etmesini sağlayacaktır.


* Sevginizi göstermeyi ihmal etmeyin

Çoğu zaman seviyor olmak tek başına işe yaramaz. Bu sevgiyi çocuğunuza söylüyor ve hissettiriyor olmanız gerekir. Çocuğunuzun sevgi dilini keşfetmeli ve ona göre çocuğunuza yaklaşmalı ve sevginizi hissettirmelisiniz. Çocuğunuz öpülmekten ve okşanmaktan hoşlanıyorsa bedensel sevgi iletilerini ihmal etmemelisiniz. “Ben bedensel temastan hoşlanmam” deyip kestirip atmamalısınız. Veya çocuğunuzun sevgiyi her an işitme ihtiyacı varsa ona “Seni seviyorum” cümlesini sık sık tekrarlamalısınız. Onunla oturup konuşmalı ve birtakım davranışsal mesajlarla sevginizi çocuğunuza göstermelisiniz. Ama sakın “benim sevgim içimde” diyen ebeveynlerden olmayın. Çünkü bu yaklaşım sizin ve çocuğunuz adına duygusal bir kayıp anlamına gelir.