Aslında bu konuda kimseye sızlanmayacağıma dair karar almıştım ama olmadı bu akşam çöktü ayrılık acısı içime.
Geçtiğimiz günlerde bakıcı sorunumuzla ilgili yazmıştım size. Bulduğum kadının içime sinmediğinden bahsetmiştim. En sonunda kadını bıraktık. Köyde çalıştığım için kreş alternatifimiz yok. Başka birini bulma şansımız da olmadığından kızımı annemlere götürme kararı aldım geçen hafta. (son 5-6 aydır işyerimde bakıyordum)
Bu kararı vermemde en büyük etken Ezginin son günlerde benimle sağlık ocağına gelmek istemeyip evde kalmak istemesi, artık sıkıldım demesiydi.
Ve burda kış zor geçiyor hırpalanmasına dayanamam. Onun için iyi olan bu deyip kendimi sıkıyorum kaç gündür.
Gelgelelim bu akşam valizini hazırladım. Ezgi benden daha metanetli ben ağlıyorum o beni teselli ediyor küçücük elleriyle gözyaşımı siliyor. Hatta beni tehdit ediyor "gidiyorum diye üzülürsen hep orda kalırım havalar ısınınca gelmem" diyor. Ama ben hala ağlıyorum.
Gidip gidip öpüp kokluyorum bu ilk uzun ayrılığımız. O orda kreşe başlayacağı için heyecanlı kaç gündür, benim içimdeki fırtınadan habersiz.
Nasıl dayanıcam bilmiyorum evden işe işten eve zaten hayatım. Annelik ne zormuş demekten kendimi alamıyorum. Artık haftasonlarını iple çekeceğim gideyim diye. Umarım bu ilk ve son ayrılığımız olur.