Kızım ele avuca geldiğinde işime geri dönme zamanı gelmişti. Ben hala bir bakıcı bulamamıştım. Bir tanıdığıma gözyaşları içerisinde çalışma hayatını sonlandıracağımı söylerken. Sevgili ahbabım imdadıma yetişti. “Çok iyi yakın bir arkadaşım var” dedi.
“Çalışmak istiyor ama çocuk bakar mı! Bilmiyorum! ” diye ekledi.
Bahsettiği arkadaşını evinde görmek için hemen kızımı alıp gittim. Eve girdiğim anda.
“tamam. aradığım kişi bu” dedim. Bakıcı olmasını teklif edeceğim bayan, genç görünümlü, bakımlı, kibar biriydi. Evinde sigara içirmeyen, titiz, üniversite mezunu 2 oğlu olan bir bayandı. Kabuslarıma giren bakıcı formatının aksine biri çıkmıştı.
Hemen teklifimi sundum. Kabul etmedi. Çünkü kendisinden evimde kızıma bakmasını istemiştim. Bakımlı bu bayan çocuk bakmayı düşünmediğini, tanımadığı bir eve gelemeyeceğini kibar bir dille bildirdi.
O gün orada neler anlattığımı inanın hatırlamıyorum. Bir şeyler oldu. Ayşima bebekte bana yardım etti. İleride bakıcısı olacak bayana gülücükler atarak, devamlı ona bakarak…
Referansımızın da etkisi ile bir süreliğine denemek için ikna ettim..
2003 yılının haziran ayında kızımın hayatına girdi. Bir gün bile kendisinden şüphe etmedim.
Kızıma severek, isteyerek baktı. Aralarındaki aşırı bağı kıskandığım anlar bile oldu. Kendisine olan saygısından olsa gerek saygın bir iş yaptığını çevreme ve bana, herkese hissettirdi.
Ayrılık vakti yaklaşıyor. Şu sıralar Ayşima ile aralarında duygusal anlar yaşanıyor…
Kendisine ne kadar teşekkür etsem az olacak.
Yine de bizi hatırlatacak bir hediye ile teşekkür etmek istiyorum. Ne olabilir bilmiyorum?
Sadece ihtiyacı olup ta zora düşenlerin bakıcılık yapmamalarını dileyerek...
Nermin hanım gibi kişilerin kızımı mutlu ettiği gibi başka bebeklerin de mutlu etmesini can-ı gönülden diliyorum.
01/09/2005
Aynur G.