ERSAN ÖZER'İN BUGÜNKÜ YAZISI.....
Masal masal matitas
Oğlum doğmadan evvel çocuk sahibi arkadaşlarımız ufukta bekleyen sorunlara dair bizi uyarıyordu.
'Bez parası belinizi bükecek. Aman şimdiden kenara köşeye bez koyun.'
'Geceleri uyuyamayacaksınız. Şu an bulduğunuz her fırsatta bol bol uyuyun.'
'Eve 1000 tane bakıcı gelecek. 1000'inden de memnun kalmayacaksınız. Vakit varken aramaya başlayın.'
Oğlum doğdu. Ne mutlu ki bunlardan hiçbiri sorun hanemizde yer almadı.
Bez dediğin market alışverişinin arasında kaynıyor. Eve geldiği günden beri oğlanın düzenli gece uykusu var. Üçüncü denemede bulduğumuz bakıcı ablamız süperin süperi.
Ve fakat kıymetli okurlar, başımıza hiç hesapta olmayan bir dert çıktı. Hayati olduğu söylenemez ama taktım bir kere!
Memlekette doğru düzgün tek bir tane (evet, tek bir tane bile) masal kitabı yok!
Ne Türkçeleri Türkçe, ne anlatımları anlatım. Hepsi birbirinden rezalet!
Misal, adam, 'Karşıdan gelmekte olan' diye yazmış.
Hay dilini eşek arısı soksun, şuna efendi gibi, 'Karşıdan gelen' desene!
Otur sen yaz
Ortalık sürü sepet Çizmeli Kedi, Uyuyan Güzel, Kırmızı Başlıklı Kız versiyonu ile dolu ancak biri bile hikayeyi adam gibi anlatmayı becerememiş!
Daha evvelden adını duyduğum için Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan Her Güne Bir Masal'dan umudum vardı. Geçende onu da karıştırdım.
Yahu bu Das Kapital!
Ben anlamıyorum ki 11 aylık bebe anlasın. Hem kısacıklar, hem abuk sabuk yabancı isimler kol geziyor, hem de bunlar bence masal değil.
Aslında Stephen King'in kızı için Ejderhanın Gözleri masalını yazdığını biliyorum. (Masal dediğim de 350 sayfalık roman!)
Bu da beni, 'Otur sen de yaz işte' diye dürtüyor ama o Stephen King. Yazacak tabii ki.
Ersan'da nerde öyle yetenek?
Katlanacağız artık
Masal yazma meselesine hayatımda bir kere bulaştım.
Birkaç yıl önce Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler'i sitcom yapacaktık. Başımızda Asmalı Konak'ın yaratıcısı Meral Okay vardı.
Kanal projeyi onayladı. Televizyon işlerindeki ortağım Alper Mestçi ile yazmaya koyulduk.
Dizi olacağı için masalın dramatik yapısını tamamen değiştirdik. Öyle bırt diye başlayıp bırt diye bitmemesi gerekiyordu.
Fakat geldik bir meseleye takıldık kaldık.
Ne yaparsak yapalım, Pamuk Prenses ile Prens'i yaşıt yapamıyorduk! Prensesimiz hikaye gereği illa önce doğuyordu.
Hatta çaresizlikten, 'Masal evliliklerinde kadınlar erkeklerden büyük olur' demeyi bile düşünmüştük.
Proje sırf bu yüzden iki seksen yattı!
Geçmişimde böyle bir kötü tecrübe varken de oğluma masal yazmaya cesaret edemiyorum elbette.
Mecburen birkaç kitap aldık. Annesi ve bakıcısı her gün Ada'ya okuyor.
Bu da demektir ki bizim evden Yaşar Kemal, Orhan Pamuk kalibresinde bir yazar çıkma olasılığı gayet düşük.
Çok özür dilerim aslanım. Doğduğun gün, 'Hayatımda ne eksikse o oğlumda çok olacak' diye söz vermiştim ama bak şimdiden teklemeye başladım bile......