Kanserden korunmak için yapabileceğiniz çok şey var. Tümör oluşumunu engellemek ya da oluşmuş tümörlerin büyümesini engellemek sizin elinizde.
Osman Müftüoğlu
Genlerinizi değiştiremeyeceğinize göre, yaşam tarzınız ve beslenme alışkanlıklarınızda yapacağınız akılcı değişikliklerle kanserden korunabilirsiniz. İşte size kolay uygulanabilen bir yol haritası.
Kanser, koroner kalp hastalığı kadar önemli yaşam tehditlerinden biridir. Kanserden dolayı meydana gelen ölümlerin yarısından fazlası başlıca dört kanser türünden -akciğer, kalın bağırsak, göğüs ve prostat- kaynaklanır. Diğer kanser türlerine rastlanma sıklığı da toplumda yaş ortalamasının artmasından dolayı fazlalaşmaktadır.
Tümör oluşumunu geciktirmek ya da oluşmuş olan tümörlerin büyümesini engellemek biraz da sizin elinizdedir. Genlerinizi değiştiremeyeceğinize göre; yaşam tarzınız ve beslenme alışkanlıklarınızda yapacağınız akılcı değişikliklerle bedeninizi, bağışıklık sisteminizi güçlendirebilir, kanserden korunabilirsiniz. İşte size kolay, anlaşılır ve uygulanabilir bir yol haritası!
Sigarayı bırakın: Sigara kullanımı en önemli kanser nedenlerinden biridir. Sigaranın ölümcül etkisi, içtiğiniz süre ve miktarla orantılı olarak artmaktadır. Sigara, akciğer kanserinin yanı sıra mesane, rahim ağzı, ağız, gırtlak, pankreas, böbrek ve mide kanserleri riskini de arttırmaktadır. Dünyada her yıl sigaraya bağlı nedenlerle 3 milyon insan hayatını kaybetmektedir. Kanserden korunmaya sigarayı bırakarak başlayabilirsiniz.
Daha fazla sebze ve meyve: Yanlış ve yetersiz beslenme alışkanlıkları kanserlerin üçte birinden sorumludur. Ağırlıklı olarak meyve, sebze ve tam tahıllardan oluşan bir diyet kanserden korunmanızın ilk adımlarıdır. Yapılan çalışmalar, daha çok sebze ve meyve tüketenlerin kansere yakalanma olasılığının çok düşük olduğunu gösteriyor. Sebze ve meyveler ihtiyacınız olan antioksidan etkili vitaminlerin (A, E ve C vitaminleri) yanı sıra kanseri önlemede önemli görevleri bulunan çeşitli karotenoidler ve fitokimyasalları da barındırırlar. Diyetinizde lahana, karnabahar, havuç, domates gibi sebzelere, turunçgiller, kiraz, kayısı, şeftali, elma gibi meyvelere ve çavdar ekmeği, bulgur, esmer pirinç ve kepekli makarnaya daha çok yer vermenizde yarar var!
Doymuş hayvansal yağ alımını azaltın: Birçok çalışma hayvansal yağdan -özellikle yağlı kırmızı et- zengin bir diyetin prostat ve kalın bağırsak kanseri için risk teşkil ettiğini gösteriyor. Yüksek oranda hayvansal yağ içeren bir diyetin göğüs kanseri için de bir risk faktörü olduğu düşünülmektedir. Diyetinizde zeytinyağı başta olmak üzere bitkisel yağlara daha çok yer vermeli; kek, pasta, çörek, çikolata, cips gibi yağ içeriği yüksek besinlerden kaçınmalısınız.
Barbeküden kaçının: Yoğun kömür ateşinde pişirilen etlerin kanserojen etkileri artmaktadır. Türk toplumunda da özellikle piknikte mangal yapmak yaygın bir alışkanlık haline geldi. Bu tür etlerde ‘Polisiklik Aromatik Hidrokarbonlar’ (PAH) gibi zararlı ve kanserojen etkili bileşiklerin oluştuğu bilinmektedir. Ara sıra barbekü yapmanın keyfine siz de varın. Ancak bu tadımlık keyfi sınırlandırıp etlerinizi buharda, fırında, haşlama, hafif ateşte veya mikrodalga gibi yöntemlerle pişirmeyi deneyin.
Alkolü iyice azaltın: Düzenli alkol tüketimi -özellikle kırmızı şarap- kalp hastalıklarının önlenmesinde etkilidir. Fakat kadınlar için günlük bir, erkekler için iki kadehten fazla alkol alımı zararlıdır. Özellikle sigara ile birlikte alınan aşırı alkol; ağız, gırtlak ve özefagus gibi kanser türlerinin oluşumuna zemin hazırlar.
KANSER HÜCRELERİ NASIL OLUŞUR
Genetik yapının kanserle ilişkili olduğu bilinen bir gerçektir. Genler, vücut kimyanızı ve hücrelerinizin büyümesini olağanüstü bir düzen içinde kontrol eder. Bazı genler kanser oluşumuna katkıda bulunurken, diğerleri kansere karşı koruyucudur. Bu nedenle çevresel faktörler, yaşam tarzınız ve genetik mirasınız arasında sürekli bir etkileşim vardır. Yaşam için gerekli temel süreç olan besinlerden enerji üretiminin sonucunda ve çevresel toksinlerin de etkisiyle ‘serbest radikaller’ olarak bilinen, hücresel yapıları ve genetik materyali hasara uğratan moleküller oluşur. Bu moleküller hormonlarınıza, bağışıklık sisteminize, kısacası tüm vücudunuza zarar verirler. Hücresel yapılarda ve genetik materyaliniz DNA’da oluşan zararların çoğu hemen telafi edilir. Fakat bazen hücresel zararlanma yoğun, ağır ve uzun sürelidir, telafi süreci yeterince gerçekleştirilemez. Sonuçta, zarar görmüş hücrelerin büyümesi engellenir, sağlıklı ve yeni hücrelerin kopyalanması yerine ‘kanser hücreleri’ oluşabilir.
Kilonuzu SÜREKLİ izleyin
Kadınlarda rahim ve menopoz sonrası meme kanseri, erkeklerde kalın bağırsak ve prostat kanserleri obeziteye bağlı ortaya çıkabilmektedir. Beden kitle indeksinizi 25’in altında tutmanızda, ideal yağ düzeylerinizde kalmaya, bel çevrenizi erkekseniz 102 cm, kadınsanız 88 cm’nin üzerine çıkarmamaya çalışın.
Güneşten korunun: Güneşin zararlı ultraviyole ışınlarından korunmak amacıyla koruyucu içeren, kaliteli güneş kremleri kullanmaya, şapka ve gözlük takmaya özen gösterin.
Kimyasallara maruz kalmayın: Asbest, benzen ve formaldehit gibi kansere neden olan kimyasallarla ilgili bir işkolunda çalışıyorsanız dikkatli olmalısınız. Bu tip kimyasallar serbest radikallerin oluşumunu hızlandırır.
Katkılı yiyeceklerden uzak durun: Tükettiğiniz gıdaların ambalajlarını kontrol edin. İlgili otoritelerce izin verilmiş olduğundan emin olun. Kaynağı belirsiz, kullanım süresi güvensiz ürünler kullanmayın.
(Hürriyet)