Ünlü bilimadamı psikolog Üstün Öngel Observer dergisinde çıkmış olan aşağıdaki önemli yazıyı sağolsun Türkçeye çevirmiş. İlgilenenler için.
Gizlenen Hasar
Çocukluk dönemi cinsel istismar kurbanları daha yüksek oranda
psikolojik rahatsızlık riski altındalar.
Oliver James
Çeviren: Üstün Öngel
Çocuklukta yaşanan cinsel veya fiziksel istismarın, psikolojik
rahatsızlıkların en önde gelen sebebi olduğu yönünde çok kuvvetli kanıtlar
mevcut -ve muhtemelen istismar, genlerden çok daha önemli bir etkiye sahip.
Bu konuda yapılmış 13 araştırma incelendiğinde, manik-depresif
rahatsızlık veya şizofreni teşhisi konmuş kadınların fiziksel veya cinsel
istismara maruz kalmış olma oranları, en düşük %51, en yüksek %97 olarak
görülüyor.
Rahatsızlıkları bir spektrum içinde değerlendirdiğimizde, bir başka
araştırmaya göre, kişilik sorunları veya zayıf gerçeklik algısı gibi
sorunlar yaşayanların ve "ben, ben, ben" diyen zayıf kimlikli kişilerin
yarıdan fazlasının da aynı şekilde çocukluk döneminde istismara maruz
kalmış kişiler olduğu ortaya çıkmış durumda. Fakat bu gerçekler, genetik
açıklamalara bel bağlayan biyolojik psikiyatristler tarafından nadiren ele
alınıyor.
Çocukluk dönemi cinsel istismarı beynin bazı bölgelerinin küçük
kalmasına da sebep oluyor. Sözgelimi, duyguların yönetildiği "hippocampus"
bölgesine bakıldığında, çocukluğunda istismara maruz kalmış kadınların bu
bölgesinin, istismar yaşamamış kadınlara kıyasla %5 oranında küçük
kalmış olduğu görülüyor. "Amygdala" bölgesiyle ilgili bulgular da aynı
doğrultuda.
Cinsel istismar ne kadar erken yaşta yaşanırsa, "hippocampus"taki kayıp
o kadar yüksek oluyor, kadının benlik algısı o kadar zayıflıyor ve
bunun sonucunda o kadar çok sayıda alt kimlikler oluşuyor. Rahatsızlığın
hangi biçimde ortaya çıkacağı bile bu durumdan etkileniyor.
İstismara maruz kalmış şizofrenler, istismara maruz kalmamış
şizofrenlere kıyasla daha fazla halüsinasyon deneyimi yaşıyorlar. İstismar ne
kadar şiddetli yaşanmışsa, kişinin sesler duyması, olmayan şeyleri görmesi
olasılığı da o kadar artıyor.
Çokça eleştirilmiş psikanalist Laing (1) de yaşasaydı bu etkileri aynen
tespit ederdi herhalde. İstismara maruz kalan çocuklar, istismarın
yaşanmış olduğu gerçeği ile yüzleşerek başetmek yerine, kendilerini
bedenlerinden ayırıyorlar ve sanki tavana yükselip oradan kendilerine
bakıyorlar. Böylesi bir gelişme, kendilerinin tamamen başka biri olduklarına
inanmalarından bir adım öncesini oluşturuyor.
Laing'in kuramıyla ilgili çok meşhur bir örnekte, bir anne şizofrenik
oğlunu hastanede ziyaret eder. Oğul, yanağından öpmek üzere annesine
yöneldiğinde, anne birden bire donar ve başını öte yana çevirir; bunun
üzerine oğlu da geri çekilir. Ardından anne "canım, anneni gördüğüne
sevinmedin mi, öpmeyecek misin beni?" der.
Bu "ikili kıskaç" (2) olarak bilinen durumdur; ebeveyn birbiriyle
tamamen çelişkili mesajlar verir ve çocuk, ne yaparsa yapsın sonuçta yaptığı
yanlış olur. Nihayet, Laing'e göre, çocuğun önündeki tek seçenek farklı
bir anlam dünyasına sığınmak olur. İlişkiye girdiği insanların söz ve
mimiklerini olduğu gibi algılamak yerine, çocuk bu söz ve mimiklerin ve
başka her şeyin daha derin, gizli ve daha sembolik bir anlamı olduğunu
düşünmeye başlar.
Ensest "ikili kıskaçın" zirvesidir. Çocuğa, ebeveynin yaptığının doğal
ve normal bir şey olduğu söylenir. Fakat aynı zamanda ona yapılan bu
doğal ve normal şeyi hiç kimseye söylememesi istenir çocuktan; çocuk da
neye inanacağını bilemez halde "delirir".
Psikiyatristlerin Laing'in kuramını daha ayrıntılı incelemek adına
hiçbir araştırma yapmaması ve psikolojik rahatsızlıkların en önde gelen
sebebinin istismar olduğuyla ilgili çok kuvvetli kanıtlara gözlerini
kapaması utanç verici bir durum.
---
(1) Britanyalı psikiyatrist/psikanalist Ronald Laing
(1927-1989) "Bölünmüş Benlik" (The Divided Self, 1960) ve "Aklı Başında Olma,
Delilik ve Aile" (Sanity, Madness and the Family, 1964) adlı önemli
kitapları ile bilinir. Altmışlı ve yetmişli yıllarda psikiyatri karşıtı
akımın önde gelen isimlerinden birisi olmuştur. Şizofrenik durumun, yaşanan
deneyimlere karşı verilen "doğal bir tepki" olduğunu savunmuştur.
(2) "Double bind" olarak bilinen bu kuram, antropolog Gregory
Bateson (1904-1980) tarafından 1956 yılında "Bir Şizofreni Kuramına
Doğru" (Toward a Theory of Schizophrenia) başlıklı makalede bilim
dünyasına sunulmuştur. "İkili kıskaç" kuramı, bugüne kadar şizofreniyi anlamak
adına atılmış en önemli adımlardan biridir.
---
"Divandaki Britanya" (Britain on the Couch) ve "Ailenize Karşı Nasıl
Ayakta Kalabilirsiniz" (How to Survive Family Life) adlı kitapların
yazarı Britanyalı psikolog Oliver James'in 23 Mayıs 2004 Pazar günü
Observer'da yayımlanan "Untold Damage" başlıklı bu kısa yazısı sosyal psikolog
Üstün Öngel tarafından çevrilmiştir.