Minik aşkıma nasıl kavuştuğumu ilgilenen arkadaşlarla paylaşmak istedim. Belki biraz uzun olacak ama..
20 Mart c.tesi günü eşime içimdeki sıkıntıyı anlatıyordum. Bebeğimizin günü geldi ama hala tık yok, sakın kötü birşey olmasın diyordum. Kendi özel doktorum aklı başında kızsın herşeyin gayet normal, kolay doğum yaparsın istersen ben doğumunu parayla yaparım ama ne gerek var, SSK'da bedava yaptırabilirsin dedi. Bizde SSK Bakırköy Doğum Evine gidelim orada muayene olalım ne kaybedebiliriz ki dedik ve gittik.
Ağrılı bir muayeneden sonra bayan dr açılma olduğunu istersem hastaneye yatabileceğimi yada sancılar sıklaşınca gelebileceğimi söyledi. Bende baktım dayanamayacağım bir ağrı sızı yok eve gideyim sonra tekrar gelirim dedim. İşin tuhafı bana deftere parmak bas dedi. Benim okumam yazmam var imza atabilirim dedim, hayır biz imza değil biz parmak bastırıyoruz, sen şuraya parmak bas bende senin akşam tekrar gelebileceğini yazacağım dedi. Saçma geldi ama başımdan savmak için boşluğa parmak bastım.
Hastaneden çıkınca eşime sevinçle aşkımın gelmek üzere olduğunu açılmanın başladığını 1 cm olduğunu söyledim. Aslında muayene koltuğundan pekde sağlam kalkmamıştım, iki büklüm yürüyebiliyordum. Birkaç adım atınca bende kanama başladı ve tabi elim ayağım buz kesti. Eşimse olanlara birtürlü inanamıyordu. Hiç şikayetim olmadan gittiğim hastaneden kanamayla çıkıyordum. Apar topar özel dr'uma gittik bizi gördüğüne hiçde memnun olmadı, senin doğumuna daha çok var, senden gelen kan nişandır. İlk doğum olacağından yarına sarkar eve git dinlen sancıların 5 dk. da bir olunca hastaneye git dedi ve gayet soğuk davrandı. Eşimle eve geldik eşyalarımı tekrar gözden geçirdim, yemeğimi yedim bol bol sıvı aldım, çayımı içtim (Meğerse doğumu yaklaşanların hiçbirşey içmemesi ve yememesi gerekiyormuş kimseciklerde uyarmadı) derken bu arada benden su ve kan gelmeye devam ediyordu. Kayınvalidem kızım sen resmen doğum yapıyorsun hemen hastaneye gidelim boşver dr.ları bebek susuz kalacak dedi.
Tekrar SSK Doğumevine geldiğimizde saat 24:00 olmuştu. Nöbetçi görevli muayene etmek isteğinde canım acayip yandı ve kendimi kastım. Yaşı benim yarı yaşım kadar olan görevli bayan seni muayene etmiyorum kalk git ben böyle çalışamam diye bağırdı. Orada herkes bana baktı ve yerin dibine geçtim, çok ağrıma gitit. Kendimi kötü hissettim. Doğum yapmak üzereydim ilgiye ihtiyacım vardı, sakinleştirilmem gerekirken bana kendimi kastığım ve kıvrandığım için bağırılıyor devletin hastanesinden kalkıp gitmem isteniyordu. Aklımda tek birşey vardı oda ölümüm, Allahım öleyimde şu acıdan kurtulayım dedim. Ağlayarak giyinirken öğlen beni muayene eden bayan dr giyinme seni ben göreyim dedi, açılman 4 cm olmuş, yatışın yapılsın sancı odasında doğumunu bekle dedi.
Sancı odası denilen yer koğuş gibiydi, bütün bayanlara tek tip pembe robodan bir elbise giydirilmişti. Yataklar kanlı, ne çarşaf var, ne yastık nede battaniye, kıyafetler kanlı, tuvaletler pis, doğum yapmak üzere olan bayanlar (sayısı 20 civarında) kıvranıyor. Allahım dedim korku filmi gibi. Nedir bu benim başım gelenler. Oradan hemen kaçmak istedim ama ne kıyafetim, nede üzerimde param vardı. Eşimle beni ayırdıklarından onun nerede olduğunuda bilmiyordum. Yapayalnızdım.
Filmlerde olurya doğum yapanlara sakın korkma ben senin yanıdayım, yalnız değilsin bu işi birlikte halledeceğiz, birazdan yavrunu kucağına vereceğiz gibi konuşmalar beklerken gelen tersliyor giden tersliyordu. Neden böyle inanın hiç anlamadım. Eşime daha sonra olanları anlattığımda inanamadı.
Bu arada refakatçi yasak olduğundan ailemden birini ancak pazartesi saat 11:00 gibi taburcu olurken gördüm. Bebeğimin kalp atışlarını bulmakta dr.lar zorlanıyordu, sürekli monitör odasında bebeğimin kalp atışlarını dinliyorlardı. Öyle korkuyordum ki. Birinin yanımda olup elimi tutmasını istiyordum ve çok ama çok üşüyordum.
Birara sancı odasında bir aşağı bir yukarı turlarken ismimin anons edildiğini, monitör odasına bebeğimin kalp atışları için beklendiğimi söylediler. Kolumda serum vardı ve kesik kesik sancılar geliyordu, koridordaki görevliye (hemşire veya hizmetli emin değilim) 2 dk. serumu tutabilirmisiniz sancım geldi dediğimde kendin tut dedi ve arkasına bakmadan gitti. Sadece ağlayabildim. Ağrılı muayenelerde kendimi kastığım için erkek doktorlardan sürekli laflar yedim daha doğrusu yedik. Tek ben değildim. Doğumum oldukça zor oldu. Bayan dr gerekli kesim işlemlerini yaparken, 2 erkek dr yukardan baskı uygulayarak bebeğimin dışarı çıkmasını sağladılar. İnanın o an tüm yaşadıklarımı herşeyi unuttum. Bayan dr elinde morumsu küçücük birşey vardı, secdeye yatmış gibi dizlerini karnına çekmiş elleri yanaklarının üzerinde, dışı yapış yapış bir sıvıyla kaplı halde ürkek ürkek bana bakıyordu. Allahım dedim. İçimde öyle bir boşluk olduki tarifsiz. Yaseminin oğlu oldu diye anons yapıldı, bayan dr ilk defa bana sıcak baktı ve bebeğimi bana yaklaştırdı sıcak alnına sıcak bir öpücük kondurdum sen benim aşkımsın dedim. Aşkımı götürdüler görebileceğim bir yerde sanırım aramızda 4 - 5 mt vardı, kontrolleri yapılırken benimde dikişlerim atılıyordu. Sürekli konuştum onunla. Bani deli bu kız der gibi bakıyorlardı banane dedim artık yalnız değilim oğlum var konuşucam işte. Aşkım dedim bitanem, canısı, hayatımın anlamı, minik kuşum, oğluşum, şükür kavuşturana, seni seviyorum, sen benimde babanında birtanesisin. Oda ellerini kollarını oynatıp, mızmızlanıp durdu. Doğumum normaldi ama ne normal. Hala dikişlerimden rahatsızlık duyuyorum. Cumartesi 24:00'de hastaneye doğum için yattım, pazar 13:20'de doğurdum, pazartesi 11:00 gibi taburcu oldum. Bu sırada hep yalnızdım, çok canım yandı, çok ağladım ama minik kuşumla odamıza çekildiğimizde, ona kardeş sözü vermektende geri duramadım.
Allahım isteyen herkese evlat sevgisini tattırsın, öyle farklı birşey ki onun sevgisinin yanında ne koca sevgisi, ne anne ne baba sevgisi kalıyor. Sadece evlat. O süt kokusu, yumuk başını boynuma gömüşü. Emerken gözlerini gözlerime dikip ne olur gitme der gibi bakışı. Akşama daha çok var ve ben bebeğimi şimdiden çok özledim.
Not : Miniğim bugün 54 günlük oldu.