Toplam 3 sonuçtan 1 ile 3 arasındakiler gösteriliyor.
  1. Hayata dair...

    Aristoteles bir yazısında ırmakta yaşayan küçük canlılardan söz eder :

    Ömürleri bir gündür. Bunlardan sabah 8'de ölen genç ölmüş sayılır; akşam
    5'te ölen ise yaşlı...
    Montaigne ünlü "Denemeler"inde sorar: "Bu kadarcık bir ömrün
    bahtlısını,bahtsızını hesaplamak hangimize gülünç gelmez? Sonsuzluğun,
    dağların,nehirlerin, yıldızların, ağaçların yanında bizim hayatımızın uzunu
    -kısası da böyle gülünçtür."

    ***

    Son yılların en gözde akımlarından biri "uzun yaşam hırsı"...Modern tıp,
    ömrün sınırlarını zorlayan buluşlar elde ettikçe, tarihi boyunca
    "ölümsüzlük iksiri"nin peşinde koşmuş insanoğlunun iştahı
    kabarıyor."Antiaging" denilen "yaşlanmayı geciktirme" iddiasındaki hücre
    tedavileri, hormonlar, ilaçlar, diyetler hep aynı hedefin peşinde :

    Ölümü erteleyebilmek... Biraz daha fazla yaşayabilmek....

    ***

    Ne yalan söyleyeyim, ölümcül bir diyetle tüm dünyevi zevklerden uzak
    durarak, sağlık merkezlerinde gençlik aşıları vurularak hayata biraz daha
    tutunmaya çalışanların nafile çabası, Aristo'nun ömrü bir gün süren küçük
    canlılarının "bahtsızlığını" hatırlatıyor
    bana..."Sağlıklı yaşam"a bir diyeceğim yok, ama "geç ölüm ihtirası", "Ne
    için" sorusunu getiriyor hatıra...

    "Niçin hayat sofrasından, karnı doymuş mütevekkil bir davetli gibi kalkıp
    gidemiyoruz?"
    "Niçin hayat meşalesini, yenilere devretmekte böyle zorlanıyoruz?"
    "Bunca yıl yapamadığımız neyi yapmak için ölüme direniyoruz?"

    ***

    Zincirlikuyu Mezarlığı'nın kapısına asıldığı günden beri tartışma konusu
    olan o ayet yüzünden yazdım bunları :

    "Her canlı ölümü tadacaktır".

    Kimi "Malumu ilana ne hacet" diye karşı çıkıyor yazıya ; kimi "İşe giderken
    insanın aklına eceli sokup moral bozmanın alemi yok" diye... Oysa benim
    ayetin devamında okuduğum mesaj gayet basit: "Nasıl olsa sonunda buraya
    geleceksiniz. Yan yana ve eşit büyüklükte çukurlara gömüleceksiniz. Size
    bahşedilen hayatı doğru dürüst yaşamaya bakın". Ayeti böyle
    okuyunca, daha çok hayatta kalmak uğruna daha az "yaşayan"ların hali size
    de komik gelmiyor mu ? Kainatın uçsuz bucaksızlığı karşısında, ha sabah 8,
    ha akşam 5, ("Ha 3 gün önce, ha 5 gün sonra") ne fark eder ki ?

    ***

    Yine Montaigne ile bitirelim.

    "Hayatın değeri, uzun yaşanmasında değil, iyi yaşanmasındadır. öyle uzun
    yaşamışlar vardır ki, pek az yaşamışlardır. Doyasıya yaşamak, yılların
    çokluğuna değil, sizin coşkunuza bağlıdır".


    Aristoteles bir yazısında ırmakta yaşayan küçük canlılardan söz eder :

    Ömürleri bir gündür. Bunlardan sabah 8'de ölen genç ölmüş sayılır; akşam
    5'te ölen ise yaşlı...
    Montaigne ünlü "Denemeler"inde sorar: "Bu kadarcık bir ömrün
    bahtlısını,bahtsızını hesaplamak hangimize gülünç gelmez? Sonsuzluğun,
    dağların,nehirlerin, yıldızların, ağaçların yanında bizim hayatımızın uzunu
    -kısası da böyle gülünçtür."

    ***

    Son yılların en gözde akımlarından biri "uzun yaşam hırsı"...Modern tıp,
    ömrün sınırlarını zorlayan buluşlar elde ettikçe, tarihi boyunca
    "ölümsüzlük iksiri"nin peşinde koşmuş insanoğlunun iştahı
    kabarıyor."Antiaging" denilen "yaşlanmayı geciktirme" iddiasındaki hücre
    tedavileri, hormonlar, ilaçlar, diyetler hep aynı hedefin peşinde :

    Ölümü erteleyebilmek... Biraz daha fazla yaşayabilmek....

    ***

    Ne yalan söyleyeyim, ölümcül bir diyetle tüm dünyevi zevklerden uzak
    durarak, sağlık merkezlerinde gençlik aşıları vurularak hayata biraz daha
    tutunmaya çalışanların nafile çabası, Aristo'nun ömrü bir gün süren küçük
    canlılarının "bahtsızlığını" hatırlatıyor
    bana..."Sağlıklı yaşam"a bir diyeceğim yok, ama "geç ölüm ihtirası", "Ne
    için" sorusunu getiriyor hatıra...

    "Niçin hayat sofrasından, karnı doymuş mütevekkil bir davetli gibi kalkıp
    gidemiyoruz?"
    "Niçin hayat meşalesini, yenilere devretmekte böyle zorlanıyoruz?"
    "Bunca yıl yapamadığımız neyi yapmak için ölüme direniyoruz?"

    ***

    Zincirlikuyu Mezarlığı'nın kapısına asıldığı günden beri tartışma konusu
    olan o ayet yüzünden yazdım bunları :

    "Her canlı ölümü tadacaktır".

    Kimi "Malumu ilana ne hacet" diye karşı çıkıyor yazıya ; kimi "İşe giderken
    insanın aklına eceli sokup moral bozmanın alemi yok" diye... Oysa benim
    ayetin devamında okuduğum mesaj gayet basit: "Nasıl olsa sonunda buraya
    geleceksiniz. Yan yana ve eşit büyüklükte çukurlara gömüleceksiniz. Size
    bahşedilen hayatı doğru dürüst yaşamaya bakın". Ayeti böyle
    okuyunca, daha çok hayatta kalmak uğruna daha az "yaşayan"ların hali size
    de komik gelmiyor mu ? Kainatın uçsuz bucaksızlığı karşısında, ha sabah 8,
    ha akşam 5, ("Ha 3 gün önce, ha 5 gün sonra") ne fark eder ki ?

    ***

    Yine Montaigne ile bitirelim.

    "Hayatın değeri, uzun yaşanmasında değil, iyi yaşanmasındadır. öyle uzun
    yaşamışlar vardır ki, pek az yaşamışlardır. Doyasıya yaşamak, yılların
    çokluğuna değil, sizin coşkunuza bağlıdır".

  2. #2

    Re: Hayata dair...

    "Hayatın değeri, uzun yaşanmasında değil, iyi yaşanmasındadır. öyle uzun
    yaşamışlar vardır ki, pek az yaşamışlardır. Doyasıya yaşamak, yılların
    çokluğuna değil, sizin coşkunuza bağlıdır".

    montaigne çok güzel demiş.

    yaşamın süresi değil,kalitesi önemli bence de...

    GEÇMİŞİ ANMA
    GELECEĞİ HAYEL ETME
    BU ANINI BERBAT ETME...

  3. #3
    Üyelik Tarihi
    18 December 2002
    Bulunduğu Yer
    PENDIK-ISTANBUL
    Mesaj
    443

    Re: Hayata dair...

    Evet cok guzel bır yazı.Onemlı olan hakıkaten yas degıl yasamak.Bugunumuzu doya doya yasamak.Bızımle paylastıgın ıcın sagol.

Benzer Konular

  1. Hayata dair
    Konuyu Açan: Murat_Can, Forum: Geyik.
    Cevap: 3
    Son Mesaj: 11 August 2009, 10:27
  2. Hayata Dair :))
    Konuyu Açan: Esma Sendur Baysal, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 0
    Son Mesaj: 04 January 2007, 23:57
  3. HAYATA DAİR ))))))))))
    Konuyu Açan: sibelkavak, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 12
    Son Mesaj: 25 December 2006, 13:37
  4. Hayata dair...
    Konuyu Açan: Orcun_Osman, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 1
    Son Mesaj: 23 November 2004, 21:30
  5. Hayata dair..!!
    Konuyu Açan: $aTo, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 1
    Son Mesaj: 04 October 2004, 10:06

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Dosya Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
 
 

Bu site Lidya.Net tarafından hazırlanmış ve yayınlanmaktadır © 1998-2012. Bu sitede yayınlanan yazılar, kaynak ve yazarı belirtilmek kaydıyla kullanılabilir.
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren AnneCocuk.com adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan ve yazdıkları yazılardan kendileri sorumludur.
AnneCocuk.com ile ilgili yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkinden iletişime geçildikten sonra en geç 2 (iki) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve size geri dönüş yapılacaktır.