nerdogan yazdı:
Geyiğini Unutan Site
bir hışımınan geldi geçti
annecocuğun geyikleri
hışımınan genel forumu böldü geçti
webmaster kim
yeşim kim
picasso kim
annecocugun geyikleri heyyy
Bir forum açar dosta düşmana
Mecal vermez genel foruma
Az kaldı siteyi çökerteee
Webmaster kim
Yeşim kim
picasso kim
heyyy heyyyy heyyyyyy
uzunnnn yıllar önce,henüz o büyük göktaşı dünyamıza düşmeden önce dinazorlar pembe tablolar çizerek yaşamlarını sürdürürken, tekerlek ve elimizin kiri para icat edilmeden önce yerleşik hayata ha geçtik ha geceğiz derken,
o eski zamanların birinde,insanlar avcılık yaparak günlük yaşamını sürdürürlermiş.bir taraftan da kaya,taş üzerine geyik resimleri çizerek birbirleri ile iletişim içerisindelermiş, hatta o derece birbirlerini anlıyorlarmış ki,kaya üzerine birisi geyik çizse,aradan uzun zamanda gecse bu geyiği kimin çizdiği hemen anlıyorlarmış,yani birbirlerine o derece alışmışlar, ,biliyorlarmış, taaaa ki, ateşi bulanlar , geyik figürleri çizenlerin yurduna bu ateşi bi şekilde yaymasına kadar.
geyik figürleri ve dumanla haberleşme birbirine girmiş bir yerde,dumanla haberleşme yayılmış. kısa sürede hertarafta,duman popüler olurken,geyik ikinci planda kalmış,geyik çizerek iletişim kuranları dışlamışlar , onları başka yere göçe zorlamışlar,
bu sırada dumancılar dinazorların etkisinde kalarak kendilerine duman seven dinazorlar lakabını takmışlar,
duman seven dinazorlar artık kendi aralarında duman vasıtası ile rahat rahat kavga yapmaya başlamışlar,ama bu ilk başta çok güzel iken sonradan sıkıcı olmaya başlamış,artık oyle bir hal almış ki, güneş battıktan sonra hava karardığında ates bocekleri etrafı sardığında duman seven dinzorlar gizli gizli geyiklerin göç ettiği yere gider onların kayalara çizdiği geyik figürlerini hayranlıkla izlerlermiş, ama bu hayranlıklarını kimseye belli edemezlermiş.Bu hayranlık zamanla birbirleri ile dumanla haberleşirlerken bile göze batmaya başlamış,artık havada yukarı doğru süzülen dumanın şekli bile geyik şeklini almaya başlamış
veeeeee
Geyik severler bu duruma hayli bir üzülmüşler..
Ne yapılabilirdi diğerleri için..İçinde insanı kemirip bitiren isteğe karşı koymak için çaba sarfedenlere yardım etmek onların göreviydi.
Ne var bunda utanıcak birileri gerçekleri vurmalıydı yüzlerine...
"Duman seven dinazorlar" kendi aralarında bölünmeye başlamışlar. "Dumanda geyik olurmu?" diye. Bir kısım dumancı "Neden olmasın. Dumanda bir iletişim aracı bunda geyikte olur diğer figürlerde." demiş. Diğerleride "Dumanda geyik olmaz. Duman ciddi bir iletişim şeklidir. Madem öyle geyik çizerek iletişim kursunlar. Duman yapmasınlar." diye karşı gelmişler.
Bu arada bizim geyik çizenler buna uzaktan bakarak "kıs kıs" gülmekteymişler.
Bunun üzerine dumanla haberleşmeden vazgeçen geyikçiler, kendi aralarında koloniler kurarak haberleşmeye başlamışlar.
Kımi zaman kahkaha sesleri, kimi zaman bağırışlar ve başkalarına anlamsız gelecek kodlarla konuşmaya başlamışlar.
Konuşarak iletişim kurmayı keşfeden geyikseverler birbirlerine çok bağlıymış, leb demeden leblebiyi anlayabiliyorlarmış.
Şişman geyik sıska geyiğe ; gel seninle geyik muhabbeti edelim demiş.
Sıska geyiğin o gün keyfi yokmuş ama kabul etmiş.
Demişki:
- Adamın teki şoka girmiş karısı migrosa.
Şişman geyik bayılmış buna,
Bir tanede ben söyleyim demiş:
- Adamın biri ağaca çıkmaya bayılıyormuş, ağaca çıkmış bayılmış demiş ve basmış kahkahayı.
Sıska geyik bu altta kalmak istememiş ve yeni bir tane daha söylemiş
Şişman geyiğe:
- Mutlu esekler gibi sırıtma...diyince olanlar olmuş
eşek olarak adledilmek şişman geyiğin pek bir ağrına gitmiş
Ve tarihte ilk defa...
Geyiğin adı olmuş..
Cins cins geyikler hep bir ağızdan car car ötmeye başlamışlar.
O kadar gürültü çıkartmışlar ki, komşu kabilelerden ricaya gelenler olmuş.
" Aman kardeşler, azıcık susun, burada kültür mantarı yetiştiriyoruz, onlar için ortamın çok seviyeli olması gerek " demişler...
geyikseverlerin cevabı gecikmemiş kültür mantarı bize ters gelin bizim gibi yapın kuzukulağı mantarı yetiştirin ortada buluşalım demişler .
Ammaaa, geyiklerde kim kime, dum duma..
Buna rağmen kültür mantarı tarlaları gelişmiş, mantarlar kocaman kocaman olmuş, gelmiş geyikseverlerin kampının kıyısına dayanmış.
Topal geyik bakmış"yahu akşam akşam sizin karnınız acıkmadı mı? toplayayım da şunlardan size bir mantar çorbası yapayım " demiş.
Pisboğaz fakat bilinçli geyik atılmış:
" hayır hayır kuzukulağı mantarı yiyelim,hem gerçek rengimizi korur hem de daha fitaminli,ne işimiz var bizim kültür mantarıyla,adı üstünde buram buram kültür kokuyor bizi bozar " demiş veee olanlar olmuş.
Yemek seçen bir geyik diğeriyle kavgaya tutuşmuş. Bunu gören diğer geyikler onları ayırmaya gelmişler. Ama içlerinde hiç hakim yokmuş. neyse sişman geyik üç kez "Boş ol, boş ol, boş ol" demiş ve ayrılmışlar.
Tabi geyiklerin birbirine girmesini uzaktan pis pis sırıtarak izleryenler varmış. Bunlar tabiki "dumancılar" dan başkası değildi. "Bunlar geyik işte daha kendi aralarında geçinemiyor, bizle hiç uğraşamazlar" diyorlardı kendi aralarında.
Bunu duyan geyikçiler çok üzülmüşler. İçlerinden "momentum"u iyi olan bir geyikçi diğerlerine:
-Arkadaşlar bu dumancılara karşı birlik olmalıyız. Yoksa bizi yok edecekler. demiş.
Bunun üzerine hepsi kara-kara düşünmeye başlamışlar. İçlerinden renkli düşünenlerde varmış gerçi..
Bu sırada bir geyik demişki;
" haydin toplanalım, bir olalım, geçmişimizden sözedelim ."
Geyikler geyik olalı hiç böylesine ciddi olmamışlar.
Ormanın en güzel ve ihtişamlı ağacını seçip herkesin görebileceği bir yere büyük büyük büyük büyük büyük dedeleri geyikovoski geyiğin resmini yapmışlar. Bir müddet onu seyretmişler. Sonra yuvarlak masa kurmuşlar ve şişman geyik açılış konuşmasını yapmaya başlamış.
Geyik kardeşlerimmm ...
Toplantı sürerken bir dumancının araya karıştığı gözlenmiş:
Alemsiniz ya. Burda masal mı yazıyorsunuz koptum ..
Haydaaa....
... bir geyikçi hemen atılmış:
"- Biz burda masal değil destan! yazıyoruz." demiş. Bu arda tamirden anlayan bir geyikçi "kopan" kişiyi 502 ile yapıştırmış. Eskisiden sağlam olmuş. Yanlı bu sırada onun bir geyikçi değil dumancı olduğunu faketmiş.
"- Aaa bu bir dumancı..!!! " diye haykırmış.
Oradaki bütün geyikler. çok şaşırmış.. ve şüphe duymuşlar. Bir dumancı buraya neden gelsin.
"- Neden buradasın dumancı? " demiş bir geyikçi.
"- Bir sebebi yok. Dumandan canım sıkıldı birde buraya
bakayım dedim." demiş. ve devam etmiş:
"- Bizim oralar çok dumanlı, baca çekmiyor sanırım kurum bağladı. Ortalık duman oluyor arada. Bende buraya bir bakayım dedim. İstemezseniz giderim." demiş.
"-İyi yapmışsın gel tabi. Bizim herkeze kapımız açık.
Bir ünlü düşünürümüz ne demiş : "-Gel ne olursan ol gel. İster duman ol ister ister geyik, ister bin kere geyik yapmayacam desende yine gel." İşte bizim felsefemiz budur dumancı kardeş. Bizde kapımız herkese açık." Bu anlamlı sözler karşısında dumancının gözleri dolmuş. Kaşlarıda otobüs
"- Ne oldu dumancı kardeş hala duman etkisini gösteriyor sanırım gözlerin doldu." demizş aynı geyikçi.
"- Yok bu seferki dumandan değil, söylediğiniz sözler beni çok etkiledi. Bilmezdim geyikçilerin bu kadar anlamlı, bu kadar hoş insanlar olduğunu." demiş ağlamaklı göz ve çektiği burnuyla. Geyikçi devam etmiş :
"- Bizlere bu ön yargıyla yaklaşıldığından bizde rahatsızız elden birşey gelmiyor. Birkere "geyik" rtiketi vurulmuş alnımıza. 1000 tane kültürel forma katılsan onlarca açsan değişmez. Hatta dışlanırsın.. Bizimde her konuda söyleyeceklerimiz var, düşüncelerimiz var ama boşa. Bu kadar kötü birşeymi şu zalim dünyada acı ve kederler karşısında "geyik" yapmak. Aslında en zor şeydir bu zamanda gülebilmek hayatı "tiye" almak. Belkide onlar bunu yapamadığı için bizi dışlar ve istemezler.. Hor görerek eksikliklerini kaparlar. Aslında bizimde bir felsefemiz bir kültürümüz var. Adı geyikte olsa" demiş..
"- Anlıyorum şimdi sizleri.. Affedin beni, size bu şekilde davrandığım ve sizi hor gördüğüm için.." demiş dumancı.
"- Affedecek bir şey yok. Sen doğruyu gördün doğru yolu buldun git şimdi bunu arkadaşlarına anlat. Bitsin bu aradaki husumet. Biz aynı sitenin evlatlarıyız, ayrılmamalıyız." diye onu teskin etmiş geyikçi.
"- Tamam şimdi arkadaşlarımın yanına gidiyorum. Ama gene geleceğim. Bende bir geyikçiyim artık." demiş ve koşarak urzaklaşırken oradan dönüp arada el sallama ikonu göndermiş onlara.
Bu sırada diğer yönden bir geyikçinin koşarak onlara doğru geldiğini görmüşler .....
Şişman geyik konuşmaya devam etmek istemiş:" Bugün burdaaa, sizinleee beraaabeeer olmaaakkkk " derken ukala geyik atlamış öne..
Azıcık da tiz sesiyle, " efendim söz alabilir miyim " demiş.
bugünü 1.geyikseverler günü ilan etmeyi öneriyorum. Her yıl bugün şölen düzenleyelim, bol bol kültür mantarı yiyelim, boynuzlarımızı sertleştirip cildimizi kıllandırır, ne dersiniz?"
Birden daha bilge ve kıdemli geyikseverlerden biri öne çıkmış.
Ama kimse kimseyi dinlemiyormuş ki..
Bir taraftan ukala geyik, bir taraftan topal geyik bağırışmaya başlamışlar...
Bilge geyik kükremiş..
geyiklerim geyiklerimmm
bu kültür mantarı bizi bölmeye başladı...
neden hala farkında değilsiniz.
demesi ile dr geyik söze girmiş: " Bölemezler, bölerlerse sıhhıye emrinizde, usüle uygun yeniden dikerim alimallah.." demiş dr geyik..
Tam o anda boynuzlarından biri kırılmış, üstübaşı perişan, koşmaktan nefes nefese genç bir geyik kürsünün önünde yere yığılmış.
Efendimiz, bilge geyik...diye söze başlamış..
Artık vatanımıza dönme vakti gelmedi mi? Bitsin artık bu zulüm ,halime bakın , ya şu gurbette yaşadıklarımız ,ben köyümü özledim ' derken , göz yaşları salya sümük birbirine karışıyormuş
Arkadaşlarının bu halini gören geyik kardeşleri arasında uğultular yükselmeye başlamış ...
Haklısın.
Evetttt ..
Ne yapalım peki ?
'Haydi ozaman' demiş muhalefet , duygulu geyik ;
Geyikovoski geyiğinin altında toplanalım yine
Artık bu sorunlarımızn çözümü için birşeyler yapma vakti geldi de geçiyor bile , uyumayalım ' demiş.
Ve.....
alaca geyik
elinde harita belirmiş ordan ben şimdi size güzergahımızı belirlicem demiş ben bu yolları iyi biliyorum,
başka yerden gidersek
bizi kesin avlarlar demiş.
bilge geyik ve diğerleri çaresiz yurdunu terk etmek için çıkmış yolaa
tüm geyikçiler mutlu mesutt kervana koyulmuşlar
gırgır şamata muhabebett çok güzelmişş yollarda
herkes bir espri herkes bi fıkra anlatıp
zamanı geçirmeye çalışıyormuş.
ama bir yol ayrımına geldiğinde birde karşılarında ne görsünler?
yol üçe ayrılıyormuş.
Biri kültür mantarı ekili dümdüz tarlalrlarda ilerlerken, sağa kıvrılan yolda yemyeşil kuzukulağı mantarları varmış.
Soldaki yol ise dökülen kayalarla tıkanmış.
İnatçı geyik bir hamlede kayanın üstüne tırmanmış, bir de bakmış ki...
" Ucu bucağı görünmeyen bir ülke "
İnatçı geyik hemen bir dürbün istemiş arkadaşlarından ülkeyi gözetlemek için
Dürbünü almış ve seyretmeye başlamış,birde ne görsün 'ANNEÇOCUK ÜLKESİNE HOŞGELDİNİZ' yazan bir tabela
Merakı arttıkça artmış,allala bu nasıl bir ülkedir ki? bu sefer arkadaşlarından, bana bir teleskop verin , daha ayrıntılı görmek istiyorum.
Geyikler arasında bir uğultu kopmuş.
" ne oldu, ne var ,bir şey mi gördün?"
-Evet gördüm gördüm Aşağıda büyük bir ülke, ülkenin sarayının balkonunda Kral,Kraliçe ve Küçük Prensi halkını selamlıyor.
Bunu duyan geyikler durur mu hemen atlaya zıplaya Anneçocuk ülkesine akın etmeye başlamışlar
Geyikler arasında uğultular başlamış :
-Acaba bizi isterler mi?
- Aralarına önce birkaç arkadaşla mı sızsak acaba ?
- Ne olucak ? , bizi onlarında seveceğine eminim .
konuşmaları sonucu devam etmeye karar vermişler, .
Anneçocuk ülkesinin girişinde ANNEÇOCUK ÜLKESİNE HOŞGELDİNİZ levhasını görünce , birbirlerinin yüzüne sevinçle bakmışlar.
Anneçocuk halkının arasından, biraz da çekinerek yavaş yavaş içeriye girmeye başlamışlar.
Sarayın balkonun altına gelerek Kraliyet ailesini selamlamışlar.
O esnada, geyiklerden biri kralın tahtına göz dikmiş. Fakaat, öyle akıllıymış ki, planlarını sinsice uygulamaya karar vermiş.
Balkona bir hamlede atlamış, kralın ellerine yapışıp öpmeye başlamış.
Diğer geyikler şaşkınlıktan dona kalmış, ağızları açık kalmış, bir tanesi ağzındaki kuzukulağı mantarını çiğnerken düşürmüş, meraklı geyik kulaklarını kabartmış, dr.geyik acaba bu ülkenin Psikoloğu var mı diye endişe yapmış..
aslında dr geyiğin ensişesi boşunaymış.Çünkü her geyik kendisinin psikoloğuymuş,
dr geyiğin sitede biranlık dumancıların etkisinde kalmasından dolayı bu fikire kapılmış olasılığı diğer geyikleri endişelendirmiş.
Merakli geyik ise o kadar halsizmiski yorum yapamamis merakla izliyormus olaylari kral saskin geyikler saskin..ne olcek bu kraliyetlik diye birbirlerine baka kalmislar..acaba hangi geyikmis o kraliyete göz diken onu bilem merak ettmis merakli geyik
eeeee sonunda kral söz almis ve demiski.....
Hoşgeldiniz ama boşuna geldiniz ey geyikler..
Üstelik gelirken kültür mantarı, kuzukulağı demeden herşeyi yiyip geldiniz.
Çok da gürültücüsünüz..
Bu ülkede kalmak istiyorsanız sizi tecrit edeceğiz.
Geçin bakalım şu çitlerle çevrili kampa..
Sinirli geyik bağırmaya, hassas geyik ağlamaya başlamış.
Meraklı geyik zıplayarak protesto ederken, tüm site üzerine bir uğultu çökmüş.
Kral ellerini kaldırıp herkesi susturmuş ve demiş ki:
Ey geyikler, bu ülkede her şey kıdemle başlar. Kültürle sürer, dumanla biter. Bize uyacağınızdan emin değiliz. O yüzden bir süre bu kampta kalacaksınız.
Onlarca geyik kuyruklarını kıstırıp tecrit kampına girmiş.
Fakaaat, çok geçmedennn İşin rengi değişmiş.
Meğersem bizim 'Anne Çocuk' ülkesi gülmeyi çoktan unutan insanlardan oluşuyormuş.
Gülmeye gülmeye içleri katılaşmış bed bed dolaşırlarmış
Günlerden bir gün kral ve kraliçe kamp etrafında gezinirlerken, geyiklerin bir birleriyle geyik yaptıklarını duymuşlar
Çok hoşlarına gitse de ne kral kraliçeye,nede kraliçe krala belli etmiş
Bir gün kraliçe, kral efendiye 'benim canım çok sıkıldı biraz yalnız başıma gezineyim açılırım belki demiş'
Demiş ama yalan söylemiş tutmuş bizim geyik kampının yolunu
Varmış geyik kampına ve dinlemeye başlamış.
Dinledikçe açılmış ,açıldıkça gülmüş,güldükçe gözlerinden yaş gelmiş
En sonunda makaraları koyuvermiş.
Vermiş vermesine de koyverdiği makaralara dolaşan şapşal ve sakar geyik paldır kültür kraliçenin eteklerinin dibine düşmüş. koşa koşa gelen huysuz geyik bir taraftan " kalksana behey salak " diye yerdekini dürterken, bir taraftan da açılmış makaraları sarmaya uğraşıyormuş. Ama ne fayda...
Bir bakmışlar kraliçenin yurtdışından getirttiği ipek eteği
boylu boyunca yırtılmasın mı?
Bir yandan birbirini dürtten geyikler makaraları sarıp yerden kalkmaya çalışmışlar , bir taraftan da sinirden yüzü kıpkırmızı olan kraliçe ,öylece kalakalmışlar.......
Huysuz Geyik hemen kraliçeye:
"-Kraliçem bu yırtmaç size çok yakıştı. Bu sene kraliyet modası da bu zaten." demiş.
Kızarmakta olan Kraliçe biraz yüzü normale dönmeye başlamış. Bu sırada huysuz geyik sakar geyiği bir dirsek darbesiyle dürtmüş ve kafasıyla kraliçeyi göstermiş. Oda anlayıp :
"-Kraliçem bu sizi çok güzel ve seksi gösterdi. Bir başka hava verdi." diye acık daha gaz verince kraliçenin yüzü "86 numara ten rengine" dönmüş.
Kraliçenin normale döndüğünü gören Huysuz Geyik:
"-Efendim aramıza katılmazmısınız? Bizi onore edersiniz. Nacizhane mekanımıza."
Elbisesindeki yırtığı incelemekte olan Kraliçe bu soru üzerine kafasını kaldır ve
"-Tamam hadi gidelim" deyince,hep beraber diğer geyiklerin arasına doğru gitmişler.
Diğer geyikler o sırada uzun upuzun bir masanın başında toplanmış yemek yemekle meşgulmüşler.
Hemen kraliçe içinde bir servis hazırlamışler,masaya davet etmişler.
Bizim kraliçe çok mız mızmış yemek konusunda;yok onu yemem yok bunu yemem diye çok çektirirmiş aşçısına
Kıraliçe sormuş;bu günkü menünüzde ne var acaba? ona göre yiyeceğim
O sırada aşçıbaşı geyik, yaptığı yemeği kraliçenin tabağına koymuş bile
Kraliçe ne görsün ?hiç sevmediği hatta ve hatta saçlarının bile dik dik olduğu bir yemek
Mantar güveç!!! diye bağırmış...
" Aman Allahım, yanında Bolonez soslu kuşkonmaz olsaydi bari " diye söylenirken bir patırtı olmuş, borular çalmış, eletek öpenleri refakatinde sn. kral ile arkasında elinde gameboyu, gözlüklü bir oğlan çocuğu kampa girmiş.
" Yettim kraliçem, al sana ekose etekli ördek ile roze 1348 Bonbon şarabı getirdim.
Afiyetle ye sevgilim " demiş...
yemekler yenmiş afiyetle
bütün geyikler şen şakrakmışş bunu gören kraliçe " nasıl böyle
gülebiliyosunuz size o kadar imreniyorum ki "
demiş..
bunu duyan geyikler acımış kraliçeye
düşünmüşler taşınmışlar ee birazda kaşınmışlar tabii...
kraliçe sarayına dönünce lider geyik alaca geyiği çağırmışş(yanii ben )
alaca geyik bütün geyikleri haber sall akşam toplantı yapalım kraliçeye derman olalım demiş.
alaca geyik bütün geyiklere haber varmiş
ve
akşam olmuş bütün geyikler bir meydan da toplanmış...
Kesin karar almışlar:
bundan böyle kraliçeye mantar sote vb yemekler yedirilmeyecek.
tüm kültür mantarları toplatılacak
anlayacağınız geyik konseyi o toplantıda sıkıyönetim ilan etmiş ve geyikistan yeni bir döneme girmiş.
o gün doğan çocuklara geyik, keyik, gibi isimler konulmuş. (bkz: eylül sonrası Türk isimleri sözlüğü)
bütün bunlar olurken, geyik diyarında alttan alta bir kaynaşma varmış.
Çok bilmiş geyikle, huysuz geyik kafa kafaya vemişler.
Şu eskimiş geyik kafaları nasıl yenilesek? demişler? Onları yandan dinlemekte olan şapşal geyik ise, diğer ikisinin yanına kafasını uzatmış, dinlemeye başlamış.
Şapşal geyik dinlemeye devam ederken, diğer yandan geyik kampında çocukların 23 nisan telaşı sürmeye devam ediyormuş.
Öyle güzel şarkılar söyleyip gülüyorlarmış ki ,diğer yandan sarayın üst katındaki prens odasında mürebbiyesinin anlattığı dersten sıkılıp öfleyip pöflerken dışarıdan gelen seslere kulak kabartmış , yerinden kalkmış , balkona doğru ilerlemiş..
Bu şen seslerin nerden geldiğini anlamaya çalışırken gözü geyik kampındaki çocuklara takılmış.
Ne kadar güzel şarkılar söylüyorlar ,ilk defa duyuyorum bu şarkıları ben , o ellerindeki rengarenk şeyler ne acaba?, niye bu kadar sevinçliler?diye düşünürken balkon dan o kadar sarkmış ki, gameboyu elinden düşmüş, küüt sakar geyiğin kafasına..
" Yandım anam " diye bağıran geyiğin yardımına meraklı geyikle alaca geyik koşmuş.
Plancı geyikler ise ortadan sıvışıvermiş.."
O sırada , çok bilmiş geyikle , huysuz geyiği dinleyen şapşal geyik sesi duyar duymaz kalkık kulaklarını indirip , kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırıp ne oluyor diyerek meraklı geyik ve alaca geyiğin yanında bulmuş kendini.
Küçük prens düşürdüğü gameboyu olmak için hızla sarayın merdivenlerinden ine dursun , plancı geyikler saklandıkları çalılıkların arkasından kıs kıs gülerek olacakları seyre dalmışlar.
Bu sırada gözlerine kendilerini uzaktan seyreden, dumancılar arasına asimile olmuş gibi duran ama aynı zamanda en hasından geyik olan dikbaşlı, mağrur bağımsız geyik takılmış.
Yanına yaklaşıp " meraba demişler.
O ise: "merhaba cildiniz ne kadar da bakimsiz,hicmi guzellik salonuna gitmiyonu beaaa" demis ve cantasindan cikardigi christian dior capture serisini bakimsiz geyiklerin saskin bakislari arasinda uzatmis.
Ancakk
iorun icinde fazla nickel bulundugu icin geyikciklerin dudaklari sisip, köfte dudak olmuş.
Amaaa bu bile onları dumanla haberleşmeye yöneltmemiş, bir iki kullanımdan sonra yine eski çamur banyolarına ve kuzukulağı mantarlarına dönmüşler.
Elde kalan malları da hediye babından kraliçeye tavsiye etmişler.
Kraliçe nikellene dursun, küçük prens, alanda carıl carıl öten geyiklerin arasına karışmış, dinlemeye başlamış.
İlk başlarda gameboyunu ararken, birden konuşmalar ilgisini çekmeye başlamış.
Yüzündeki alaycı ve tepeden bakan ifade gitmiş, yerini çocuksu, neşeli bir surat almış.
Bir ara yüzünde kremlerle balkona çıkan kraliçe ne görsün?
Oğluşu toztoprak içinde koşturuyor, bir elinde somun ekmek, öbür elinde tombul bir kuzukulağı mantarı, tıkınıp duruyor.
Pekiiii, gameboya ne olmuş?
Kafasına gameboy düşen sakar geyik bir kuytuya çekilip başlamış oynamaya..
Biip, çat, pat, iiiiyk seslerini çıkartırken akşamın nasıl geldiğini anlamamış...
Akşam olduğun da kraliçenin oğlu ağlamaya başlamış gameboy gameboy diye..
Kraliçe ne yapacağını şaşırmış, hokkabazı getirmiş oğlunu eğlendirmesi için ama, nafile tık yok.
Çocuk ağlamaya devam edince, kraliçe veziri çağırmış.
Emretmiş:
"çabuk bu gameboyu bulunn "
Vezir: " emredersiniz nerde aramaya başlıyayım "demiş.
Kraliçe de bu olsa olsa geyiklerin işidir diye düşünmüş.
"Onlarda aramaya başlayın" demiş
Vezir çıkmış saraydannn, başlamış geyikleri aramaya
az gitmiş uz gitmiş
dere tepe düz gitmiş
geyikleri bir türlü bulamıyormuş
en sonunda kafasında bi lamba yanmış
veeeeeee
geyikler olsa olsa annecocuktadır geyik yapıyolardır deyip,
İlk işi annecocuğa gidip geyikleri bulmak olmuş.
Önce üye olmuş sonra geyiklerin arasına sızmış.
Sızmış ama cin gibi geyikler hemen bu garip görünüşlü geyiğin çevresini sarmışlar.
Kokoş geyik sormuş:" ayol bu ne güzel bir fistan, mevsimsonu ucuzluğundan mı aldın?"
Okumuş kültürlü geçinen geyik ise ayakkabılara takmış..
" vaavv, bu çarıklar süper, 32 pondu var mıydı kardeş? " diye sormuş.
Derken diğer geyikler de gelmiş, sakar geyik ise hala çekildiği köşede bızzt bızzt oynuyormuş.
Birden aletten ses gelmez olmuş. Gameboyu kulağına getirip sallamış, yere atmış, üstünde tepinmiş, dişlemiş, a-ah nafile ses yok..
Koşmuş huysuz geyiğe " abulaaa, bu alet ötmüyor netçem ben?"
Huysuz geyik bakmış ve hemen bir forum açmış
"gameboy tamirinden anlayan beri gelsin" forumu imiş bu...
bizim sazan geyikler hemen saldırmışlar
sanırsınız ki yıllarca game boy üssünde çalışmışlar
hepsi fetva vermeye başlamış.
Sitede dumanla haber uçuşadursun, kıdemli bilge geyik salına salına gelmiş, gameboyu eline alıp evirmiş çevirmiş..
Herzaman yanında taşıdığı alet çantasını açıp içine kafasını sokmuş.
Bir hayli şakır şukur karıştırdıktan sonra kıpkırmızı bir suratla kafayı çantadan çıkarmış.
Bir bakmışlar, elinde iki kalem pil var.
" behey prensim, bu sakar geyik gameboyunuzun pilini bitirmiş, olay bundan ibarettir, buyrun..." demiş..
bunun üzerine küçük prens çok sevinmiş,sevinç naraları atmaya başlamış
"sağolasın yaw bundan sonra dile benden ne dilersen" demiş
bilge geyik, fırsat bu fırsat deyip içinden, " kem küm ne dileyim sevgili küçük prensim ,babanıza rica etsenizde bizi şu kapmtan çıkarsa, biz buraya özgürlük için geldik mahkum hayatı yaşamaya değil " diyerek herkesin derdine tercüman olmuş.
Bu esnada; ÇAKIR GEYİK dağılan geyik sürüsünü toplamak için kültür mantarı ülkesinde geziye çıkmış
ve onlara şöyle seslenmiş:
sizin asıl yeriniz geyikistan orada istediğiniz kadar otlayabilirsiniz
hemde istediğiniz kadar sazan var isterseniz en altta keyik formuna tıklayın hem kültür mantarlarını rahatsız etmeyin otlayacaksanız en alta hadi bakalım demiş.
Küçük prens ise: Neden olmasın. Mutlaka söyleyeceğim. Bencede siz Geyiklerin dayım olması pardon özgür olması gerek. Ben sizleri çok sevdim. artık sık sık geleceğim yanınıza. Sizlerde benim ziyaretime gelin. Hatta yakında sizler için sarayda bir kutlama planlıyorum. hepiniz şimdiden davetlisiniz. diye neşeyle haykırmış..
Bu bütün geyiklerde sevinç yaratır. Bilge geyik:
- Prensim kendim ve geyik arkadaşlarımın adına size çok teşekkür ederim. Mutlaka geleceğiz. diyerek daveti kabul etmiş.
Hep birlikte Prensi geyik kampının çıkışına kadar yolcu etmişler. Sulu Geyik prensin arkasından bir tas su dökerken Sakar geyik yine sakarlığını yapmış ve Sulu geyiğe çarparak bütün suyu Bilge geyik olmak üzere oradaki herkezin üzerine döküvermiş.
Önce biraz kızmılar ama sonra bu mutlu günde hiç biri sinirlenmemiş.
Hep beraber güle oynaya Kampa dönmüşler.
Bir kaç gün sonra Saraydan haberci gelmiş.
Geyik kampının ortasında bağırarak:
-Kralımızın fermanıdır; Prensimizin ricası üzerine tüm geyikler maxtir pardon özgürdür. İstedikleri her yere her forma gidebilirler. Bunun kutlaması içinde yarın sarayımızda bir kutlama yapılacaktır bütün Geyikler davetlidir. Önemli not, geyikler boynuzlarını getirmesin. Sarayın duvarları çiziliyorda.. Kral Murat Han ve Yeşim Sultan.
Bu fermanı duyan geyikler havalara uçarlar, noel babanın geyikleri gibi. Sonra hazırlıklara başlamışlar.
Fermanı duyan geyikler kutlanacak özgürlük partisi için telaşla hazırlık yapmaya balamışlardır bile ....
Güzellik uzmanı geyik odasına kapanarak bayan geyikler için güzellik maskesi hazırlamaya koyulmuş.
Modacı geyik sezonun en güzel giysilerini seçmeye başlamış . Bizim bayanlarımızda süper demiş içinden hepsi 38 beden. , erkeklerimiz içinde şöyle renkli kravatlar seçeyim bari ..
Geyiktraş ve Geyikkuaför salonlarının yapılacak saçlar için randevu defterlerinde yer kalmamış.
Başkan geyik yurtdışı seyahatinde olduğu için ferman gelir gelmez kuş uçurtulmuş akabinde kraliyet ailesine sunulmak üzere duygu yüklü , içli bir mesaj göndermiş.
Geyikkundura da bütün ayakkabılar cila üstüne cila yemiş , sakar geyiğin tüm sakarlığına rağmen bütün işler bitmiştir.
Güzellik uzmanı geyik nihayet hazırladığı maskeyi bitirmiş,
aradaşlarına 'gece yatmadan önce yüzünüze sürmeyi unutmayın' demiş ,erkek ve bayan parfümlerini de herkese dağıtırken yüzünki haz gözlerden kaçmamış.
Aşçı geyik saraya adet üzerine götürülecek tepsilerce saray burması hazırlamış , son olarak şerbetini üzerine dökmeye başlamış.
Kıdemli geyik ,'geyik kardeşlerim kraliyet ailesine de şöyle nacizane hediye götürsek nasıl olur acaba ' demiş.
Sakar geyik , arka sıralardan herzamanki gibi sakarlığını yaparak herkesin ayaklarına basa basa ön tarafa doğru gelmiş ve ;
' Ben küçük prens'in gameboyu için pil şarj makinası aldım eminönünden onun hediyesi hazır' demiş.
ve sonunda bir ilk olmuş..
Davet günü geldiğinde geyikler ilkdefa saraya girmişler. Hepsi hayretlerle sarayın her detayını inceliyorlarmış. Hepsi birbirine birşeyleri gösterip duruyorlarmış. Sonunda sarayın içinde yarım saatlik bir yürüyüşten sonra balo salonuna varmışlar. Ama salon da salonmuş. 3-5 futbol sahasından daha büyükmüş. Onlar salona girince meraklı gözlerde onları incelemeye başlamışlar. Kimileri bu durumdan hoşnutsuzluğunu yüzlerindeki ifade ve homurtularıyla belli ediyorlarmış. Böyle bir ortamda tüm geyikler salona doluşmuş. Hepsi birbirinin yanından ayrılmadan bir gurup halinde duruyorlarmış.
Kısabir bekleme sonunda borular ötmüş, davullar çalmış. Herkez susmuş ve salonun taht bölümüne dönmüş. Bir uşak çıkmış.
-Dikkat dikkat... Kral Murat Han, Kraliçe Yeşim Sultan ve Prens hazretleri. demiş. Kapıdan bütün asaletiyle kraliyet ailesi görülünce herkez saygıdan eğilmiş. Bunu gören bizim geyikler de onlar gibi eğilerek saygı göstermişler.
Kral, Kraliçe ve Prens yerlerine oturunca herkez düzelmiş. Sonra Kral ayağa kalkmış ve konuşmaya başlamış....
Sevgili halkım ,sevgili Geyik arkadaşlarım..
-Bilindiği üzere, 1 hafta önce kendi anavatanlarını terkedip,bizim ülkemize akın eden sevgili Geyik arkadaşlarınımızı dışlamıştık.
-Dışlamakla da kalmadık onları nazi kampından beter bir yere hapsetmiştik
-Fakat çok büyük bir hata yaptığımın farkına vardım ve artık onlara özgürlüklerini geri vermeye karar verdim
-Çok geç olmadan bu hatamın farkına varmamdan dolayı da ayrı bir mutluluk duyuyorum
-Şimdi,sizlerin huzunda Geyikdaşlarımızdan bizi affetmelerini rica ediyorum ve tekrar tekrar bu kötü davranışımızdan dolayı kendilerinden özür diliyorum
-Bundan sonra bütün haklarımızdan onlarda yararlanacaklar ,istedikleri yerde cirit atabilecekler ,istedikleri yerde dolap çevirecekler
-Kim ki,Geyikdaşlarımızı zor duruma bırakır veya muhalefet ederse, beni karşılarında bulacaklar,
_ bundan böyle geyiklere özel sigorta yapılacak
istedikleri hastaneden yararlancaklar
_ayda bir boynuzlarını parlatmak amacıyla yurt dışından ithal kremler gelcek
_geyikler istediği zaman istediği konu hakkında forum açabilcekler
_genel forumda geyiğe giden konuşmaları direk geyik bölümüne konup geyiklerin devamı orda yapılcak
_geyikler istediği zaman saraya gelip benimle ve kraliçemizle görüşüp fikir alışverişinde bulunabilirler
kral bu konuşmaları yaptıkça geyikler büyük bir zevkle alkışlayıp krala tempo tutuyorlarmış
kralda habire gazaa geliyomuşşş
ordan bu işe sinirlenen kişiler varmış bi kenarda kral konuştukça sinir oluyorlarmış
ve aralarında toplantı yapıp geyikkk hanedanlığına son vermek için planlara girişmişler bileeee....
Ama bir kısım dumancı da bunu pek sevmiş.
Malum kurt dumanlı havayı sever," bunların geldiği iyi oldu. Bütün kokmuş kültür mantarlarını millete kakalar, büyük kar yaparız " diye klavyelerini ovuşturmuşlar.
Hoşnut olmayanlar ise "bir çare bulalım arkadaşlar, toplanmamız gerek.
Bu garip çalçene yaratıkları geldikleri yere geri göndermeliyiz "diye düşünüp, gizli bir toplantı yapmaya karar vermişler..
ama herkesin hafife aldigi geyikler helbette herzamanki gibi bir adim ondelermis bu kotu kalpli kultur mantarlarindan
hemen bir undercover geyik operasyonu baslatip toplantilara sizivermisler
her zamanki gibi en kulturlu mantar deri kiyafetleriyle toplanti masasinin en basinda oturuyormus,saltanatinin tehlikede oldugunu hiissetmis bir parca endiseli gozlerle masayi soyle bir gozden gecirdikten sonra,konusmaya baslamis,
demiskii:
Sevgili yurttaşlarım :
Bir zamanlar 'Bunlar geyik işte daha kendi aralarında geçinemiyorlar, bizle hiç uğraşamazlar' diyorduk oysa ki şimdi hüzünlü ve korkarak kara kara düşüncelere daldık.
İçlerinden biri sinirli bir şekilde ayağa fırlamış ;
'artık bu geyikçiler çok olmaya başladılar , kralımızıda arkalarına aldılar , kendilerinden özür bile dilettiler' demiş.
Salonda bu laf üzerine her kafadan uğultular yükselmeye başlamış ;
-Gitsinler !
-Kovalım !
-Kralımıza kötüleyelim şu geyikleri !
-Kültür mantarlarımız gitgide azalmaya başladı, seviyemiz düşüyor !
- İçlerinden birkaç geyik kafalayıp acaba aralarına mı sızsak?
- Hayır bu çok zor ve riskli bir iş ,zaten hiçbir geyik kardeşlerini arkadan vurmaz , başka öyle başka bir yol bulmalıyız ki , kralımız tarafından yurdumuzdan bir daha dönmemek üzere sürülsünler....
hararetli konuşmaları arasında salonda büyük bir sessizlik olmuş...........
Ardından salonun kapısı paldır-küldür açılmış , içeriye duygulu geyik, huysuz geyik, alacageyik girmişler. peşlerinden de nefes nefese sakar geliyormuş.
çakır geyik ise "beni beklesenize yaaa " diye arkalarından bağıra bağıra ortama düşmüş.
Dumancılar" hıh, ne işiniz var sizin burada?"
Duygulu muhalefet geyik:
" sizin sesinizi duyduk, katılmaya geldik. hani kralımız dediydi ya, unuttunuz mu? "
en bi kültürlü dumancı öne çıkıp, geyikleri şöyle bir süzmüş.
" buraya geldiğinizden kimsenin haberi varmı? ha sildireyim mi sizi? "....
geyikler bir ağızdan çığrışmış:
Bizi silemezsiniz, silersiniz kuş olur gelir kafanıza konarız, tavşan olur mantarlarınızı kemiririz, hatta bazılarımız kirpi olup saraya girer, vezirin ve deri ceketlilerin poposuna batarız..
Girebileceğimiz şekillerin sınırı yoktur, çok becerikliyizdir..
Bu sözler üzerine sinirlenen en bi kültürlü dumancı ' siz laftan anlamıyormusunuz , izinsiz giremezsiniz sarayımıza demedik mi size' derken ,
Sakar geyik kendinden hiç umulmayacak yumuşak bir edayla öne atılıp ' kral balo salonunda konuşmasını yaparken sizlerin kulakları tıkalıydı galiba ' diye cevap vermiş.
Bu laflardan sonrada iyice sinirlenen en bi kültürlü dumancının yüzü kıpkırmızı olmuş ,dudağının yanıda hafifce kaşınmaya başlamış aft çıkacak galiba diye bir an düşünürken vucudunun titremesiyle kendine gelmiş .....
tamam demiş sizle birlik olalalım siteyi işgal edelim demiş
bunu duyan sakar geyik olmaz biz bunu kralımıza yapamayız demiş.
bunu duyan kültürlü dumancı tıslamaya başlamış..
"pekala bunu siz istediniz kral nasıl olsa doğru yolu bulacak sizleri burdan sürgün edeceğiz" diyerek tehditler savurmuş.
sakar geyiğin peşindenlider geyik sözalarak
"ne yaparsanız yapın sizden korkumuz yokkk
yurdun bizim gibi geyiklere ihtiyacı var " demiş.
Birlik olup bağırmışlar:"Dua edin de biz geyikler birlik olup sizi yıkmayalım."
Bunun üzerine kültür mantarı orayı terk etmişşş
vee plann yapmaya koyulmuş .
Plana göre her geyik forumuna bir kültür forumu açılacak, ilgi geyiklerden dağıtılacak, kültür forumu kraliyet tarafından onaylanmış konularda seçilecek, yavaş yavaş esprisiz ve yavan bir toplum yetiştirilip, öyle hale getirilecek ki, en ufak mizah imasında ortalık birbirine girecek, kanlı boynuz ve duman savaşları çıkacak..
Bu planları diğer yandaşlarıyla da görüşen fanatik dumancılar, eyleme girişmişler.
Amaaa, geyikçikler de çok akıllıymış.
Her konuda konuşmuş, espri üretmiş ve yeni nesili mizah duygusundan mahrum bırakmamışlar.
Yıllar geçmiş, nesiller büyümüş, devran dönmüş, bir de bakılmış ki, herkes daha neşeli, daha iyimser, birbirinin haklarına saygılı, sevgi dolu olmuş..
Eski geyikler bu tabloyu buğulu gözlerle seyrederken, bir kenarda ve azınlıkta kalmış yaşlı dumancılara ellerini uzatmışlar.
Onlar da işin farkındaymış, ama ne çare ki yiğitliğe... sürdürmüyorlarmış.
Herkes birbirine sarılmış, konuşmaya başlamış.
Bir de bakılmış ki; kültür mantarları da çok şık geyik yapabiliyorlar.
Bilge geyik çıkmış: "behey arkadaşlar, ne diye bizi ayırmak istediniz, bakın siz de bizdenmişsiniz " demiş.
Herkes tekrar birbirine sarılmış.
Balkondaki kral, kraliçe ve artık delikanlı olan prens elinde gameboyuyla mutlulukla tebalarına el sallamışlar.
Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine..
Gökten yüzlerce elma düşmüş, hepsi birer Anneçocuk üyesinin başına..
Geyik takımından sevgilerle..