ya bütün kadrolar ya dolu ya mefta olmuşlar tüüühladybug yazdı:
Fred Weasley'i oldurdukten sonra rahmetli yapmistik seni de Augustus canim.arda_mira yazdı:
Augustus Rookwood var mı aranızda peqi
ya bütün kadrolar ya dolu ya mefta olmuşlar tüüühladybug yazdı:
Fred Weasley'i oldurdukten sonra rahmetli yapmistik seni de Augustus canim.arda_mira yazdı:
Augustus Rookwood var mı aranızda peqi
* Agatha Chubb
* Armando Dippett
* Arnold Peasegood
* Augustus Pye
* Augustus Worme
* Barberus Bragge
* Barnabas Deverill
* Basil Horton
* Bayan Yedi Numara
* Benjy Fenwick
* Bilius Weasley
* Bob Bill ve Barnaby Ollerton
* Bowman Wright
* Broderick Bode
* Brozo
* Bruno Schmid
* Burdock Muldoon
* Caradoc Dearborn
* Catriona McCormack
* Cryprian Youdle
* Dai Liewellyn
* Daisy Pennitold
* Darren O'Hare
* Dedalus Diggle
* Demirci Radulf
* Dorcas Meadows
* Doris Purkiss
* Dragomir Gorgoviç
* Edgar Bones
* Elfrida Clagg
* Elias Grimstone
* Elliot Smethwyck
* Emmeline Vance
* Ernie Prong
* Eunice Murray
* Fabian Prewett
* Flavius Belby
* Gaddar Emeric
* Garabet Egbert
* Gertie Keddle
* Gideon Prewett
* Gladys Boothby
* Gladys Gudgeon
* Glynnis Griffiths
* Goodwin Kneen
* Grogan Stump
* Gulliver Pokeby
* Gunnilda Kneen
* Gwendolyn Morgon
* Hain Herpo
* Hamish Mac Farlon
* Hecevezni Ingolfr
* Hestia Jones
* Janus Thickey
* Jocunda Skey
* Josefh Wronski
* Kevin-Karl Broadmoor
* Kirley McCormack
* Korkusuz Fingal
* Leonard Jevkes
* Loch Ness
* Loxias
* MacBoon
* MacFusty
* Magnus Macdonald
* Malecrit
* Marlene McKinnon
* Mary Dorkins
* Maximus Brantovitch
* McClivart
* Megan McCormack
* Modesty Rabnoot
* Mortlake
* Mrs. Bones
* Nugent Potts
* Olaf
* Olive Hornby
* Pernelle Flamel
* Prewett
* Prudence
* Quintius Umfraville
* Randolph Keitch
* Rodrick Plumpton
* Rosalind Antigoe Bungs
* Rudolf Brand
* Rupert 'Azılıbalta' Brookstanton
* Selwyn
* Stanley Shunpike
* Stubby Boardman
* Sturgis Podmore
* Thorfinn Rowle
* Ugga
* Uygunsuz Uric
* Veronica Smethley
* Walter Parkin
* Wendolin
* Zacharias Mumps
yukardakilerden boş olan var mı kadroda
Şimdi Prof.Sprout muyum ben?
Öyleyse kendimi okudum.
Buymuşum:
"Pomona Sprout,J.K. Rowling tarafından yazılmış Harry Potter serisinde bir karakterdir.
İlk olarak Harry Potter ve Felsefe Taşı kitabında adı geçmiştir. Hogwarts'ta Bitkibilim derslerine girmektedir ve Hufflepuff binasının başkanıdır. Ögrencilerine seralarda ders verir."
Güzel..
Alan Rickman roportaji
Snow Cake filmi hakkinda yapilan roportaj Seyretmek istiyorum bulabilirsem.
Bu sahne cok hosuma gider
Alan Rickman roportaji 2
Farketmez ben de meftayimarda_mira yazdı:
ya bütün kadrolar ya dolu ya mefta olmuşlar tüüüh
Bulmussunuz ben yazmadan.nerdogan yazdı:
Şimdi Prof.Sprout muyum ben?
Öyleyse kendimi okudum.
Buymuşum:
"Pomona Sprout,J.K. Rowling tarafından yazılmış Harry Potter serisinde bir karakterdir.
İlk olarak Harry Potter ve Felsefe Taşı kitabında adı geçmiştir. Hogwarts'ta Bitkibilim derslerine girmektedir ve Hufflepuff binasının başkanıdır. Ögrencilerine seralarda ders verir."
Güzel..
ahh canım ama ilk günkü güzelliğinizden bişi kaybetmemişsiniz neye borçlusunuzladybug yazdı:
Farketmez ben de meftayimarda_mira yazdı:
ya bütün kadrolar ya dolu ya mefta olmuşlar tüüüh
"çoook geyiik oldu be"
Hufflepuff olan bir de Luna Elif vardı aramızda değil mi? Gryfindor cesareti, Slyterin asaleti, Haufflepuff zekayı peki Redinclww neyi temsil ediyordu?ladybug yazdı:
Bulmussunuz ben yazmadan.nerdogan yazdı:
Şimdi Prof.Sprout muyum ben?
Öyleyse kendimi okudum.
Buymuşum:
"Pomona Sprout,J.K. Rowling tarafından yazılmış Harry Potter serisinde bir karakterdir.
İlk olarak Harry Potter ve Felsefe Taşı kitabında adı geçmiştir. Hogwarts'ta Bitkibilim derslerine girmektedir ve Hufflepuff binasının başkanıdır. Ögrencilerine seralarda ders verir."
Güzel..
Doktorum civanım tam sana uygunu bulmuşsun zekayı temsil eder Hufflepuff binası sorumlusu
Memnun oldum Ben de Gryfindor binası sorumlusu Minerva
J.K.Rowling'in hayatini bir Türk klisesine uyarlamamiz gerekse, söyle söyleyebilirdik: "Hayatini yazsa Harry Potter olur..." Oldu da nitekim.
31 Temmuz 1966'da Ingiltere'de dogan yazarin, hayatini 180 derece degistiren eserinde, büyücülük melekelerinin farkinda olmayan Hogwarts Büyücülük Okulu'ndan gelen davetiye üzerine sikici hayatindan uçar adim uzaklasan bir çocugun hikayesini anlatmasi tesadüf degil. Zira bu, çok içeriden bildigi bir his, asinasi oldugu bir hayal...
Rowling de aynen böyle yapti: Belli bir yasa kadar hayli çilekes geçen hayatina jet uçaklarini kiskandiracak bir irtifa kazandirdi; genellikle pop yildizlarina nasip olan türden bir söhret, Ingiliz Sunday Times'in ünlü "rich list/zenginler listesi" nde iki yildir Büyük Britanya Kraliçesi'ne fark atmasini saglayan, olaganüstü bir servet kazandi. Üstelik, dogal yetenegiyle,hayatta yapmaktan haz duydugu yegane isi icra ederek: Yazarak...
SILIK BIR ÇOCUKTU
J.K.Rowling'in sise dibi gözlüklü, içene kapanik, çilli mi çilli, her türlü sportif aktivitede basarisiz ve silik bir tip olarak geçirdigi çocukluk günleri, kendisinden iki yas küçük kiz kardesi Di ile birlikte Wye Nehri kiyisindaki kirlikta kesif gezintilerine çikip, bol bol hayal kurmakla geçmis denilebilir.
Kaleme aldigi ilk hikaye, alti yasaindayken, Di için yazdigi "Tavsan" isimli bir öykü. Iki kardesin o siralardaki en büyük arzusu canli bir tavsan sahibi olmak oldugu için, kardesinin bir tavsan deligine düsmesine, oradaki tavsan ailesinin onu çileklerle agirlamasina dair, umutlu ve esprili bir hikaye...
Rowling ailesinin, çocuklarin dogdugu Yate'den Winterbourne'a tasinmasi, siniftaki çocuklari,kendince zeka kapasitesinin hak ettigi yere oturtan ögretmeni Bayan Morgan'dan fena halde korkan ve yeni okulundan nefret eden J.K. için bir kabus olmus.
J.K. ögretmen kürsüsünün en sagina ve zekanin en gerisine düsen siranin en disarlikli yerinde oturdugunu belirtmeye ayrica gerek var mi? Okuldaki ikinci yilinda sirasi, en iyi arkadasinin yeriyle degistirilen Rowling, nispeten akilli bir noktaya terfi etmis ama bu kez de arkadaslarinin öfke ve kiskançliginin hedefi olmus.
POTTER ÇOCUKLUK ARKADASI
Rowling Potter'i ta o günlerden taniyor. Potter,semtindeki pek de kalabalik olmayan arkadas grubundan,biri kiz biri erkek iki kardesin soyadi. Ömrünün büyük bir bölümü, ismiyle ilgili yapilan acimasiz sakalari kaldirmakla geçmis olan Rowling, (Rowling,Ingilizce'de "yuvarlanjan" anlamina gelen Rolling kelimesi ile kafiyeli oldugundan,epey tombul bir çocuk olarak, az aci çekmemis yani!) bu iki kardesin soyadina fena halde gipta edermis.
Ilkokuldan sonra Wyedean Okulu'na devam eden Rowling'in teneffüslerde, kendisi gibi popüler olmayan çocuklardan olusan arkadaslarina öyküler anlatmasi adetten bir durummus: Tahmin edilecegi üzere, kahraman rollerini kendisinin ve arkadaslarinin üstlendigi, gerçek hayatta yapmaya cesaret edemedikleri pek çok seyi dilde becermelerine olanak taniyan muzip öyküler...
Yasi ilerledikçe hafiften sesi solugu çikmaya baslayan J.K.Rowling, bu dönemde gözlükleri atip kontakt lensler kullanmaya baslamis ki, yazara göre bunun en islevsel faydasi, suratina yumruk yemeye dair gelistirmis oldugu paranoyasinin önünü almasi olmus.
SEKRETER OLACAK SON KISI
Ergenlik çaginda kendini eni konu yazmaya veren Rowling, bu dönemde yazdigi seyleri kimselerle paylasmamis. Anne-babasinin tavsiye, hatta baskisiyla Exeter Üniversitesi'nin Fransizca bölümüne girmesini ise, büyük bir hata olarak addediyor: "Onlar, yabanci lisanin, iyi bir sekreterin kariyerinde elzem oldugu fikrinden yola çikiyorlardi. Oysa,bir türlü organize olmayi beceremeyen bendeniz, bu dünyada sekreterlik yapabilecek son kisiyim. "Rowling,uzun toplantilarda, yani not tutmasi gereken zamanlarda, elindeki kagitlara kendi hikayelerini çiziktirmeye daldigi için, haliyle sekreterlik hayati da epey kisa sürmüs. O dönemin yegane avantajinin, kendisine hikayelerini kimseler bakmazken tape edebilme imkani tanimasi oldugunu söylüyor.
TRENDE AKLINA GELDI
Sekreterlik hayati bitince,Ingilizce ögretmeni olarak yurt disin,Portekiz'e giden Rowling egitimci olmayi mesai saatlerinin kendisine edebi çalismalarina imkan tanimasi açisindan seçmis.Yazdigi ve çok kötü buldugu için kimselere göstermeden gömdügü ilk iki romaninin ardindan -ki yetiskinlere hitap eden eserler- günümüzde çagdas bir efsane olarak tarihe geçmis bulunanHarry Potter'i yazmaya karar verdigi o uzun tren yolculugu gelmis.Hikaye tüm dünyanin malumu; Manchester'dan Lonra'ya uzun bir tren yolculugu sirasinda Rowling'in zihnine, Harry POtter karekteri düsmüs.Fikrini hemen uygulamaya sokan yazarin daha o günden yedi kitaplik bi seri olarak planladigi roman dizisini kaleme almasi tam bes yil sürmüs."Basit bir temaydi esasinda.Iyiyle kötünün mücadelesi. Bana bazen çocuklari mi yetiskinleri mi düsünerek yazdigimi soruyorlar. Hiçbiri... Ben sadece kendim için yaziyorum. Kitaplarda yer alan da tamamen bana hitap eden bir espri anlayisi. Seriye yetiskinlerin de ilgi göstermesini belki de en iyi bu açiklar." Rowling'in bugün dokuz yasinda olan kizinin dogmasina vesile olan evliliginden bahsettigini duymak neredeyse imkansiz. Sanirsiniz ki çocuk silindir sapkadan çikmis yada nasil demeli, periler getirmis. Fakat Harry Potter'i yazdigi kafelerde, masasinin yanina yerlestirdigi pusette uyuta uyuta büyüttügü kizinin hayatinin en degerli varligi oldugunu sik sik ifade ediyor.
Charles Dickens'dan beri J.K.Rowling gibi,kitapçiklarin önünde bir gün ucu bucagi gelmeyen kuyruklarin olusmasini saglayan bir yazar gelmis degil. Rowling,promosyon geregi olarak okuma günlerine katildiginda, ortaya enteresan bir tablo çikiyor. Zira normalde yayinevi kafelerinde,okul yada kitapçilarda 30-40 dinleyici karsisinda düzenlenen bu faaliyet söz konusu yazar o olunca, 16 bin kisinin doldurdugu stadyumlara tasinan, dev ekrandan yansitilan, devasa bir organizasyona dönüsüyor.
SÖHRET BIKKINI
Rowling,bütün bu seriven boyunca en mutlu oldugu anin kitabin basilacagini ögrendigi an oldugunu,simdiye dek mazhar oldugu en sahane komplimanin da Edinburgh'daki bir imza gününde yanna yaklasan küçük bir kizdan geldigini söylüyor. "Bana; "Burasi neden bu kadar kalabalik?" diye terslendi," diye anlatiyor o günü; "Kizgindi, çünkü Harry Potter'in onun kitabi oldugunu iddia ediyordu.Ben de en sevdigim kitaplar hakkinda tam da böyle hissederim."
Edinburg sokaklarinda hala rahat rahat dolasabildigi için kendisini mutlu ve sansli addediyor fenomen yazar: "Buranin insanlari ya gerçekten 'serin' tabiatli sahsiyetler yada beni gerçekten fark etmiyorlar.
Ne olursa olsun,yazilarini kafelerde yazmaktan hoslanan biri olarak bu imkani kaybetmek istemem. "Ancak bu acayip söhretten hafif tertip sikildigini belirtmeden de geçemiyor. "Ilk iki sene,basima gelenleri idrak etmeye çalismakla geçti.Epey zorlandim. Simdilerdeyse,bütün bu patirtinin günün birinde bitecegi düsüncesiyle avunmaya çalisiyorum."
Bu arada,J.K.Rowling'in bugün gerçekten de kocaman,tombul,siyah bir tavsani var.Ne zaman kucagina almaya kalksa, elini tirmikliyormus. Hayattan öykü çikarmak konusunda üsütün yetenekli agir bir isçi oldugu halde, her zamanki nüktedan üslubuyla söyle diyor naçizane:
"Galiba bazi seylerin insanin hayalinde olmasi yasamasi,herseye ragmen daha saglikli!"
KAYNAK: 11 Mayis Pazar Hürriyet Pazar
[
Ben başladım okumaya 1.kitaptayım .Sahife 15