422. Sayfa - Toplam 652 Sayfa var BirinciBirinci ... 322372412420421422423424432472522 ... SonuncuSonuncu
Toplam 6520 sonuçtan 4.211 ile 4.220 arasındakiler gösteriliyor.
  1. #4211

    Re: 2 tane yeni promo

    teşekkür ederim hayatım
    sahende yazdı:


    bebişler çok tatlı olmuilar şule.
    büyük oğluna bayılıyorum ufaklık da çok tatlı birşey olmuş.

  2. #4212

    Re: 2 tane yeni promo

    shushu yazdı:
    teşekkür ederim hayatım
    sahende yazdı:


    bebişler çok tatlı olmuilar şule.
    büyük oğluna bayılıyorum ufaklık da çok tatlı birşey olmuş.
    şule ufak olan kızmıydı erkekmiydi ben aklımda tutamam hayatta
    yazsana aşağıya adlarını doğum tarihlerini unutmaya mahal vermeyelim

  3. #4213

    Re: LOST GRUBU DİKKAT GERİ SAYIM BAŞLADI 28 GÜN KALDI

    28 gün 23 saat ve 1 dakika kalmıştır.

  4. #4214

    Re: 5.Sezon Tanıtım Karpostalları

    shushu yazdı:
    Ghost whisperer'i nasıl seyrediyorsun, Avrupa yakasıyla çakışmıyormuydu? Ben o yüzden seyredemeiyorum. Bu kaçıncı sezonu, bende netten indirip seyredeyim bari.
    kaçıncı sezon bilmiyorum ama yeni sezon ) ben cmts gece 11:30 da tekrarını izliyorum benim için yeni bölüm ) hem daha bi havaya giriyorum gece yarısı)

  5. #4215

    Re: 2 tane yeni promo

    sahende yazdı:
    shushu yazdı:
    Belli başlı siteler var Şahendecim, ben ordan takip ediyorum, daha kolay oluyor, hergün bakıyorum nerdeyse yeni birşey var mı diye Lost aşkı, napalım
    sahende yazdı:
    valla bir dharma istasyonu açsaydım hande ile şule'yi kesin alırdım .
    Ben de bakıyorum internete ama birşeycik bulamıyorum .
    goggle bana ben ona bakıp duruyoruz .
    süpersiniz kızlar.
    yok yok ben bu konuda da beceriksizim kabul ediyorum.
    hergün site de takip etsem ııhhh birşey olmaz benden.

    bebişler çok tatlı olmuilar şule.
    büyük oğluna bayılıyorum ufaklık da çok tatlı birşey olmuş.
    ehehehh) bana masabaşı işi ver ama Şahende ben totomu kaldırana kaadaarr )..

  6. #4216

    Re: Mrs.Hawking ve Foucault Sarkacı

    shushu yazdı:
    Mrs. Hawking’in hatta dünyanın sonunun tahmin edildiği tahtadaki bu denklemin adı da Valenzetti denklemiymiş (bknz). Foucault Sarkacı, dünyanın kendi etrafında dönüşünü kanıtlanıyor bir yerde, eğer dünyanın dönüş hızında ya da yönünde ya da buna etki edebilecek herhangi bir elektromagnetik enerji ortaya çıktığında bu sarkaç da bu durumdan etkileniyor olabilir…. Haritada sarkacı kullanarak herhangi bir anormalliğin tebeşirle haritanın üzerine çizilmesini sağlıyor olabilirler…. Mrs. Hawking o denklemlerle adanın yerini saptamaya çalışıyor olabilir. (alıntıdır)
    aklıma birden Benjaminin o yerin altındaki yerde çevirdiği büyük dümen gibi şey geldi...


    Şule sen yokken ben de bu valenzetti denkleminden ve bide numaralarla ilgili bişeylerden bahsettim hatta çok şaşırmıştım;

    bak hatta buldum alıntılıyorum :


    sahende yazdı:
    handevrem yazdı:
    Alvar HAnso Valenzetti Denklemini keşfettiğinde Dharma yı kurma fikri ortaya çıkmış...

    "İnsanoğlu binlerce yıldır “kıyamet” kavramına inanıyor ve “kıyamet”in ne zaman kopacağına dair tahminlerde bulunmaya çalışıyor. Bu yazıyı okuyabildiğinize göre, bugüne kadar öne sürülen tüm tahminlerin boşa çıktığını rahatlıkla söyleyebiliriz ki birçoğuna göre “kıyamet”i çoktan yaşamış olmalıydık. Fakat şimdi sıkı durun, sizlere insanlığın sonunun ne zaman geleceğini söyleyeceğiz, hem de hiç kehanetlere sapmadan, tamamen bilimsel yöntemlere dayanarak… Hazır mısınız?

    Aslında her şey 1920′li yılların sonuna doğru italya’da başladı. O tarihte Valenzetti ailesine bir erkek bebek katıldı ve adını da enzo koydular. Küçük enzo, daha bebekliğinden itibaren deha derecesinde zeki olduğunu belli etmeye başlamıştı. Nitekim özellikle matematiğe olan yatkınlığı ortaya çıktığında ülkenin en yetkin bilim enstitülerinden fibonacci yüksek bilim enstitüsü’ne davet edildi ve 16 yaşında da doktorasını tamamladı. Onun en büyük çalışmasının, bulduğu denklem olduğu söylenir ki bu denkleme “valenzetti denklemi” adı verilmiştir.


    Valenzetti bu denklemi, birleşmiş Milletler’den gelen özel bir istek doğrultusunda geliştirmiştir ve denklem, İnsanoğlunun dünya gezegeni üzerindeki kesin yaşam süresini dakikası Dakikasına hesaplamaktadır. Denklemin kendi içinde belli parametreleri (salgın, kıtlık, savaş, doğal afetler, vs.) ve belli katsayıları (4-8-15-16-23-43) vardır. Bu denklem hiçbir zaman açıklanmamış ve gizli tutulmasına özen gösterilmiştir. Zaten valenzetti’nin, bindiği uçağın düşmesi sonucu ölümüyle de birçok soru yanıtsız kalmış ve denklem iyice karanlığa gömülmüştür. Enzo Valenzetti konusundaki gizem, Gary Troup adlı yazarın kendisi hakkında yazdığı “The Valenzetti Equation” adındaki kitapla tekrar gündeme gelmiştir.




    Troup, kitabında bilim adamının hayat hikâyesini anlatırken, bir yandan da denklemi açıklamıştır. İnternet üzerinde (http://www.valenzettiequation.com/) adresinden tanıtımını okuyabileceğiniz kitabın maalesef baskısı bitmiş ve daha da kötüsü yazar Gary Troup, kaderin bir cilvesi sonucu Eylül 2004′te Oceanic Havayolları’nın 815 sefer sayılı Sydney Los Angeles uçağı ile seyahat ederken, uçak okyanusa çakılmış ve hayatını araştırmaya adadığı Valenzetti ile ortak bir kaderi paylaşmıştır.

    Bu “resmi hikâye”nin bir de gayrı resmi yönü var elbet. Söylentilere göre Valenzetti’nin bulduğu bu denklemden haberdar olan Danimarkalı bir işadamı olan Alvar Hanso, kendisiyle iletişime geçiyor ve onun, kurduğu Hanso Vakfı bünyesinde çalışmasını sağlıyor. Bu vakfın temel amacı da insanlığı, yaşayacağı bu kötü kaderinden kurtarmak. Valenzetti’nin bu vakıfla çalışmaya başladıktan sonra da “ölümünün senaryosu”nun oynandığı ve aslında kendisinin ölmediği, hatta Temmuz 2006′da İtalya’da San Remo’da görüldüğü bile söyleniyor…
    Yukarıdaki satırlarda anlattığımız “Lost” dizisindeki efsanevi “Valenzetti Denklemi” ve meşhur 4-8-15-16-23-43 sayıları, tamamen senaristlerin yarattığı, hayali bir durum. Fakat dünyanın sonunu hesaplayan bir denklemin varlığı hiç de hayal ürünü değil, bilâkis saygın bilim adamlarının üzerinde uzun süre çalışıp, tartıştıkları bir gerçek. Tüm bu “insanlığın sonu”nu hesaplama süreci ise 1960 yılında başlıyor…




    Hikâyenin aslı

    1960′ta, “Science” dergisinde Heinz von Foerster imzasıyla yayımlanan bir makale, bilim çevrelerinin dikkatini üzerine toplamış ve tartışmalar yaratmıştı. Avusturyalı fizikçi Foerster, tarihten o güne gelen verilerden hareketle dünya nüfusunun, 13 Kasım 2026 tarihinde “sonsuz” noktasına ulaşacağını iddia etmekteydi. Foerster’ın bu iddiası “Kıyamet Denklemi” olarak anılmıştı, fakat henüz denklem yerine tam olarak oturmamıştı. Nitekim aradan 23 sene geçti ve tarihler 1983 yılını gösterirken İngiliz astrofizikçi Brandon Carter, insanlığın sonunun matematiksel olarak apaçık ne zaman geleceğini ortaya koyan bir çalışma yayımladı ve iddiaları filozof John Leslie tarafından da desteklendi. Carter’ın açıklamasına kadar başka bilim adamları da bunun mümkün olabileceğini söylemişler, hatta çalışmalar yapmışlardı. Örneğin J. Richard Gott, Holger Bech Nielsen gibi bilim adamları da bu tarihin hesaplanması konusunda çalışmalarıyla katkıda bulunmuşlardı. Peki, Foerster’dan başlayıp sayılan isimlerle devam eden bilim adamlarının ortaya çıkardığı denklem, nasıl bir hesaplama yapmaktadır? Kıyamet denklemi, şu ana kadar doğmuş insan sayısından yola çıkarak, insan neslinin ne zaman sona erebileceğini hesaplamaya çalışmaktadır.

    ALINTI-lostfan.net"



    *************************************

    filmin sonunda bizi sürpriz bekliyor ben bunu anlıyorum artık.

    Gerçekle bağlantılı bir sürpriz ve hatta iddia ederim ki bu dizinin sonu aslında bir başlangıç bile olabiliri diyorum.
    filmin konusu ciddi ciddi bilim adamlarının çalışmalarına daynadırılmış, hatta karekterler bile daha önce yaşamış olan bilim adamları.
    2010 yılında öğreneceğiz elbette herşeyi.
    o zamana kadar çalışmaya devam.

    Dipnot:

    "italyan matematikci enzo valenzettiyi cok iyi tanıyan, bunun dısında pek parlak bir unu olmayan yazar. bu yazar, enzo oldukten sonra; the valenzetti equation adlı kitabı yazmıs ve cok ses getirmistir. ancak bir raslantı sonucu eylül 2004 de oceanic airlines 815 sefer sayılı sydney - los angeles uçağı ile abd'ye giderken uçak bir adaya düşmüş, gary troup sağ kurtulmuş ancak kaza alanında uçak tribününün ani çalışması sonucu hayatını kaybetmiştir.. troup'un hanso foundation'un bilinmeyen yüzünü anlatmak için yazdığı ancak henüz basılmayan bir diğer kitabı olan bad twin yarım kalmıştır..

    gary troup, lost adlı dizinin senaryosuna göre, uçakta sawyer'in yanında oturuyordu.. o öldükten sonra sawyer ona ait yazmaları bulmuş ve 2. sezonun 20. bölümünden itibaren okumaya başlamıştır. ancak jack'in yazmaları imha etmesi nedeniyle finali okuyamamıştır.. doğruluğu tartışılsa da enzo valenzetti ve gary troup yaşamış, gerçek kişilerdir.. tabiki lost adlı dizi, bu olaylardan ve durumlardan yola çıkılarak oldukça iyi ve karmaşık bir şekilde kurgulanmıştır.."
    HAcettepesözlük.com



    bu sayfaya da bir bak;

    http://www.annecocuk.com/modules/newbb/viewtopic.php?topic_id=77579&forum=1&post_id=18511 44

    çok uzun oldu biliyorum ama bide bunu bulmuştum (sen yokken bi ara çoşmuşum )alıntılıyorum;


    handevrem yazdı:
    sahende yazdı:
    handevrem yazdı:



    Dizide geçen esrarengizlikler hakkında milyonlarca teori var. bunlardan bazıları “fransız kadın” ile ilgili.. karakterin adı roussau, biliyorsunuz. bu isim ya 18. yüzyıl filozofu russo’dan (diğer bir esrarengiz karakter olan locke da ismini bir 17. yy filozofundan alıyor) ya da 1988 yılında “genetik ayna (kopya) teorisini” ortaya atan matematikçi marseille roussau’dan geliyor olabilir, diyorlar.


    Marsel russo’nun genetik ayna teorisini açıklamak için kullandığı sayı dizisi, lost’da geçen esrarengiz numaralar ile aynıymış;

    4 8 15 16 23 42.. işte bu nokta düşünce trenlerini harekete geçiriyor.

    teori, özetle herkesin bir ikizi vardır ancak olasılık değerleri nedeniyle kişi asla ikizi ile karşılaşamaz diyor. numaraları da şu şekilde kullanıyor:

    4. Russo’ya göre dünyadaki her insan 4 farklı insan ile birbiriyle bağlantılı. yani, teoride, kendiniz ile 4 farklı insan üzerinden tanışma şansınız var. örneğin; kardeşinizin patronunun komşusunun yeğeni sizin ikizinizi tanıyor.

    8.Dünya’da günümüzde bulunan kıta sayısını temsil ediyor. ikiziniz ile 8 kıtadan birinde karşılaşma ihtimaliniz var.

    15. İkiziniz ile karşılaşma ihtimaliniz 4,815,162,342′de 15′tir diyor russo. yani %0,000000004′ten bile düşük bir ihtimal.

    16. Aynı anda ikizi ile karşılaşabilecek maksimum kişi sayısı 16′dır. (lost karakterleri de 16 adet.)

    23. Doğa ana, sizle aynı genetik haritaya sahip bir yeni insan dünyaya getirmek için 23 yıl bekler, diyor. yani ikizler aynı yaşta değil, aralarında 23 yaş fark olacaktır anlamına geliyor bu.

    42. Sizin ve ikizinizin aynı anda hayatta yaşayabileceği maksimum yıldır, diyor. bu biraz şaşırtmacalı. ben 23 yaşında iken ikizim doğmuş olabilir, ancak o 42 yaşına geldiğinde ben 65 yaşında öleceğim anlamına gelmiyor. mümkün, ama böyle olacak diye öngörmüyor teori. benim ikizim 15 yaşında ölebilir ve çember başa dönebilir.


    Alıntı.
    çok çok enteresan bunlar hande.
    farklı br felsefe çıkacak bu filmin sonunda , çok akıllıca planlanmış.

    Şimdi ben yukarıdaki maddelerin sağlamasını yapamam sadece aaa enteresan diyebilirim .

    dur bakalım neler çıkacak .
    Black Rock ile ilgili olanları okudun mu ??

  7. #4217

    Re: 2 tane yeni promo

    o da erkek canım Bende amerikada yaşıyom
    sahende yazdı:
    shushu yazdı:
    teşekkür ederim hayatım
    sahende yazdı:


    bebişler çok tatlı olmuilar şule.
    büyük oğluna bayılıyorum ufaklık da çok tatlı birşey olmuş.
    şule ufak olan kızmıydı erkekmiydi ben aklımda tutamam hayatta
    yazsana aşağıya adlarını doğum tarihlerini unutmaya mahal vermeyelim

  8. #4218

    Re: 5.Sezon Tanıtım Karpostalları

    dur ben internetten araştırayım o zaman, download ederim artık. Gerçi hafta sonlarıda tekrarı vardır muhtemelen gündüz vaktide yayın akışını incelemek lazım.
    Bu arada senin 11.30larda ne işin var ayakta? Sen erkencikten uyumuyormuydun kuzum
    handevrem yazdı:
    shushu yazdı:
    Ghost whisperer'i nasıl seyrediyorsun, Avrupa yakasıyla çakışmıyormuydu? Ben o yüzden seyredemeiyorum. Bu kaçıncı sezonu, bende netten indirip seyredeyim bari.
    kaçıncı sezon bilmiyorum ama yeni sezon ) ben cmts gece 11:30 da tekrarını izliyorum benim için yeni bölüm ) hem daha bi havaya giriyorum gece yarısı)

  9. #4219

    Re: Mrs.Hawking ve Foucault Sarkacı

    ohooo Handecim, naptın sen... Bunları sağlam kafayla sonra okurum artık
    handevrem yazdı:
    shushu yazdı:
    Mrs. Hawking’in hatta dünyanın sonunun tahmin edildiği tahtadaki bu denklemin adı da Valenzetti denklemiymiş (bknz). Foucault Sarkacı, dünyanın kendi etrafında dönüşünü kanıtlanıyor bir yerde, eğer dünyanın dönüş hızında ya da yönünde ya da buna etki edebilecek herhangi bir elektromagnetik enerji ortaya çıktığında bu sarkaç da bu durumdan etkileniyor olabilir…. Haritada sarkacı kullanarak herhangi bir anormalliğin tebeşirle haritanın üzerine çizilmesini sağlıyor olabilirler…. Mrs. Hawking o denklemlerle adanın yerini saptamaya çalışıyor olabilir. (alıntıdır)
    aklıma birden Benjaminin o yerin altındaki yerde çevirdiği büyük dümen gibi şey geldi...


    Şule sen yokken ben de bu valenzetti denkleminden ve bide numaralarla ilgili bişeylerden bahsettim hatta çok şaşırmıştım;

    bak hatta buldum alıntılıyorum :


    sahende yazdı:
    handevrem yazdı:
    Alvar HAnso Valenzetti Denklemini keşfettiğinde Dharma yı kurma fikri ortaya çıkmış...

    "İnsanoğlu binlerce yıldır “kıyamet” kavramına inanıyor ve “kıyamet”in ne zaman kopacağına dair tahminlerde bulunmaya çalışıyor. Bu yazıyı okuyabildiğinize göre, bugüne kadar öne sürülen tüm tahminlerin boşa çıktığını rahatlıkla söyleyebiliriz ki birçoğuna göre “kıyamet”i çoktan yaşamış olmalıydık. Fakat şimdi sıkı durun, sizlere insanlığın sonunun ne zaman geleceğini söyleyeceğiz, hem de hiç kehanetlere sapmadan, tamamen bilimsel yöntemlere dayanarak… Hazır mısınız?

    Aslında her şey 1920′li yılların sonuna doğru italya’da başladı. O tarihte Valenzetti ailesine bir erkek bebek katıldı ve adını da enzo koydular. Küçük enzo, daha bebekliğinden itibaren deha derecesinde zeki olduğunu belli etmeye başlamıştı. Nitekim özellikle matematiğe olan yatkınlığı ortaya çıktığında ülkenin en yetkin bilim enstitülerinden fibonacci yüksek bilim enstitüsü’ne davet edildi ve 16 yaşında da doktorasını tamamladı. Onun en büyük çalışmasının, bulduğu denklem olduğu söylenir ki bu denkleme “valenzetti denklemi” adı verilmiştir.


    Valenzetti bu denklemi, birleşmiş Milletler’den gelen özel bir istek doğrultusunda geliştirmiştir ve denklem, İnsanoğlunun dünya gezegeni üzerindeki kesin yaşam süresini dakikası Dakikasına hesaplamaktadır. Denklemin kendi içinde belli parametreleri (salgın, kıtlık, savaş, doğal afetler, vs.) ve belli katsayıları (4-8-15-16-23-43) vardır. Bu denklem hiçbir zaman açıklanmamış ve gizli tutulmasına özen gösterilmiştir. Zaten valenzetti’nin, bindiği uçağın düşmesi sonucu ölümüyle de birçok soru yanıtsız kalmış ve denklem iyice karanlığa gömülmüştür. Enzo Valenzetti konusundaki gizem, Gary Troup adlı yazarın kendisi hakkında yazdığı “The Valenzetti Equation” adındaki kitapla tekrar gündeme gelmiştir.




    Troup, kitabında bilim adamının hayat hikâyesini anlatırken, bir yandan da denklemi açıklamıştır. İnternet üzerinde (http://www.valenzettiequation.com/) adresinden tanıtımını okuyabileceğiniz kitabın maalesef baskısı bitmiş ve daha da kötüsü yazar Gary Troup, kaderin bir cilvesi sonucu Eylül 2004′te Oceanic Havayolları’nın 815 sefer sayılı Sydney Los Angeles uçağı ile seyahat ederken, uçak okyanusa çakılmış ve hayatını araştırmaya adadığı Valenzetti ile ortak bir kaderi paylaşmıştır.

    Bu “resmi hikâye”nin bir de gayrı resmi yönü var elbet. Söylentilere göre Valenzetti’nin bulduğu bu denklemden haberdar olan Danimarkalı bir işadamı olan Alvar Hanso, kendisiyle iletişime geçiyor ve onun, kurduğu Hanso Vakfı bünyesinde çalışmasını sağlıyor. Bu vakfın temel amacı da insanlığı, yaşayacağı bu kötü kaderinden kurtarmak. Valenzetti’nin bu vakıfla çalışmaya başladıktan sonra da “ölümünün senaryosu”nun oynandığı ve aslında kendisinin ölmediği, hatta Temmuz 2006′da İtalya’da San Remo’da görüldüğü bile söyleniyor…
    Yukarıdaki satırlarda anlattığımız “Lost” dizisindeki efsanevi “Valenzetti Denklemi” ve meşhur 4-8-15-16-23-43 sayıları, tamamen senaristlerin yarattığı, hayali bir durum. Fakat dünyanın sonunu hesaplayan bir denklemin varlığı hiç de hayal ürünü değil, bilâkis saygın bilim adamlarının üzerinde uzun süre çalışıp, tartıştıkları bir gerçek. Tüm bu “insanlığın sonu”nu hesaplama süreci ise 1960 yılında başlıyor…




    Hikâyenin aslı

    1960′ta, “Science” dergisinde Heinz von Foerster imzasıyla yayımlanan bir makale, bilim çevrelerinin dikkatini üzerine toplamış ve tartışmalar yaratmıştı. Avusturyalı fizikçi Foerster, tarihten o güne gelen verilerden hareketle dünya nüfusunun, 13 Kasım 2026 tarihinde “sonsuz” noktasına ulaşacağını iddia etmekteydi. Foerster’ın bu iddiası “Kıyamet Denklemi” olarak anılmıştı, fakat henüz denklem yerine tam olarak oturmamıştı. Nitekim aradan 23 sene geçti ve tarihler 1983 yılını gösterirken İngiliz astrofizikçi Brandon Carter, insanlığın sonunun matematiksel olarak apaçık ne zaman geleceğini ortaya koyan bir çalışma yayımladı ve iddiaları filozof John Leslie tarafından da desteklendi. Carter’ın açıklamasına kadar başka bilim adamları da bunun mümkün olabileceğini söylemişler, hatta çalışmalar yapmışlardı. Örneğin J. Richard Gott, Holger Bech Nielsen gibi bilim adamları da bu tarihin hesaplanması konusunda çalışmalarıyla katkıda bulunmuşlardı. Peki, Foerster’dan başlayıp sayılan isimlerle devam eden bilim adamlarının ortaya çıkardığı denklem, nasıl bir hesaplama yapmaktadır? Kıyamet denklemi, şu ana kadar doğmuş insan sayısından yola çıkarak, insan neslinin ne zaman sona erebileceğini hesaplamaya çalışmaktadır.

    ALINTI-lostfan.net"



    *************************************

    filmin sonunda bizi sürpriz bekliyor ben bunu anlıyorum artık.

    Gerçekle bağlantılı bir sürpriz ve hatta iddia ederim ki bu dizinin sonu aslında bir başlangıç bile olabiliri diyorum.
    filmin konusu ciddi ciddi bilim adamlarının çalışmalarına daynadırılmış, hatta karekterler bile daha önce yaşamış olan bilim adamları.
    2010 yılında öğreneceğiz elbette herşeyi.
    o zamana kadar çalışmaya devam.

    Dipnot:

    "italyan matematikci enzo valenzettiyi cok iyi tanıyan, bunun dısında pek parlak bir unu olmayan yazar. bu yazar, enzo oldukten sonra; the valenzetti equation adlı kitabı yazmıs ve cok ses getirmistir. ancak bir raslantı sonucu eylül 2004 de oceanic airlines 815 sefer sayılı sydney - los angeles uçağı ile abd'ye giderken uçak bir adaya düşmüş, gary troup sağ kurtulmuş ancak kaza alanında uçak tribününün ani çalışması sonucu hayatını kaybetmiştir.. troup'un hanso foundation'un bilinmeyen yüzünü anlatmak için yazdığı ancak henüz basılmayan bir diğer kitabı olan bad twin yarım kalmıştır..

    gary troup, lost adlı dizinin senaryosuna göre, uçakta sawyer'in yanında oturuyordu.. o öldükten sonra sawyer ona ait yazmaları bulmuş ve 2. sezonun 20. bölümünden itibaren okumaya başlamıştır. ancak jack'in yazmaları imha etmesi nedeniyle finali okuyamamıştır.. doğruluğu tartışılsa da enzo valenzetti ve gary troup yaşamış, gerçek kişilerdir.. tabiki lost adlı dizi, bu olaylardan ve durumlardan yola çıkılarak oldukça iyi ve karmaşık bir şekilde kurgulanmıştır.."
    HAcettepesözlük.com



    bu sayfaya da bir bak;

    http://www.annecocuk.com/modules/newbb/viewtopic.php?topic_id=77579&forum=1&post_id=18511 44

    çok uzun oldu biliyorum ama bide bunu bulmuştum (sen yokken bi ara çoşmuşum )alıntılıyorum;


    handevrem yazdı:
    sahende yazdı:
    handevrem yazdı:



    Dizide geçen esrarengizlikler hakkında milyonlarca teori var. bunlardan bazıları “fransız kadın” ile ilgili.. karakterin adı roussau, biliyorsunuz. bu isim ya 18. yüzyıl filozofu russo’dan (diğer bir esrarengiz karakter olan locke da ismini bir 17. yy filozofundan alıyor) ya da 1988 yılında “genetik ayna (kopya) teorisini” ortaya atan matematikçi marseille roussau’dan geliyor olabilir, diyorlar.


    Marsel russo’nun genetik ayna teorisini açıklamak için kullandığı sayı dizisi, lost’da geçen esrarengiz numaralar ile aynıymış;

    4 8 15 16 23 42.. işte bu nokta düşünce trenlerini harekete geçiriyor.

    teori, özetle herkesin bir ikizi vardır ancak olasılık değerleri nedeniyle kişi asla ikizi ile karşılaşamaz diyor. numaraları da şu şekilde kullanıyor:

    4. Russo’ya göre dünyadaki her insan 4 farklı insan ile birbiriyle bağlantılı. yani, teoride, kendiniz ile 4 farklı insan üzerinden tanışma şansınız var. örneğin; kardeşinizin patronunun komşusunun yeğeni sizin ikizinizi tanıyor.

    8.Dünya’da günümüzde bulunan kıta sayısını temsil ediyor. ikiziniz ile 8 kıtadan birinde karşılaşma ihtimaliniz var.

    15. İkiziniz ile karşılaşma ihtimaliniz 4,815,162,342′de 15′tir diyor russo. yani %0,000000004′ten bile düşük bir ihtimal.

    16. Aynı anda ikizi ile karşılaşabilecek maksimum kişi sayısı 16′dır. (lost karakterleri de 16 adet.)

    23. Doğa ana, sizle aynı genetik haritaya sahip bir yeni insan dünyaya getirmek için 23 yıl bekler, diyor. yani ikizler aynı yaşta değil, aralarında 23 yaş fark olacaktır anlamına geliyor bu.

    42. Sizin ve ikizinizin aynı anda hayatta yaşayabileceği maksimum yıldır, diyor. bu biraz şaşırtmacalı. ben 23 yaşında iken ikizim doğmuş olabilir, ancak o 42 yaşına geldiğinde ben 65 yaşında öleceğim anlamına gelmiyor. mümkün, ama böyle olacak diye öngörmüyor teori. benim ikizim 15 yaşında ölebilir ve çember başa dönebilir.


    Alıntı.
    çok çok enteresan bunlar hande.
    farklı br felsefe çıkacak bu filmin sonunda , çok akıllıca planlanmış.

    Şimdi ben yukarıdaki maddelerin sağlamasını yapamam sadece aaa enteresan diyebilirim .

    dur bakalım neler çıkacak .
    Black Rock ile ilgili olanları okudun mu ??

  10. #4220

    Re: 2 tane yeni promo

    shushu yazdı:
    o da erkek canım Bende amerikada yaşıyom
    sahende yazdı:
    shushu yazdı:
    teşekkür ederim hayatım
    sahende yazdı:


    bebişler çok tatlı olmuilar şule.
    büyük oğluna bayılıyorum ufaklık da çok tatlı birşey olmuş.
    şule ufak olan kızmıydı erkekmiydi ben aklımda tutamam hayatta
    yazsana aşağıya adlarını doğum tarihlerini unutmaya mahal vermeyelim
    heh bak aklımdaki gibi , ama amerikaya gelirsem sana uğrayacağım kesinlikle şuleciğim.

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Dosya Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
 
 

Bu site Lidya.Net tarafından hazırlanmış ve yayınlanmaktadır © 1998-2012. Bu sitede yayınlanan yazılar, kaynak ve yazarı belirtilmek kaydıyla kullanılabilir.
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren AnneCocuk.com adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan ve yazdıkları yazılardan kendileri sorumludur.
AnneCocuk.com ile ilgili yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkinden iletişime geçildikten sonra en geç 2 (iki) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve size geri dönüş yapılacaktır.