İlk filmi bugün almışım Selay...
Konuyu okuyunca gidip baktım,var bende...
Fakat izlemedim henüz...
İlk filmi bugün almışım Selay...
Konuyu okuyunca gidip baktım,var bende...
Fakat izlemedim henüz...
Herkes buradayken yine öne çekeyim.
Schindler'in Listesi (Schindler's List), yönetmenliğini Steven Spielberg'in yaptığı, 1993 ABD yapımı bir filmdir. 2. Dünya Savaşı sırasında Naziler'in uygulamış olduğu soykırımdan binin üzerinde Polonya yahudisinin kurtarılmasında rolü olan Oskar Schindler'i ve bu kurtarmayı konu edinen film, Akademi, Altın Küre, BAFTA ve Grammy ödülleri kazanmıştır. "Tüm zamanların en iyi filmleri" konulu çeşitli listelerde üst sıralarda bulunan film, Amerikan Film Enstitüsü'nün güncel listesinde 9. sırada yer almaktadır.[1]
Kaynak
Usta yönetmen David Fincher 'Seven'dan sonra seri katillerin dünyasına 'Zodiac' ile geri dönüyor.
The Game, Fight Club ve Panik Odası gibi başarılı filmlere imza atan David Fincher, ilk cinayetini 1968 yılında California'da işleyen 1970'lerin ilk yıllarına kadar 37 kişiyi öldüren, kimliği hala tespit edilemeyen ve San Francisco basınının Zodiac Killer adını taktığı ünlü seri katilin öyküsünü perdeye taşıyor.
Hiçbir zaman yakalanamamış bir adamın dinmeyen öfkesi tüm ülkeye dehşet salan, bir türlü ele geçirilemeyen, şifreci katil. Amerika’nın Karındeşen Jack’i. On üç kurbanı olduğunu kamuoyuna açıklar sonra daha fazlasını, iki düzine daha fazlasını. Polis beşi ölü yedi vakada onun işaretlerini bulur. Gerçek kurban sayısı asla ortaya çıkmayabilir. Kesin olan bir tek şey varsa, o da bu kurban sayısının yaşayanları da kapsadığıdır.
Filmin senaryosunu 'Basic'in yazarı John McTierman, Zodiac'ın cinayetlerini işlediği dönemde San Francisco Chronicle gazetesinde çalışan Robert Graysmith'in 'Zodiac' ve 'Zodiac Unmasked' kitaplarından yola çıkarak kaleme aldı. Zodiac'ın 'Seven' hayranlarının beklentisini karşılayacağa benziyor.
www.sinema.com
...........
Film uzun arada sıkılıyorsunuz ama sonrasını merak da ediyorsunuz.
Beni bu film biraz yordu ama bitirmedende yatmadım.
Dur bir hafızamı yoklıyayım, yazarım hatta gönderirim de sanaEsra_Aytekin yazdı:
Öne çekiyorum arkadaşlar...Esra_Aytekin yazdı:
Arkadaşlar,
Bugün evimizdeki film arşivini inceledim...
Korku filmlerinin tümünü defalarca izlemişiz ve çok da az...
Bana korku filmi önerir misiniz lütfen?
Sık uğranmayan bir forum olduğu için başka çarem yok.
Koreliler ve Japonlar aştı kendilerini biraz bu konuda, ben pek dayanamıyorum bunları izlemeye ama hoşlanırsan söyle onlardan da öenrebileceğim türden var.
Bu film güzel tavsiye ederim izlemeyenlerechocolate yazdı:
Bu filmin kitabı da vardı. Film kitabıyla nerdeyse birebir olmuş. Beklediğinizi alıyorsunuz yani. Harika bir film, tavsiye ederim..
Yönetmen Tom Tykwer
Senaryo Andrew Birkin, Bernd Eichinger
Oyuncular Ben Whishaw, Dustin Hoffman, Alan Rickman, Rachel Hurd-Wood, Gonzalo Cunill
Filmin Türü Drama, Gerilim
Orijinal Adı Perfume: The Story of a Murderer
Yapım Ülkesi Almanya, Fransa, İspanya
Filmin Süresi 147 dakika
Vizyon Tarihi 16.02.2007
Filmin Konusu
1766. Grasse, Güney Fransa.
Kalabalık şehir meydanında bir parfüm yapımcısı olan Jean-Baptiste Grenouille’ün (BEN WHİSHAW) hüküm giymesini izlemek için toplanmıştır. Halk zincirlerinden tutulup sürüklenen adamı kalenin balkonunda gördüğünde gürültüyle öldürülmesi için tezahürata başlar.
22 yıl önce. Paris.
Grenouille’in annesi (BİRGİT MİNİCHMAYR) yılın en sıcak gününde şehrin balık pazarının bulunduğu mahallede doğum yapmaktadır. Bu istenmeyen çocucğu çevresinden saklamaya çalışmaktadır. Fakat yeni doğan bebek çıkardığı inanılmaz gürültü sayesinde çevreden yetişenler tarafından annesinin gazabından kurtulur. Çocuk yaşayacaktır fakat annesi çocuğunu öldürmeye çalıştığı için asılarak idam edilecektir.
Grenouille hayatının ilk yıllarını Madame Gaillard’ın (SİAN THOMAS) yetimhanesinde geçirir.. Diğer çocuklar onda bir gariplik olduğunun farkındadılar. Altı yaşına geldiğinde küçük çocuk hala konuşamamaktadır fakat kokular hakkındaki inanılmaz yeteneği ortaya çıkmaya başlamıştır.
13 yaşına geldiğinde Madame Gaillard 10 franka Grenouille’I Grimal’a (SAM DOUGLAS) satar. Grimal bir deri işleme atölyesi işletmektedir. Yaşam şartları cehennemden beter, pis kokulu nitratlar,kokuşmuş postlar içinde geçmektedir fakat bu ortamda hayatta kalmayı başarıp genç bir adam olmuştur.
Paris’e ilk gittiğinde havada hiç tanımadığı yabancı kokuları keşfeder genç adam… Ve bu kokular onu hiç sahip olmadığı olamayacağı hayallerine sürükler… istemeden de olsa bir genç kadının ölümüne sebep olur…
Mevhibe,BABEL evde rahat bi zamanda izlemek için beklemedeyim.
Defalarca seyrettiğim ve arkadaşlarıma seyrettirdiğim bir film tafsiye etmek istiyorum: GATTACA
Filmin konusunu okursunuz mutlaka ama kendi izlenimlerimi ve beni etkileyen yerlerinden bahsetmek istiyorum;
Günümüzde yaşanan dil, din ırk ayrımcılığının yerini almış gen ayrımcılığından bahsediyor film. Hiç bir genetik müdahale yapılamdan doğmuş çocuklara "tanrı çocuğu" diye bahsediliyor ve neredeyse kendilerine bir gelecek kurma şansları ellerinden alınıyor. Yine aynı şekilde, böyle bir müdahaleye baş kaldıran bir ailenin dünyaya getirdiği ilk çocuğu daha doğar doğmaz gelecekte hangi hastalıklarla karşılaşacağı belli oluyor. Ancak bir insanın potansiyel hasta olması hayaller kurmasını engeleyemediği gibi hayallerini gerçekleştirebilmesi için önüne geçilemiyor.
Beni çok etkileyen bir sahne; daha sonra genetiği ile oynanmış kardeşi ile girdikleri bir yüzme yarışında hasta olan kardeşin her zaman diğer sağlıklı kardeşini geçmesi üzerine bunu her defasında nasıl yaptığını sorduğunda verdiği cevap: Benim geri dönmek için sebeplerim yoktu, kaybedecek hiç bir şeyim yok, şeklinde olmuştu. Tam filmin ana fikrine yakışır bir cevap olmuştu.
Çok iyi bir oyuncu kadrosu da var, Uma Turman, Ethan Hawke ve Jude Law(bu da benim bu filmdeki yakışıklım )
Mutlaka izlemesinizi tavsiye ederim.
Meriç
Buradan da ayrı bilgiler alabilrisiniz.
konusu için tık tık
Vizyon tarihi:
31 Mart 2006
Kritik:
123456789109.2/10 (60 oy)
Yönetmen:
James McTeigue
Senaryo :
Andy Wachowski, Larry Wachowski
Müzik:
Dario Marianelli
Görüntü yönetmeni:
Adrian Biddle
Tür:
Aksiyon, Dram
Yapım:
ABD, Almanya 2005 132 dakika
Geleceğin totaliter İngiltere'sinde geçen "V for Vendetta" sadece "V" olarak bilinen maskeli bir adam tarafından bir ölüm-kalım durumundan kurtarılan yumuşak başlı genç kadın Evey'nin (NATALIE PORTMAN) hikayesini anlatıyor.
Son derece karmaşık biri olan V, aynı anda hem eğitimli, gösterişli, şefkatli ve entelektüel, hem de korkuyla sindirilmiş vatandaşlarına egemenliklerini geri vermeye azmetmiş olduğu için sert, intikam peşinde, yalnız, şiddete başvuran ve kan davası güden biridir.
V İngiltere halkını, hükümeti zehirleyen kokuşmuşluk ve acımasızlıktan kurtarmak amacıyla, seçilmiş liderlerinin diktatörlük anlayışını eleştirir ve vatandaşları kendisiyle Guy Fawkes günü olan 5 Kasım'da Parlamento'nun çevresinde buluşmaya davet eder.
Kaynak
Biz,depremden cani cok yanmis bir ulkeyiz ama bu film cok carpici.
Bastan uyarayim,cok etkilenecek arkadaslar,lutfen izlemesin,cunku gercekten etkileyici cok ta gercekci bir film.
Ayni zamanda uzun,3 saatten fazla suruyor.
Detayli Turkce aciklamalarini bulamadigim icin Ingilizce kaynak ekliyorum kusura bakmayin.
Ozet olarak,Richter olcegine gore 10,5'a varan Amerika ve Kanada'yi vuracak,tsunamilere,sellere ve volkanik patlamalara sebep olacak depremi ve gelisen olaylari anlatiyor.
Efektler,aciklamalar muhtesem.Ikincisi daha guzel ama ikisi de tavsiyem.
2 film cekilmis.Birincisi;
10.5 - 2004
Kaynak
Ikincisi
10.5 Apocalypse (2006)
Amerika büyük bir deprem tehdidiyle karşı karşıyadır. ABD Başkanı Paul Hollister (B. Bridges), bu tehlikeye karşı, deprem uzmanı Dr. Samantha Hill'i (K. Delaney) arar.
Tarihin en büyük deprem felaketine karşı Dr. Hill ve jeolog Jordan, Başkan'ın desteğiyle mücadeleye başlarlar.
10.5 şiddetindeki depremin etkileri görülmeye başlamıştır.
Bald Dağı, etrafa ölümcül bir duman ve kül bulutu yağdırmaktadır, Monument Vadisi sular altında kalır, Hoover Barajı yıkılır.
Teksas fay hattı, ülkenin en büyük iki nükleer santralinin arasından geçtiğinden, bu kırık tüm ülkeyi tehdit etmektedir. Milyonlarca kişinin yaşamı tehdit altındadır. Başkan ve Dr. Hill'e yardımcı olabilecek tek kişi vardır o da; Dr. Hill'in babası büyük deprem uzmanı Dr. Earl Hill. Dr. Hill, Las Vegas'a gidip babasını bulmalı ve bu büyük felakete karşı önlemler almalıdır. Zaman ise çok azdır...
Alinti
bu nasıl sarışın 1
abartmıyorum en az 30 kere izledim.
halada izlerim.