3. Sayfa - Toplam 6 Sayfa var BirinciBirinci 12345 ... SonuncuSonuncu
Toplam 55 sonuçtan 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.
  1. #21

    Re: Dafne'yle kavga ettik..baya bi kavga..

    ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANNE BABALARIN EN ÇOK YAPTIKLARI HATALAR


    Çocuklarımızın ve gençlerimizin sağlıklı bir ruh yapısına, şahsiyetli ve karakterli bir kişilik yapısına sahip olabilmeleri için anne- babalara çok büyük görevler düşmektedir.

    İdeal anne-babayı tanımlamak zor olmakla beraber başarılı anne-babalar, çocuğun ihtiyaçlarını sezen, onlara uygun yanıtlar veren, aşırı hoş görülü veya katı olmayıp, çocuğa karşı esnek bir yaklaşım içinde olan, davranışlarında belirli bir devamlılık ve kararlılık sağlayan, karşı çıkmadan önce herzaman çocuğun isteklerini dinleyen anne-babalardır.Yine başarılı anne-babalar çocuğun kendi ken
    disini denetlemesine ortam hazırlayan, çocuktaki sorumluluk duygusunu geliştiren olayların sonuçları ile onları (gerekli dersi almaları için) baş başa bırakan, onlara hak ve özgürlüklerinin sınırını öğreten, çocuklarına korku silahını çevirmeksizin, kendi kendilerini disipline eden ve düşüncelerini özgürce anlatabilen birer birey olarak yetişmelerine imkan hazırlayan kimselerdir.

    Anne-babaların çocuklarına karşı yanlış tutum ve davranışları onların kişiliklerini olumsuz şekilde et
    kilemektedir. Anne-babalar çocuk yetiştirirken farkında olmadan hatalar yapmaktadırlar.Yapılan bu hatalar; çocukların bütün hayatını olumsuz şekilde etkilemekte, çocukların anti-sosyal davranışlar göstermelerine ve ruh yapılarının bozulmasına sebep olmaktadır. Yapılan bu hataları 10 grup şeklinde ifade edebiliriz:

    1- Her Şeyde Mükemmel Olma Duygularını İfade Eden Hatalar;

    a)Her şeyde en iyi olmalıyım duygusu:Çocuklardan her şeyin en iyisini en mükemmelini istemek yerine onların çabalarını desteklemeliyiz.Çocuğun kendine güven duygusunu, çocuğun çabasını överek yükseltmeliyiz.
    Birbirinden farklı ilgi ve yetenekleri olan çocuklarımızın istediğimiz her alanda başarılı olmalarını beklemek çocuğun daha fazla baskı hissetmesine neden olacaktır.Bu konuda yapılması gereken onların ilgili ve yetenekli olduğu konularda daha fazla destek olarak gelişmelerini sağlamaktır.

    b)Başarılarımla varım duygusu: Çocukları şartsız olarak sevmeliyiz ve bunu kendilerine hissettirmeliyiz.Çocuğun başarılı oldukça sevileceğini düşünmesi telafisi zor hatalar doğurmakta ve ailesiyle ilişkilerine zarar vermekte,çocuğun sürekli baskı altında kalmasına neden olmaktadır.

    c)Olumsuz duygular kötüdür: Çocuklar kızgınlık, hayal kırıklığı, öfke, gerilim, kaygı engellememeliyiz
    gibi olumsuz duygular gösterebilirler. Çocukların duygusal halini ortaya koymalarını. “Ağlama çocuğum”, Ona kızmamalıydın”, “Telaşlanma daha iyisini yapacaksın” gibi yaklaşımlar çocuğa hiçbir şey hissetme hakkının olmadığı veya duygularının hiçbir önem arz etmediği mesajını verebilir. Çocukların duygularını anlamalı ve kabullenmeliyiz. Çocuklarımız duygularını ifade etmede ne kadar rahat olurlarsa ilerideki ilişkilerinde de o kadar samimi ve açık olacaklardır.

    d)Herkes beni sevmeli duygusu: Çocuklara herkesi memnun edemeyeceklerini bildirmeliyiz. Eğer haklı olduklarına inanıyorlarsa direnmelerini öğretmeliyiz. Herkesi memnun etmeleri gerektiği duygusu ile yetişen çocuklar kendileri hakkında kararsız ve endişelidirler.

    e)Hata yapmak ve yardım istemek yanlıştır: Hataların doğal ve kaçınılmaz olduğunu anlayan çocuklar kendilerini büyük bir kabul edilmişlik içinde hissedeceklerdir.Hataların olabileceği ve onlardan dersler çıkarılabileceği gerçeği vurgulanmalı ve böylece çocuğun kendini iyi hissetmesi ve özgüvenini artırması sağlanmalıdır.

    2- Çocukları Yanlış Davranmaya Mecbur Etmek: Bütün çocuklar ilgi isterler. Bu ifade temel bir ana-baba ilkesidir. Çocuklar kendilerine bağırmanızı ve azarlamanızı hiç görmezlikten gelmenize tercih ederler. Çocuklar güzel şeyler yaptıklarında ana-babalar onları ödüllendirmeyip bunun yerine çocukları yanlış bir şeyler yapana kadar beklemekte ve o zaman onlara ilgi göstermektedirler. Aslında bu metod, ebeveynin ilgisini çekmek için çocukları yanlış davranmaya itmektedir. Yalnız hata yapılınca
    ana-babanın gösterdiği tepkiler (ilgiler) bu tür davranışları istemeyerek de olsa pekiştirmektedir.
    Eğer çocuk onaylanmayan davranışlar gösteriyorsa, ana-babalar bu davranışı göstermediği zamanlarda çocuğu övmelidirler. Çocuğa koşulsuz sevginin bildirilmesi onun kendini güçlü hissetmesini sağlayacak ve gereksiz korku ve güvensizliği azaltacaktır.

    3- Tutarsız Olmak: Anne-babalar davranışlarında bir düzen ve tutarlılık oluşturmadılarsa bu durum
    çocuklarda çeşitli davranış bozukluklarına sebep olabilir. Tutarlılık konulan kuralları ve onların sonuçlarını takip etmek manasına gelmektedir. Eğer bir kural koyduysanız ve bunun etkilerini görmek istiyorsanız söylediklerinizi uygulamaya çalışın.İyi çocuklar hem otoriter hem de liberal ev ortamlarında yetiştirirler. Tutarlı bir düzen çocuğa emniyet, güven ve kontrol hissi verecektir. Ebeveynin tu
    tumundan çocuklar,onların limitlerini deneyip onların sınırlarını aşmaya zorlanmamalıdır. Ana-babaların verdikleri sözde durması çok önemlidir. (Tutarlı günlük işler oluşturulması: Çocuklarınızla oturun ve bir günlük plan oluşturun. Planın eğlenceli ve olumlu olmasına çalışın ve onun ihtiyaçlarına göre düzenleyin. Tutarlı disiplin: Uygulanması imkansız bir kural koymaktansa, kısa süreli ve sürekli uygulanabilecek sınırlar belirlemek daha iyi olacaktır. Kurallar ve sonuçların tutarlı bir şekilde uy
    gulatılmasında ebeveynler, aralarında anlaşmalarının önemli olduğu gözden kaçırmamalıdırlar.) Tutarlılık sadece düzen ve disiplin konusunda değil, çocuğun güven ve emniyet hissinin gelişmesine yardım etmede de önemli bir yöntemdir.

    4- Açık İletişime Kapıları Kapatmak: Etkili iletişim, çocuklara değer vermeyi, problemleri çözmeyi ve
    başkalarıyla iyi geçinmeyi öğretmek için temel bir kuraldır. Çocuklarla iletişimin açık ve etkili olması
    için anne- babalar, tam ve samimi bir ilgiyle onları dinlemeyi istediklerini hissettirmelidirler.
    a) Otoriter anne-baba: Bu iletişim tarzı, ebeveynin, çocuğun neler hissettiğine veya neler yaptığına
    çok az değer verdiğini açıkça göstermektedir.

    b) Nasihat verici anne-baba: Çocuğa neler düşünmesi ve yapması gerektiği söylendiği için , bu iletişim tarzı da ebeveyn ve çocuk arasındaki iletişimi koparmaktadır.

    c) Suçlayıcı anne-baba: Suçlayıcı iletişim tarzını kullanan ebeveynlerin çocukları, anne-babaları ile
    herhangi bir konuyu görüşme hususunda tereddütlüdürler. Ne yaparlarsa yapsınlar yeterince iyi olmayacaklarını düşünmektedirler.

    d)Teselli verici anne-baba: Bu tür anne ve babalar sebep ne olursa olsun bazı acil tesellilerin problemi düzelteceğini düşünmektedir. Bu iletişim tarzı ile çocuklar ebeveynleri nin kendilerini dinlemediklerini veya anlamadığını hisset mektedirler. Her şeyin düzeleceğine dair teselli vermek için acele etmeden çocuğun endişe ve kaygıları ile ilgile nilmelidir.

    e) Dinleme sanatı: İyi bir dinleyici olmak pasif değil, aktif bir iştir. Ve çocuğa gereken saygı gösteril
    melidir. Yansıtıcı dinleme, mesajın duygusal içeriğinin anlaşılmasını ve bunun çocuğa yansıtılmasını sağlar. Çocuklarınızla iletişime hazır ve iyi bir dinleyici olduğunuzu gösteren etkili ve açık bir iletişim
    için gerekli güven ve emniyet hissini artıran bir ortam oluşturabilirsiniz.

    f) Sözsüz iletişim: Çocukların sözle ifade edemedikleri hareketlerine karşı duyarlılık, ebeveynin çocuğun ruh halini duygularını ve o anda kafasından geçenleri anla masında çok şey ifade edebilir. Çocuklar da ebeveyn lerinin gösterdiği sözlü olmayan davranışlara karşı çok hassastırlar.

    5- Sabitliğe Yöneltmek: Çocuklar problemler, ikilemler ve engellerle karşılaşabilirler. Bu hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır. Çocukları bağımsız ve kendi kendine yeterli olmasını öğretmek yerine istemeyerek onları bize bağımlı olmaya teşvik etmekteyiz. Özellikle 13-19 yaş arasındaki gençler, kendi başlarına öğrenmeleri engelleyip tavsiyeler verildikçe, anne-babaya karşı ya bir hınç besleme veya bir
    bağımlılık geliştirmeye kalkışacaklardır.

    Problem Çözme: Ebeveynin aktif rol oynaması gereken durumlarda çocuğu da bu sürece dahil etmek önemlidir. (Buna problem çözme denir.) Problemi beraber çözmek için çocuğa yardımcı olmaya çalışmak salt emirler ve direktifler yağdırmaktan daha etkili olacaktır. Çocuk problemin çözümü
    ne katılınca ve başarı sağlayınca çocuğun başarı ve işbir liği hissi artabilir. Problem çözme yaklaşımını kullanmak, sorunlu davranışı azaltmaya yardım eder, başka durumlara da uyarlayacağı bağımsızlık, yetenek ve sorumluluk duygusunu artırır.

    6- Biz Onlara Karşıyız: Otoriter ebeveynli ailelerde, çocuk lar genelde öfke, hayal kırıklığı ve kırgınlık
    içerisinde olmakta, isyana ve büyük güç çatışmalarına neden olan duygulara kapılmaktadırlar. Çocuklar arasında ebe veynlerin kendilerine karşı olduğu inancı gelişmektedir.

    a) Aile toplantıları: Daha uzlaşmacı bir ortam geliştirmek için ailelerin baş vuracağı en etkili yöntemlerden biri aile toplantılarıdır. Düzenli olarak yapılan aile toplantısı her bir aile ferdine yetki ve kontrol hissi verecektir. Kişilerin değerli olduğu hissini de güçlendirir.

    b) Takım olarak hareket etmek: Aile takımının değerli bir elemanı olduğunu hisseden çocuklar, dayanışma içinde olmaya ve karşılıklı problemlerin çözümüne yardımcı olmaya daha isteklidirler. Ebeveynliği ve aile hayatını takım merkezli olarak görmek, çok daha etkilidir. Bu duyarlılığı ve dayanış
    mayı teşvik eder. Çocukların diğer insanlarla da etkili bir şekilde çalışmasını öğretir ve onların kendilerini daha güçlü, yetkili ve değer verilmiş hissedilmelerine yardımcı olur.

    c) Kardeş rekabetinin üstesinden gelmede takım çalışması: Kardeş rekabetinin üstesinden gelmekiçin kardeşlerin problemin çözümüne katkıda bulunmaları kendilerini değerli bir aile ferdi gibi hissetmesini oluşturur.

    7-Yıkıcı Disiplin Kullanmak:Anne-babalar bir hareket planına sahip değillerse gereksiz hatalar yapabilirler. Bu hatalar disiplin girişimini etkisiz hale getirebilir ve ço cuğun özgüvenine zarar verebilir.

    a) Kızgın olmadığınız zamanlarda disiplin uygulayın: En yıkıcı hatalardan bir, kızgın olduğunuz zamanlarda çocuklarınız üzerinde disiplin kurmaya çalışmanızdır.

    b) Disiplini yerinde kullanın: Öfkelenildiğinde, taraflar “psikolojik siperlerini” kaldırmakta, kendilerini
    savunmaya daha fazla zaman ayırmakta ve probleme işe yarar bir çözüm bulmak için uğraşmak yerine karşı saldırıya geçmektedirler. Sinirler yatıştığında problem ele alınırsa olumlu bir sonuca varma olasılığı yüksektir. (Bir çocuğa “şimdi çok kızgınım. Sakinleşip bunu düşünmek için zamana ihtiyacım var bu akşam bu konuda tekrar konuşa cağız."”demek gerçekten en uygun olanıdır.)

    c) İsim takmaktan kaçının: Kızgınlık anındaki disiplin, iletişimi kapatıp çatışmayı artırmanın yanı sıra
    anne-babaların söylemek istemedikleri sözler sarfetmelerine de neden olabilir. Kızgınlıkla verilen zararın ve sinir lenince kullanılan kırıcı ifadelerin düzeltilmesi çok uzun zaman alabilir.

    d) Uygulanabilir ceza verin: Kızgınlık esnasında, anne-babalar çocuklarına çok katı ve uygulanması zor cezalar verme eğilimindedirler. Çocuklar bu cezaların uygulanmaya caklarını bildikleri için aldırış etmiyorlar.

    e) Seçenekler sunun: Bu yaklaşım, çocuğun kontrol hissini artırır ve isyanlar ve karşı gelici cevaplar verme ihtiya cını azaltır.

    f) Disiplini öğretici olarak kullanın: Disiplin yerinde kullanıldığında davranışları hususunda çocuğunuza dersler verebilir. Ebeveyn olarak en önemli amacın isteklerimize belli bir süre boyun eğilmesi değil, çocuklarımıza bağımsız, sorumluluk sahibi ve mutlu yetişkinler olabilmelerini öğretmektir.

    8- Yaptığım Gibi Değil Dediğimi Yap: En temel ve en etkili anne-baba yöntemlerinden birisi iyi örnek olmalarıdır. Onlara model olmak istediğimiz şekilde davranarak, çocuklarımızın yaşamında güçlü bir olumlu etki oluştura biliriz. Kişiliğimizi oluşturan temel inanç ve değerleri miz, günlük hareketlerimiz yolu ile iletilebilir. Eğer çocuk,fikirleri dinlenmiş ve onlara değer verilmişse genç de anne-babanın söylediği şeyleri daha çok dinleyecektir. Eğer ebeveynler çocuklarına aktif bir şekilde sözle ve
    davranışlarla sağlam değerler öğrenmişse, çoğu genç, yetişkin olduğunda aynı davranışları benimseyecektir. Ebeveynler olarak medyadaki ve çevredeki olumsuz etkilerden korumalıyız. Bunun yanısıra hayatın meydan okumalarına karşı koyacakları değer yargıları ve beceriler geliştirmelerine yardım etmeliyiz.Davranışlar sözlerden daha anlamalıdır. Söylediğiniz sözlerden ziyade davranış larınız kalıcı izler bırakır (sigara gibi).

    Anne-babalar hem olumlu hem olumsuz davranışlar için çocuğa örnek olabilirler. İyi örnekler göstererek uygun davra nışlar için çocuğunuza model olun.

    9- Özel İhtiyaçları Gözden Kaçırmak: Her çocuk farklı güçler,zayıflıklar, ilgiler ve dayanıksızlıklar top
    lamından müteşekkildir. Hayat tecrübeleri ve doğal istidatlarının aracılığı ile çocuklar, aktiflik, utan
    gaçlık, kendine güven, gerilimlere katlanma kabiliyeti derecelerinde ve diğer sayısız kişilik faktörlerinde farklıdırlar. Aktif olan bir çocuk spora teşvik edilebilir. Çekingen bir çocuğu zihinsel faaliyetlere yönlendirmek lazım, onu rahatsız eden spor ve toplum önünde konuşmaya zorlanmamalıdır.

    a)Dikkat yetersizliği-Aşırı hareketlilik rahatsızlığı (ADHD): ADHD’li çocuklar dikkatsizlik ve aşırı hare
    ketlilik gösterirler.Dikkat yetersizliği olan çocuklar genelde düzensizdirler ve okuldaki işlerini tamamlaya mazlar. Bu çocukların çoğu, grup içinde arkadaşları ile olmak yerine birebir ilişki kurulan ortamlarda daha başarılıdırlar. ADHD’li çocuklar normalden daha fazla zeki olabilmekte, dolayısı ile evdeveya okulda başarılı olama dıklarında çok büyük hüsrana uğramaktadırlar, zamanla okulla ilgilenmemeye başlayabilmektedirler. Bu çocukların okulu terk etme durumları yüksektir. Ve madde bağımlı
    lığı, kanunlarla ilgili sorunları vardır. Çünkü güçlü bir kişilik geliştirme ihtiyacı olan bu çocuklar anne-baba larından, öğretmenlerinden ve yaşıtlarından olumlu bir ilgi görememektedirler. ADHD teşhisi konan çocuklar motivasyon, intizam ve olumlu takviyeye çok iyi tepki verirler. Görevlerine devam ettikleri ve uygun davrandıkları için onları ödüllendirmek gerekir.

    b)Çocukluk depresyonu: Depresyon geçiren bir çocukta geri çekilme belirtileri uyku ve iştah değişiklikleri, sosyal ilişkilerdeki farklılaşmalar, gittikçe artan bir asabilik, uyuşukluk veya notlarında düşüklük depresyonlarını belli ederler. Çocukluk problemleri ve pek çok kaygı hastalığı ana-babaların çocuklarıyla açık bir iletişim kurmaya çalışmaları ve onlara güçlü bir koşulsuz sevgi vermeleri ile önlenebilir.

    c)Öğrenme zorlukları:Öğrenme zorluğu bir insanın çevreden gelen bilgileri doğru şekilde anlama kabiliyetini veya beynin farklı bölümlerindeki bilgileri başarıyla birleştirmeyi etkileyen bir rahatsızlıktır.
    Öğrenme güçlüğü, algı problemi, alınan bilgileri beyinde organize edemeyişi, çabuk unutma, yazarken hatalı ve ağır yazar. Duygusal olarak, bezginlik, kendini güvensiz, değersiz ve kötü hissetme,yeterince zeki olmadığını düşünme, kavgacılık ve çabuk alınmadır. Bedensel yakınmalar (baş ağrısı, bulantı, karın ağrısı) olabilir. Okula gitmekte isteksizlik gözlenebilir. Öğrenme zorlukları, yaşam boyu süren bir durumdur. Çoğu durumda okul işleri, günlük işleri, sosyal ilişkiler veya aile hayatı gibi
    çocuğun yaşamının pek çok yönünü derinden etkiler. Eğer çocuğun belirli bir alandaki performansı çocuğun IQ testinde verilen beklentileri ile uyuşmuyorsa, çocuk bir öğrenme zorluğu yaşıyor olabilir. Yapılması gereken çocuğun en iyi öğrenebileceği yöntemler üzerinde durulmasıdır.

    10- Eğlenceyi İhmal Etmek: Çocuklara her zaman önem vererek onların içinde bulundukları durumdan zevk almasını öğret mek, gelecekte karşılaşabilecek pek çok probleme karşı koymalarına yardımcı olacaktır. Araştırmalar, günlük hayatında mizaha yer veren yetişkinlerin daha sağlıklı olduğunu göstermektedir. Onların bağışıklık sistemi daha dayanıklı olduğunda hastalıklara daha az yakalanmakta ve daha çabuk iyileşmektedir. Ebeveynler için çocuklarımızla anı yaşamanın bilincinde olmak bir maharettir. Anı yaşamak, her dakikayı değerlendirmek ve zamanı dolu dolu geçirmek anlamına gelir. Bu önümüzdekiler küçük şeyler bile olsa ondan zevk almanız demektir. Çocuklar bu kavramı,anne-babalarından, daha küçük yaşlarda iken öğrenmektedirler. Eğer sizi aktif olarak onlarla ilgilenirken veya belli bir anda yaptığınız şeyle görürlerse o ana yoğunlaşmayı öğrenirler. Bu onlara daha mutlu, memnun ve daha şevkli olmayı öğretecektir. Eğlence ve heyecan için küçük işler bile birer fırsat olabilir. Ev işlerini oyuna çevirmek veya avluyu süpürürken şarkı söylemek, mekanın ve anın nasıl yaşanabileceğini çocuklara öğretebilir. O anda nasıl mutlu olunabileceğini çocuğa öğretebilir. Böylece daha mutlu ve daha sağlıklı bir çocuğa sahip olacaksınız.

  2. #22

    Re: Dafne'yle kavga ettik..baya bi kavga..

    minedafne yazdı:
    herşeyi anlata anlata açıklamak yanlış mıydı?
    onula ilgili şeylerde onun da fikrini sormak hata mıydı?
    küçük bir kişilik yaratmakla hata mı ettim?

    sürekli beni kendisiyle kıyaslamasından da bıktım.
    -ben bu saatte yatıyorum,sen niye yatmıyorsun?
    -sen arkadaşlarınla gece dışarı çıkıyorsun ben neden geceleri dışarı çıkamıyorum
    -benim de bir hayatım var değil mi
    -ben de gece gezmek istiyorum


    sürekli gezdirmek zorunda mıyım?
    sürekli hayatı onun için güzelleştirmek zorunda mıyım?
    ben hastayken bile onun nazını çekmek zorunda mıyım?

    akıl verin,hata bende ama nerde..bi söyleyin lütfen yol geç olmadan çözüm bulayım.

    nerede hata yaptım ve çaresi nedir?
    Benzer durumlardan şikyetçi biri olarak çok hatalı olduğunu düşünmüyorum. Ne şanslısın ki çok akıllı bir kızın var. Kendi istekleri olan, karakterini oluşturmuş, muhtemelen ileride de yere sağlam basacak olan..
    İstekleri var ve doğal olarak da senden bekliyor gerçekleştirmeni; başka kimden isteyebilir ki..
    Empati yapmasını beklemek için biraz erken bence, kendisi hasta olduğunda da gezip tozmayı istemiyor mu ? Empati yapması gereken şimdilik biziz.
    Empati yaptığı, anlayışlı olduğu zamanlar da olacaktır. Onlar da bizim şanslı anlarımız..
    Alaz daha babası kapıdan girerken başlıyor beraber oynayacakları oyunları saymaya. O kafasında çoktan yapmış oluyor akşam planını ve babası da tüm yorgunluğuna rağmen uymaya çalışıyor bazen kendi fiziksel ve sinirsel sınırlarını da zorlayarak..
    Senin isyanına hak veriyor fakat onaylamıyorum. Evet, biz onları mutlu etmekle sorumluyuz. Ebeveynlik böyle birşey çünkü. 40 derece ateşle de uyansan sabah, çocuğun kalktığında mesai başlar. Tabi ki bizim de özel hayatlarımız var ve olmalı, bunun için şu sıralar daha fazla çaba sarfetmemiz gerekse de; biraz daha büyüyüp bizden bağımsız özel hayatlarını oluşturdukça onlar biz de kendi istediklerimizi yapmakta daha özgür olacağız..Bence bu çok uzak bir zaman değil..

    Not: Ayrıca da sen küsüz demişsin ama, o sana küs falan değil, planlara devam modunda..

  3. #23
    Üyelik Tarihi
    07 Eylül 2005
    Bulunduğu Yer
    Ayaklarının üstü
    Mesaj
    3.633

    Re: Dafne'yle kavga ettik..baya bi kavga..

    Siz 7 -8yaşlarından bahsediyorsunuz değil mi?

    Bir de beni dinleyin...22 aylık bir bilmişin annesiyim bildiğiniz.

    Çarşıda pazarda hiç bir şey bakamıyorum, bakamıyoruz...ilk tepkisi biğenmediiiim diye cıyaklamak. Geçen gözlük alacağım deniyorum, biğenmediiim biğenmediiiim, ya insanın moralini de bozuyor

    Anneanneye gideceğiz di mi.. Gıtmeyyeliiim gitmeyyeliiim, sevmiyom ...anne-baba hariç tüm sülale bir kalemde sevilmeyenler listesine giriyor

    Köfte yiycem mi dedi, çatlasam çorba yediremiyorum,
    Soda içemez olduk yanında , İdil'e de ver , ver diye ensemizde

    Zıtlaşıp,işi inada bindirmeyeyim diyorum ama bu sefer de her istediğini yaptırmış gibi oluyor.
    Sizleri takip ediyorum ben de bakalım ne tür sorunlarla ne tür çözümler üretebiliriz.

  4. #24
    Üyelik Tarihi
    20 Ocak 2003
    Bulunduğu Yer
    Her türlü forum
    Mesaj
    25.591

    Re: Dafne'yle kavga ettik..baya bi kavga..

    Pinart yazdı:
    minedafne yazdı:
    herşeyi anlata anlata açıklamak yanlış mıydı?
    onula ilgili şeylerde onun da fikrini sormak hata mıydı?
    küçük bir kişilik yaratmakla hata mı ettim?

    sürekli beni kendisiyle kıyaslamasından da bıktım.
    -ben bu saatte yatıyorum,sen niye yatmıyorsun?
    -sen arkadaşlarınla gece dışarı çıkıyorsun ben neden geceleri dışarı çıkamıyorum
    -benim de bir hayatım var değil mi
    -ben de gece gezmek istiyorum


    sürekli gezdirmek zorunda mıyım?
    sürekli hayatı onun için güzelleştirmek zorunda mıyım?
    ben hastayken bile onun nazını çekmek zorunda mıyım?

    akıl verin,hata bende ama nerde..bi söyleyin lütfen yol geç olmadan çözüm bulayım.

    nerede hata yaptım ve çaresi nedir?
    Benzer durumlardan şikyetçi biri olarak çok hatalı olduğunu düşünmüyorum. Ne şanslısın ki çok akıllı bir kızın var. Kendi istekleri olan, karakterini oluşturmuş, muhtemelen ileride de yere sağlam basacak olan..
    İstekleri var ve doğal olarak da senden bekliyor gerçekleştirmeni; başka kimden isteyebilir ki..
    Empati yapmasını beklemek için biraz erken bence, kendisi hasta olduğunda da gezip tozmayı istemiyor mu ? Empati yapması gereken şimdilik biziz.
    Empati yaptığı, anlayışlı olduğu zamanlar da olacaktır. Onlar da bizim şanslı anlarımız..
    Alaz daha babası kapıdan girerken başlıyor beraber oynayacakları oyunları saymaya. O kafasında çoktan yapmış oluyor akşam planını ve babası da tüm yorgunluğuna rağmen uymaya çalışıyor bazen kendi fiziksel ve sinirsel sınırlarını da zorlayarak..
    Senin isyanına hak veriyor fakat onaylamıyorum. Evet, biz onları mutlu etmekle sorumluyuz. Ebeveynlik böyle birşey çünkü. 40 derece ateşle de uyansan sabah, çocuğun kalktığında mesai başlar. Tabi ki bizim de özel hayatlarımız var ve olmalı, bunun için şu sıralar daha fazla çaba sarfetmemiz gerekse de; biraz daha büyüyüp bizden bağımsız özel hayatlarını oluşturdukça onlar biz de kendi istediklerimizi yapmakta daha özgür olacağız..Bence bu çok uzak bir zaman değil..

    Not: Ayrıca da sen küsüz demişin ama, o sana küs falan değil, planlara devam modunda..

    Çok uzak çokkkkk... O zaman geldiğinde de ben yaşlanmış olacağım.ühü ühü..

  5. #25
    Üyelik Tarihi
    04 Ekim 2003
    Bulunduğu Yer
    seviyeli(!) forumlar hi hi hii:P
    Mesaj
    46.327

    Re: Dafne'yle kavga ettik..baya bi kavga..

    yok pinarcim senin secimine saygim var ama katilmiyorum.Cocukta olsa ogrenebilir saygi duymayi,herkesin sinirlari oldugunu ve durmasi gerektigi yeri..
    bence cocuklara oyun kurmasinda yardim ve gerektiginde destek ok ama her istediginde onlarla oynamak gibi bir zorunlulugumuzda luksumuzde yok..
    Zaten gerekli aktiviteleri yaptiriyor,arkadaslariyla bir araya getiriyoruz,kalan zamanda anlayisli olmayi ve kendi kendilerini oyalamayi ogrenmeleri gerek bence.
    Pinart yazdı:
    minedafne yazdı:
    herşeyi anlata anlata açıklamak yanlış mıydı?
    onula ilgili şeylerde onun da fikrini sormak hata mıydı?
    küçük bir kişilik yaratmakla hata mı ettim?

    sürekli beni kendisiyle kıyaslamasından da bıktım.
    -ben bu saatte yatıyorum,sen niye yatmıyorsun?
    -sen arkadaşlarınla gece dışarı çıkıyorsun ben neden geceleri dışarı çıkamıyorum
    -benim de bir hayatım var değil mi
    -ben de gece gezmek istiyorum


    sürekli gezdirmek zorunda mıyım?
    sürekli hayatı onun için güzelleştirmek zorunda mıyım?
    ben hastayken bile onun nazını çekmek zorunda mıyım?

    akıl verin,hata bende ama nerde..bi söyleyin lütfen yol geç olmadan çözüm bulayım.

    nerede hata yaptım ve çaresi nedir?
    Benzer durumlardan şikyetçi biri olarak çok hatalı olduğunu düşünmüyorum. Ne şanslısın ki çok akıllı bir kızın var. Kendi istekleri olan, karakterini oluşturmuş, muhtemelen ileride de yere sağlam basacak olan..
    İstekleri var ve doğal olarak da senden bekliyor gerçekleştirmeni; başka kimden isteyebilir ki..
    Empati yapmasını beklemek için biraz erken bence, kendisi hasta olduğunda da gezip tozmayı istemiyor mu ? Empati yapması gereken şimdilik biziz.
    Empati yaptığı, anlayışlı olduğu zamanlar da olacaktır. Onlar da bizim şanslı anlarımız..
    Alaz daha babası kapıdan girerken başlıyor beraber oynayacakları oyunları saymaya. O kafasında çoktan yapmış oluyor akşam planını ve babası da tüm yorgunluğuna rağmen uymaya çalışıyor bazen kendi fiziksel ve sinirsel sınırlarını da zorlayarak..
    Senin isyanına hak veriyor fakat onaylamıyorum. Evet, biz onları mutlu etmekle sorumluyuz. Ebeveynlik böyle birşey çünkü. 40 derece ateşle de uyansan sabah, çocuğun kalktığında mesai başlar. Tabi ki bizim de özel hayatlarımız var ve olmalı, bunun için şu sıralar daha fazla çaba sarfetmemiz gerekse de; biraz daha büyüyüp bizden bağımsız özel hayatlarını oluşturdukça onlar biz de kendi istediklerimizi yapmakta daha özgür olacağız..Bence bu çok uzak bir zaman değil..

    Not: Ayrıca da sen küsüz demişsin ama, o sana küs falan değil, planlara devam modunda..

  6. #26

    Re: Dafne'yle kavga ettik..baya bi kavga..

    cocuklar kesinlikle aradaki siniri bilmeli ki...
    dafnenin yasi cok cok kucuk bunlari soylemek icin...
    bence biraz aradaki sinir asilmis biraz degil baya hatta..hemen bu sinirlari ort ve ona anne oldugunu bunlari ona soyluyemiyecegini iyi bir dille soyle...
    cunku ileride cok buyuk sorunlarla ugrasmak zorunda kalabilirsin...

  7. #27

    Re: Dafne'yle kavga ettik..baya bi kavga..

    bu pazar bu sitede isler iyi diil!

    minecim dusunuyorum neden diye?

    merhamet duygusu vermenin cok onemli oldugunu dusunuyorum. herseyin ustesinden gelen super anne figurunun aslinda o kadar da iyi olmadigini dusunuyorum.
    yaptiklarimizi, onlar icin vazgectiklerimizi cekinmeden, gocunmadan, gurur yapmadan kendilerine bildirmek gerekir diye dusunuyorum.

    iyilik yap gorevin olsun (kadir kiymet bilinmesin) lafinin dogru bir tespit oldugunu dusunuyorum.

    yoklukla, olanaksizlikla tanismalarinin sart oldugunu dusunuyorum.

    uzun sure gorememelrin etkisiyle onu egleyen babasindan henuz donmesinin etkisiyle simarik davranmis diye dusunuyorum.

    anne babalari ayri cocuklari ister istemez saran siz benim icin varsiniz, bana borclusunuz muhabbetinden; ben de sizin icin varim, bu guzel dunyayi bana sagladiginiz icin size borcluyum muhabbetine bir gecis olmasi gerekiyor diye dusunuyorum. yasamla ilgili ondan daha fazla sorumluluk beklemelisin diye dusunuyorum.

    maddi manevi bir takim durumlarda vermek istedigini/ verebilecegini, dusunmesi icin vermemen gerekir diye dusunuyorum.
    mesela bu hafta senin icinde bulundugun fiziki ve ruhsal durumu anlamayip sana boyle seyler soyledigi icin artik onunla biseyler paylasmak ya da yapmanin sana zevkli gelmemeye baslayabilecegini, bunlari senin gorev icabi degil dafneyle zaman gecirmek guzel diye, baska seylerden vazgecip yaptigini, ona oncelik verdigini ama boyle giderse onceligini kaybedebilecegini falan anlatmalisin belki. bi silkinmesi gerek belki.

    karsisindakinin duygularini anlamak ve ona gore tepki verebilme yetenegini kazanmasi icin insan iliskileri konusunda, duygular konusunda biraz daha konusmaniz gerek belki.

    belki bu olay onun yasi itibariyla sosyal zekasini bir parca daha gelistirecek onemli bir mihenk tasi olacak .

    belki olmasi gereken olmustur.

    bakalim bundan sonra ne olacak.

  8. #28

    Re: Dafne'yle kavga ettik..baya bi kavga..

    bilmemgerek yazdı:
    bu pazar bu sitede isler iyi diil!

    minecim dusunuyorum neden diye?

    merhamet duygusu vermenin cok onemli oldugunu dusunuyorum. herseyin ustesinden gelen super anne figurunun aslinda o kadar da iyi olmadigini dusunuyorum.
    yaptiklarimizi, onlar icin vazgectiklerimizi cekinmeden, gocunmadan, gurur yapmadan kendilerine bildirmek gerekir diye dusunuyorum.

    iyilik yap gorevin olsun (kadir kiymet bilinmesin) lafinin dogru bir tespit oldugunu dusunuyorum.

    yoklukla, olanaksizlikla tanismalarinin sart oldugunu dusunuyorum.

    uzun sure gorememelrin etkisiyle onu egleyen babasindan henuz donmesinin etkisiyle simarik davranmis diye dusunuyorum.

    anne babalari ayri cocuklari ister istemez saran siz benim icin varsiniz, bana borclusunuz muhabbetinden; ben de sizin icin varim, bu guzel dunyayi bana sagladiginiz icin size borcluyum muhabbetine bir gecis olmasi gerekiyor diye dusunuyorum. yasamla ilgili ondan daha fazla sorumluluk beklemelisin diye dusunuyorum.

    maddi manevi bir takim durumlarda vermek istedigini/ verebilecegini, dusunmesi icin saglamaman icin vermemen gerekir diye dusunuyorum.
    mesela bu hafta senin icinde bulundugun fiziki ve ruhsal durumu anlamayip sana boyle seyler soyledigi icin artik onunla biseyler paylasmak ya da yapmanin sana zevkli gelmemeye baslayabilecegini, bunlari senin gorev icabi degil dafneyle zaman gecirmek guzel diye, baska seylerden vazgecip yaptigini, ona oncelik verdigini ama boyle giderse onceligini kaybedebilecegini falan anlatmalisin belki. bi silkinmesi gerek belki.

    karsisindakinin duygularini anlamak ve ona gore tepki verebilme yetenegini kazanmasi icin insan iliskileri konusunda, duygular konusunda biraz daha konusmaniz gerek belki.

    belki bu olay onun yasi itibariyla sosyal zekasini bir parca daha gelistirecek onemli bir mihenk tasi olacak .

    belki olmasi gereken olmustur.

    bakalim bundan sonra ne olacak.
    Arincim senin yorumunu kesinlikle bekliyordum uzman dusuncelerini

  9. #29

    Re: Dafne'yle kavga ettik..baya bi kavga..

    Geçen gün bir arkadaşımla konuşuyorduk (onun çocukları 8 ile 12) benimki 3.5 "Biz bunların animatörü müyüz?" diye

    Gerçekten "anne" değil "ANİMATÖR" durumumuz var artık! O etkinlikten bu etkinliğe koşuyorlar,odaları oyuncak dolu ama yine de doy-mu-yor-lar.

    Benim kızım da HEP onunla ilgilenelim istiyor, yarım gün yuvada yeterince oyun oynamasına rağmen. Yuvaya gitmediği zamanlar daha da fenaydı, sabah 9'da gözünü açıp "ben sıkıldım, Akmerkez'e gidelim" dedi bir kez Yuh dedim. Akşam babası kapıdan girer girmez "odaya gidelim" diye koluna yapışıyor.

    Ben elimden geldiğince kendi işime devam ediyorum ama sinirlerimi zıplatana kadar zorluyor. En sonunda bağıra çağıra odasına götürüyorum. İllaha bir fasıl fırça ve ağlama yaşanıyor yani...

    Şimdi yazılanları okuyunca geleceğimiz gördüm, ooof bilmiyorum. Tamam çocuklar çok talepkar ama onları galiba biz böyle yaptık. Bir yerde hata yapıyoruz ama ne

    Bu forumun takipçisi olacağım !

  10. #30

    Re: Dafne'yle kavga ettik..baya bi kavga..

    camomile yazdı:
    yok pinarcim senin secimine saygim var ama katilmiyorum.Cocukta olsa ogrenebilir saygi duymayi,herkesin sinirlari oldugunu ve durmasi gerektigi yeri..
    bence cocuklara oyun kurmasinda yardim ve gerektiginde destek ok ama her istediginde onlarla oynamak gibi bir zorunlulugumuzda luksumuzde yok..
    Zaten gerekli aktiviteleri yaptiriyor,arkadaslariyla bir araya getiriyoruz,kalan zamanda anlayisli olmayi ve kendi kendilerini oyalamayi ogrenmeleri gerek bence.
    Evet, bence de ideali bu. Ama Mine'nin bahsettiği karşılıklı sinir bozuklukları sıkça yaşanmıyordur diye tahmin ediyorum. Durumu sakinleştirmek de ebeveyne düşer bence..
    Bizden bir örnek vereyim..
    Az önce ben o mesajı yazarken bizde de Alaz ve babası arasında ciddi bir tartışma yaşanıyordu. BEn kafamı çevirip bakmadım bile..
    Tatil olduğu için normalde Alaz'ın odasında olan play station salondaki TV ye takılmış ve orada oynanıyordu sabah. Doruk artık TV seyretmek istediği için Alaz'a, yerine götürelim odanda oyna artık dedi. O da hayır burada oynayacağım dedi. Olay epey bi büyüdü..Netice de kabul etmedi babası ve o da ikna oldu odasında oynamaya..Ama ikna etme sürecinde çok kararlıydı ve işin sırrı da buradaydı zaten.
    Neticede, istisnai patlamalarda çocuktan yana olmak lazım bence..

Benzer Konular

  1. KAVGA
    Konuyu Açan: emel_ayse, Forum: Psikoloji.
    Cevap: 3
    Son Mesaj: 25 Ağustos 2007, 16:21
  2. kavga...kavga ..nereye kadar?
    Konuyu Açan: SEN&AY, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 15
    Son Mesaj: 18 Mayıs 2007, 07:46
  3. Erkek erkeğe kavga, kadın kadına kavga..
    Konuyu Açan: NRY, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 11
    Son Mesaj: 13 Ekim 2005, 01:58
  4. Ahinizi mi aldim ne,kavga ettik
    Konuyu Açan: camomile, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 29
    Son Mesaj: 25 Mart 2005, 15:06
  5. capitolun asansorunde kavga ettik!
    Konuyu Açan: aegean_3740, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 9
    Son Mesaj: 18 Ocak 2005, 01:10

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Dosya Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
 
 

Bu site Lidya.Net tarafından hazırlanmış ve yayınlanmaktadır © 1998-2012. Bu sitede yayınlanan yazılar, kaynak ve yazarı belirtilmek kaydıyla kullanılabilir.
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren AnneCocuk.com adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan ve yazdıkları yazılardan kendileri sorumludur.
AnneCocuk.com ile ilgili yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkinden iletişime geçildikten sonra en geç 2 (iki) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve size geri dönüş yapılacaktır.