Saçma... Bence tek kelimeyle saçma... Herkesin dediği başka sebepler var muhakkak... Bu zaten alenen ortada da asıl soru şu anladığım kadarıyla, eşim bana çok kilolu olduğumu söylerse...
Söylüyor zaten... Evet haklı da, bayağı bir kilo fazlam var doğru. Çabalamıyor muyum kilo vermeye, evet çabalıyorum, ama ondan çok kendim için, sağlığım için, aynaya baktığımda kendimi daha çok beğenmek için, giydiklerimi daha çok yakıştırmak için, daha zinde ve daha hareketli olabilmek için, ikinci hamilelikte alacağım kilolara yer açmak için ve sayamadığım daha bir sürü sebep için... Yalnızca onun için değil ve en çok onun için de değil...
Ama "başkası" fikri girmişse beynine ve varsa içinde öyle bir dürtü; ben manken gibi olsam ne yazar ki! Birçok erkeğin hayali değil midir ki Hülya Avşar?... yine aynı Hülya Avşar değil midir eşi tarafından defalarca aldatılan?... Ya da dünya sinemalarından örnekler yok mudur hepimizi "aaaaa" diye hayretler içinde bırakan?... İçinde varsa ne yapsak boş...
Ama kilolarım yüzünden bu fikir giriyorsa beynine, evet orda durmak ve düşünmek gerek... İşte orda başlıyor çelişki, kendisi de epey kilolu yani benim beynime de öyle bir fikir girmeli mi?... Sırf bu yüzden, kilolu olması sebebiyle... "İyi bir eş, iyi bir baba ama çok kilolu yaaaaa n'apiiim" midir doğrusu? Bunu hangi mantık ya da hangi ahlak kuralı kabul eder ki!
Ve ayrıca bir tespit ve hatta yeni bir soru daha sizlere...
Evlendikten sonra kendini bırakmamak, alan almış satan satmış demeyip hep bakımlı, temiz, çekici olmak sorumluluğu neden sadece kadınlara yüklenmiştir?
Dışarı çıkarken, işine giderken tiril tiril giyinen beyzadeler eve girer girmez "ama ben bunla rahat ediyorum hayatıııııımm" diyerek niye en salaş eşofmanlarıyla oratalarda salınıp dururlar?
Evlenmeden önce hergünkü buluşmalara sinekkaydı traşla gelen beyefendilerin o zamanlar ciltlerinde hiç problem olmuyor da evlendikten sonrayı mı bekliyor hergün traş olmanın verdiği cilt tahrişleri?... O zamanlar hiç ihtiyaç hissedilmeyen "cildimi dinlendirmem lazım" lar niye evlendikten sonra hep gündemde?
Söyler misiniz kaç kadın evlendikten sonra eşi için "TV kumandasıyla birlikte bütünleştiği kanepeden" daha değerli olmadığı duygusu yaşamamıştır?... Hele hele TV'da maç varsa kimileri için...
Ya da kaç erkek işten geldiğinde vicdanını "bütün gün yoruluyorum yaaaa" diye rahatlatıp da soyunup-dökünüp, salaş eşofmanlarını ya da şortlarını giyip kanepeye şöyyyle bir uzanmamıştır?... Kadın işten gelmemiştir ya sanki? Evde bile olsa tüm gün hiç yorulmamıştır ya?... Kendini relax edip şöyle bir uzanmak sadece erkeğin hakkıdır ya?...
Ya da kaç erkek evlenmeden önce bir yerlere gitmek, dışarda yemek için milyonlarca sebep yaratırken, evlendikten sonra çıkmamak için trilyonlarca mazeret yaratmamıştır?...
Ya da kaç kadın evlenmeden önce çiçeklere, hediyelere boğan bir erkeğin evlendikten sonra hiç çiçek getirmeyişine, özel ve önemli günleri unutuşuna tanık olmamıştır?...
Evlendikten sonra kadının kilo almasının da erkeğin kilo almasının da suçlusu neden kadın oluyor? Erkek kilo almış; çünkü karısı iyi bakıyor... Kadın kilo almış; çünkü kendine iyi bakmıyor (?)... Tuhaf değil mi sizce de?...
Neyse sonuçta diyorum ki; evlendikten sonra kendini bırakmak yalnızca kadınlara mahsus değil bence... Erkekler de bu konuda yeterince dikkatli değiller. İlişkiyi beslemek, ilk günkü tazeliği korumak her iki tarafa da düştüğüne göre tek taraf suçlu olamaz...
Ha yine de son olarak diyorum ki; kilolarım yüzünden başkasını bulacaksa YOLU DA BAHTI DA AÇIK OLSUN... En kısa zamanda iade ederler nasıl olsa! (Tabi ben iade kabul eder miyim orası biraz şüpheli!!!!)