2. Sayfa - Toplam 4 Sayfa var BirinciBirinci 1234 SonuncuSonuncu
Toplam 36 sonuçtan 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.
  1. Re: MASALLARINI UNUTAN ŞEHRİN ÇOCUKLARI....sıralamaya göre yazınız lütfen,sıra atlamayınız

    Ayse ögretmen Rüzgar'larin evinde hikayesine devam ede dursun, iki sokak ötede 5 katli bir apartmanin 1. katinda kücük Cansu'nun evinde Fatma ögretmen masalina baslamak üzereydi..

    Cansu'nun babasi seneler önce baska bir eve tasinmisti. Iki hafta da bir, cumadan gelir Cansu'yu alir ve bütün hafta sonu onunla ilgilenirdi. Cansu'nun annesi calisan bir kadin oldugu icin Cansu onu cok özlerdi. Okuldan gelince karsi komsulari, Isvec asilli Christina teyze'nin kedisiyle oynar ve annesini beklerdi. Annesi tam altiya ceyrek kala, iki elinde iki posetle sokagin kösesinde belirir, Cansu hemen annesine kosardi. Eve gelince annesi yemek yapar sonra anne kiz yemek yer ve diger bütün aileler gibi televizyonun karsina gecerlerdi.

    Cok calistigi icin sürekli gergin olan annesi, evlerine bir ögretmenin gelip masal anlatacagini duyunca tedirgin olmus, bir evvelki gece, bütün gece uyumayip evi dip köse temizlemis, pastalar hazirlamisti. Ve aksam yemeklerini yedikten sonra sabirsizlikla Fatma ögretmeni beklemeye baslamislardi. Kapi calinca ikisi de kapiya kostular.. Fatma ögretmen elinde kocaman bir masal kitabi, ve yüzünde tebessümle kapida belirdi.

    Mutfakta'ki ufak masaya gectiler. Fatma ögretmen yaninda getirdigi minik mumu yakti ve mutfagin isiklarini hafif kararttilar. Cansu'nun annesi ikide bir de cay koymaya kalkip masalin büyüsünü bozmamak icin caylarini kocaman fincanlara koydu. Sonra ücü birer mutfak sandalyesine kuruldular.

    Fatma ögretmen masal kitabini acti. ....

  2. #12
    Üyelik Tarihi
    20 Ocak 2003
    Bulunduğu Yer
    Her türlü forum
    Mesaj
    25.591

    Re: MASALLARINI UNUTAN ŞEHRİN ÇOCUKLARI....sıralamaya göre yazınız lütfen,sıra atlamayınız

    Onlar masal kitabını açadursunlar , öte yandan Gül’ü bıraktığımız yere geri dönelim.
    Gül anne ve babasının konuşmalarına kulak misafiri olmuştu ve onu şok eden bir şey duymuştu.

    Evet gözlerine inanamamış Gül. Yıllardır bir kere bile gülmeyen annesi şimdi kral babasıyla konuşurken gülüyor ve çok mutlu görünüyormuş.

    Buna hem çok sevinmiş hem de çok şaşırmış Gül. Aslında çok ta üzülmüş.Çünkü yıllardır annesini bir kere bile gülerken görmediği için üzülür durur, onu hep güldürmeye çalışırmış.Ancak her defasında annesi ona bu komikliklerinden dolayı çok kızarmış.

    Gül dinlemeye devam etmiş.

    Kraliçe üzgün bir sesle krala bir şeyler anlatıyormuş.

    -Sevgili Kral’ım biliyorsun yıllar önce yaptığım bir hata yüzünden iyilik perisi Berlina bana bir ceza verdi .Her sene yılın tam ortasında sadece 1 saat gülmeme izin veriliyor. Ben de bütün mutluluklarımı biriktirip biriktirip bu 1 saate sığdırmaya ve gülüp mutlu olmaya çalışıyorum.

    Ama bu duruma da çok üzülüyorum. Çünkü sevgili kızımız ,prensesimiz Gül beni hiç gülerken görmedi.Bu 1 saatte de görmesini istemedim hiç .Çünkü beni bu şekilde görüp , beni anlamayabilir bana daha çok kızabilir diye düşündüm demiş.

    Gül duydukları karşısında şok olmuş ve hemen karar vermiş. Mutlaka annesini bu cezadan kurtarmalıymış. Odaya hızla girmiş.

    Kraliçe Gül’ü görünce çok şaşırmış.

    -Anneciğim demiş Gül. Lütfen bana her şeyi anlatır mısın? Ben yıllarca senin gülmeni görmek istedim.Sana sarılıp doya doya mutluluğu yaşamak istedim.Şimdi bana İyilik Perisinin bu cezayı sana neden verdiğini anlat ve cezayı nasıl kaldıracağını da söyle lütfen demiş.

    Kraliçe kızının ısrarlarına dayanamamış ,anlatmaya başlamış:

    -Çok uzun yıllar önce ben de herkes gibi çok mutlu bir insandım ama bazen kıskançlıklar yapar insanları üzerdim. İşte böyle bir gün , küçük bir çocuğa haksız yere çok kızdım. O sırada İyilik Perisi Berlina beni duydu ve bana bu cezayı verdi.

    -Yıllardır doya doya gülmeye hasret kaldım.Ama cezami henüz kaldırmadi .Birazdan yine gelecek ve ben yine 1 sene daha mutsuz bir insan olarak hayatıma devam etmek zorunda kalacağım diye ağlamaya başlamış Kraliçe.

    -Hayır demiş Gül. Buna izin vermeyeceğim. İyilik perisiyle konuşup ne yapabileceğimizi soracağım.

    -Dur yavrum demiş Kraliçe.Sürenin bitmesine çok az kaldı. Babanla sana bir müjde vermek istiyordum aslında. Geç kalmadan bu mutluluğu ikinizle de paylaşmalıyım.

    Kral ve prenses sabırsızlıkla beklemiş.

    -Hamileyim demiş Kraliçe.Bir bebeğimiz daha olacak.Ve ben adını Dünya koymak istiyorum şimdiden.

    Harika bir haber demiş Kral sevinçle. Gül de bir kardeşi olacağını öğrenince havalara uçmuş.

    Yaşasın demiş . Gül Dünya olacağız.

    -Bu hem ülkemize hem de tüm dünyaya mesaj olsun. Herkes gülsün istiyorum demiş Kraliçe.

    Tam o sırada İyilik Perisi Berlina Kraliçenin durumunu izlemeye gelmiş.

    Gül hemen sormuş.

    İyilik Perisi , lütfen size yalvarıyorum, annemi bu cezadan nasıl kurtaracağımızı söyleyin demiş.

    Peki demiş İyilik perisi de. Bu o kadar kolay değil ama diye de eklemiş.

    - Söyleyin nolur demiş Gül.

    Peri söylemiş.

    - GORDİNYA diye bir ülke var. Ama bu ülke saklı bir yerde. Nerde olduğunu kimse bilmez. Bu ülkede yaşayan MATATA isimli çok bilgili, her konuyu bilen bir anne var. O annenin de 12 sevimli çocuğu . Bu çocukları öyle çok güldürün ki seslerini tüm dünya çocukları da duysun ve hep birlikte gülsünler. Ben de bu gülüşleri duyunca verdiğim cezayı kaldıracağım demiş.

    -Ben mutlaka bulacağım demiş Gül sevinçle. Kral babası ve kraliçe annesiyle vedalaşıp hemen yollara düşmüş.

    Az gitmiş uz gitmiş,dere tepe düz gitmiş .Bir de karşıda ne görsün ?....

  3. #13

    Re: MASALLARINI UNUTAN ŞEHRİN ÇOCUKLARI....sıralamaya göre yazınız lütfen,sıra atlamayınız

    Gozkamastirici ,parlak ve rengarenk bir isik! Gokkusaginin butun renkleri, kar tanelerinin butun sekilleri, havai fiseklerin butun coskusu varmis bu isigin icinde.

    Iste tesaduf bu ya, tam da o sirada Fatma ogretmen Cansu ve annesiyle beraber okuyacaklari kitabin ilk sayfasini acmis bulunmus. Kitabin icinden goz kamastirici rengarenk bir isik yayilmis ve Cansu inanilmaz bir sekilde kendini bir baska diyarda, ayni yaslarinda baska bir kizin yaninda buluvermis. Bu annesini mutsuzluk buyusunden kurtarmaya calisan Gul’den baskasi degilmis.

    Yasadigi saskinlikla bir caliligin arkasina gizlenip olan biteni anlamaya calisan Cansu’yu farketmemis olan Gul, bir sure elleriyle gozlerini ovusturmus, actiginda ise gorduklerine inanamamis.

    Bildigi, bilmedigi butun masal kahramanlari yolun karsisindaki yasli ceviz agacinin altinda hararetli bir bicimde birbirleriyle konusuyorlarmis. Gul’un gozune ilk carpan cok sevdigi ve yuzlerce kez anlattirdigi Kulkedisi masalindaki prensesmis tabii ki. Prenses elinde cam ayakkabisinin teki, balodan aceleyle ayrildigi muhtesem tuvaletiyle uzgun uzgun yuruyormus.

    Gul, kulkedisini gorunce en yakin arkadasini gormus gibi olmus. Gidip, uzulme sonunda mutlu olacaksin demek istemis ama kulkedisiyle biraz konusunca uzuntusunun aslinda baska birseyden kaynaklandigini anlamis. Bu arada Cansu da gizlendigi yerden kulak misafiri olmus konusmalara.

    Kulkedisi uzgun uzgun anlatmis:
    Biz biraz once masal ulkesinin baskani uydurukcubasinin toplantisindan ciktik ve hepimiz cok uzgunuz. Bazilarimiz ise cok kizgin. Uydurukcubasina da dedik, biz Gordinyaya geri donmek istemiyoruz.! Biz dunyada mutluyuz ama son yillarda hersey degismeye basladi.

    Uydurukcubasindan bir yol bulmasini istedik ama o benim elimden bisey gelmez dedi. Biz bulacakmisiz cozumu. Biz ve bizi taniyan cocuklar hep beraber yapacakmisiz bu isi.

    Bu gunden sonra bir yil icinde bir masal on kereden fazla anlatilmazsa kahramanlariyla birlikte sonsuza kadar kaybolacakmis.

    Bir sehirden bahsetti…cocuklar hic masal bilmiyorlarmis. Oraya gitmenin bir yolunu bulun, o cocuklarin dunyasina girmeyi basarirsaniz kendinizi kurtarirsiniz dedi.
    Bunun icin bize ufacik bir iyilik yapmis o sehirdeki 5 ogretmenin kulagina bir fikir fisildamis, ama bize daha fazla birsey soylemedi. Yani cok caresiziz, nereden baslayacagimizi bilmiyoruz!

    Butun cocuklar bizi sever , masallarimizi okur, dinlerdi buyuklerinden. Artik ne buyukler masal anlatiyor ne de cocuklar bizi istiyor. Sonsuza kadar kaybolacagiz eger basaramazsak. cocuklara kendimizi yeniden sevdirmenin bir yolunu bulmaliyiz.


    Gul anlatilanlari sonuna kadar sabirsizlikla dinledi. Duydugu isim onu inanilmaz heyecanlandirmisti. Kulkedisi Gordinya’dan bahsetmisti, ustelik Uydurukcubasi’nin Iyilik Perisi’nin arkadasi oldugunu da soylemisti. Zaten buyuyu bozmak icin guldurmesi gereken cocuklarda Gordinya’da yasiyordu. Uydurukcubasina ulasmanin bir yolunu bulmaliydi.

    Cansu da gizlendigi yerden kulak misafiri oldugu konusmalardan uydurukcubasinin sozettigi bu sehrin kendi sehri oldugunu hemen anlamis, dayanamamis ve

  4. #14
    Üyelik Tarihi
    14 Eylül 2004
    Bulunduğu Yer
    Berlin/Kalbim Istanbul´da:))
    Mesaj
    7.213

    Re: MASALLARINI UNUTAN ŞEHRİN ÇOCUKLARI....sıralamaya göre yazınız lütfen,sıra atlamayınız

    Çalılıkların arasından yavaşça çıkıp çaresizlikle ne yapacağını düşünen Gül ün yanına yaklaşmış ve kendini tanıtmış. İkiside her şeyi birbirlerine anlatmışlar…

    İki küçük kızın artık tek amaçları varmış : Gordinya ya gitmek, Matata yı ve Uydurukçubaşı nı bulmak….

    Bilmedikleri bir yola koyulmuşlar….

    Hava kararmaya başladıkça bir ormanın içine girdiklerini fark etmişler. Milyonlarca yaprak aynı anda hışırdıyor, baykuşlar ötüyor, kurtlar uluyormuş… Kendi ayak seslerinden bile korkmaya başlamışlar…

    - ‘Gel istersen dinlenelim biraz ‘demiş Cansu,
    - Biran önce büyü bozulsun, anneciğim vede tüm çocuklar gülsün, masallar okunsun istiyorum demiş’ Gül dudaklarını bükerek…
    Arkadaşının elini sıkıca tutmuş Cansu…. Bu karanlığın içinde oda nereye gittiklerini, ne yapacaklarını bilemiyormuş….

    Tam o sırada yerde, otların arasında, karanlığın içinde harika bir şekilde parlayan yumurta şeklinde kıpkırmızı ışıklar saçan bir taş görmüş. Cansu taşı arkadaşına göstermiş ve ikiside bir şey fark etmişler. Taşın üzerine çok güzel bir elyazısı ile bir kelime kazınmış :

    KABOOM!!!!!!!

    Küçük kızlar birbirlerine şaşkın şaşkın bakmışlar ve yazıyı aynı anda bir ağızdan okumuşlar:

    - KABOOM?????????????

    Cansu ve Gül sözlerini bitirir bitirmez, karanlığın içinde fark etmedikleri , boyu nerdeyse göklere yakın, simsiyah, kocaman yeşil tokmaklı, tokmakların üzeri kanatlı at motifli, motif gözlerinin yeşim taşlı olduğu dev gibi bir kapı büyük bir gürültüyle ama yavaşça açılmaya başlamış. Kapı açıldıkça kanatlı atlar canlanmaya , dev kanatlarını çırpmaya ve kuvvetli bir rüzgar yaparak, göğe doğru yükselmeye başlamışlar… Kanatlı atın teki yeşim gözünü kızların önüne atmış :

    .’ Bunu Matata ya verin ‘ demiş ve uçmaya devam etmiş.

    Kızlar, kapı tamamen açıldığında havada uçuşan, parmak boyunda ışıltılı, beyaz tuvaletli peri kızlarını görmüşler. Peri kızları onların boyunun hizasına gelip, incecik sesleriyle ve gülerek onları selamlamışlar:

    . GORDINYA ya hoş geldiniz!!!!!!

    Cansu ve Gül ellerinde yeşim göz….

  5. #15

    Re: MASALLARINI UNUTAN ŞEHRİN ÇOCUKLARI....sıralamaya göre yazınız lütfen,sıra atlamayınız

    ...ve arkalarinda, nereden baslayacaklarini bilemedikleri icin tanimadiklari bu garip ,iki kucuk kizin pesine takilan masal dunyasinin kahramanlari ile birlikte ,boyu neredeyse goklere uzanan dev kapidan iceri suzulmusler.

    Gordinya'da hersey pembe ve piriltili imis.Kanat cirpan minik perilerin isiltisi ile adeta ucusan bir sehir gorunumundeymis.Genis ,uzun ve dumduz bir yolun iki yaninda tek katli pembe parlak evler varmis.Bir ucunda sehre acilan dev kapi diger ucunda ise Matata nin yasadigi yine pembe ,buyuk ev bulunuyormus.Ormanin karanligindan bu isiltili sehre girince insanin gozleri kamasiyor ve duz yol boyunca olanlari ayirtedebilmek cok zor oluyormus.Tam gozler isiltiya alistiginda ise bembeyaz uzun saclari havada ucusan gulumseyen bir yuz ile karsilasiliyormus.Ve Onu gordukleri anda bu kisinin Matata olduguna kesinlike eminlermis.

    Gul buyuk bir heyecanla olanlari anlatmis Matata'ya.Cansu ve masal kahramanlarida dinlemekteymisler.Matata dinlemis, dinlemis ve demis ki:

    - Benim cocuklarimi guldurebilmen icin,once masal kahramanlarinin amaclarina ulasmasi lazim.Unutmaki sende bir masal kahramanisin artik ve masalinin mutlu sonunun pesindesin.Diger masal kahramanlarina katilip cocuklara ulasmalisin ,gerisi kolay .

    Gul bir anda umutsuzluga kapilmis , annesinin gulumseyemeyen suratini dusunurken yeni arkadasi Cansu "yesim gozu" nu uzatmis O'na.Icinde bir umut dogan Gul,

    -Peki,bu neye yarar? Bunu size vermemizi soylediler , demis.

    -Bu bir kapinin anahtari .Bunun nasil kullanilacagini ben biliyorum,ama kapinin nereye acilacagi sizde gizli.Hepiniz bir anahtar ile burada oldugunuza gore , hepinizin gitmeyi umdugunuz yer ayni olmali

    demis.

    Bu arada Ayse Ogretmen sozunu kesip Ruzgar'a doner."Nasil? Hosuna gidiyor mu masal ? " der.Ruzgar "Evet ,lutfen lutfen devam edin! Gul'e ne oldu? Ormanda tanistigi,masalsiz sehirden gelen yeni arkadasina ve mutsuz masal kahramanlarina ne oldu?" diye heyecanla sorular sorar.

    Ayse Ogretmen Ruzgar'a, buna kendisinin karar verecegini,ve simdi ona birakacagi kitabi okuyarak kahramanlari tanimasinin gerektigini, hatta isterse bir masal kahramanini secip, onu simdiki dunyaya uyarlayip arkadaslarina anlatirsa cok guzel olacagini soyler.Ve arkasinda ,elindeki "Dunya Masallari" kitabi'ni heyecanla karistiran ,merakli Ruzgar'i birakarak oradan ayrilir.

    Ucusan beyaz saclari ile piriltili sehirde anlasilmaz sozler soyluyormus Matata.Ve havada bir kapi belirmis.Kapinin uzerindeki yere "yesim gozu" yerlestirilirken, elindeki ayakkabilari ile cinderella ,hapsiran Rapunzel,curuk disleri ile Hansel ve Gratel,keloglan,Kirmizi baslikli kiz,pinokyo ve diger masal kahramanlari ,masalsiz cocuklara ulasmanin yolunu bulma umuduyla gozlerini kapamislar.Gul ve Cansu da birbirlerinin ellerini tutup gozlerini kapayarak masal kahramanlarina katilmislar.

    Cansu bes katli binanin ilk katindaki evinde gozlerini actiginda ,annesi caylari yenilemekte,ogretmeni ise cantasindan bir kitap cikarmaktadir.Olanlari anlamaya calisan Cansu'nun gozu camin kenarinda oturan ,Isvec asilli komsu Kristina Teyze'nin kedisine ilisir.Ve saskinlikla fisildar "ama nasil olur! bu kedi cizme giyiyor!!!" Kalp atislari hizlanir "acaba ruya mi goruyorum" derken...

  6. Re: MASALLARINI UNUTAN ŞEHRİN ÇOCUKLARI....sıralamaya göre yazınız lütfen,sıra atlamayınız

    Kedi bir sıçrayışta Cansu’nun odasının açıldığı küçük balkona atlar.Ustalıkla atlaması, çizmelerinden birini alt kattaki balkona düşürmesine engel olamaz .Cansu, heyecanla odasına gitmek için masayı iter. Sallanan fincanlardan, beyaz masa örtüsüne sıçrayan çay damlacıkları annesinin ve Fatma öğretmenin gözünden kaçmaz. Fatma öğretmen yüzüne sakladığı gizli bir gülümsemeyle çayından bir yudum alır. Cansu, heyecanını gizlemek için mutfaktan sessizce çıkar. Köşeyi dönünce uçarcasına odasına gider ve kapıyı kapatır. Bir süre kapıya yaslanır ve gözlerini yumar.Yavaş yavaş gözlerini açar.Balkondan yansıyan ışıktan, kedinin içeriye süzülen ve gittikçe büyüyen gölgesine inanamayan gözlerle bakar.Duyduğu seslere de kulakları inanamaz çünkü bu kedi sürekli bir şeyler mırıldanıyordur.İyice kulak kabartınca, onun konuşan bir kedi olduğunu anlar.
    - Hadi nerede kaldın Cansu, daha çok işimiz var. Çizmeyi de düşürdüm, Gordinya’ya kadar tek çizmeyle nasıl gideceksem...O kadar söyledim bu eski çizmelerden sıkıldığımı,bir çift yeni sandaletim olsa daha iyi olmaz mıydı?…Cansu, iri mavi gözlerini daha da kocaman açarak, perdeyi aralar.Tek çizmeli kediyle göz göze gelirler.Cansu bakışlarını kaçırır.Çizmeli Kedi, haydi aç kapıyı! dercesine elini havada sallarken, bir yandan da saatini geç kaldık anlamında Cansu’ya gösterir. Cansu daha önce duymadığı bir masalın içinde olduğunu düşünerek, şaşkınlıkla kapıyı ona açar. Çizmeli Kedi söylene söylene içeri dalar.”Herkes bizi bekliyor,gitmeliyiz” der.Bir yandan da Cansu’nun yerde duran yazlık sandaletlerini gözüne kestirir.”Bunlar kaç numara” diye sorar.Cansu kekeleyerek,33 der. Çizmeli kedinin gözleri ışıldar. “İzin verir misin, giyebilir miyim”.Boş kalan ayağını Cansu’ya gösterirken “Yolumuz çook uzun” der. Cansu kafasını onaylarcasına sallar.Çizmeli Kedi bir yandan sandaletleri ayağına özenle giymeye çalışırken, bir yandan da “Herkes bizi Gordinya’da bekliyor. Sen birden ortalıktan kaybolunca Gül seni çok merak etti” der.
    - Cansu şaşırmış bir ifadeyle ”Beni merak mı etti” der. Sesinin tonu yükseldiği için, aniden eliyle ağzını kapatır.Çizmeli Kedi,onları kimsenin duyamayacağını o nedenle endişelenmemesini söyler. Sandaletleri giymiş, olanca rahatlığıyla gerilip esneyerek odayı turluyordur.Sırt tüylerini kabartıp burun deliklerini oynatırken, birden çalışma masasının üzerinde duran cam kavanoza dikkat kesilir. Gözlerindeki keskin bakış ve bıyıklarının heyecanla öne arkaya gidişi Cansu’yu korkutur. Ani bir hareketle, Cansu’nun sahilden topladığı taşları koyduğu kavanoza elini daldırır. İçinden iri bir taşı alır.Kırmızı ışıklar saçan taşı Cansu’ya gösterir.İkisi de büyülenmiş gibi taşa bakar.Üzerinde bir yazı vardır…KABOOM!
    - Birbirlerine heyecanla bakarlar. Cansu artık kaçınılmaz bir yolculuğa çıktığının farkına varmıştır. Hem de sandığından çok daha önce… Fatma öğretmenin anlattığı masalın gerçek yolculuğuna …Aynı anda balkona doğru yönelirler.Balkonda onları bekleyen ufak tefek çocuk,” Çok vakit kaybettik,Uydurukçubaşı da bizi merak etmiştir” derken Cansu’ya elini uzatır. Sarı saçlarını geriye doğru iterken yorgun ama sevimli yüzü ortaya çıkar..Cansu tanımadığı bu sevimli çocuğa merakla bakar.Küçüklerin büyükler gibi olmasını,masalların unutulmasını istemeyen Küçük Prenstir karşısındaki.Küçük Prens, balkondaki televizyon anteninin üzerine park ettiği uçağı gösterir .Bir arkadaşımdan ödünç aldım.Çok uzak çöllerden beni buralara kadar getirdi.Şimdi de bizi Gordinya’ya götürecek...

  7. #17

    Re: MASALLARINI UNUTAN ŞEHRİN ÇOCUKLARI....sıralamaya göre yazınız lütfen,sıra atlamayınız

    Küçük Prens zarif bir hareketle öne doğru eğilmiş ve Cansu'ya elini uzatmış. Sıkıca tutmasını, korkmamasını söylemiş. Cansu içine sığamayacağını düşündüğü uçağa adımını atar atmaz rahatça oturabildiğini görünce çok şaşırmış. Arkalarından Çizmeli Kedi de bir fırlayışta binmiş. Elinde kırmızı taşı sıkıca tutuyormuş.

    Uçak hafif bir sarsıntıyla havalanır ve bulutlara doğru yükselir. Cansu hafif korkuyla karışık ama inanılmaz da büyük bir merakla keyif alıyormuş bu yolculuktan. Nereye gittiğini, nasıl geri döneceğini bilmemesine rağmen.

    Bembeyaz pamuk yatağı gibi gözüken bulutların üzerinden giderken birden dururlar. Sanki kocaman yeşil bir yaprağın üzerinde duruyorlarmış.

    - Ne oldu? Küçük Prens burası mı Gordinya? Hiç güzel bir yer değilmiş.

    Diye soruları ardı ardına sıralar cansu. Çizmeli Kedi ise çok rahatmış. Sanki herşeyi biliyormuş edasıyla etrafını izlemesi biraz da rahatsız etmiş Cansu'yu.

    Küçük Prens:
    - Bu bir Sihirli Fasulye'dir. demiş. Daha önce hiç okumadın mı bu masalı?

    Uçağın üzerinde durduğu gerçekten yeşil bir yaprakmış. Bir zamanlar Jack adında bir çocuğun eşeğini satıp, satın aldığı bir fasulye tanesinin ekilmesi sonucu olmuş. Jack daha sonra bu fasulye sayesinde çok zengin olmuş.Yaşlı anneciğine çok iyi bakabilmiş.

    Küçük Prens:
    - Jack'de bizimle gelecek. Gordinya'yı çok merak ediyor. Ayrıca iyi bir arkadaştır. Onu alacağız buradan. demiş.

    Fazla beklememişler. Jack kocaman bir torba ile çıkagelmiş. Cansu biraz şaşkın tabii. Bu küçücük uçağa koca bir torba ile bir kişi daha nasıl sığacak? diye. Çizmeli Kedi ise uykulu gözlerle:

    - Süt var mı yanında? diye Jack'e sormuş.

    Jack:
    - Olmaz mı? Anacığım hepimize nefis yiyecekler hazırladı. demiş. ve atlamış uçağa.

    Cansu pek sevmiş aralarına yeni katılan çocuğu. Tüm bu yaşadıklarının rüya olmamasını diliyormuş. Jack'in uzattığı kekten bir parça almış. Enfes üzümlü keki afiyetle bir çırpıda bitirmiş.

    Küçük Prens:
    - Haydi sıkı tutunun.Yolculuğa devam ediyoruz. Yolumuz daha çooook uzun. demiş.




  8. #18
    Üyelik Tarihi
    21 Mart 2003
    Bulunduğu Yer
    Gündüz Avrupa - Gece Asya
    Mesaj
    18.319

    Re: MASALLARINI UNUTAN ŞEHRİN ÇOCUKLARI....sıralamaya göre yazınız lütfen,sıra atlamayınız

    Cansu başından geçenleri tekrar tekrar düşündü...

    Kraliçe annenin cezasını sonlandırmak için yollara düşen Gül’ü,
    Gizli Gordinya ülkesini,
    Ulaşmaları gereken bilgili anne matata’yı,
    Gordinya’ya dönmeye çalışan masal kahramanlarını,
    Yanında oturan prensi, sandaletli kedi’yi, Jack’le karşılaşmalarını..
    tüm bunları düşünüp dururken… Vucudu ağırlaştı… Gözleri kapanmaya başladı.. Ninni veya maniye benzer bir şeyler duymaya başladı sadece...

    Zaman zaman içinde
    Kalbur saman içinde
    Bir Gordinya ülkesinde
    Masal kahramanları hep birlikte
    Çocukları güldürme niyetinde

    Kırmızı taş çizmeli kedinin cebinde
    “Kabom” yazılı taşın üstünde
    “Yeşim göz” anahtar deliğinde

    Bir varmış bir yokmuş
    Bu masalı tamamlamak
    Çok zormuş…

    Deve tellal iken
    Pire berber iken
    Anne matata’ya ulaşılmışken
    12 sevimli çocuk bulunmuşken

    Herkes ermiş muradına
    Masal kahramanları kitap aralarına
    Unutulmasınlar bu dünyada

    Pireyi deve yaptım
    Masala büyü yaptım
    Üstüne 40 hikaye yazdım
    Çocuklara ne isterlerse
    Onu aldım.
    Cansu uyusun diye bu masalı anlattım.

    Annesi elindeki kitabı kapadı, Cansu’nun baş ucuna bıraktı.. Odanın bir köşesinde sandaletler üstünde uyuyan kediye göz attı ve gülümsedi.. Saat çok geç olmuştu.. Fatma Öğretmen çoktan evine gitmiş, uykudan önce masala devam etmesini isteyen tatlı kızı mışıl mışıl uyumuştu artık…




  9. #19

    Re: MASALLARINI UNUTAN ŞEHRİN ÇOCUKLARI....sıralamaya göre yazınız lütfen,sıra atlamayınız

    Artık; Cansu' nun bedeni o kadar yorgun düşmüştü ki, bindikleri uçakta kendini yatağında uyur gibi hissetti ve derin bir uykuya daldı. Sabahın ilk ışıklarıyla gözünü açtığında gün doğmuştu Jack ve Çizmeli kedi Cansu ya o kadar derin uyuyordun ki seni uyandırmaya kıyamadık derler. Hala sonunun ne olacağı belli olmayan bir yolculuktadırlar.


    Bir ülke ki, adı sanı duyulmamış; bir ülke ki, kitaplarda adına hiiiiç rastlanmamış; bir ülke ki, ninnilerde ona yer verilmemiş; bir ülke ki, masallar bile onu tanıtamamış...

    Burası GORDİNYA' YMIŞ......
    Jack ormanı seyre dalmışken, güzel bir müzik dikkatini çekti. Sanki ormanın oluşumuyla beraber doğmuştu bu müzik. Etrafına baktı ;


    Tüm göl bu müziğe eşlik ediyordu sanki. Jack buna inanamadı. Daha önce nice mutlu göller, mutsuz göller, ışıltılı, bol balıklı, özel kokulu göller gördüyse de bu göl diğerlerinden çok farklıydı.Gölün kenarında kimseye ait olmayan kocaman mı? kocaman bir ağaç vardı… Jack' in duyduğu müzik bu ağaçtan geliyordu kendini iyice müziğin sesine ve etrafın güzelliğine kaptıran Jack arkadaşlarını unutmuştu Cansu ' nun seslenmesiyle kendine geldi.

    Cansu ;

    - Jack iyimisin daldın dedi
    Jack;

    - O kadar mutluyum ki herşey çok güzel dedi.

    Hava yine kararmıştı mola vermek için uçağı yere indirdiler yolculuk çok yorucu geçiyordu küçük bedenleri artık bitkin düşmüş, karınları acıkmıştı ve Jackin annesinin hazırlamış olduğu yemekleri yerken duydukları bir sesle irkilmişlerdi dışarı çıkmaya korkuyorlardı.

    Ve birden.............

  10. #20

    Re: MASALLARINI UNUTAN ŞEHRİN ÇOCUKLARI....sıralamaya göre yazınız lütfen,sıra atlamayınız

    Uçağın kapılarının açılıp, kendilerini daha az evvel üzerinden geçtikleri müzik çalan ağacın yanındaki gölün kenarında buldular .. müzik herkesin içine huzur ve neşe veren daha hızlı bi ritimle çalıyor, göl ise bir sağa bir sola dalgalarını savurup adeta bu müzik eşliğinde dans ediyordu.. Cansu, Prens ,Sandaletli kedi,ve Jack kendilerini müziğin ritmine kaptırıp dans etmeye başlamışlardıki ağacın arkasında kuyruğu binbir renkte kurdelalarla süslenmiş bir tilki çıkmazmı .. "sende nerden cıktın kimsin sen" demişler
    tilki benim adım "kurnaz tilki bir zamanlar bir aptal karganın gak demesin umuduyla peşine düştüğüm karga beni bu ağacın başına kadar getirdi " . sonra yolumu kaybedip geri dönemedim
    Kurnaz TİLKİ .
    "pekii sizin ne işiniz var peki buralarda "
    Jack kendinden emin" ben anlatayım"
    der ve tüm olanları kurnaz tilkiye anlatır .kurnaz tilki duydukları karşısında heyecana kapılır ve " bende GORDİNYAYA sizinle gelebilirmiyim" der ama ucakta hiç yer yoktur .tilkinin onlarla gidebilmesi için onlardan birini burda kalmaya kandırması gerekmnektedir herkesin önünden atlayarak çıkan sandalatli kedi :
    pekii kuyruğundaki binbir renkteki kurdelaları nerden aldın
    Kurnaz Tilki.
    "gölün diyer ucunda yaşlımı yaşlı bir nine oturur. ona, odun kıracak, su taşıyacak kimsesi yoktur , ona yaptığım her yardım için bana bir kurdela takıyordu
    Sandalatli kedi hevesle ve maerakla.....
    "pekiii ben yardım edersem benim kuyruğumuda süslermi"
    Kurnaz tilki
    "sen git bir sor ama unutma burda herşeyin oluşmasını sağlayan başka birşey vardır bunlardan hepsinden isteyerek ancak alabilirsin"". sandalaetli kedi arkadaşlarından ayrılmayı hiç istemesede bikere tilkinin kuyruğundaki kurdelaların güzellğiyle büyülenmiş ve yeni sandaletleriyle birlikte bu süslerele imaj yapmayı kafasına koymuştur
    sandaletli kedi hiç zaman kaybetmeden yola koyulur ve uzun bi yolculuktan sonra yaşlı nineyi bulur .
    " Nine nine ne olur beniimde kuyruğumu süslee.."
    Nine :
    Git bana önce bir kazan süt getirki süsüleyeyim seninde kuyruğunu.
    Sandaletli Kedi :
    " Koyun koyun ne olur bana biraz süt veeer"
    Koyun
    " Git bana ot gerir ki sana süt vereyim "
    Sandaletli kedi :
    Toprak toprak neolur bana biraz ot veeer
    Toprak :
    Git bana su getirki sana ot vereyim.
    Sandaletli kedi:
    Çeşme çeşme neolur bana biraz su veeer
    Çeşme :
    Git paşanın kızını getir başımda oynasınki bende sana su vereyim...
    Çizmeli kedi :





Benzer Konular

  1. bir annecocuk üretimi:MASALLARINI UNUTAN ŞEHRİN ÇOCUKLARI
    Konuyu Açan: Bizanslı, Forum: Mühim Konular.
    Cevap: 34
    Son Mesaj: 27 Temmuz 2010, 10:13
  2. MASALLARINI UNUTAN ŞEHRİN ÇOCUKLARI...masal bitti...
    Konuyu Açan: Bizanslı, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 14
    Son Mesaj: 03 Mayıs 2006, 11:13
  3. KIZIMIN MASALLARINI BİR DEFTERDE TOPLUYORUM
    Konuyu Açan: Bizanslı, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 4
    Son Mesaj: 23 Şubat 2004, 11:36

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Dosya Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
 
 

Bu site Lidya.Net tarafından hazırlanmış ve yayınlanmaktadır © 1998-2012. Bu sitede yayınlanan yazılar, kaynak ve yazarı belirtilmek kaydıyla kullanılabilir.
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren AnneCocuk.com adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan ve yazdıkları yazılardan kendileri sorumludur.
AnneCocuk.com ile ilgili yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkinden iletişime geçildikten sonra en geç 2 (iki) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve size geri dönüş yapılacaktır.