Zerrincim, fotoğraftaki küçük asker Arif'mi? Ne kadar büyümüş. Ya da ben onun gülen yüzünü görmeye alışmışım, çok büyümüş geldi. Maşaallah! Çok yakışıklı...
Gelelim öğütlerine.. Sana bir tek "aferim" konusunda katılmak istemiyorum. Bence bebeklikten okul çağına kadar (bu yuva dönemini de içine alır) çocukları yaptıkları işler konusunda yüreklendirmek gerektiği kanısındayım. Bunun gerekliliğini ve faydalarını da öğretmen/eğitmen olan kişilerinde bilmesi gerektiğine olan inancım nedeni ile, eğer yapılmıyorsa bunu öğretmenlerin/eğitmenlerin hatası olarak görürüm. Ama ilkokul 2 ve 3. sınıftan sonra dediğine katılıyorum. Ama bu dönemde de çocuk zaten çoklu bir ortamda o çokluktan biri olduğunu ve ona düşen payın doğal olarak daha az olduğunu kabullenmeye başlar, ya da en azından kabullenmesi gerekir. Yine de sınıftaki gerçek başarılarından sonra aldığı aferim onlar için çok değerli olacaktır.
Tuna geçen yıl hazırlıkta kalmıştı, sonra nasıl olduysa(!) hazırlıklara gelen af sonrası Lise1 den başlattılar. Geçenlerde yapılan bir genel sınavda Fransızcadan sınıfta ikinci olmuş ve öğretmeni "aferim " demiş. Bak, benim oğlum 15 yaşını bitirmek üzere, pek okulla ilgli olayları anlatmaz, ama bunu yemekte hepimize gururla anlattı. Diyeceğim aferimin değerini öğrenmeleri, ona alışmaları ve onu kazanmak için uğraşmaları gerektiğini öğrenmeliler.
Diğer söylediklerine kesinlikle katılıyorum, 1-2-3 yaş içinde her şeyi kendimiz yapınca "15 yaşında kazık , hala yatağını ben mi toplayacağım!" diye bağırmak zorunda kalabilirsiniz.. Bu da tarafımdan test edilmiştir.