Yazim asagida pardonn arkadaslar
Yazim asagida pardonn arkadaslar
Benim bu konuda düşündüklerimi ve yaşadıklarımı zaten biliyorsun ama gene siteye yazayım dedim.
Çalışan bir annenin çocuğu olduğu için onunla kısıtlı zamanlarda birşeyler paylaşabiliyoruz,akşamları 19:30'dan 21:30'a kadar ve hafta sonları.O bana hasret ben ona.Onunla birlikte olmanın dışında birşey yapmaya kalktığımda ya da düşündüğümde çok kötü bir durum ama ben vicdan azabı çekiyorum.Zaten çocuğumla kısıtlı zamanlarda beraber olabiliyorum o zamanlarda benim onsuz ne işim olabilir diyorum.Burada kendime haksızlık yaptığımıda bilmiyor değilim.Ama diyorum ki;şurada bir iki sene daha sık dişini nilüfer.ilerleyen zamanlarda zaten o bana olan bağımlılığını kaybedecek kendi ortamlarında olmak isteyecek o dönemlerde bende kendime zaman ayırabilirim herhalde diye düşünüyorum.
Zaten alışkanlıklarım değişti,alışveriş merkezlerinde uğradığım mağazalar,kitap evlerine şöyle bir bakim deyipte elimde çocuk gelişimi ve psikolojisi kitapları,oyuncaklar ile çıkmalar, bir yere gidilecekse önce barışmert için uygun şartların araştırılması,inetrnette gezilen ve üye olunan siteler...Ben bunları yaşıyabiliyor olmaktan çok memnunum ama...Bu da başka bir ayrıcalık ve güzellik.
Ne mutlu bize....
Ben de ayni seyi dusunuyorum. Cunku bir yanim "bak zaman geciyor, O zaten buyuyor , olan senin gecirmedigin zamana oluyor" diyor, oteki yanimda "ne yapacaksam onunla beraber yapmaliyim , zaten gordugum zaman sinirli" diyor. Ama beraber yapabildiklerim örn. dışarda yemek yemek bile benim icin azap haline geliyor.
Saniyorum annelik bu, hayatim boyunca bunlari hissedecegim diye dusunup, umutsuzluga kapilmiyor degilim.
Zamanla buyuduklerinde bu zamanlari kacirmamak icin de hep onunla olmak ise yipratiyor. Insan arada da olsa rahatlamak icin kendine ait birseyler yapabilmeyi ozluyor.
Belki su an bebegim 15 aylik, biraz daha buyudugunde diger arkadaslarimiz gibi ortak edebiliriz hayatimiza.
Yanlis yere yazmisim yaaa pardon, yazimi birde buraya kopyaladim.....
Valla arkadaslar, benim iki cocugum var. Ve kendime kesinlikle zaman ayiramiyorum. Pardon aslinda ayiramiyorum degil, ayirmiyorum. Cunku insan bir seyi gercekten cok isterse bunu mutlaka basarir. Mesela en cok sevdigim spor tenis. Cocuklarimin bakicisi var, isten sut izni nedeniyle erken cikiyorum. Eve dondukten sonra 1-2 saat tenis rahatlikla oynarim ama ben ne yapiyorum, oglumla vakit gecirip onu guldurmek icin deli gibi ugrasiyorum. Aksam 21.00 den sonra rahatim bol bol kitap okuyabilirim ama ben ne yapiyorum, TV.nin karsina gecip "yan gel Osman" modunda "Asmali Konak" seyrediyorum. Yaaa arkadaslar alis verise cikmak bile gozumde buyuyor dusunun artik. Neyse bos vakit buluyorum da onu kullanabiliyormuyum acaba? Hayir, o zamani cocuklarima ayiriyorum, onlari kameraya cekiyorum, buyudukleri gormek istiyorum. Zaten calistigim icin bazi seyleri kaciyorum. Peki tum bunlardan sikayetcimiyim. Bazen "hayir", bazen "evet" Esime araliklarla "ben artik cok sikildim, alip basimi gidecem buralardan, tatile gitmek istiyorum, sadece kus sesi duymak istiyorum" taleplerimi iletiyorum ama esim "hadi Filiz gidelim" dediginde "aaaaa olur mu cocukari birakamam simdi" diyorum. Ahhhhhhh ahhhhhhhhhh. Boyle iste arkadaslar, ne yapiyim ben buyum iste... Onlar benim herseyim...
sevgili lal...
ben kendime zaman ayırmak için çaba sarfeden kadınlardanım...geçen seneye kadar 2 yıl boyunca tae-box yaptım..haftada 3 gün hemde..bundan müthiş rahatlıyordum...bu sene..birdilektut diye bir derneğe üyeyim...onunla ilgili bir dolu çalışma var..ama bu kendime zaman ayırmak olmuyor...çünkü orada hobi değil çalışma yapıyorum...bu sene daha az sinemaya gittiğimi farkettim üzülerek...aslında kendime zaman ayırayım derken dinlenmek için delicesine ihtiyacım olan saatleri yiyorum...bu koşturmada beni öyle yoruyor ki...her cumartesi kadıköye kızımın balesi için gitmeliyim... gelmem öglen 14:00 ü buluyor...sonra yemek yiyoruz ve akşam oluyor...gitti cumartesi..pazar ise her çalışan kadın gibi biriken işlerim..yapılacak yemekler vs...
aslında ben sadece kendi kendime kalmak, sessiz sakin müzük dinlemek, belki kanepede öylesine yatmak....hadi git yat dinlen deseler...biliyorum ki yapamam, mutlaka başka birşeyle ertelerim o yatma vaktini...yapıyla da ilgili sanırım...ama yazın iyi bir bisiklet binicisiyiz karı koca...evden binip kadıköye kahvaltıya gidiyoruz, sırtçantaları ile...bazen sahilden pendik e kadar gidip geri geliyoruz..bayılıyorum işte buna...belki kızım büyüdükçe diğer hobilerimi de yapmak için daha verimli zamanlarım olur...
devgiler..
merhaba
bende kendine pek zaman ayıramayanlardanım. ama yinede kendimi çok umutsuz bulmuyorum. kitap okumayı çok severim ve kitap okuyacak zamanı her zaman buluyorum. ama iş spor yapmaya gelince
işte onun için hiç zaman olmuyor (mu acaba?)
en çok kendi başıma dışarda dolaşmaya zaman bulamyorum. (gerçekten) gündüz iş akşam ev... birde sinemaya gitmeye vakit olmuyor. (onu da dvd seyrederek halletmeye çalışıyorum.)
inşallah oğlum büyüyünce dışarı çıkıp gezmeyi beraber yapacağız.
Demetcim Gunaydin,
Bende bu aralar inanilmaz derecede tae box yapmak istiyorum, ama yapabilecek yer bulamiyorum. Sen nerde yaptin, hangi kulupe gittin benimle paylasirmisin. Gerci ben Bostanci.da oturuyorum uyar mi bilmiyorum. Neyse bana da soylersen cok sevinicem. Tesekkurler
Son derece haklısın bu konuda....
Ben de kendimden şüpheneliyordum, ben kendime yani kendi özel ihtiyaçlarıma yetişemiyorum diye. Ama sanırım çocuklu ve çalışan bayanların ortak derdi bu....
Ece'nin doğumundan bu yana 1,5 yıl geçti. Bırak kitap, gazete okumayı ben kuaföre bile gidecek vakti bir türlü ayıramıyorum artık kendime.
En büyük dezavantajım da kısa süreli işlerim için Ece'yi bırakabileceğim bir yakınımın olmaması...Annemler şehirdışında yaşıyorlar, kayınvalidem ise çok yaşlı...Allahtan eşim çok yardımcı oluyor bana...En azından haftasonları kızla ilgilenirken ben evişleriyle uğraşıyorum...
İşyerinden arkadaşlar, akşamları televizyon seyredip, örgü örüyoruz dediklerinde içimde bir burukluk bile oluyor...Benim ise akşamları işim bitip, yerime oturduğumda saat 23.00 falan oluyor, o saatten sonra da bana zevk verecek işlerle uğraşmaya ne zamanım kalıyor, ne de enerjim........
İşte böyle arkadaşım...
ayıramıyorum değil.
Ben de çoğunuz gibi, çalışan bir anneyim ve yaklaşık altı aydır, evde hiçbir yardımcımız yok.
Akşam saat 19:00 gibi Emre ile birlikte eve giriyoruz ve yemek faslı başlıyor.
Yemekten sonra, ortalık olduğu gibi kalıyor, ve ben Emre ile ilgileniyorum.
Ancak o yattıktan sonra evin diğer işleri ile ilgilenebiliyorum.
Hafta sonları ise, evi şööööyle bir topladıktan sonra yine zaman Emre zamanı. Çarşılarda dolaşmak, kitap okumak, birlikte TV seyretmek, oyun oynamak, resim yapmak. Herşey ve hepsi Emre'ye endeksli.
Berbere gitmeyeli herhalde aylar oldu, ki ben her hafta düzenli olarak giderdim. Kendime alış-veriş? Yok canım nerede?
Ama açıkcası, ben bundan artık bir sıkıntı duymuyorum, fakat buraya gelene kadar, ben çok zorlandım. Ağladım, zırladım, kendime vakit ayıramıyorum, sadece anne değilim, bana destek olun diye çıldırdım.
Ama baktım ki, hafta sonları Emre babası ile birlikte babaanneye gidince, bende bir gariplik var, Ebru bu süre de geçecek, bir kaç sene sonra zaten kendi hayatını yaşamaya başlayacak, demeye başladım.
O günden beri de en büyük hobim, eğlencem, keyfim balböreğim, üzümgözlüm, birtanecik oğlum Emre. Çalışmadığım zamanlar ondan bir saat ayrı kalsam onu çok özlüyorum.
Kitaplarımı yatarken okuyorum, gerçi yengeç misali, iki ileri bir geri oluyor, çünkü uykuya dalarken ne okudum ne okumadım, pek aklımda kalmamış oluyor ama olsun...
Televizyonun kumandası zaten eşimde olduğundan (güüüüüç bendeeeee) , sadece Asmalı Konak için yatak odasına gidiyorum, onun dışında, ya iş yapıyorum, ya da onun ile birarada olabilmek adına, seyrettiği şeylere katlanıyorum.
Ama biliyorum ki, bir zaman sonra, evin içi sessizleşecek, kimse fıştık del, yeşim yapayım demeyecek, kimse arabalarını sağda solda bırakmayacak...
Hayatın kanunları bunlar, ve ondan sonra kendime ayırabilecek o kadar çok vaktim olacak ki...
Anne olmanın bedeli bunlar, ....
Aslında çocuğumla geçirdiğim zamanın uzunluğunun değilde kalitesinin önemli olduğunu bilmeme rağmen, sadece onun için yaşamak zorunda hissediyorum kendimi.
Kendim için ayırdığım zamanın sadece onun öğleden sonra uyuduğu 1,5 saat içinde bağlandığım internet ile sınırlı olduğunu farkettim bundan yaklaşık 2 ay kadar önce. Daha 2 yaşında olduğu için banada muhtaç, üstelik burada da onu birakabileceğim kimsem yok.
Bende şöyle bir formül buldum kendime; ikimizinde yapmaktan hoşlandığı şeyleri yapıyoruz. Yüzmeyi çok seviyoruz. Haftanın en az 3 günü yüzmeye gidiyoruz. Oyun parkında oynamayı çok seviyor, bende o zamanda kitap okuyorum.
Becerebildiklerim sadece bunlarla sınırlı...