Ben de sevgili minedafne'nin bu enteresan forumuna birkac sey yazmak istedim arkadaslar.
Benimki biraz ucuk olacak, size birkac arkadasimi, bir de hipnoterapi yaparken tanistiklarimi anlatayim. Aman, sakin butun Amerika boyle sanmayin ama. Sadece benim cevrem boyle! Biz galiba acaip insan manyetigiyiz. New York'ta yasayan cok uc insanlardan bahsedecegim ama umarim hosunuza gider.
Iste ilki:
Bizim bir arkadasimiz var. Stand-up komedyen. Bir sovunu gormustuk daha tanismadan. Ben hayatimda boyle zeki, ince komedyen gormedim. Keske anlatabilsem... Ingilizce bilmek lazim herhalde. Ama adamin yaptigi sadece aptal aptal espriler degil, sizi kendi dunyasina cekiyor, baska bir atmosfere dusuyorsunuz. Sovundan sonra sanki ayinden cikmisim gibi geldi bana. Kocam da neredeyse gozyaslari icindeydi. Ama gulmekten degil, boyle olaganustu bir yetenegi seyretmis olmaktan.
Hemen tanistik. Biz film de cektigimiz icin, onu bir sovunu cekmeyi teklif ettik, evine gittik, vesaire, vesaire. Sonunda bir cesit arkadas olduk.
Bir cesit diyorum, cunki.... Bu adamla normal arkadas olunamaz.
Neden unlu degil diye sorabilirsiniz. Onu da aciklayacagim.
Bu adam sizofreni hastasi. Gencliginde kullanmadigi uyusturucu kalmamis. Simdi 47 yaslarinda. Hatta uyusturucu bulmak icin fahiselik yapmis sokak koselerinde. Kendisini satmis, evini, varini yogunu, kiz arkadasini satmis. Akliniza ne geliyorsa... Sonunda sizofreni teshisiyle hastahaneye yatmis. Sovundaki iki espri su: hastalari kontrol altinda tutmak icin butun gun TV seyrettiriyorlarmis. (Yani anliyorsunuz, degil mi, TV aslinda ne ise yarar?) Bir de diyor ki, hastahaneden sonra, eskisinin iki kati hap kullaniyorum ama bu sefer yasadisi degil!
Coooook ama cok fakir. Evi bir odacik ve tuvalet. Bir kiz arkadasi vardi, simdi ayrildilar. Evine gittik, hersey heryerde. Kizin kilotlari, eskiden kalma sandovicler ve her yer ama her yer adamin haplariyla dolu. ikide birde bir o hapi, bir bu hapi yutup duruyor. Sonra devamli telefonu caliyor. Cok unlu gazeteler, artist ajanslari arayip duruyorlar. Program yapmak, yazi yazmak, tanismak icin. Yani boyle bir unlu adam...
Birkac kere Eddy Murphy filan gibi yildizlarla film yapti ama isin sonu gelmiyor. Ya yetenegini calmaya calistiklarini zannetmeye basliyor (sizofreni), ya da strese dayanamayip kendini eve kapiyor, buldugu butun haplari yutup yataginda uzuuun yolculuklara cikiyor.
Kizlar gece kluplerinde tuvaletlerde yatiyorlar onunla. Boyle tehlikeli bir cekiciligi oldugu icin.
Bir de ara sira bizi arar, kocamla konusur. Ya, der hep, su karinla bir kerecik yatabilir miyim? Kocam da hep guler ve der ki, bence mahsuru yok ama Elif istemiyor!
Ah, ah, ben Amerika'ya ilk geldigimde yuzu gozu acilmamis bir saf operaciydim. Basima gelenlere bakin!
Tipine bakmak isteyenler icin: www.rickshapiro.net
Arkasi yarin...