Dün akşam serviste kendimi kötü hissettim ve hemen yatayım diye gittim eve. Kıvanç'la babası da daha gelmemişti mesaj attım kapıyı çalmayın yatıyorum diye. Yattım ne yemek ne başka bişey yapacak gücüm yok diyerek ve biraz sonra kapı çaldı saate bakayım kaç derken bir baktım ki saatim yok. Aman Allahım caanım saatim yok. O yataktan çıkamayacak kadın bir fırladım saatim de saatim bütün evi aradım. Yok yok servisten inince eve gelene kadar gördüğüm bir çöp konteynerine cebimdeki mendili attığım ve sanki ağır bişey atmışım gbi çıkan sesi hatırladım. Başladım saati çöpe attım kolumdan çöpe gitti demeye. Eşim dur ben bakayım dedi gitti. Olmadı bizde oğluşla peşinden.
Herkes bize bakıyor ve biz elimizde el feneri bir çöp konteynerinin başında gelen geçen bize bakıyor. Soranlar saat altınmıydı diyor yok diyorum pahalı bişey değil. Herkes zavallı adam almış bu deli kadını başına uğraşıyor yazık diyor içinden.
Eşim ya sen delimisin bırak yenisini alırız diyor hayır ben onu istiyorum diyorum ama artık birbirimize girdik gireceğiz. Neyse ben pes ettim ve eve geldik. Saatte rüyama girdi akşam. Şimdi ne saatmiş diyeceksiniz demeyin o saati anneler gününde Kıvanç almıştı.
Sabah servise bindim ki ön konsolda benim saat durup duruyor. Ama eşime serviste düşmüş nasıl diyeceğim onu düşünüyorum beni vuracak muhtemelen