26 Nisan 2005 11:52
Ana babalar çocuklarını yetiştirme biçimlerine göre dört farklı türe ayrılıyorlar: Yetkinler, otoriterler, hoşgörülüler ve ilgisizler. Davranışbilim uzmanı Dr. Paul Martin, "Mutlu İnsanlar Yaratmak" adlı kitabında bu türlerden yalnızca yetkinlerin mutlu çocukların yetişmesinde etkili olduğunu savunuyor...
Gelecekte mutlu erişkinlere dönüşecek mutlu çocukların yetiştirilmesinde eğitim, genler, sağlık, çevre ve başka birtakım koşullar hep birlikte etkili oluyor. Araştırmalar ana babaların da çocukların mutluluğu üzerinde derin ve kalıcı etkiler yarattıklarını, kimi anne ve babaların çocuğun mutluluğunu körüklerken kimilerinin kösteklediğini ortaya koyuyor. Peki, siz ne tür bir anne ya da babasınız? Kabaca bir sınıflandırma yapıldığında, ana babalar dört farklı türe ayrılıyorlar: Yetkinler, otoriterler, hoşgörülüler ve ilgisizler.
Yetkin ana babalar: Çocuklarını kayıtsız şartsız severler ve onları herhangi bir koşul gözetmeksizin bağırlarına basarlar. Bu tür ana babalar gözlerini çocuklarının üzerinden ayırmazlar, onlara her fırsatta destek olur, kesin sınırlar koyar ve çocuklarını bu sınırlar dahilinde olabildiğince özgür bırakırlar. Çocuklarını sürekli gözetim altında tutsalar da, ancak gerektiğinde müdahale ederler. Söylediklerini ciddiye alırlar ve çocuklarını belirledikleri sınırlar içinde davranmaya zorladıklarında ortaya çıkabilecek çelişkilerle yüzleşmeye hazırdırlar. Bu tür ana babalar son derece sevecendirler, ama hoşgörü konusunda asla aşırıya kaçmazlar. Çocuklarına ilgi gösterirken aşırı denetleyici bir tavır takınmaktan kaçınırlar. Kesin kuralları vardır, ama risklerden kaçmazlar ve çocuklarının kurallar dahilinde davranmalarına izin verirler. Ancak çocuklarının birtakım şeylerine göz yumarken, onları ihmal etmezler.
Otoriter ana babalar: Tam tersine, bu tür ana babalar çocuklarına karşı daha soğukturlar. Çocuklarından beklentileri daha fazladır, ama onların gerçek gereksinimlerine karşı daha kayıtsızdırlar. Otoriter ana babalar çocuklarını sürekli denetim altında tutsalar da, onlara yönelik tavırları pek de sıcak ve sevecen değildir. Her fırsatta müdahale eden, komutlar yağdırıp sürekli eleştiren bu tür ana babalar çocuklarını çok ender pohpohlarlar. Dahası, bu tavırları tutarlılıktan da yoksundur. Otoriter ana babalar çocuklarından kendilerinin belirledikleri kurallara, harfi harfine uymalarını beklerler ve bunu sağlamak için onlarda suçluluk, utanç ya da sevilmedikleri duygusunu uyandıracak birtakım taktiklere başvurabilirler.
Hoşgörülü ana babalar: Çocuklarının davranışlarına tepki gösterirler, ama onlardan beklentileri daha azdır ve yaptıklarına daha fazla göz yumarlar. Sıcak ve sevecendirler, ancak katı kuralları yoktur ve çocuklarına karşı çok daha gevşek davranırlar. Çocuklarının isteklerine, bunlar gerçekçi olmaktan uzak ve uygunsuz olsalar bile, genellikle duyarlıdırlar. Bırakın onları cezalandırmakla korkutmayı, bu cezaları uyguladıklarına bile çok ender tanık olunur. Bu yüzden, bu tür ana babalarla çocukları arasındaki ilişkide ipler sanki çocukların elindedir. Hoşgörülü ana babalar çocuklarına karşı nazik olmaya çalışırlar, ama tehlike ve güçlüklerden olabildiğince kaçınırlar.
İlgisiz ana babalar: Çocuklarına karşı kayıtsızdırlar, onlardan herhangi bir beklentileri yoktur ve birkaç kural koymakla yetinirler. Çocuklar pek de umurlarında değildir, ne sevecen ne de katıdırlar. Onları denetlemek gibi bir kaygıları yoktur. Bu ilgisizlikleri kimi zaman pervasızlık boyutuna ulaşır ve en doruk noktasında ihmale dönüşür.
NEŞELİ VE ŞAKACI ÇOCUKLAR
Araştırmalar yetkin ana babaların mutlu çocuklar yetiştirmede çok daha başarılı olduklarını ortaya koyuyor. Çocuklarının daha mutlu, okulda daha başarılı, ruhsal açıdan daha dengeli ve kişisel ilişkilerinde çok daha uyumlu oldukları görülüyor. Dahası, bu çocuklarda sigara, uyuşturucu ve alkol gibi alışkanlıklara da çok daha ender rastlanıyor. Çocuklarına mutluluğun simgesi sayılan özellikler aşılamaya çalışıyorlar. Bu özellikler arasında sosyal ve duygusal açıdan olumlu beceriler, aşırı kaygıdan uzak durma, denetim duygusu, esneklik, özgüven, iyimserlik, şakacılık ve aşırı özdekçilikten kaçınma yer alıyor. Çocuklarında yaratmaya çalıştıkları bir başka mutluluk unsuru da aşırı kaygıdan uzak durma.
Her zaman çocuklarının istekleri doğrultusunda davranmasalar da, en azından isteklerine kayıtsız kalmıyorlar. Bu nedenle, çocukları çok küçük yaştan itibaren güvende olduklarını ve tehlike anında sırtlarını onlara dayayabileceklerini biliyorlar. Bu güvenlik duygusu da çocuğun kaygılardan uzak kalmasını sağlıyor. Kalıcı mutluluğun bir başka unsuru olan neşe ve şakacılık da yine yetkin babaların sağladığı güven duygusu ve özerkliğin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Bu çocuklar araştırmaya ve kendilerini gerek toplumsal, gerek duygusal ve fiziksel yönden geliştiren oyunlar oynamaya daha yatkın oluyorlar. l
The Guardian'dan çeviren: RİTA URGAN
C. Dergi