Bu yaz hippiler geri dönüyor. Modacılar 2005 ilkbahar yaz sezonunu “boho trend” olarak adlandırmış. Çingene etekler, parlak kemerler, tığ işi, etnik aksesuvarlar, patchwork (Türkçe meali parçalı bohça) baskılar, batik kumaştan elbise ve etekler ve bol erkek pantalonları çok moda. Yaşasııın hepside tam bana göre. Yani rahatlığı seven ve hareket özgürlüğü kısıtlanınca deliye dönenler için. Upuzun rengarenk bir eteğin altına istediğiniz renkte bir babeti geçirince kimse sizi tutamaz. Elbette beni de.
2005 yazının bir güzel yanı da aksesuarlar. Özellikle takılar. Kocaman takılar çok moda. Üstelik bu takı işini istediğiniz kadar abartabilirsiniz. Hep “acaba dirseğime kadar bilezik taksam nasıl olur?” diye düşünmüşümdür. Bunu bu yaz kesin deneyeceğim. Üstelik artık hemen hemen her markanın, "bunların arasıda önde gelen Türk markaları da var", kendine ait bir aksesuar mağazası var. Yani çok şanslıyız. Özellikle ahşap halka küpelerden bir tane edinmekte yarar var. Taksim Halep Pasajı’nda kolaylıkla bulabilirsiniz.
Ya renklere ne demeli. Şimdi burada teker teker renkleri sayamayacağım. Gözünüzü kapatın ve tüm renkleri düşünün. İşte onların hepsi içiçe girmiş. Yani eğer kilolarınız yüzünden her zaman siyah giymeyi tercih edenlerdenseniz, hemen kilo vermeye başlayın. Çünkü birkaç aya kadar siyah birşey bulamayabilirsiniz. Zaten bilmem duydunuz mu ama “siyah zayıf gösterir” tezi çoktan çürütüldü. Önemli olan vücudunuzu tanımak ve ona göre seçim yapmak. İsterseniz beyaz giyin isterseniz turuncu, kırmızı, pembe, yeşil (yazın renklerinden birkaç tanesini sayayım dedim).
Taşlar, pullar ve payetlerin benim hayatımda yeri yoktu. “Neme lazım şimdi ışıl ışıl dolaşmaya ne gerek var” diye düşünürdüm. Ama bir de baktım daha yaz gelmeden birkaç tane pulu payetli şıkır şıkır üst almışım. Ama gerçekten de yasak savuyorlar (bu da annemin lafı). Yani her yerde giyebiliyorsunuz. İster gündüz kotun üstüne giyin, ister gece bir pantalonun üstüne. Yani bir taşla birkaç kuş vurmuş oluyorsunuz.
2005 ilkbahar yaz sezonunun en sevmediğim yanı ise şu gömleklerin üzerine takılan kemerler. Çocukken de sevmezdim şimdi de sevmiyorum. Ama bu yaz çok var. Benden söylemesi.
Gelelim birçok kadın gibi benim de en çok sevdiğim konuya. Ayakkabılara. Bu sezon babetler yine çok “in” (ne demekse) yani çok moda. Ama dolgu topuklarında onlardan kalır yanı yok. Ama size bir tavsiye; eğer topuklu ayakkabılarla benim gibi kavga ediyorsanız, dolgu topukları hiç denemeyin. Ben kendimi, “moda diye herşeyi yapmak zorunda değilsin canım!” diye teselli ediyorum.
Gulin tomay
www.modaturkiye.com