8. Sayfa - Toplam 11 Sayfa var BirinciBirinci ... 678910 ... SonuncuSonuncu
Toplam 106 sonuçtan 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.
  1. #71
    Üyelik Tarihi
    21 Mart 2003
    Bulunduğu Yer
    Gündüz Avrupa - Gece Asya
    Mesaj
    18.319

    Gemlik’e gelirken denizi göreceksin, şaşırma!

    Bu hafta sonunda da “Aynur” yemedi, içmedi sizin için çalıştı. İş başındaydı…

    “Gemlik’i” anlatmaya başlıyorum ve Orhan Veli’ye aynen katılıyorum. “Gemlik’e gelirken denizi göreceksin, şaşırma!”....Deniz çok duru ve dalgasız…. Görüntüsü muhteşem….sahil kenarında ufak, ufak Restaurantlar mevcut. En iyisi, ünlülerin de uğrak yeri
    “Boksör Restaurant”

    Dünyanın en kaliteli “Gemlik Zeytini” ile meşhur…. Gemlik körfezi kirlenmeden önce bir numara olay balıkçılıkmış. Bi de “Gemlik” Türklerin ilk tersanesiymiş…Burada yaşayan her halktan insan var….

    Gemlikin köylerinden küçük kumla ve büyük kumla yazlıkçıların mekanı.
    Kalabalık tatil beldeleri…İsmine aldanmayın aslında küçük kumlanın sahili, büyük kumlanın sahilinden daha büyük.

    Gemlik küçük bir yer değil. Basbayağı büyük bir şehir… Gemlilikler, Tansu çiller’in zamanında “il olma” fırsatlarını kaçırmışlar…. )

    Benim asıl beğendiğim Karacaali ve sonrasındaki köyler… Karacaali, Narlı, Karsak.. köyleri
    Deniz kenarında sakin, küçük yerler…. Yol biraz virajlı…
    Bu yolda çocuklu iseniz aşağıdaki şarkı ideal… Yol için iyi gidiyor….

    Küçük Ayşe, Küçük Ayşe
    Napıyorsun bana söyle

    Bebeğime bakıyorum.
    Ona mama veriyorum.

    Gemlik-Yalova-İst. yoluna bu köylerin bulunduğu güzergahtan dönerseniz manzara çok güzel… Gemlikten zeytin, çınarcık, armutludan salça almayı unutmayın…


    28/03/2005
    Aynur G.


  2. #72

    Re: Gemlik’e gelirken denizi göreceksin, şaşırma!

    Ne güzel anlatmışsın arkadaşım, ellerine sağlık....

    Güzeldir bizim ilçelerimiz, gelin gezin görün..Bursa'da dört mevsimi bir arada yaşayabilirsiniz, önünüzde deniz, arkanızda ULUDAĞ en fazla bir saat arayla ikisine de gidebilirsiniz...

  3. #73

    Re: Yurt içindeki dostlarımızın gözüyle :))

    Bu başlık altında tanıtmış olduğunuz yerleri okurken bende Rize'yi anlatsam diyordum.Şimdi fırsat buldum.Anlatıyorum:
    Rize ,Doğu Karadeniz'in nerdeyse bir ucunda olan minik bir şehir.Trabzon,Erzurum ve Artvinle komşu.Herkesin bildiği gibi çok yeşil ve dağlık bir arazisi var.yeşil olmasının bir nedeni de çay bahçeleri.Rize çay üreticisi bir şehir olduğu için dağlar tepeler hep çay bahçeleri ile süslüdür.Süslüdür diyorum çünkü görüntü olarak gerçekten çok güzeldir bu bahçeler.Şehir merkezi hala şantiye görünümündedir.Çünkü samsun'dan Sarp'a kadar gidecek olan Otoyol inşaatı nedeniyle sahil yolu hala inşaat halinde.Tarihi eser olarak merkezde Rize kalesi dışında pek bir yer yok.Ziraat çay bahçesi adı altında bir botanik parkımız var.Burası bence her mevsim güzeldir.Rizenin aslında anlatılması gereken yerlerine geliyorum.Fırtına vadisi.
    Fırtına vadisi hem ekolojik olarak barındırdığı canlılar hemde coğrafik olarak koruma altına alınmıştır.Fırtına vadisinden yukarılara doğru gidildikçe ise Çamlıhemşin ve Ayder yaylalarına ulaşılır.Önceleri sadece yaz mevsimleinde yoğun ilgi gösterilen bu yerlere bu yıl ilk defa Avrupadan kayakçılar geldi.Helikopterle daha yukarıdaki yaylalara çıkıp kayak yaptılar.Gerçekten görüntüler çok güzeldi.
    Rizenin bu sahil otoyolu nedeniyle denizle olan ilişkisi engellendiği için,yazları denize girilen yerler artık parmakla bile sayılamayacak kadar az.Sahil doldurulup yol yapıldığı için öyle bir sorunumuz var malesef.Bu nedenle yazları yaylalar daha fazla ilgi görmeye başladı.
    Ah az daha yağmuru unutuyordum.her mevsim yağışlıdır benim memleketim.Eee tabi yeşillik çok olunca..
    Çok fazla göç verdiği için Türkiyenin her yerinde hatta dünyanın en umulmadık ülkelerinde bile çıkarlar karşınıza.Ekmek parası deyip düşmüşlerdir yollara.Bende gurbetçi çocuğu olaraktan...
    İşte böyle arkadaşlar...belki anlatacak daha çok şey vardır ama bunları toparlayabildim...






  4. #74
    Üyelik Tarihi
    08 Nisan 2005
    Bulunduğu Yer
    nere gidebilirimki artiGÜL ümden başka
    Mesaj
    3.557

    Re: Yurt içindeki dostlarımızın gözüyle :))

    Merhaba Bende İSTANBUL / BAĞCILAR DAN
    Bağcılar okadar güzel bir ilçe değil ama çok hızlı büyüyor. Bağcılarda Gazete ve Tv binaları çoğunlukta birgün eğer bir tv programına gitmek isterseniz yolunuz muhakkak bizim buralardan geçer Tem stüdyoları Star Hürriyet Milltiyet CNN TÜRK Milliyet Kanald gibi

    Ama ben size birde Van dan bahsetmek isterim Askerliğimi Ülkemizin en uç noktası sınır bölgesi olan Vandan Oraya giderken bir çağ dışı kalmış birşehir herşeyden yoksun bir il olarak görüyordum taki Uçağın o Van gölü üzerinden yavaşça Van a inişine kadar
    Hafta sonları çarşı izinleri için çıktığımızda Van ın İstanbul kadar olmasada Güzel bir yer olduğunu söylemek isterim Hele Van gölü etrafında Vanda Bir kahvaltı Çok Hoş oluyor..

  5. #75
    Üyelik Tarihi
    16 Mart 2005
    Bulunduğu Yer
    Novi Pazar
    Mesaj
    15.153
    Blog Girişleri
    1

    Re: Yurt içindeki dostlarımızın gözüyle :))


    Eski erkek arkadaşım askerliğini komando olarak Van'da yapmıştı...

    geldikten sonra 6 ay boyunca toparlayamadık çocuğu, ayrıldık sonunda... Van ve askerlik denince aklıma hep bu gelir...

    Ama lisedeki en yakın arkadaşım Vanlı idi, hep anlatırdı oraların ne kadar güzel ama kışların ne kadar sert geçtiğini Soğuktan ağlarlarmış çocuklar okuldan eve dönene kadar...Ama Van gölü çok güzelmiş...Gidip görmek lazım tabii...

    http://www.gezgin.com/?t=uye&yazi=211

    http://www.e-cografya.com/geziyorum/nemrutvolkani/


  6. #76
    Üyelik Tarihi
    16 Mart 2005
    Bulunduğu Yer
    Novi Pazar
    Mesaj
    15.153
    Blog Girişleri
    1

    Araba vapuruna binmeden önce Eskihisar




    Suat KAVUKLUOĞLU

    Eskihisar adı, İstanbul yönünden gelip, araba vapuruyla Yalova’ya geçenler için aslında çok tanıdık. Bir o kadar da yabancı, çünkü pek çok kişi sadece otomobiliyle doğruca iskeleye gidip, vapura biniyor. Oysa bu balıkçı kasabası yalnızca bir iskeleden ibaret değil. Eskihisar, sahil şeridinde uzanan 700 nüfuslu bir köy.

    Hani gizli kalmış köşeler denir ya, tam öyle bir yer. Balıkçı restoranları, Osman Hamdi Bey’in yıllar boyunca yazlarını geçirdiği evi, Kartaca hükümdarı Hannibal’in bir dönem sığındığı Bizanslılardan kalma tarihi kalesi, Osman Hamdi Bey evinin bahçesinde çalışmalarını yürüten resim atölyesi ile dikkat çeken Eskihisar, tam da bu havalarda görülmeye değer.

    Kocaeli’nin Gebze ilçesine bağlı Eskihisar, İstanbul’a yaklaşık 45 dakika uzaklıkta. Köye girenleri Kültür Bakanlığı tarafından koruma altına alınan tarihi sakız ağacı karşılıyor.

    Eskihisar’da ilk ziyaret ettiğimiz nokta, köyün doğu ucunda yer alan ve MÖ 2.yy’da yapıldığı sanılan kale. Burası iddiaya göre, bir vakitler Kartaca komutanı Hannibal’in sığındığı yer olması nedeniyle önem taşıyor. Bizans döneminde devşirme taşlarla yeniden inşa edilen kaleye şimdilik girilemiyor. Nedeni, kalenin içindeki kazı çalışmaları ve emniyet sorunu. Öte yandan yazın burada film gösterimi ve konserler tertip edildiğini de hatırlatmakta fayda var.

    İkinci durağımız ressam Osman Hamdi Bey’in şu anda müzeye dönüştürülmeye çalışılan evi. Türk müzeciliğinin kurucusu Osman Hamdi Bey, 1884 yılında köyün batı sahilinde köşkünü, kayıkhanesini, müştemilatını inşa ettirerek, 26 yıl yazlarını Eskihisar’da geçirmiş.

    Köşk, I. Dünya Savaşı’nda karargah komutanlığına tahsis edilmiş. 1945’te resimhanede çıkan yangın, bir bölümünü tahrip etmiş ama ev, 1987’de yeniden onarılarak müze haline getirilmiş. Uzunca bir süre müze olarak hizmet veren yapının şimdilerde yalnızca bahçesini ziyaret edebiliyorsunuz. Osman Hamdi Bey’e ait eşyalar İzmit’te koruma altında tutuluyor. En kısa sürede evin tekrar müze olarak açılması bekleniyor.

    Evin bir bölümü üç yıldır bir resim atölyesini ağırlıyor. Ressam İbrahim Aşık önderliğinde Yakamozlar Resim Grubu adıyla toplanan resimseverlerin kapısı resim yapmak isteyen herkese açık. Bahçenin mis gibi havasında resim yapmanın zevki ayrı olsa gerek. Kapıda Osman Hamdi Bey’in heykeltıraş Gustave Deloye tarafından yapılmış büstü var.

    SAHİL BOYUNCA BALIK LOKANTALARI

    Eskihisar’ın en dikkat çekici tarafı, sahil şeridi boyunca uzanan balık lokantaları. Balıkçılık köyde halkın önemli geçim kaynaklarından. Genelde olta balıkçılığı yapılıyor. İzmarit, istavrit, çinekop yiyebilirsiniz. Zaman zaman sarı mezgit de tutuluyor. Öte yandan siz de oltanızı yanınızda götürüp, deniz fenerinin yanındaki kayalıklarda balık tutabilirsiniz. İsterseniz kayıkla açılıp şansınızı daha açıklarda deneyebilirsiniz. Özellikle Topçular, Hersek ve Karamürsel taraflarında balığın daha bol olduğu söyleniyor. Sahildeki teknecilerle anlaşıp denize açılabilir, köye bir de denizden bakabilirsiniz.

    Çevre gezilerine meraklı olanlar, Çamlık mevkiinde yürüyüş yapabilirler. Piknik alanı olarak da kullanılan Çamlık’ta Osman Hamdi Bey’in mezarı bulunuyor. Sahile paralel arka yolda kahveler ve lokantalar var. Köy halkı ağırlıklı olarak bu bölgede yaşıyor. Eski köy evleri görülmeye değer.

    Bölgenin önemli noktalarından biri Hannibal’in mezarının bulunduğu yer. Burada TÜBİTAK’ın bir merkezi de var. Ama ulaşmak için önce Gebze’ye gitmeniz gerekiyor.

    NASIL GİDİLİR

    Eskihisar İstanbul’a 60 km uzaklıkta. Özel aracınızla gidecekseniz Anadolu Otoyolu’nu kullanın. Önce Çamlıca’dan Bayramoğlu-Darıca sapağına doğru yol alacaksınız. Sonra otoyoldan ayrılıp Eskihisar-Feribot levhaları istikametinde gideceksiniz. İskeleye gelirken 50 metre kala sola ayrılan yol sizi Eskihisar’a götürecek. Gebze’den bölgeye her on dakikada bir minibüs, her yarım saatte bir halk otobüsü var. Ekonomik yolla ulaşmak istiyorsanız trenle gidin. Gebze tren istasyonunda inin. Oradan Eskihisar’a inen minibüsler var.

    NEREDE YENİR

    Sahil Sofrası: Kalamar, midye, karides ve güveçte iddialılar. Mezesi, ara sıcağı, tatlısı her şey içinde kişi başı bir balık ziyafeti 30 YTL. Cuma akşamları fasıl var. Tel: (262) 655 71 61

    Küçük Ev: Fırında iskorpit özellikle denenmeli. Bir de yemekten sonra ikram ettikleri, limonla karıştırıp fıstıkla pişirdikleri sıcak helva var. Tel: (262) 655 56 30

    Beybaba Tavuk Çiftliği: Eskihisar’ın tepelerinde yer alıyor. Şanı öyle almış yürümüş ki, Beybaba için özel olarak gelenler var. Tavukla ilgili her şeyi bulmanız mümkün. En çok tavuk köftesi ve bulgur pilavlarını tavsiye ediyorlar. Bir de kabak tatlıları çok meşhur. Tel: (262) 655 54 54

    Deniz Atı: Burası daha çok gençlerin uğrak yeri. Okey ve tavla oynayabiliyor, nargile içebiliyorsunuz. Pazar günleri brunch var. Fiyatı 7 YTL. Tel: (262) 655 33 00

    Sahil Restaurant: Tuzlama, balık kavurma, balık kokoreç, levrek sarma var. Cumartesi geceleri fasıl yapılıyor. Tel: (262) 655 55 02

    Kaptan Köşkü: Yörenin tek alkolsüz yeri. Günlük balık, ızgara tavuk et, taş fırında pide lahmacun var. Pazar brunch’ında iddialılar. Tel: (262) 655 95 40

    NEREDE KALINIR

    Club Atabay: 25 odalı, Atabay ilaç fabrikasına ait bir otel. Otelin önü deniz, yanı teknelerin her türlü ihtiyacını karşılandığı marina. Yüzme havuzu mevcut. Odalarda uydu TV, balkon var. Tel: (262) 655 58 54

    ÖNEMLİ TELEFONLAR

    Ressam İbrahim Aşık (resim atölyesine Katılmak için): 0535 242 42 20

    Muhtarlık: (262) 655 63 15



    www.hurriyet.com
    Cuma eki

  7. #77

    ESKİŞEHİR ; Anadolu'da bir mucize-sanatsal yönüyle:))

    Anadolu'da bir mucize
    Türkiye bazen öfkeyle dökülüyor yollara, kadınlarını copluyor, küstah

    pankartlar açıyor; gelecek umudumuzu söndürüyor.

    Bazen de hiç beklenmedik bir yerde öyle bir gülümsüyor ki "Bu ülkeden

    hiç umudu kesmemeli... Yeter ki insanına şans verilebilsin" diyoruz.

    Eskişehir'e gittim.

    Anadolu, yine sürprizlerle karşıladı beni...

    Türkiye'ye inancımı tazeleyerek döndüm.

    * * *

    Anadolu Üniversitesine sohbete gitmiştim.

    Gece de genç kuşağın en yetenekli tiyatro yazarlarından Özen Yula'nın

    yeni oyunu "Gözü Kara Alaturka"nın galası vardı.

    Üniversitede gençlerin son derece bilinçli sorularını yanıtladıktan

    sonra oyunun oynanacağı yeri sordum.

    "Opera'da" dediler.

    Sadece Ankara'da adı "Opera" olan bir durak vardır. O da devletin

    opera salonundan alır ismini...

    Bu, belediyenin opera salonu...

    Nikâh salonu olarak temeli atılmış. Yılmaz Büyükerşen, Belediye

    Başkanı olunca projeyi değiştirip burayı bir Sanat ve Kültür Sarayı'na

    çevirmiş. Bütün Türkiye'de sinema ve tiyatrolar düğün salonlarına

    dönüştürülürken Eskişehir muazzam bir sanat mabedi kazanmış.

    İçinde 570 kişilik nefis bir tiyatro salonu var. Hemen yanında döner

    platformlu 480 kişilik göz kamaştırıcı bir opera ve senfoni salonu...

    Ve ikisinin arasında aydınlık bir sergi salonu...

    81 kentin hiçbirinde böyle bir sanat merkezi görmedim.

    * * *

    Bitmedi.

    Şehrin 2 tiyatro sahnesi daha var.

    Tadil edilen hal binasındaki Tepebaşı ile kapalı otoparktan koparılan

    Turgut Özakman sahneleri...

    Tüm bunlar Büyükerşen başkan olduktan sonra, yani son 4 yılda kurulmuş.

    Üstelik salonlarla 60 kişilik kadronun trilyonlar tutan masrafı

    devletten değil, belediye bütçesinden karşılanıyor.

    Kentin opera binası ve senfoni orkestrası var ama henüz operası yok.

    Her yıl farklı operalar turneye geliyor.

    Büyükerşen'in yeni hedefi, belediye konservatuarı ile opera ve bale kurmak...

    * * *

    Eskişehir'in her köşesindeki güzelim heykelleri, geçen yıl tamamlanan

    tramvayı ve temizlenen Porsuk üzerinde gezecek turistik botları

    anlatmaya yerim yok;

    Özen Yula'nın mizah, arabesk, şiddet, seks, Yeşilçam karışımından

    cıvıl cıvıl bir pop-art eseri çıkaran ve beni yeniden tiyatroyla

    barıştıran harika oyununu ve birbirinden yetenekli oyuncularını

    anlatmaya da...

    Ama bunca yatırımın, sunulan nitelikli eserlerin ve "indirimli 1, tam

    2 lira"lık bilet politikasının nasıl karşılık bulduğunu yazmalıyım:

    Eskişehir tiyatroları 4 sezonda 800 kez perde açmış ve 20 ayrı eseri

    tam 200 bin kişi seyretmiş.

    Şehrin merkez nüfusu ise 500 bin...

    * * *

    40 yıl önce bu şehirde her lise sınıfında bir tiyatro topluluğu vardı.

    O çocuklar büyüdü ve tiyatro seyircisi oldu.

    Bugünkü başarıda o geleneğin de etkisi var.

    Ama asıl başarı, Eskişehir'den yeni bir şehir yaratan Büyükerşen'in...

    3 dersle dönüyorum:

    1. Bir insan, bir kentin kaderini tamamen değiştirebilir.

    2. Yatırım yapılınca mucizeler gerçek olabilir.

    3. Her kent bunu yapsa Türkiye'nin sanat hayatı ayağa kalkabilir.

    Darısı bizim kentlerimizin başına!..


    alıntıdır.......









  8. #78

    Re: ESKİŞEHİR ; Anadolu'da bir mucize-sanatsal yönüyle:))


    Ayşecim merhaba bu forumu görmüş birtürlü okuyamamıştım.İnan sabah bir takıldım bir solukta okudum herbirini.Özellikle senin yazdıkların görmek istediğim yerleri oluşturuyor.Allah nasip kısmet ederse Karadeniz gezisi yapmayı planlıyoruz.Yurdumun güzelliklerini görmek için sabırsızlanıyorum.
    Bu arada Antep,Urfa,Diyarbakır'ı da çok merak ediyorum.
    İnşallah sırasıyla görmek nasip olur.Eğer ki Eskişehir'e de gelirsem artık sen rehberlik yaparsın dimi?
    Sevgilerimle,

  9. #79

    Re: ESKİŞEHİR ; Anadolu'da bir mucize-sanatsal yönüyle:))

    tabiki ne demek karış karış gezdiririm,hemde cok mutlu olurum

  10. #80
    Üyelik Tarihi
    21 Mart 2003
    Bulunduğu Yer
    Gündüz Avrupa - Gece Asya
    Mesaj
    18.319

    ılgaz anadolunun sen yüce bir dağısın

    İyi Gezmeler...
    Yay burcu bir eşiniz varsa gezmek sizin işiniz olur.. İstemem yan cebime koy misali gezmekten ben de pek hoşlanmam Yanımda eşim, kızım, arkadaşlarım (daha n’olsun) dört aile ver elini Ilgaz dağları dedik…


    Ilgaz’ı şöyle düşünün “yeşil ve beyaz”…. Kar kalınlığını ölçmedim ama kayakçılar çoktan gelmiş buralara.. Her yer çam, meşe ağaçları ile dolu.. Üstlerine yağmış kar tanecikleri ile yeşil ve beyaz.. Arka cephe de dağlar bembeyaz.. Ilgaz’a henüz el değmemiş.. (bu durum benim işime geliyor) Tatilcilerin kalabalıklığı, kalitenin düşüşü yok burada.. Tesis sayısının azlığından belli..

    Kaldığınız otellerde dondurulmuş hayvanlardan anlaşılıyor ki.. Ilgaz dağlarında yabani hayvanlar bol.. Ayı, tavşan,sincap,sansar,geyik,yaban domuzu gibi hayvanların yaşadığı söyleniyor..

    Yürüyüş için ideal bir yer.. Ancak lahana gibi giyinmeniz gerekiyor.. Çocuğunuzu ve arkadaşlarınızı ekerek, tutun eşinizin elini beyaz yolda yürüyüş yapın…

    Keyif insanı olduğumu bilen bilir.. Yürüyüş sonrası karnım tok, üstüm kuru olduğu vakit kendime bir masa belirledim.. Keyif için gerekenler; manzarayı en iyi dikizleyebildiğim (birkaç masa değiştirdikten sonra anlıyorsunuz) bir masa, Şömine önü, bir fincan kahve, kitabınız olacak..

    Epey! bir zaman ince ince toz gibi yağan kar arasından yeşil doğaya daldım… Her zaman elime geçen bir sahne olmadığı için.. yudum yudum içtim kahvemi, yavaş yavaş okudum kitabımı, arada başımı cama çevirdim, beyaz örtüyü seyre daldım. Sindire sindire yaşamak istedim o dakikaları.. Uzaktan duyduğum Ayşima’nın hapşırma ve öksürük sesi sinirimi bozmasına bile izin vermedim…

    Okuduğum kitapla alakalı olarak.. Çankırı’ya bağlı olan Ilgaz ve köylerini düşündüm.. Atatürk’ün festen şapkaya geçmenin temellerini atarken, yakında kılık kıyafet şapka kanunu çıkaracak ilk çankırı’ya gelişi ile açıklamış olmasını düşündüm… Böyle önemli bir adıma başlangıç yeri olmasına karşın çankırı’nın çevre illere göre daha çok gelişmiş olmasını bekledim……

    Tatilimizin bir günün de Ilgaz ve çevresini görme, tanımalara yer verdik. Zirvede bir yerde bir göl bulduk... Araba ile dağ etrafında dönerek yüksek bir noktaya çıkıyorsun.. Buz gibi bir hava.. Oksijeni bol… Bozulmamış bir kar örtüsü içinde mavi bir buz parçası… Bu mavilik bir göl.. (internette arama yaptım.. adını bulamadım) Adını bilmediğim bir göl… Tabii! O soğukta gölün yarısı buz tutmuş.. Hava o kadar soğuk ki.. Rüzgar sesini kayıt etseniz.. dublajda kullanırsınız.. Son bir örnek.. Ayşima’yı arabadan dışarı çıkaramayacak kadar soğuk....

    Nasıl bir duygu, anlatamıyorum.. Kendinizi en yüksekte hissediyorsunuz.. Mavi göl kırık, hava soğuk, Arkanda büyükçe yayla… ve yayla evleri.. Dağcıları tırmanışlarını, zevklerini daha iyi anlıyorsunuz burada…



    Ilgaz’a gidecekseniz.. Bir arkadaş grubu oluşturun ve gidin.. Çok eğleneceksiniz ve beğeneceksiniz.. Dışarı soğuk, kaldığınız yer sıcak iken grubunuzla oyun üretiyorsunuz..
    İstanbul’da yüzüne bakmadığınız oyunlar ve yarışmalar oralarda rağbet görüyor..
    Sessiz film, eşinizi tanıyor musunuz yarışmaları oyunlardan bazıları.. Ama dikkat edin..
    Eş tanıma yarışmasında bugüne kadar sormayı unuttuğunuz sorular çıkabilir.. o konuda fikrini öğrenmek şaşırtabilir.. Daha sonra eşinizden ayrı dönmek zorunda kalabilirsiniz

    Çocukken sıra sıra dizilmiş TRT çocuk korosu ekibi vardı.. Koro halde bir şarkı çok kez söylenirdi.. Döndüğümüz günden beri kızımdan iz bırakan şarkıyı çokça dinliyorum…

    Ilgazzz Anadolulun sen yüce bir dağısın..
    Baharla yeryüzünde o cennetin dağısın..




    İyi Gezmeler
    Aynur G.
    07/11/2005

Benzer Konular

  1. YURTDIŞINDAKİ DOSTLARIMIZIN GÖZÜYLE... hala ekleme yapabilirsiniz
    Konuyu Açan: Bizanslı, Forum: Mühim Konular.
    Cevap: 238
    Son Mesaj: 19 Ağustos 2010, 09:16
  2. yurt içindemi yurt dışındamı okumalı
    Konuyu Açan: ameno66, Forum: Üniversite adayları.
    Cevap: 16
    Son Mesaj: 30 Aralık 2009, 02:38
  3. Yurt Icindekilerin Gozuyle Yurt Disi
    Konuyu Açan: Prenses, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 24
    Son Mesaj: 17 Mart 2005, 11:48
  4. YURTDIŞINDAKİ DOSTLARIMIZIN GÖZÜYLE....
    Konuyu Açan: derya_lount, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 0
    Son Mesaj: 27 Nisan 2004, 17:50

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Dosya Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
 
 

Bu site Lidya.Net tarafından hazırlanmış ve yayınlanmaktadır © 1998-2012. Bu sitede yayınlanan yazılar, kaynak ve yazarı belirtilmek kaydıyla kullanılabilir.
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren AnneCocuk.com adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan ve yazdıkları yazılardan kendileri sorumludur.
AnneCocuk.com ile ilgili yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkinden iletişime geçildikten sonra en geç 2 (iki) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve size geri dönüş yapılacaktır.