Akupunktur iğneleri gerçekten de işe yarıyor, ama bunların nerelere batırıldıklarının hiç önemi yok. Öyleyse akupunktur tedavisi sadece telkin edici bir etkiye mi dayanıyor.?

Çok sayıda sağlık sigortası kurumunun isteği üzerine akupunkturun gerçekten etkili olup olmadığını açıklayacak Gerac araştırması ("German acupunctur trials") bugüne değin yapılan en kapsamlı bilimsel araştırmaydı. Araştırma çerçevesinde hastalar üç gruba ayrıldıktan sonra birinci grup Çin'deki özgün akupunktur terapisiyle, ikinci grup "rasgele" batırılan akupunktur iğneleriyle, üçüncü grup standart tedavi uygulanmış.

Kronik sırt ağrısı ve diz ağrısına yönelik ilk tedaviler hem akupunktur tedavisinden kuşku duyanlar hem de bu tedavi yöntemine inananları rahatsız edecek şekilde sonuç verdi. Akupunktur standart terapilerden çok daha etkili, ama uyduruk akupunktur tedavisi de en az özgün akupunktur kadar etkili.

O halde iğnelerin nerelere batırıldığının önemi yok mu? Gerac araştırması, Çin'in Yin-Yang felsefesini yalanlamış olmuyor mu? Sonuçlar öte yandan tıp için de utanç verici değil mi?

Başarı oranı
Şimdi bel ağırsı örneğine bakalım: Altı ay süren ilaç tedavisi ve 10-15 saat süren masaj veya jimnastik sonucunda hastaların sadece dörtte biri ağrılarından kurtulmuş veya daha rahat hareket edebilecek duruma gelmişler. Oysa 10-15 seanslık "gerçek" akupunktur tedavisindeki başarı oranı neredeyse %50 idi. Fakat "uyduruk" akupunktur tedavisi de neredeyse "gerçeği" kadar başarılı olmuş.

Peki bu ilginç araştırma sonuçları ne şekilde açıklanabilir? Akupunktur sadece telkin edici bir etkiye yani Placebo (etkisiz ilaç) etkisine mi dayanıyor ?

Kimi uzmanlar araştırmanın başarısını sonuçların yorumlanış şekliyle ilgili olduğunu söylüyorlar. Her ekip kendi açısından bir başarı yakaladığında sonuçları o yönde yorumlayabilir. Ve böylece bazıları akupunktur tıbbi tedavilerden çok daha etkili olduğuna inanır diyor kimi uzmanlar.

Önemli olan diğer bir noktada akupunktur tedavisi gören hastaların doktorlardan daha fazla ilgi görmüş olması. Bu durum standart terapi görenlerde huzurluk yaratmış olabilir deniyor. Öte yandan akupunktur etkisinin altı aydan daha uzun bir süre kalıcı olup olmadığını henüz kimse bilmiyor.

Hangisi iyi
Gerek Çin'de gerekse Çin'in dışında birbirinden farklı çok sayıda akupunktur geleneği var. Örneğin genelde kör terapistler tarafından uygulanan Japon akupunkturunda Çin akupunkturuna kıyasla çok daha etkili uyarımlar harekete geçirilmekte. Batıda "Geleneksel Çin Tıbbı" ve akupunktur olarak öğretilen ise gerçek akupunktur geleneğinden çok uzak. 4000 yıllık olduğu söylenen Çin Tıbbı kavramı, Çin tıbbını "ihracat aracı" olarak keşfeden Maocular tarafından üretilmiştir.

Çeşitli akupunktur yöntemlerinden hangisinin en iyisi olduğu bilimsel olarak açıklanamamakta. O halde hastaya zarar vermediği sürece doktorun hangi akupunktur türünü uyguladığı önemli değil.

Ayrıca etkili olanın sadece iğnenin batması olduğunu gösteren kanıtlar da var. Bu durumda meridyenlerle ilgili tüm teoriler ve "elementlerin dengesi" de sadece felsefe olsa gerek. Örneğin son ağrı araştırmaları, cilde batırılan her iğnede, ağrıyı önleyebilecek uyarı maddelerinin salgılandığını göstermiştir.

Telkin önemli rol oynuyor
Tahminlere göre telkin edici etki de önemli bir rol oynamakta. Bochum Üniversitesi ağrı terapisti Michael Zens, tüm invaziv tedavilerinin doktor ve hasta arasında geçen bir mahremiyet olduğunu dolayısıyla da daha çok ağrı terapilerinde çok etkili olduğunu söylüyor. Placebo araştırmalarıyla da gerçekten etkisiz iğnelerin, etkisiz haplardan daha iyi etkidiği kanıtlanmıştır.

Spiegel'e göre son araştırma akupunktur uzmanlığını da tartışmaya açacağa benziyor. Çünkü en iyi eğitimi almış uzmanların daha başarılı olduğu kanısı yeni sonuçlarla geçerliliğini yitirmiş oldu.
(Hürriyet Bilim)