YENİ EVLİ BİR ÇİFT MARKET ALIŞVERİŞİNDE...
İnsan yaklaşık 8 senedir yalnız yaşayınca kontrol manyağı oluyor şekerler.
Hele tepenizde babası gittiği zaman 5,5 yaşında olan bir kızıl'cık da varsa ve her gün inanılmaz büyüyorsa...
Okulu, ödevi, yemesi içmesi, hastalığı sağlığı hep size ama sadece size bakıyorsa...
O kocaman ev artık sadece sizden soruluyorsa...
Temizliği, alınacak eşyası, kırılıp döküleni, bozulanın tamiratı...
Tüm faturaların kontrolü...
Arada Kızıl'cığı sevindirmek için alınan hediyelerin, gidilen sinemaların, kaprisleri için alınan son moda cool kıyafetlerin harcamaları...
Gelinen noktada bankadaki paranızın ay sonuna yetiştirilebilme ihtimali...
Tüm bunları yalnız yapınca kim kontrol manyağı olmaz ki?
Markete gidildiğinde evliyken "ne bulursan at sepete" halinizden sıyrılmaya ve "en hesaplı bulduğunu bile iki defa düşünmeden atma sepete" "evi etsiz sütsüz meyvesiz bırakma, çocuk sağlıklı büyüsün ama gereksiz de para harcama" haline dönüşüyorsunuz.
Elbette paranız o alışverişe yetecek ve istediklerinizi alabileceksiniz ama bir dizginleme duygusuyla nefsinizi ve market sepetinizi kontrol altında tutmaya çalışıyorsunuz...
Çünkü teksiniz
Bir tek siz para kazanıyorsunuz evde
Ve o parayı kontrol eden sadece siz varsınız
Neyse...
Kemalle tanışıp aynı evde yaşayalım diyene kadar durum böyleydi.
Aynı evde flört ederken yaptığımız market alışverişleri birbirimize jestler yaparak geçiyordu...
Elimizde iki market arabası..." bak sana ne aldım,sen bu peynire bayılırım demiştin ya" ya da "hani aradım da bulamadım demiştin, ben kendimi senin için telef ettim, tüm marketi dolaştım ve sana işte fiyonk(!) makarna buldum" şeklinde jestler...
Sonu öpücükle biten alışverişler
Son görüntü şu:
Kocaaaaaamaaaaan bir marketteyiz.
Kemalde bir araba, bende bir araba...
Yan yana dolanıyoruz, arada reyonlar arasında kaybolup birbirimizi arıyoruz…çaktırmadan da birbirimizin sepetlerindekileri kontrol ediyoruz…ama kibar kibar
O senelerin yalnız adamı, alışverişte her türlü şımarıklığı yapıyor (hala yapabileceğini sanıyor )
Ben senelerin yalnız annesi, her şeyi hesaplı kitaplı tedarikli , temel ihtayaç maddeleri başta olmak üzere almaya çalışıyorum.
Onun arabasına attığı şeyleri kontrol edemediğim için içim içimi yiyor
-Mine...bak kahve için aromalı şurup aldım...burada ucuzmuş, sadece 15 TL
(İçimden)neeeeaayyy 15 lira mı? pahalısı kaç lira acaba? allaaam ya bu adam bizi iflas ettircek, kahveyi sade içsek nolcak ki, mis gibi kahve işte, neymiş aroma maroma
Cevabım-Aa al tabi hayatım, pek ucuz değil ama sen kahveni aromalı içmek istiyorsan al tabi
----------------
-Mine... (gülerek) yarın savaş çıkacak da benim haberim mi yok karımcım? kaç paket et var burada..ooo...6 paket. ama tabi sen lazım dersen alalım
-Etsiz ev olmaz. çocuk büyüyor, onun et yemesi lazım, sana lazım ..bana hiç lazım diil ama sırf sizin için almam lazım
-Lazımsa al tabi ama ben zaten haftada 4 gün markete alışverişe gelebiliyorum. Bittiğinde alsaydık diye demiştim.
-----------------
-Minecim, evde 2,5 kişiyiz. 8 kilo meyve fazla diil mi? Dolaba nasıl sığacak bunlar.
-Valla eskiden 1 kilo fazla gelirdi, şimdi kalabalıklaştık ya…Anca yeter dedim.
-Evde artan sadece 1 kişi yani ben, ben de meyve yiyen biri değilim biliyorsun ki
-İyi ya işte..biz de meyve sevmiyoruz, hep birlikte olursak belki yeriz diye aldım
(içimden)hakikaten 6 kilo et, 8 kilo meyve..nereme sokucam lan ben bunları..ne dolaba sığacak ne mutfaaa
---------------------
-Kemal bu nedir canım?
-İsviçre çikolatalı dondurma sosu
-Aa ne hoş (içimden)sos ama isviçre çikolatalı..başliim isviçresine..israfa bak! ne kadan gerenksiz bişiy
------------
-Kemalcim, evde 2 çeşit duş jeli var, yine mi aldın?
-Ama bunların kokusu şahane..bak kokla..hele bu tam senlik
-Hıı ohh mis gibiymiş (içimden) her gün başka kokuyoruz yareppim, banyoda 5 çeşit duş jeli başka kimin evinde vardır ya..gören de beni natır onu tellak sanıcak..tööpe tööpee
----------------
Sonunda kasaya geliyoruz, koca alışverişi koca ödüyor.
Market kasasında ürünler ilerlerken..yine..birbirimize “bu ne, bundan evde vardı, makarna pirinç alma işini biraz abartmamış mısın sence, evde düğün pilavı mı yapıcaz”..gibi gülümseyerek söylenen sevimli sözlerle arabaya doğru gidiyoruz...
Bunca yıl yalnız yaşayınca çift olmaya alışmak da, alışkanlıkları iki kişiliğe çevirmek de…Ne kadar zor yaa!!!
Aldıklarımızı bagaja koy koy bitmiyor, Kemal ter içinde yerleştirmeye çalışıyor.
Bu arada ben sigarayı yakmışım, bir elimle market arabam, diğer arabaların yanına koymaya götürüyorum.
Kemal nefes nefese dönüp….”ulen bu markete yarım milyar para verdik…arabalarını kendileri park etsinler, bırak Allah aşkına” diyor
Ben halime bakıyorum.
Komiğim yani…
Adam nefes nefese
Bense elimde sigara, umrumda mı dünya…6 kilo etim ve 8 kilo meyvemle tatmin olmuş bir Türk kadını olarak kocama gülümsüyorum.
Geride kalan “temel ihtiyaç malzemelerimden” 15 kglık çamaşır tozu paketini nereye yerleştireceğini bulamayan , sonunda arabanın arka koltuğuna atan kocam durup dikiliyor, beli kopmuş…
“Mine hakikaten, sen savaş çocuğusun, memur çocuğusun . Ondan bunca temel ihtiyaç malzemeleri düşkünlüğün…15 kg çamaşır tozunla seni baş başa konuyu düşünmeye bırakıyorum.Sonra şu cafeye gel de bi kahve içelim” diyor…
Belini tutarak ilerliyor…
Kahkahadan gözlerim yaşarıyor, yolda o da kahkahalar atmaya başlıyor...
Hıh! İsviçre çikolatalı dondurma sosuymuş!
Eve gelince o daha arabayı park ederken, dolaba elbette sığdıramadığım 8 kilo meyveyi genişçe bir sepetle camın önündeki klimanın üstüne koyuyorum, sepeti de kenara bağlıyorum.
Allaaam umarım rüzgar çıkıp da mandalinalarımı uçurmaz! Mahalle bayram eder , gökten meyve yağıyor diye..ya birinin başına düşerse…oyyy ! sepeti bir daha bağlıyorum. Tööbe bi daha bu kadar meyve almıycam
Etler mi?
Sormayın, 1,5 aydır üstüne 7-8 defa daha market alışverişi yapıldı, hala ilk aldıklarımızı bitiremedik.
Kemal, “bunlar ordunun askerler için depoladığı etler gibi, 20 yıl sonra yenmek üzere alındı” diyor…
Son günlerin siyasi gelişmeleri üzerine arkadaşlarıyla konuşurken de “yok yok Mine biliyor bu işi, Suriye ile savaşa gireceğiz yakında, biz makarnamızı ve etimizi depoladık bile” diyor…
Ama napalım, o da 3 tane duş jeli almasaydı di mi !!