"50 İlk Öpücük" filminden sonra seyrettiğim en güzel aşk filmiydi.Filmde bahsedilen kitabın "Kolera Günlerinde Aşk" olması da benim için çok hoş bir süprizdi.
tesadüf filmi konusu
"50 İlk Öpücük" filminden sonra seyrettiğim en güzel aşk filmiydi.Filmde bahsedilen kitabın "Kolera Günlerinde Aşk" olması da benim için çok hoş bir süprizdi.
tesadüf filmi konusu
Hem uma thurman seyredicem hem de anneligin zorluklarini anlatan bir film gorucem dedim. sonuc husran.
filmdeki kadinin hayati zor tamam, işi yok, iki cocuk, baba az para kazaniyor, 8 katli bir asansorsuz apartmanda oturuyorlar vs vs vs ama kadin oyle bir pasakli ve deorganize ki empati duyacagima kadin su cocuklari okula gonderdikten sonra su evi bir derle topla diyesim geldi
hic vaktim yok cok fenayim diye habire blog yaziyor. kalk kadin bilgisayarin basindan gardrobunu duzenle de bir daha gecelikle cikma sokaga diye bagirasim geldi. zaten sacmasapan bir mucizeyle de film bitti. dvd mi durdu acaba diye ekrana baktim yok gercekten bitmis
Ben çok beğendim,kaliteli bir gerilimdi
blueblue yazdı:
Ayyy bu film vizyona girmis
Oyle sacma bir film ki film tür olarak absurt türe giriyor yani..
Amerika'nin ırak'taki beceriksizligini anlatiyor ama George Clooney, Jeff Bridges, Kevin Spacey falan hepsi sapsalak rolundeler. Colun ortasinda ortada hicbir sey yokken salakliktan arabayi vurup kaza yapmalar, pireden korkup benzin istasyonunun ortasinda beceriksiz bir operasyon yapmalar , askeri birlik gucunu arttirmak icin cicek cocuk ayinleri duzenlemeler, spiritüel deneyler, operasyondan evvel şiir okumalar karşılıklı falan Keçi esprisi de oradan geliyor. Keciler uzerinde deneyler yapiyorlar...
Yani filmin her sahnesi parodi ama ciddi gorunumlu absurt oldugu icin bir sure sonra yaa bu film ne anlatiyor, nedir bu sacmalik, ne zaman olay normalleşecek falan diye sinir icinde guluyrosunuz..
Butun bu iyi oyuncular sanki amerikan film endustrisinin yillarca onlara dayattigi kahraman, Amerikan üstün ırk falan klişeleriyle dalga gecmek icin eglencisine film cekmisler gibi. Yani youtube'da esas filmlerle dalga gecilen parodiler olur ya bu film baştan sonra klişelerle dalga gecen bir film. Ama maalesef ki hic komik degil
Bende tik başgostermisti seyrederken sinirden yani..soyleyeyim de ona gore gidip gitmemeye karar verin
Hakikaten yav
Ne bu şimdi, ne bu ne bu diye söylene söylene bitirdik filmi. Pardon ben bitirdim, Necmi 1.saatin sonunda sızmıştı ki tam layığı da buydu filmin.
Tamam, bazı sahneler komikti hakkını da verelim ama hakikaten tam bir karizma sıfırlayıcıydı tüm oyuncular için.
Sinemada görsek gidip paramızı geri isterdik herhalde.
inci niye seyrettiniz yaaa... inanmadiniz mi bana bir kere başka bir filmi daha kötülemiştim, anci de hee seyrettim hakkaten kotuymus diye yazmisti. sakal birakmak zorunda kalacagim yakinda. ayol seyretmeyin kotu dedigim filmleri 1.5 saatte iki legen utu yaparsiniz daha hayırlı olur
blueblue yazdı:
inci niye seyrettiniz yaaa... inanmadiniz mi bana bir kere başka bir filmi daha kötülemiştim, anci de hee seyrettim hakkaten kotuymus diye yazmisti. sakal birakmak zorunda kalacagim yakinda. ayol seyretmeyin kotu dedigim filmleri 1.5 saatte iki legen utu yaparsiniz daha hayırlı olur
Takıntı belası
İllaki çentik atacağım bu da seyredildi diye, böylece başım göğe erecek, madalya takacaklar. Hoş bu filmi bitirebilene gerçekten madalya lazım
Nine'ı da seyrettim bak. Ona da iyi şeyler yazmamıştın.
Gerçi onda böyle acı çekmedim, bir şekilde bitti.
Dur yazayım bari kritiğimi, seyredip seyredip çoğunlukla fikrimi kendime saklıyorum, ki sen kızıyorsun sahipsiz kaldı bu forum, yazanlar da sadece tek kelimelik kritikler yazıyor diye.
Önce tiplerden başliyim.
Bir kere 75'lik Sophia Loren'in güzelliği, yarı yaşına gelmemiş Penelope'ye şöyle okkalı bir tokat atacak kuvvette hala. Penelope pek şaftı kaymış gözüküyor bu filmde. Oscar adaylığı hakedecek ne yapmış diye de merak ediyor insan gayet estetiksiz iki dans sahnesinde poposunu sallamaktan başka? (Bu kadının gerçekten güzel gözüktüğü tek film Volver. Orada bakmaktan kendimi alamamıştım bak.)
Nicole Kidman, Demet Şener'e yaklaşmış. Dudaklarını bir boy daha büyüttüğünde birlikte vakvaklayabilirler
Marion Cotillard çok hoş, buğulu gözleri ve zerafetiyle hepsine fark atıyor ama Daniel amcanın tercihi buğulu gözler değil, koca dötler
Daniel Day-Lewis'i izlerken pardon dinlerken de insan bu adam şarkı söylemesin şöyle masal falan anlatsın dinliyim hissi oluyor, on dakikada yatışıp uykuya dalmazsanız problem sizdedir.
Filme gelince... Pek de bişey yok aslında. Sıkılmazsanız izleyin. Ben bir tek Fergie'nin olduğu bölümde sıkılmadım, bir de Marion acıklı acıklı my husband falan diye şakıdığında.
blueblue yazdı:
Filmi bitiremedim henuz. Daha 3.saniyesinde aglamaya basladim, seyrettigim kirkinci dakikaya kadar hep agladim. Filmde agir bir ajitasyon, duygu yogunlugu yok ama başından biliyoruz ya o kiz ölüyor, o guzel aile dağılıp paramparca oluyor durmadan agladim işte
Muzikleri de cok guzel.
Sonunu getirebilir miyim bilmiyorum. Papatya cayi, sakinlestirici ilac falan icmem gerekbilir
fragmani:
http://www.youtube.com/watch?v=ht9F_CIuWdY
--------
filmi bitirdim. isterse film en iyi goruntu yonetmeni odulunu alsin, isterse kah Van Gogh kah Dali tablolari tarzi sahnelerin başarısı alkışlansın, isterse kucuk kiz en iyi oyuncu oscarini alsin kimse bana bu filmi bir daha seyrettiremez.
butun bu dediklerimin hepsi hakkıdır bu filmin ama nefesim kesildi aglamaktan. bogazima yumru oturdu.
Allah yavrularimizi boyle kotu insanlarla karşılaşmaktan korusun.
Ay dur hızımı alamadım, buna da çiziktireyim birşeyler.
Öncelikle, yazının son satırı için kocaman bir Amiiin diyeyim, izlerken herşey bu kadar basit işte diye düşündüm, bir çocuğu istediğin yere çekmek çok kolay, allah karşılaştırmasın hiç bir zaman hiç bir yerde.
Filmi izledim, beğendim, bazı konularda -ama-larım falan var ama tek bir yere takıldım. Ben, ömrünüzde görüp görebileceğiniz en ağlak tiplerden biriyimdir. Birisine doğumgünü hediyesini verirken bile gözlerim dolar, acıklı filmlerin sonunda ise her saniyesinde içli içli ağlamaktan tam bir kurbağa görünümü alırım. Amma velakin, ben bu filmin sonunda, çok da hisli bulmama rağmen, tek bir damla yaş dökmüş değildim. Bu kısma kafam basmadı
Filmin türünü tam kestiremedim. Dram ama tam dram da değil. Fantastik öğeler bol, hatta çocuklar izlese tablo gibi renklere, görüntülere, tasvirlere hayran olacaklarına eminim ama çocuklara göre de değil film. Arada anneannenin sahneleri gibi bol komedi unsurlu bölümler de kullanılmış. Belki de beni böğürerek ağlama havasından çıkaran da bunlardır. Yönetmenin mahareti bu tabii ki. Bir de kızın o kadar sevimli bir yüzü var ki, ölmüş olduğunu bile bile gülümseyerek bakıyorsun her gördüğünde.
Oyunculara gelince, baba rolündeki odunumsu hariç iyiler. Bu adam maalesef yeteneksiz, film boyu fondötenli suratıyla bön bön bakması rahatsız ediciydi. Anne de bana göre çocuğunu yitirmiş birinin duygusunu tam verememişti veya için için çok güçlüyse de o gücünü tam gösterememiş de olabilir. Kız olağanüstüydü, gülümsedikçe içim açıldı, büyüyünce o nefis yüzünü ördeğe çevirmez umarım. Stanley Tucci de çok başarılıydı, önünde Cristoph Waltz gibi bir engel olmasa belki alırdı oscarı.
Helalinden bir 7 point veririm bu filme.
Ben ütü yapmaktan nefret ederim .O yüzden merak ettiğim bi filmi bulmuşum seyretmiyim de napim? Hem merak kediyi öldürür.Öleyim mi yani?blueblue yazdı:
bir kere başka bir filmi daha kötülemiştim, anci de hee seyrettim hakkaten kotuymus diye yazmisti. sakal birakmak zorunda kalacagim yakinda. ayol seyretmeyin kotu dedigim filmleri 1.5 saatte iki legen utu yaparsiniz daha hayırlı olur
Ayrıcana ,filmi seyrederek boyumun ölçüsünü aldım ,
ne güzel bi daha yaklaşmam böyle filmlere
Evet, izlerken gerildim, ama filmin ortalarında ne olduğu anlaşılıyor ve sonuçta sonuda belli oluyor, Orphan tadında, ama o kadar lezzetli değil:P
Tür : Gerilim / Korku
Yönetmen : Christian Alvart
Senaryo : Ray Wright
Görüntü Yönetmeni : Hagen Bogdanski
Müzik : Michl Britsch
Yapım : 2009, ABD / Kanada , 109 dk.
Oyuncular
Renée Zellweger (Emily Jenkins) , Jodelle Ferland (Lillith Sullivan) , Ian McShane (Detective Mike Barron) , Kerry O’Malley (Margaret Sullivan) , Callum Keith Rennie (Edward Sullivan) , Bradley Cooper (Douglas J. Ames)
Case 39-39. Dosya, 3 kez Oscar adaylığı elde eden, Soğuk Dağ'la Oscar ödülü kazanan Renée Zellweger’in aile hizmetleri dairesinin memuru Emily Jenkins’i canlandırdığı bir korku filmi.
Emily pek çok şey görmüş geçirmiş olduğunu düşündüğü sırada, 10 yaşındaki Lilith Sullivan onun en yeni ve en gizemli vakası haline gelir.
Anne-babası Lilith’i öldürmeye çalıştığında, Emily’nin en çok korktuğu şey doğrulanmış olur. Emily, Lilith’i kurtarır ve uygun bir bakıcı aile denk gelene kadar onu yanına almaya karar verir.
Esas dehşet de o zaman başlar...
Ayy ne guzel uzun uzun yazmissin. hep yaz boyle. penfriend olalim senle ister misinStanley Tucci de çok başarılıydı, önünde Cristoph Waltz gibi bir engel olmasa belki alırdı oscarı.
Helalinden bir 7 point veririm bu filme.
Stanley Tucci'nin gordugum yerde yuzune tukurmek istiyorum. Hani yillarca Erol Taş'ı sokakta dovmusler ya kotu adam oldugu icin işte Stanley de benim icin bundan sonra sırtına kanat taksa gene de bitmistir. Yani evet cok iyi oynamis