5. Sayfa - Toplam 6 Sayfa var BirinciBirinci ... 3456 SonuncuSonuncu
Toplam 53 sonuçtan 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.
  1. #41
    Üyelik Tarihi
    21 Aralık 2004
    Bulunduğu Yer
    kız kulesi...
    Mesaj
    3.518

    Re: bekar anne olmak

    NRY yazdı:
    Tılsım yazdı:
    Ben sadece anne ya da sadece babayla büyüyen çocuklara üzülüyorum(kimse alınmasın lütfen),2 yetişkinin birbirinin sonuna dek idare edebilmesini doğru bulmuşumdur her zaman,eğer kavga etmeye sebep aramaktysa taraflardan biri,her zaman çıkacaktır bir kavga nedeni..
    Evliliğimi kurtarmanın peşine düşerim dibine kadar..
    Gerçi ne insanlar var dünyada olgunlaşıp evlilik-çocuk yükünü taşıyamamış,bunun da idaresi zor olsa gerek
    neyse bekar anne olup evladını büyüttükten sonra yalnız kalma veya boşlukta kalma riski de benı hep düşündürmüştür...
    Yine de tek başına tüm yükü alıp,evlatlarını sorunsuz yetiştiren annelere tebrikler..
    dediklerinde haklısın..
    ama işte evlenince boşanmayı düşünmüyor kimsecikler..
    çocuğunu annesiz ya da babsız büyütmeyi de düşünmüyor istemiyor normal olarak..

    ayrılmak bazen bir kapris sonrası, bazen zayıflık, bazen öfke sonucu meydana gelebilir.
    ama ben şuna inanıyorum, hele ki çocuğu olanlar için, bir kadın yolun sonuna gelmemişse, tüm yolları denememişse, yeterince fedakarlık yapmamışsa boşanmıyor.
    sonunda kadar direniyor, dayanıyor ama artık yapacak birşey kalmadığını görünce bırakıyor savaşmayı.
    o süreçteki hem kadının hem çocuğun mutsuzluğu tahmin edilebilir elbette.
    sonrasında zaten hem çocuk hem anne bu baskıdan, stresten kurtulduğu için rahatlıyor, babayla da sağlıklı ilişki kuruluyorsa boşanmış olmanın ne kadar iyi geldiği görülebiliyor.

    ama elbette ilk düşünülecek şey, elden geldiğince aileyi birarada tutmaya çalışmak.
    ama olmuyorsa da olmuyor.
    direnmek zarar verir hale geliyor..

    nuraycım +1 diyorum

    cok nadırdır bana rahatlık battı bosanmak ıstıyorum dıyen kadın ozellıkle tr sartlarında...

    bosanmak cesaret, ozguven ısıdır,zaten herkes beceremez...

    cevremde cok fazla var yuzlerce kez dusunup bosanamayanlar...

    cevresının baskısından cekınıp el atından esını aldatanlar...

    dolayısıyla kangren olan evlılık bıtmesı gereklı... umarım anlatabıldım...

    ama şahsım olarak cok yakın arkadasım olmasına ragmen aılevı sorunlarının karsısında tavrım bosanmayı tavsıye etmemek tamamıyle kendı hur ıradesıne bırakıp etkılememek prensıbım...

    boşanma öncesınde sonuna kadar savasılmasından taraftarım...

    bırgun bıtersede vıcdan yapmazsın...rahat olursun benım gıbı...

    kendımle alakalı bosanma sonrasında tekrar aılemın yanına ve onların kurallarına donmek azap,lakın pısmanmıyım:asla ve kata...

    sevgıler

  2. #42
    Üyelik Tarihi
    25 Şubat 2002
    Bulunduğu Yer
    İstanbul
    Mesaj
    19.738
    Blog Girişleri
    13

    Re: bekar anne olmak

    özlem_i yazdı:

    kendımle alakalı bosanma sonrasında tekrar aılemın yanına ve onların kurallarına donmek azap,lakın pısmanmıyım:asla ve kata...

    sevgıler
    bu da çok önemli bir nokta..
    üstelik tek gidip bir ya da iki çocuklar geri dönmek, kurduğun düzenini kendi kurallarının dışında, evlenmeden önceki hayatına devam etmeye çalışmak da zor olmalı..
    ama tüm bunlara ragmen hala pişman olmamak da çok önemli..

  3. #43
    Üyelik Tarihi
    25 Şubat 2002
    Bulunduğu Yer
    İstanbul
    Mesaj
    19.738
    Blog Girişleri
    13

    Re: bekar anne olmak

    mer_ve yazdı:
    önceki zamanlarımı hatırlıyorum hep şikayetçi,mutlu olmayan,isyan eden bi tiptim
    ama şimdi öyle değil hergün için şükrediyorum şükürler olsun
    mervecim,
    zor zamanlarını atlatıp şimdi mutlu olduğun için seviniyorum

  4. #44
    Üyelik Tarihi
    25 Şubat 2002
    Bulunduğu Yer
    İstanbul
    Mesaj
    19.738
    Blog Girişleri
    13

    Re: bekar anne olmak

    melisoli yazdı:
    AMA...bir noktada hak verdim, artık herkes çok kolay boşanıyor ve herkesin sığındığı bir bahane oldu... "Sevgim bitti, evlilik monotonlaştı, sıkıldım o yüzden boşanıyorum" diyemedikleri için "zaten çocuk için böylesi daha iyi deyip çıkıyorlar" işin içinden... Ne yalan söyleyim şu yaşımda annem babam boşansa üzülürüm.

    Keşke bütün evlilikler başladığı heyecan ve aşkla sürse, ama olmuyor maalesef.
    sevgi bitip, evlilik monotonlaşınca ya da sıkılınca boşanmak, madden doygun olanların yapabileceği şey gibi geliyor bana..
    ki sanatçıların evliliklerinin uzun zürmemesi, sayıca cok olması da belki bu yüzden..
    kimseye eyvallahları yok..
    ama sıradan bir kadın hele ki ev kadınıysa ve cocukluysa o kadar kolay olmaz boşanmak..
    kadın bu durumda kendisini feda edebiliyor belki..
    ya da feda etmek degil de..
    yine cocuk için kalmak bu,
    sakinse ortalık, adam iyiyse, büyük sorunlar yaşanıp cocuklara yansımıyorsa kadın kalıyor..
    aşk, monotonluk vs kendiliğinden son sıralara geçiyor belki..
    odak çocukların huzuru oluyor..
    çok kadın var bu şekilde sürdüren..


  5. Re: bekar anne olmak

    Suzancim tabi zor ya da kolay olmasi bence anne babanin bosanmadan sonraki iliskisine, sosyo ekonomik kültürel birikime, cocugun yasina vs göre degisir.

    Benim ex esim cok yardimci olur. Leo 7 gün bende 7 gün onda. Resim atelye aksamlarim onda. Onun spor aksamlari bende.
    Gectigimiz sali aksam, Leo'ya bu pazar günü yapacagimiz dogum günü partisi icin michael Jacksson kiyafetleri almaya Zurih sehir merkezine gittik, ex koca telefon etti ben de sizinle alisveris yapmaya geleyim dedi. Leo o gün düsmüs gözünü yaralamis, o sebepten onu da görmeden uyuyamaz biliyorum, ben de ok dedim.

    ücümüz beraber alisveris yaptik. Aylik nafaka veriyor ya bir kurus ödemedi (bu adamin da para konusundaki cimriligi cok gicik) ama ne olursa olsun güzel bir aksam gecirdik. Leo da ikimizin elini tutup yürümeyi o kadar özlemis ki ikimizin elini tutup ortada yürüdü. Arada durup durup ellerimizi alip yüzüne sürüyor. babasina tesekkür ediyor bizimle alisverise geldigi icin. bir bana sariliyor bir babasina, Ikinizi de cok seviyorum diyor. Tabi oglumun bu duygusal hallerini görünce gözümde bir iki yas birikmedi degil.

    Leo gibi bosanmis aile cocuklari, bosanmamis arkadaslarinin her zaman el ele anne babalarinin ortasinda yürüdüklerini, gülüp eglendiklerini falan saniyorlar ve onlara özeniyorlar.
    Ama evli ailelerin cogu bana büyük bir mutluluk tablosu sergilemiyor. Bazen düsünüyorum, bu sitede bile kocasiyla yasayan evli kadinlarin yarisinin anne-baba-cocuk iliskileri bizim bosanmis ailemizden daha kötü.
    Ben bu ailelerin nesine özeneyim?

    Bir de yalnizlik konusunda yorumum olacak. Bir kadin bir erkege yalnizligini gidermek icin ihtiyac duyuyorsa bu zaten cok da saglikli degil. Nasil evli insanlar bazen iki kisi olmaktan bunalir uff su evde bir kafa dinleyemedim diye dert yanarlarsa yalniz insanlar da bazen uff yalnizliktan bunaldim, simdi biri olsa ne güzel olur derler. Ama yalniz yatagina serile serpile yatmak, kendi basina arkadaslarla program yapmak, bir bira icip is arkadaslariyla sohbete kalmak icin evi aramak zorunda kalmamak da güzel yahu. Ikisinin de artisi eksisi var. Bundan sonra, ben cok asik olur onsuz yasayamam dersem belki bir erkekle tekrar beraber yasarim, yoksa ben ileride de uzun süreli bir iliskiyi dahi biraz mesafeli yasamayi istiyorum. Kendi özgürlüklerimi kismadan. Güzellikleri paylasarak ama birbirimizin alanini daraltmadan..

  6. #46
    Üyelik Tarihi
    25 Şubat 2002
    Bulunduğu Yer
    İstanbul
    Mesaj
    19.738
    Blog Girişleri
    13

    Re: bekar anne olmak

    Deniz.. yazdı:
    Ikisinin de artisi eksisi var. Bundan sonra, ben cok asik olur onsuz yasayamam dersem belki bir erkekle tekrar beraber yasarim, yoksa ben ileride de uzun süreli bir iliskiyi dahi biraz mesafeli yasamayi istiyorum. Kendi özgürlüklerimi kismadan. Güzellikleri paylasarak ama birbirimizin alanini daraltmadan..
    yeri geldi yine..


    demiştim, yine diyorum, hep diyeceğim

    EVLENMESEK

    Ya da evlensek de ayrı evlerde yaşasak?

    Teoride kulağa, en azından benim kulağıma, hoş geliyor ama pratikte uygulamak zor
    tabii ki. Realist olmaya zorlanırsam öyle...

    Al işte, sorulara başladınız bile!

    Nasıl yani? Evleneceğim ve kocamla ayrı evlerde mi yaşayacağım?

    Güzelim, nerede bizde o para iki ev açacak? Bir tanesini kuralım derken ruhumuzu teslim edeceğiz neredeyse...

    Hem ben, kocam hep yanımda gözümün önünde olsun isterim, ben onu özlerim, kıskanırım, merak ederim!


    Yaşlanınca yanımda kimse olmayacak mı?


    Ya çocuk?
    Haa, bu son iki soruya ben bir şey diyemeyeceğim. Bunlar tamamen kişisel tercihler olacaktır.

    Aynı evde yaşamayacaksak niye evleniyoruz o zaman?
    E ben evlenin demiyorum ki zaten. Evlenmeyin.

    Aynı evde yaşamanın yıllar sonra ne anlama geldiğini anlayacaksınız zaten. Yaşayınız, görünüz. Onca örnek gördüm ben... İkna olmuş durumdayım. Aynı evde olmak ilişki için çaba harcamama hissiyatını da getiriyor. Hani hep yakınmaz mı kadınlar, "kocam eskiden şöyle düşünceliydi, şöyle romantikti, şimdi başka biri oldu" diye.
    Niye? E artık yanındasın. Ne için çaba gösterecek? Yanında kal diye mi? Sen zaten razısın yanında kalmaya. Yanında olma. İçinde ol ama yanından uzak dur. Bak ne oluyor? Ama şimdi değil, evliyken değil. Evlenmeden. Evliyse insan, alışıyor birlikteliğe. Birliktelikten çok, alışkanlıklarına alışıyor aslında...

    Aşağıda ayrı evlerde yaşayan iki kişi var... Mutlu, keyifli, bekâr.
    Biri kadın, biri erkek.
    Kendilerine ait birer yaşamları var.
    Kendi sessizlikleri.
    Kendi sesleri.
    Kendi televizyon kumandaları.
    Kendine ait yemeksiz ya da yemekli buzdolapları.
    Kimse karışmıyor.
    Kimse hesap sormuyor.
    Kimseye hesap vermek zorunda değiller.
    Kimse kimseden sorumlu değil.
    Herkes kendine ait yaşam alanında, yaptığı her ne ise, diğerini rahatsız ediyor olabileceğini düşünmeden, ne istiyorsa onu yapıyor.
    İşten yorgun geldiğinde kimse için bir şeyler yapmak durumunda(!) bırakılmıyor.
    ”Dönüş saati” sorunu yaşamadan, istedikleri zaman istedikleri yere gidebiliyor, gittikleri yerden istedikleri saatte dönebiliyorlar.
    Klozet kapağı kafasına göre takılıyor, diş macunu şekilden şekle giriyor hiç sorun yaşamadan.
    Evini istediği gibi dekore edebiliyor. Beğenmediği hiç bir şeyi sırf diğeri beğendi diye eve alıp koymak zorunda değil. Zevk hep kendi zevki...
    Duvarlar renk renk olabilir, koltuk ya da TV olmayabilir. Nasıl istiyorsa öyle!
    Ev çok temiz ya da çok dağınık ve pis olabilir. Her iki durumda da mutludur ya, budur aslolan.
    Neticede bu iki güzide insan, âşık olduklarında evlenerek bir de aynı evde yaşamayarak, birbirlerine ömür boyu mahkûm edilmiyorlar.

    Bu iki özgür ruhun aşk yaşıyor olması, ibrenin hep yukarıda olmasını, adrenalin ve seratonin’in hep zirvede dolaşmasını sağlayabilir. Ayrı ayrı evlerde, birbirine özenle, demiştim ya ilk yazımda “birbirine keşfedilecek kıtalar bırakarak, sınır ihlalinde bulunmayarak”, hem kendi varlıklarını hem de sevgilinin varlığını hoş tutarak şiirsel bir seremoniye dönüşebilir.


    Ama heyhat! Eros’un evlilikten sorumlu okçuları boş durmaz, bu iki aklı başında insan, bir kâinat dolusu insanın yaptığı gibi iki tane oka teslim olur! Âşık olur ve deliler gibi aynı evde yaşamak için istek duymaya başlarlar. Eros bence aşk büyüsünün dozunu fazla kaçırıyor bu türlü durumlarda!
    Keşke ben de mitoloji kökenli biri olsaydım. Evlenmeme ve aynı evde yaşamama büyüsü yapardım oklarımla...
    Eros kadar namım olurdu kesin!

    Eros’un oklarındaki aşk büyüsü kana karıştığı an göz gözü görmez... Aşk resmi olarak başlamıştır artık. Bu resmiyet bütün samimiyetiyle devam eder bir süre... Devamlılığı sağlanmışsa başarıyla, iş daha da resmileşir. Aileler girer araya. Ciddi ciddi “oğlum, sen kızımı seviyor musun gerçekten? Niyetin ciddi mi?” der baba ya da anne. Al işte dakika bir gol bir, aileyle tanışıldı ve aşk sınava girdi!
    Aşk daha sonra ne sınavlardan geçecek, tabii haberiniz yok...

    Aile badiresi atlatıldıktan sonra evlilik hazırlıkları kıyametine geliyor sıra...
    Nüfus dairelerinin koridorlarında, elinizde kâğıtlar koşturup duruyorsunuz. O hastane senin, bu muhtarlık benim sağlıklı olduğunuzun, evlenebilir model olduğunuzun kanıtlarınızı topluyorsunuz.

    Ev hazırlıkları yapıldı daha önce. Bu konudaki maddi manevi yıkımlardan söz etmeyim. Kaç milyonlar harcadınız aşk yuvanızı inşa için. Alınacaklar listesini sıfırlamak için ne kadar ter kaybettiniz, ne ben sorayım, ne siz söyleyin.

    Hadi bütün resmi ve gayri resmi engellerden geçtiniz. Nikâh memurunun beklediği tek cevabı “evet” i de söylediniz sonunda!
    Çok geçmiş olsun size...

    Hayatınızın aşkıyla evlendiniz değil mi? E, evet evleninceye kadar öyleydi. Yok, iyimser olalım canım, evlendikten uzunca bir süre sonraya kadar da o sizin hayatınızın aşkıydı.
    Peki, şimdi ne oldu? İki çocuğunuz mu oldu? Eh Allah bağışlasın... Sonra ne oldu? Hayatınızın aşkı, hayatınızın anlamına mı dönüştü? Merkezde mi? Kıskanıyor musunuz? A neden ki? O size âşık ama... Artık eskisi gibi ilgilenmiyor mu? Başka birine ilgisi olabilir diye içiniz içinizi yiyor ve kıskançlık krizlerine giriyorsunuz. Hımm...
    Anlıyorum, kaç yıl olmuştu evleneli? On? Onbeş? Henüz beş mi? E ne çabuk ayol! Bu kadar zamanda biter mi aşk? Yerini kıskançlığa bırakır mı? Evet, biliyorum, ilgisizliğin olduğu yerde kıskançlık başlar. Ama bakmayın siz, o sizinle ilgilenmiyor gibi görünse de hayatındaki tek kadın sizsiniz. E evlenmeden önce söylemiyor muydu size “hayatımın kadınını buldum ben” diye! E var yanında bi tane, başkasına ne bakacak?

    Rahat olun siz rahat. Gidin yemeğinizi yapın, evinizi temizleyin, çocuklarınızla ilgilenin. Siz ev işleri yaparken moral motivasyonunuzu bozmuş gibi olmayayım ama şöyle bir şey var; sanırım ama biraz eminim ki, aşk evliliğinizin içine kaçtı! Söylemeden edemedim kusura bakmayın. Ama ben kötüydüm hatırlayın.
    Aşkın peşinden koşup onu kışkışlayan sebepleri bana söyleyemediniz, cesaretiniz yok ama ben biliyorum zaten... Yazının başlarında yazmıştım aşkın ayrıyken nasıl yaşandığını... Ama kime dedik? Koşa koşa gidip evlendiniz.
    Evliliğin benim yazdığım ve yazılı olmayan, ilişkilere özel birçok sebepten harika bir “ love killer” olduğunu ancak yaşayıp görecektiniz değil mi?
    Evet, aşkınız öldü, başınız sağ olsun. Hayat zaten gerçekleri kabul etme sanatı. Siz de usta bir sanatçı oldunuz bu son gerçekle!

    Hayatın başka gerçekleri de var elbet. İşte iki tanesinin altını çizerek bitiriyorum...

    Ayrı yaşayıp, Eros’un okları hep popolarında dolaşan çiftlerden de olabilirsiniz. Birbirine her daim özen gösteren, hayatının merkezine almayan, hem onunla hem onsuz mutlu olabilen, heyecanlı, romantik, aşklı bir ilişki de yaşıyor olabilirdiniz. Ama hayat bu gün gelir bu aşk da biterdi binbir sebepten. Okun ucunda garanti belgesi de yok ya, “ayrı kalın, sonsuz olacak aşk” diye. Ayrı evlerin aşkı da biter gün gelir.
    Ama evliliğin adı temiz kalırdı hiç değilse.
    Evliliği katil bellemezdi kimse.

    Son gerçeğim:
    Evliliği aklayan, aynı evde yıllarca aynı yüzü görmesine rağmen ilk başlardaki gibi kalp ritimsizliği yaşayan, ne onunla ne onsuz kangrenine yakalanmadan, “hep onunla” mutlu olabilmeyi başaran, beden ve ruh yaşlansa da aşkları cenin kalan evlilik aklayıcı çiftler de var...
    İşte onlar şanslı azınlıktır.
    Onlar diğer yarılarını bulmuş, seçilmiş insanlardır.

    Siz yine de riske etmeyin hayatınızı...
    Evlenmeyin ya da evlenin de aynı evler de yaşamayın...
    “Olmaz öyle şey, aşk öyle de biter böyle de. Bitecekse biter. Ayrı evlerde yaşamak da nesi? Hangi ülkedeyiz bilmiyor musun?” diyorsanız…
    Bana “ben demiştim” deme zevkini bahşedeceksiniz.

    Ben kötüyüm ya...
    “Ben demiştim” derken rahmetli Erol Taş gülüşünden kaçamayacağım...
    Nihoaa... nihaaa... nihoohaaaaa!!!

    Nuray

  7. Re: Deniz'e

    [quote]
    Deniz.. yazdı:


    Benim ex esim cok yardimci olur. Leo 7 gün bende 7 gün onda. Resim atelye aksamlarim onda. Onun spor aksamlari bende.
    ]

    Deniz bu bende şok etkisi yarattı.Yani Leo ikinizde de eşit sürelerle mi kalıyor? Boşanırken konuştuğum uzman pedagog nasıl bir insanın anadili olması gerekirse,mutlaka bir de burası benim esas yerim diyeceği yuvası olmalı demişti.Tabi bu demek değil ki babasında kalmasın,ama tam olarak eşit kalması çocukta yuva kavramını şaşırtacak.
    Elbet tüm yükün annede olması oldukça zorlayıcı yani düşünüyorum da ohh bir hafta babada bir hafta bende kalsaydı(üstelik yakın da sayılırız) bir yığın zamanım olurdu.Amma Mert için kafa karışıklığı olurdu,hele ki okul döneminde...Bir daha bu konuyu düşün istersen...
    Sevgiyle...

  8. #48
    Üyelik Tarihi
    09 Ocak 2004
    Bulunduğu Yer
    Manisa/Türkiye
    Mesaj
    4.386

    Re: bekar anne olmak

    Nuraycığım bende kadının kesin karar verebilimesiyle alakalı görüyorum bunu.Maddi durumu ne kadar güzel olursa olsun maalesef bağımlı yaşayan kadınların babayla çatışmaları suçlamaları ya da suçlu gösterme çabaları çocuğu ikleme düşürebiliyor.
    Nice kadın istemi dışında dul kalabiliyor eşi ölüyor yada ortadan kayboluyor ayakları yere sağlam basan ya da duygusal dengesini koruyan bir kadın her zorluğu kabullenir ve aşmaya çalışır diye düşünüyorum.
    Sevgiler.

  9. #49

    Re: bekar anne olmak

    NRY yazdı:
    sevgi bitip, evlilik monotonlaşınca ya da sıkılınca boşanmak, madden doygun olanların yapabileceği şey gibi geliyor bana..
    Orası öyle... Ama günümüzde çok sayıda çalışan kadın var. Boşanmaların bu kadar çok artmasının sebeplerinden biri de bu bence...

  10. Re: Deniz'e

    esragülsün yazdı:
    Deniz.. yazdı:


    Benim ex esim cok yardimci olur. Leo 7 gün bende 7 gün onda. Resim atelye aksamlarim onda. Onun spor aksamlari bende.
    Deniz bu bende şok etkisi yarattı.Yani Leo ikinizde de eşit sürelerle mi kalıyor? Boşanırken konuştuğum uzman pedagog nasıl bir insanın anadili olması gerekirse,mutlaka bir de burası benim esas yerim diyeceği yuvası olmalı demişti.Tabi bu demek değil ki babasında kalmasın,ama tam olarak eşit kalması çocukta yuva kavramını şaşırtacak.
    Elbet tüm yükün annede olması oldukça zorlayıcı yani düşünüyorum da ohh bir hafta babada bir hafta bende kalsaydı(üstelik yakın da sayılırız) bir yığın zamanım olurdu.Amma Mert için kafa karışıklığı olurdu,hele ki okul döneminde...Bir daha bu konuyu düşün istersen...
    Sevgiyle...
    Evet bu benimde sorunumdu ve David'e cok kere söyledim. Ama david bu sartla olmazda bosanmam diye sorun cikardi. Halen de bende 3-5 gün fazla kalsa sorun yapiyor hemen gelecek ay 3-5 gün fazla kendisi aliyor.

    Bu konuyu tekrar konustum onunla. Cocuk kendini güvende hissetmez falan diye. Bir iki kere aylik günlerini bana 18 kendine 12 falan gibi olmasina izin verdi.

    Ben de seninle ayni fikirdeyim ama ex koca bu konuda cok diretmeci..

Benzer Konular

  1. HER ANNE ASLINDA BEKAR DEĞİL Mİ?
    Konuyu Açan: DURUCUM, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 32
    Son Mesaj: 01 Eylül 2009, 15:32
  2. sitemizde kimler Bekar Anne? veya boşanma davalı anne
    Konuyu Açan: Bizanslı, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 38
    Son Mesaj: 30 Ocak 2007, 09:57
  3. kimler bekar? niye bekar?
    Konuyu Açan: NRY, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 34
    Son Mesaj: 29 Eylül 2006, 15:51
  4. Mutlu Anne Baba Olmak= Mutlu Çocuk Olmak
    Konuyu Açan: cigdem_kocaman, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 18
    Son Mesaj: 13 Şubat 2004, 10:57
  5. Cevap: 6
    Son Mesaj: 23 Ekim 2003, 14:35

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Dosya Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
 
 

Bu site Lidya.Net tarafından hazırlanmış ve yayınlanmaktadır © 1998-2012. Bu sitede yayınlanan yazılar, kaynak ve yazarı belirtilmek kaydıyla kullanılabilir.
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren AnneCocuk.com adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan ve yazdıkları yazılardan kendileri sorumludur.
AnneCocuk.com ile ilgili yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkinden iletişime geçildikten sonra en geç 2 (iki) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve size geri dönüş yapılacaktır.