[size=large]Bayildim buna [/size]
[size=large]Bayildim buna [/size]
Aksyon filmlerini çok sevmem, eşimin hatırına seyrettim.
Bu tarz filmleri seviyorsanız tavsiyemdir.
Tür : Aksiyon
Gösterim Tarihi : 26 Aralık 2008
Yönetmen : Olivier Megaton
Senaryo : Luc Besson
Yapım : 2008, Fransa , 100 dk.
Oyuncular
Robert Mark Kamen , Jason Statham (Frank Martin) , Natalya Rudakova (Valentina) , Natalya Rudakova (Valentina) , François Berléand (Tarconi) , Robert Knepper (Johnson) , Jeroen Krabbé (Leonid Vasilev)
“Transporter 3”te Frank Martin’i, Marsilya’daki Ukrayna Çevre Koruma Ajansı Başkanı Leonid Vasilev’in kaçırılan kızı Valentina’yı Ukrayna’ya götürme görevini almış buluruz.
Valentina’yı alıp Stuttgart ve Budapeşte üzerinden Karadeniz kıyısındaki Odessa’ya götürmekle yükümlüdür. Yolculuk sırasında Müfettiş Tarconi’in yardımını alan Frank’i sayısız zorluklar beklemektedir.
Bir yandan bu işi alması için baskı yapan insanlarla uğraşırken bir yandan da Vasilev tarafından gönderilen ajanlarla başa çıkmak zorundadır. Sürekli alaycı tavır takınan Valentina’nın işbirliği yapmaktan uzak havası da işini zorlaştırır.
Hayatlarını tehdit eden birçok saldırıdan kılpayı kurtula kurtula kaçmaya çalışan Frank ile Valentina kısa sürede birbirlerine aşık olacaklardır.
Bu filmi bende cok begenmistim. Arkidisde goz zevkime hitap etmisti.shushu yazdı:
2006 yapım bu film kesinlikle tavsiye edilir, filmde oynayan Josh Hartnett daha önce Pearl Harbor filminden tanıyoruz, göz zevkinizede hitap ediyor Film'in sonu çok iyi!!!
Tür : Polisiye / Gerilim / Dram
Gösterim Tarihi : 21 Nisan 2006
Yönetmen : Paul McGuigan
Senaryo : Jason Smilovic
Görüntü Yönetmeni : Peter Sova
Müzik : J. Ralph
Yapım : 2006, ABD , 109 dk.
Oyuncular
Josh Hartnett (Slevin) , Stanley Tucci (Brikowski) , Ben Kingsley (Rabbi) , Bruce Willis (Bay Goodkat) , Morgan Freeman (Patron) , Lucy Liu (Lindsey) , Kevin Chamberlin (Marty) , Oliver Davis (Henry) , Victoria Fodor (Helen) , Sam Jaeger (Nick)
Suç dünyasında hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değildir. Özellikle de Slevin’ın bulaşmış olduğu suç dünyasında.
Sevgilisi tarafından aldatılan, evinden atılan, üstüne üstlük bir yankesiciye kimliğini kaptıran Slevin, Los Angeles’ın bunalımlarından bir süre de olsa uzak durabilmek için New Yorklu arkadaşı Nick Fisher’dan dairesinin anahtarını ödünç alır. Oysa ki New York terk ettiğinden çok daha belalı bir şehirdir.
Bir dönem ortak ancak nihayet düşman olan iki mafya babası, Patron ve Haham, Büyük Elma’yı ikiye bölmüş ve suç dünyasını parsellemişlerdir. Ancak oğlunun intikamını almaya niyetli olan Patron, Haham’ın oğlunu öldürtmek için bir kiralık katil tutar.
Katilin planı daha da basittir. Patron’a borçlu birini bul, adamı öldürt. En kolay yem Nick Fisher’dan başkası değildir.
Bu aralar pekçok film kiralayıp seyrettim.
Eski günlerdeki gibi...
Belki seytrettiklerim daha önce yazılmıştır bilmiyorum ama ben sevdiklerimi yazayım istedim
Milyoner filmi cidden çok hoştu.
O çocuğun hayatı beni hem güldürdü hem de hüzünlendirdi.
Filmin Özeti:
Jamal Malik Mumbai'nin gecekondu mahallelerinden birinde yaşayan 18 yaşında bir yetimdir. Hindistan'da katıldığı bir bilgi yarışmasında 20 milyon rupe kazanmasına sadece bir adım kalmıştır.
Şovun o gecelik bitmesinin ardından Jamal, eğitimsiz olan birinin bu kadar büyük başarıyı ancak hile yoluyla gösterebileceğinden şüphelenilip tutuklanır. Ama yarışmadaki her sorunun cevabıyla o gece Jamal'ın inanılması zor gerçek hikayesi ortaya çıkacaktır. Fakat sadece bir soru gizemini korur...
Bay Evet,Jim Carrey'den hiç hoşlanmam ama güzel denildiği için seyrettim.Konusu gerçekten çok hoştu.
Her şeye evet diyerek ancak bu kadar mutlu olunabilir
Kaderini evet diyerek çizdi ve mutlu oldu adam
Denemek lazım
Herşeye Evet - Yes Man’de Jim Carrey, kendi kendine yardım programına yazılan Carl Allen adlı bir adamı canlandırıyor. Söz konusu program tek ve basit bir ilkeye dayanmaktadır: Her şeye evet demek. İlk başta, evet gücünü açığa çıkarmak Carl’ın hayatını inanılmaz ve beklenmedik biçimlerde değiştirir, ama çok geçmeden anlar ki hayatını sonsuz olasılıklara açmanın bazı olumsuzlukları da olabilmektedir
Ve Avustralya...
Hoş bir aşk filmiydi.
Son sahnelerinde gözlerim nemliydi...
Oyuncular Nicole Kidman, Hugh Jackman, David Wenham, Brandon Walters, Ray Barrett
Filmin Konusu
İkinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde geçen bu romantik macerada Nicole Kidman, çok uzaklardan ve bambaşka bir kültürden gelen İngiliz aristokrat “Lady Sarah Ashley” olarak karşımıza çıkıyor. Kendisine miras kalan toprakları almak için gelen Lady Sarah, bölgenin yerlilerinden olan sert mizaçlı ve bir o kadar da kaba olan Drover (Hugh Jackman) ile aynı safta yer almak istemese de buna mecbur kalır. Bulundukları yerden milllerce uzakta olan bu dünya harikası toprakalara varabilmek için uzun bir yol kattettikten sonra Darwin isimli bu şehrin Pearl Harbor’a saldıran Japon kuvvetleri tarafından bombalandığını öğrenirler. Zarif ve kaba; yerli ve şehirli; inat ve tutku, aşk ile savaş arasında incelikle örülmüş bu hikaye izleyenlerin aklına kazınacak!!!
Çok ama çok beğendiğim bir film Sahtekar.
Ve seyrederken yapılan haksızlıklara,zulme inanamadım.
Şiddetle tavsiye ediyorum.
Yer: Los Angeles, yıl: 1928. Bir cumartesi sabahı her zamanki gibi işine gitmeye hazırlanan Christine oğluna “hoşçakal” dedikten sonra evden çıkar. Akşam işten eve döndüğünde oğlu evde değildir. Çocuğu arama çalışmaları bir türlü sonuç vermez. Aylar sonra Christine’nin dokuz yaşındaki oğlu olduğunu iddia eden bir çocuk çıkagelir. Polislerle gazetecilerin telaşlı koşuşturmacası arasında duygu karmaşası yaşayan Christine, çıkagelen çocuğun bir gece kendisiyle birlikte evde kalmasına izin verir. Ancak kalbinin derinliklerinde bu çocuğun kendi oğlu Walter olmadığını bilmektedir.
Kaliforniya eyaletinin yasal sistemini sarsan gerçek bir olaydan yola çıkan “Changeling”, oğlunu bulmaya çalışan bir anne ile onu susturmak için elinden geleni ardına koymayan devlet yetkililerinin şok edici öyküsünü anlatır
Son Umut: Feci ötesi bir filmdi.
Asla vakit kaybetmeyin derim,çok sıkıldım izlerken çoook.
Konusu iyiydi ama kurgu berbat.
Konusu
spoiler Hikaye 2027 yılında Londra'da başlamaktadır. Theo Faron geleceğin bu dağılmış dünyasında kendi halinde yaşayan bir adamdır. Dünya'da büyük yıkımlar yaşanmış ve en sağlıklı kalmış yer olarak İngiltere göze çarpmaktadır. Bu nedenle ülkeye her yerden ciddi bir mülteci akını olmuştur. Ayrıca kısırlık dünyanın üstüne bir felaket olarak çöreklenmiş ve yaşayan en genç insanların yaşı 18 civarına çıkmıştır. Theo'nun eski eşi Julian bir gün onunla konuşmak ister. Julian şehirde yer alan terörist örgütlerden birinin başıdır. Amaçları mültecilere yardım gözükmektedir. Theo'dan ellerindeki iki mülteciyi liman şehri Bexhill'e götürmek için izin kağıdı çıkarmada yardımcı olmasını ister. Kuzeni hükümet için çalışan Theo para karşılığı bu işi kabul eder. İzin kağıtlarını alıp arabayla yola çıktıkları sırada bir başka çetenin saldırısına uğrarlar ve Julian ölür. Theo diğer mültecilerle birlikte çetenin karargahına gider. Burada mültecilerden Kee'nin hamile olduğunu öğrenir. Bu bir mucizedir ve amacın onu "İnsan projesi" denen bir gruba yetiştirmek olduğu belli olur. Ancak bu arada gece eve gelen kişiler onlara saldıran kişlerdir. The konuşmalarını gizlice dinler ve Julian'ın bilerek öldürüldüğünü görür. Kee ve diğer mülteciyi alarak kaçar. Arkadaşı Jasper'ın evinde saklanır ve dinlenirler ve gidecekleri yol için yardım alırlar. Çete onlar evden ayrılınca Jasper'ın evine ulaşır ve onu da öldürürler. Bexhill'de ki mülteci kampına kadar ulaşırlar. Bu arada doğum gerçekleşir ve bir kız çocuk dünyaya gelir. Onu korumak için bir an önce proje gemisine ulaşmalıdırlar. Çetenin de Bexhill'e ulaşması ile ordu, çete ve mülteciler arasında şiddetli çarpışmalar başlar. Uzun süren kovalamacalar ve gerilimli kaçışlar sonucu anne ve çocuk gemiye ulaşır ancak Theo ölür
Gündemdeki konulara tam uygun bir film geldi aklıma
Hugk Kackman ve Ewan McGregor'lu Deception
İlginç bir hikayesi var; birbirlerini tanımayan ve kalburüstü tabir edilen kimselerin üye olduğu bir grup listeye tabi olarak birbirlerini arar ve sadece "bu gece müsait misin" diyerek karşısına kim çıkarsa birlikte oluyorlar.
Birbirlerine özel telefonlarını vermeleri yasak ve dolaysıı ile kimse kimseye bağlanamdan "aha buna kaş göz ettin" demeden ihtiyacını giderip çıkıyor ilişkiden.
Velhasıl işler biraz değişiyor...izleyin ve görün.
İzlemiştim bu filmi.medip yazdı:
Gündemdeki konulara tam uygun bir film geldi aklıma
Hugk Kackman ve Ewan McGregor'lu Deception
İlginç bir hikayesi var; birbirlerini tanımayan ve kalburüstü tabir edilen kimselerin üye olduğu bir grup listeye tabi olarak birbirlerini arar ve sadece "bu gece müsait misin" diyerek karşısına kim çıkarsa birlikte oluyorlar.
Birbirlerine özel telefonlarını vermeleri yasak ve dolaysıı ile kimse kimseye bağlanamdan "aha buna kaş göz ettin" demeden ihtiyacını giderip çıkıyor ilişkiden.
Velhasıl işler biraz değişiyor...izleyin ve görün.
Belki buraya bile yazdım,hatırlamıyorum.
Güzel bir filmdi Meriç'çim.