Sormuşlar bilgine; "HAYAT nedir?" diye...
Demiş ki bilgin: "İki yönlü bir yol devam eder bilinmeze.
Sen görmezlikten gelsen de, vardır bir yoldaş her köşesinde. Bazen çıkarsın zorlukla dar bir yokuştan; bazen de aşarsın
dertleri, sanki uçuyormuş gibi inersin oradan."
..... Bu kez, "Peki SEVGI nedir?" diye sormuş bu sefer Bilgin de demiş ki:
"Kalbine sığmayacak kadar geniş.
Dedikodusunu yapamayacağın kadar temiz.
Kokusunu alamayacağın kadar uzak ve hayal edemeyeceğin kadar yakındır."
"Ya KORKU nedir?" diye atılmış bir diğeri...
"Bir yağmur damlasındaki barut kokusu.
Belki de saklanılan bir hayal yontusu.
Ya bir miniğin haykırışı... Ya da yüreği yaralı bir kuşun feryadı."
"Peki ya UMUT nerededir?" diye sormuş bir
başkası.. "Bilinmezde değildir, bilirim yerini" demiş bilgin, kaygılı ve tasalı.
"Aradın boşuna her yeri, ama unuttun en kolay yeri besbelli." Bunu derken işaret etmiş, insanın en derinden yaralanan yerini,
yüreğini.
"Peki DOST kimdir?" diye sormuş biri...
Ve demiş ki bilgin: "Paylaştın mı sevgini, korkunu, ümidini ve yenilgini? Verdin mi desteğini, sordun mu halini? Yolladın mı yüreğini, ağladın mı onun gibi?
Hissedersin dostluğu işte o zaman.
Karşılığı olmadan verilmez yürekteki sevgi.