ASTRONOT
> Dallas'daki NASA uzay üssünde, üs komutanı,
> George ve Bob adındaki astronotları yanına çağırıp,
> ertesi gün çıkacakları Mars yolculugu hakkında son
> talimatlari verir ve bu zor yolculuğun öncesinde
> uyumak üzere evlerine gitmelerini söyler. Her iki
> astronot da, talimata uyup evlerine giderler. George
> tam uyumak üzereyken telefon gelir. Arayan Bob'dur.
> "Alo, George. Ben Bob. Uyudun mu?"
> "Henüz degil."
> "Ben çok heyecanlıyım. Uyku tutmadi. Sana da
> uyarsa, benimle birlikte içmeye ne dersin? Uzun süre
> içki içemiyeceğiz..."
> "Ok."
> Bir saat sonra George ve Bob buluşurlar, bir
> bara girip içki söylerler. Barmen tam içkiyi
> verirken ikisine de dikkatlice bakar.
> "Hey men. Sizi tanıdım. Yarın Mars'a gidecek
> astronotlarsınız. Size içki verdiğim ortaya çıkarsa
> bir daha Dallas'ta ekmek yiyemem ben. Kusura
> bakmayiı."
> George ve Bob barmenle tartışmalarina ragmen o
> barda içki içemezler. Başka barlarda şanslarını
> denerler; ama TV programlarını sürekli izleyen
> barmenler onlari her seferinde tanirlar ve içki
> vermeyi reddederler. Marketlerde kapalıdır. Tam eve
> dönmeye karar verdiklerinde Bob'un aklina bir fikir
> gelir.
> "Yahu George'cuğum. Bizim uzay roketine
> koydukları yakıtın kokusunu hatırlıyor musun. Ayni
> viski gibiydi. İstiyorsan ondan içelim."
> Birlikte uzay üssüne girerler. Kontrol etmek
> bahanesiyle yakıt tankının yanına gelirler. Kimse
> şüphelenmez. Onlara güvenmeyip te kime
> güveneceklerdir ki zaten. Ertesi sabah füzeye
> binecek olanlar onlardır. George ve Bob yakıt
> tankından aldıkları yakıttan birer kadeh içerler;
> sonra da evlerine giderler. George tam uyumak
> üzereyken telefon çalar. Arayan yine Bob'dur.
> "Alo George. Yine ben. Rahatsız ettim ama
> kusura bakma. Sana birsey sormak istiyorum. Karnın
> ağrıyor mu?"
> "Evet Bob. Hem de cok."
> "Peki. O zaman sakın gaz çıkarayım deme. Ben
> seni TOKYO'dan arıyorum..."
>
>