122. Sayfa - Toplam 652 Sayfa var BirinciBirinci ... 2272112120121122123124132172222622 ... SonuncuSonuncu
Toplam 6520 sonuçtan 1.211 ile 1.220 arasındakiler gösteriliyor.
  1. #1211

    Re: Toplasin Lost cetesi toplasin toplasiiin onemli :-)

    shushu yazdı:
    Çoğunuz hastane odasında Michael’ın yanında yatan hastanın Alvar Hanso’ya ne kadar benzediğini de fark ettiniz mi??? (alıntıdır, ben farketmemiştim).

    [img align=left]http://www.annecocuk.com/modules/xcgal/albums/userpics/38157/normal_alvar_hanso_hastahane~0.jpg[/img]
    Çok baktım ama kimseye benzetememiştim.

    Eminim bir bağlantısı olacaktır dizinin ilerleyen bölümlerinde.

  2. #1212

    Re: Toplasin Lost cetesi toplasin toplasiiin onemli :-)

    Bu da tetikçi, çözebilen var mı kim olduğunu?

    [img align=left]http://www.annecocuk.com/modules/xcgal/albums/userpics/38157/normal_tetikci.jpg[/img]


  3. #1213

    Re: Toplasin Lost cetesi toplasin toplasiiin onemli :-)

    shushu yazdı:
    Bu da tetikçi, çözebilen var mı kim olduğunu?

    [img align=left]http://www.annecocuk.com/modules/xcgal/albums/userpics/38157/normal_tetikci.jpg[/img]
    Kim ki acep kara kafalı birisi

    Adaya henüz kimseler gelmediğine göre yani biz daha görmedik gelen giden var mı. Bu tetikçi ben'in adamı olsa gerek.

  4. #1214

    Re: Toplasin Lost cetesi toplasin toplasiiin onemli :-)

    Belli oldu mu kızlar yarın oynayacak mı amerikada. huuuu amerikalılar huuuuuu var mı bilginiz.

  5. #1215
    Üyelik Tarihi
    05 Ocak 2006
    Bulunduğu Yer
    burdayim iste :)))
    Mesaj
    23.289

    Re: Toplasin Lost cetesi toplasin toplasiiin onemli :-)

    sahende yazdı:
    shushu yazdı:
    Bu da tetikçi, çözebilen var mı kim olduğunu?

    [img align=left]http://www.annecocuk.com/modules/xcgal/albums/userpics/38157/normal_tetikci.jpg[/img]
    Kim ki acep kara kafalı birisi

    Adaya henüz kimseler gelmediğine göre yani biz daha görmedik gelen giden var mı. Bu tetikçi ben'in adamı olsa gerek.



    bu eko olabilir ya simdi Alex vuruldumu acaba annesi
    vuruldu karl vuruldu Alex ben benim babam diye bagirdi bakalim bende onu merak ediyorum

  6. #1216
    Üyelik Tarihi
    21 Haziran 2005
    Bulunduğu Yer
    home sweet home:-D
    Mesaj
    23.502

    Re: Toplasin Lost cetesi toplasin toplasiiin onemli :-)

    Hım bugün kate'in mahkemesinin olduğu bölümü bölük pörçük tekrar izledim dizimax'da..

    jack,aaron'u görmek istemiyor,kate de diyor ki sen ne zaman görmek istersen bebeği o zaman görüşürüz..Diyelimki bu aaron bebek clair'in bebeği,zaten adada jack bu bebeği görmedi mi..jack ilk defa görecekmiş gibi neden böyle konuşuyorlar?

  7. #1217

    Re: Toplasin Lost cetesi toplasin toplasiiin onemli :-)

    olabilir de sawyer'ın oğlu olabilir. yorum yapmıyım
    gülhan.e yazdı:
    Hım bugün kate'in mahkemesinin olduğu bölümü bölük pörçük tekrar izledim dizimax'da..

    jack,aaron'u görmek istemiyor,kate de diyor ki sen ne zaman görmek istersen bebeği o zaman görüşürüz..Diyelimki bu aaron bebek clair'in bebeği,zaten adada jack bu bebeği görmedi mi..jack ilk defa görecekmiş gibi neden böyle konuşuyorlar?

  8. #1218
    Üyelik Tarihi
    09 Haziran 2003
    Bulunduğu Yer
    Şirinler Köyü
    Mesaj
    13.810

    Re: Toplasin Lost cetesi toplasin toplasiiin onemli :-)

    http://www.annecocuk.com/modules/newbb/viewtopic.php?topic_id=71239&forum=1&post_id=16051 26#forumpost1605126

    bişey yok hatırlatma amaçlı

  9. #1219

    Re: Toplasin Lost cetesi toplasin toplasiiin onemli :-)

    Teoriler:

    Philadelphia Deneyi ve Lost

    Philadelphia Deneyi, Amerika’nın Pensilvanya eyaletine bağlı Philadelphia’da yapıldığı iddia edilen bir deneydir. İddialara göre Amerikan donanmasına ait bir koruma destroyeri olan DE 173 sınıfı 1240 tonluk USS Eldridge birkaç dakika içerisinde yaklaşık 600 km uzaklığa gidip tekrar geri gelmiştir. Deneyin gerçekliği konusunda hiçbir delil bulunmamaktadır. Amerikan donanması da böyle bir deneyin kayıtlarda varolmadığını belirtmiştir. Al Bielek hariç deneye katıldığı iddia edilen askerler deneyi yalanlamıştır.

    Gökkuşağı Projesi (Rainbow Project) adıylada bilinen bu deney, 1984 yılında sinemaya aktarılana kadar pek ilgi görmemiş. Fakat bu tarihten sonra en çok merak edilen konulardan biri olmuş…

    Deneyden ilk söz eden kişi amatör bir gökbilimci (UFOlar üzerine çalışmalar yapan) Morris K. Jessup‘muş. Deneyle ilgisi ise 1955′te Carlos Miguel Allende adında SS Andrew Furuseth adlı şilepte görevli bir denizciden aldığı mektupla başlıyor. Bu denizcinin deneye baştan sona şahit olduğu söyleniyor.

    Deneyin altyapısında Einstein’ın Birleşik Alan Teorisi var. Bu teori, nesnelerin birbirine uyguladığı çekim ve magnetik alan üzerine kurulu. Einstein 1920′lerden sonra bu teorisine ağırlık vermiş fakat sonuca ulaşamamış. Teoride düşünülen, geminin önünde büyük bir magnetik alan oluşturup gemiye gelen ışık ve radar sinyallerine kırarak gemiyi görünmez hale getirmekti. Bu doğrultuda 75 KVA gücündeki iki dev jeneratör geminin ön top taretlerinin altına monte edildi, buradan geminin güvertesine 4 manyetik ışın yayılacaktı. 3 RF vericisi (her biri iki megavat CW gücündeydi ve onlar da güverteye monte edilmişti). 3000 adet 6L6 güç artırıcı tüp, iki jeneratörün oluşturduğu gücü yayacaklardı, özel eşleme ve modülasyon devreleriyle diğer ekipman, oluşan kütlesel elektromanyetik alanları kullanılırlığa indirgerken, kırılmış ışınlar ve radyo dalgaları gemiyi saracak ve sonuçta gemi düşman gözlemcileri için görünmez olacaktı.

    Amaç görünmezlikti fakat iddiaya göre donanma bu deneyde tesadüfen de olsa maddenin ışınlanmasını gerçekleştirmişti.

    Allende, deneyin 22 Haziran 1943′te sabah 09:00′da jeneratörlere güç verilerek başlatıldığını söylüyordu. Bu aşamadan sonra yeşilimsi bir sis gemiyi örtmeye başlamış ve USS Eldridge ortadan kaybolmuştu. Devamını şöyle anlatıyordu Allende :

    “Bir an sadece geminin çapasını görebildim, sonra o da kayboldu, ortada artık ne sis ne USS Eldridge vardı; bomboş denize bakıyorduk, bizim gemide bulunan üst rütbeli subaylar ve bilim adamları korku, dehşet ve heyacan içinde nefeslerini tutarak bu inanılması güç başarılarını seyrediyorlardı. Gemi ve mürettebatı hem radarda hem de gözlerimizin önünde yok olmuştu. Her şey planlandığı gibi yürüyordu, 15 dk. sonra emir verildi ve jeneratörlerin şalteri kapatıldı. Önce hiçbir şey olmadı, arkasından yeşil sis tekrar ortaya çıktı ve USS Eldridge yeniden görünmeye ve ortaya çıkmaya başladı ama gemi nereye gitmiş ve nereden geliyordu? Sis azalırken, birşeylerin tuhaf gittiğini hissediyorduk. Hemen gemiye yanaştık, ilk önce mürettebatın çoğunun geminin yanından sarkıp kustuklarını gördük, diğerleri ise geminin güvertesinde şaşkın şaşkın dolaşıyorlardı,sanki hiç birinin bilinci yerinde değildi. Yetkili ekipler gemiye girerek bütün mürettebatı kısa süre içerisinde uzaklaştırdılar ve yerlerini hazır bekletilen yeni bir mürettebat aldı. Bir iki gün sonra, yeni bir deneye daha karar verildi. Gemi istenen radar görünmezliğine ulaşmıştı, donanım değiştirildi ve 28 Ekim 1943′te deney yine aynı gemide tekrarlandı. Jeneratörler çalışmaya başladıktan hemen sonra Destroyer hemen hemen görünmezlik çizgisine ulaşmıştı, sadece burnu ve arkası görülüyor, arada ise bazı çizgiler belli belirsiz seçiliyordu. Sonra sadece su üzerinde tekne boyunda bir çizgi kaldı. Bir iki dakika sonra mavi bir ışık parladı ve o çizgi de yok oldu. Şimdi gemi tamamen yok olmuştu. Bir kaç dakika sonra millerce uzakta Norfolk’ta ortaya çıktı. Göründükten biraz sonra bilinmeyen bir nedenle yine kayboldu ve Philadelphia’da tekrar ortaya çıktı. Bu kez durum çok ciddiydi, tüm mürettebatın başı beladaydı. Bazıları yok oldu ve bir daha geri dönmedi. Bu olayın en korkunç bölümü ise beş denizcinin geminin eriyen ve sonra yine katılaşan metal levhalarının içinde kalmalarıydı. Bu çok feci bir durumdu. Denizcilerin birisi kurtuldu fakat bir daha eski haline dönemedi. Aklını tamamen yitirmişti ama yapacak hiçbir şey yoktu. Bazılarının psişik yetenekleri gelişmişti, sokakta yürürken kaybolan ve yine ortaya çıkan insanlar vardı. Manyetik alanın içinde kalan mürettebattan kaybolanlar ancak birisinin yüzüne ve eline dokunulmasıyla görünür hale geliyorlardı, yani dokunmanın giysinin olmadığı bir yere yapılması gerekiyordu. “Donma” adı verilen bu olay saatlerce, günlerce sürebiliyordu, hatta bir tayfa tam altı ay donduktan sonra kurtarılabilindi. Elektronik kamuflaj başladıktan sonra geminin ve mürettebatının bütünüyle kaybolup,çok uzak bir yerde ortaya çıkıp ve sonra yeniden geri dönmesine neden olan neydi?“


    Bu hikayeye göre USS Eldridge, 28 Ekim sabahı Philedalphia limanından 640 km. ötedeki (375 mil) Norfolk askeri deniz üssüne gidip tekrar gelmiş ve bu olay birkaç dakika içerisinde olmuştu. Jessup bu inanması güç hikayeye temkinli yaklaştı. Allende’ye gönderdiği cevapta daha fazla ayrıntı ve varsa olayın gerçekliğiyle ilgili kanıtlar istedi. Allende’nin cevabı ise aylar sonra geldi, fakat bu sefer gelen mektupta Carl M. Allen imzası vardı. Allen kanıtı olmadığını yazıyordu ancak hipnoz seansına katılabileceğini ya da pentotal (bilinci uyuşturarak iradeyi kıran doğruyu söyleten bir ilaç) alarak gördüklerini anlatabileceğini savunuyordu. Jessup bu mektupdan sonra yazışmamaya karar verdi.



    PARALEL EVRENLER TEORİSİ

    “Dört ana teoriden bahsediyor susanash : Rüya, geleceği görme, zamanda yolculuk ve paralel evrenler. Diğer teorilerin/olasılıkların karşısına çıkarılabilecek akılcı çözümler olduğundan, biz (egedenizi & quantumchaos olarak) kendi teorimizi paralel evrenler üzerine kurduk.”

    Paralel Evrenler: İşte bu teori ,olayları the “dark tower” ile örtüştüren teoridir…Ayrıca başlamadan eklemekte fayda var; adanın zaman ve mekandan ayrı olması, kendi zamanına ve mekanına sahip olması bu teorinin kapsamı dahilindedir..Zaman kırılması, iki paralel evren..

    “The dark tower”- 3′ün çekilişi’nde olduğu gibi zamanın aynı hızda akmadığı, benzer olayların yaşandığı, aynı kişilerin olduğu birbirine paralel evrenler vardır ve bunlar birbirleri ile belli portal’lar ile bağlıdır.. Roland’ın zaman çizgisinde farklı dönemlerde yaşayan eddie, jake ve susannah’ı portallardan kendi evrenine çekmesi ve hep birlikte evrenlerde dolaşmaları - evrenleri tutan ışınların kırılmasını önlemek ve dolayısı ile dünyayı kurtarmak için - Desmond’ın yaşadıkları ile paralellik göstermektedir.. Desmond’ın “see you another life bro” cümlesi ile Jake’in Roland’a kendisini evrenin birinde ölüme terkederken söylediği “o halde git ..başka dünyalar da var” cümlesininin benzerliği tüylerimi diken diken etmektedir velakin.. Konumuza dönersek eğer, “hatch veya patlama” portal olabilir.. Ama burada asıl soru Desmond’ın bizim izlediğimiz evrende geleceği nasıl gördüğüdür? Bunu yapabilmesinin tek oluru bu portallardan çok kereler geçip değişik evrenlerde değişik zamanları yaşamasıdır… Yani Desmond çekildikten sonra yerleştirilenlerdendir… Ada evrenler arası geçiş noktası olabilir…Hatch’deki sayıların girilmemesi portalları açıyor olabilir…ve desmond bunu iki kere yaşadı bizim bildiğimiz.. bir tanesinde de portaldan geçti…

    Tez 1 : Sayılar ve Portal Geçişi

    108 döngüsü, yukarıda belirtildiği şekilde bir portalın açılmasını engellemek için kurulmuş bir mekanizma. Bu mekanizma her sekteye uğradığında (yani sayılar girilmediğinde, yani muhtemelen videolarda belirtilen incident (lar???) olduğunda), birbirine paralel evrenler arasında geçişi sağlayacak portallar açılmakta. Ancak burada belirtilmesi gereken önemli bir nokta, portaldaki geçişin mutlaka daha önceki bir zamana yani geçmişe doğru olduğu. Desmond bu portaldan (muhtemelen) defalarca geçiyor ve defalarca geçmişteki belli noktalara doğru gidiyor. Ancak gittiğinde bunun bir miktarını sadece patlamalar / dejavu (gelecekte yaşanmış olan şeylerin tekrar yaşanması) vasıtasıyla hatırlıyor. Yani; geleceği göremiyor, yaşadığı şeyi hatırlıyor. Ancak bir kilit nokta daha var ki, her geçmişe gittiğinde bilinçaltında daha fazla bilgi ile gidiyor (bkz: ada, uygulama tuşu, Charlie ile ilgili bariz hatırladığı konular); bu da dejavu’ların şiddetini arttırıyor. Muhtemelen ilk defa bu durumla karşılaştığında Desmond bunu basit bir dejavu olarak nitelendiriyor. İkincisinde anlayamadığı bir durum olduğunu kabul etse de yine basit olarak alıyor. Ama hatch patlamasından sonra bir kez daha aynı noktaya gittiği zaman artık bilincinde geleceğe ait görüntüler daha net bir şekilde yer aldığından, ve bilincini kontrol etmeyi yavaş yavaş öğrendiğinden hatırladığı şeylerin sayısı ve belirginliği de artıyor ve o yüzden gidip “zaman yolculuğu mümkün mü?” diye bir soru sorma ihtiyacı hissediyor.

    Tez 2 : Penelope’nin Desmond’ı Takibi

    Desmond eğer barda herşeyi hatırladığını farkederek Jimmy Lennon’ı durdurmak için dönmeseydi o zaman bu darbeyi o yemeyecek, barmen darbeyi yiyecek ve Penny ile şansını yitirmeyecek, ona tekrar dönecek ve herşeyi değiştirecekti. Ama darbeyi yemesi ile beraber bilinci/bilinçaltı tekrar resetleniyor, (o geçmiş zamanda) uyandığında neleri hatırladığını artık bilemiyor ve böylece daha önceki rutine geri dönerek askere yazılıyor, hapse giriyor, yat yarışına katılıyor, vs vs vs. Arkadaşı Donovan bu durumu Des’in geçici bir çılgınlık haline bağlayacak, zaman yolculuğu ile ilgili sözlerini unutacak, Penny de bir noktada belki Des’den vazgeçecekti.
    Ancak ne zamanki Desmond yat yarışı sonucu ortadan kaybolunca Donovan bütün bu olanları Des’in kendisine söylediğini hatırlıyor. Üstelik bir fizikçi olarak her ne kadar Des’e tersini söylemiş olsa bile, teoride zaman yolculuğu (ya da paralel evren geçişi) kavramının mümkün olduğunu biliyor. Bu nedenle durumu Penny ile paylaşıyor, belki de beraber bir araştırma ekibi oluşturuyorlar.

    Tez 3 : Des ve Penny’nin Fotoğrafı Herhangi bir hata olasılığı yok

    Burada aslında iki farklı zamanda/evrende çekilen iki ayrı resimden bahsediyoruz. İlk çekildiğinde resim Des’de kalır, ikincisinde ise Penny’dedir. Çünkü resim tek kopyadır.

    Tez 4 : Des’in Geleceği Görmesi

    Des, Tez 1’de de belirtildiği gibi, aslında portaldan pek çok kez geçip aynı olayları defalarca yaşadığı için geleceği görüyormuş izlenimi veriyor. Halbuki aslında 2004 yılını ikinci, üçüncü, dördüncü,vb vb vb kez yaşıyor. İlk gelişinde Charlie’ye yıldırım çarptığını görüyor, bunu bizzat yaşıyor ve Charlie bunun sonucunda ölüyor. Olaylar bu doğrultuda devam ediyor. Ama artık Des’in bilinçaltında Charlie’nin ölümü ile ilgili ve görüntü kazılı olduğundan, o zamanı ikinci kez yaşadığında bu kez Charlie’yi ondan kurtarıyor ama bu sefer de boğulduğunu görüyor ve bu bilgiyi depoluyor. Bizim de gördüğümüz en son geri dönüşünde ise hem yıldırım hem de boğulma görüntülerine sahip bir bilinçaltı ile, gözlerinin önünde görüntüler beliriyor ve Charlie’yi kurtarıyor. Ancak son geriye gidişinde “morlu kadın” tarafından “döngüyü değiştirmemesi ve değiştiremeyeceği” konusunda uyarıldığından, bu durumu kabullenme yoluna gideceğinin sinyallerini veriyor. Oysa bu sadece Des’in direncini kırma ve döngüyü değiştirmesini engellemek için kullanılan bir ikna yöntemi ve morlu kadın de Dharma’nın Des’in biliçaltına müdahale yolu. Bundan sonraki aşamada ise Des’de ne gibi başka bilgilerin depolu olduğunu ve özgür iradesini nasıl kullanacağını göreceğiz.

    Tez 5 : Jack ve Desmond (See you in anotha life brotha!)

    Jack ve Des stad koşusu sırasında karşılaştıklarında, Des, gelecekte adada Jack ile yapacağı konuşma sırasında, karısının ameliyatınınn başarılı geçtiğini ve bunun bir mucize olduğunu öğrendiğini hatırlayarak (yine flash şeklinde) Jack’e bir mucizenin gerçekleşebileceği müjdesini veriyor. Burada gerçekleşen de gelecekte yaşadıklarının dejavusu. Moral verme ya da kehanette bulunma değil.

    Bir de çok güçlü bir hafızaya sahip olmadan hiçkimse 5-6 yıl önce stadyumda karşılaşıp iki satır muhabbet ettiği kişiyi (hele ki tip açısından jack de bu kadar farklılık varken: önce komik uzun saçlı, sonra kısa saçlı, kirli sakallı vs) gördüğü an “hey bu sensin” diye hatırlamaz. Aynı şey Jack için de geçerli. Yıllar önce, kısa bir süreliğine gördüğü bir kişiyi, saç-sakal karışmış olmasına rağmen hemen tanıyabildiyse, bu jack ve Desmond arasında bundan daha öte bir ortak nokta olduğu anlamına gelebilir. Yani, portallar-arası gezinti yapan tek ada sakini Desmond değildir….

    Tez 6: Se1ep1 (pilot bölüm) Jack’in Portal geçişleri

    LOST’a ayrılmaz bağlarla bağlandığımız o ilk bölümde forumda da uzun zamandır konuşulan bir olay vardı. Çoğumuz çekim hatası olduğunu düşünse de bizce değildi. Hatırlarsanız, kamera Jack’in gözüyle sağdan başlayarak geriye, tekrar Jack’e dönüyordu. Ve o sırada Jack’in arkasında uzuuuun bir kumsal görüyorduk. Kayalıklarla biten boş bir kumsal. Buraya kadar ortada ses seda yokken Jack, derinden gelen seslere doğru yöneliyor, arkasındaki ağaççığı sol tarafında bırakarak. Ve bir de bakıyoruz ki biraz önce boş olan o kumsal çığlıklar, motor gürültüleri, uçak enkazı ve kazazedelerle dolu. Diyebiliriz ki, o boş kumsalı geçti, uzun süre koşarak, enkazın olduğu kumsala geldi. Bunu yapabilmesi için bayağı bir koşması, kayalıkları geçmesi vs. gerek ki o zaman ilk kumsala çıktığı zaman o derinden gelen çığlıkları duyamazdı. Arada sanki bir perdeden geçer gibi, portaldan geçerek paralel evrendeki geçmişe geçti. Jack’in geçmişe, uçağın düştüğü ana gidebilmesi için gelecekte, o adada yaşamış olması gerekirdi.

    Peki, Jack nasıl oldu da ormanın içinde uyandı, henüz uçağın düştüğü boyuta geçmemişse ve hala gelecekte ise? Desmond nasıl hatch patladıktan sonra ormanda uyandıysa, Jack de öyle uyandı. Hatırlarsanız, “Jack neden ormanın içinde uyandı?” ve “Jack, havadan yere düştüyse içine düştüğü bambular zarar görmedi ya da bu bambular Jack’i yaralamadı?” diye sormuştuk. İşte bu yüzden: Jack hiç uçaktan düşmedi. Tıpkı Des ve hatch’in patlaması gibi, Jack’e de bir darbe etkisi oldu ve Jack bilinçsiz bir halde ormanda uyanıp, geçmişi (yani adadaki geleceğini) unutarak bir kazazede kimliğine bürünüverdi.

    Çoook sonraları hatch’in kapağını açtıklarında içeriye girmek istememesi, mağaradaki cesetlerin üzerinden taşları kimseye birşey söylemeden alıp cebine koyması tıpkı Des gibi flash’ler halindeki, anlamlandıramadığı dejavu’lardı. Babasının hayalinin peşinden mağaraları ve suyu bulduğunu biliyoruz. Belki o bir hayal değildi, geçmişinde babasının ona adayı tanıtmak için gezdirdiği anların bir yansımasıydı. Peki Jack neden adadaydı ve portal geçişleriyle geçmişe gitmek zorunda hissetti?

    Tez 7: Jack = Jacob ?

    Jack Dharma Initive’in ilgisini çeken ünlü ve başarılı bir cerrahtır. İlginin kaynağı baba Christian Shepherd da olabilir, belki o da bir süre Dharma için çalışmıştır. Uçağın düşmesi sonrasında, others’ın kazazedeleri tanıyıp, güvenebileceklerini anlamalarının ardından başından beri köstebeklik yapan Ethan’ının da kimliğini ifşa etmeksizin yaptığı telkinlerle bizimkilerle others arasında olumlu ilişkiler başlar. Yakınlaşma sonrasında, Claire’in bakımı staff personeli tarafından üstlenilir, ne de olsa çocuğun sahilde doğmasındansa klinik ortamında bakılması daha yeğdir. Bu da bize ikinci yaşamdaki claire’in kaçırılmasının hemen ardından hazırlanılan bebek odasının aslında daha önceki yaşamdan gelen bilgilerle zaten hazır olduğunu gösterir. İlişkileri geliştikçe, Jack’in içindeki liderlik özellliği açığa vurulur ve Dharma (ya da herneyse) şu an bilemediğimiz bir nedenle Jack’i lider yapar… Şu an bilemediğimiz bu nedenin, ileride oluşacak incident’ı önlemeyi sağlayacak bir neden olduğunu düşünüyoruz. Ancak Jack’in lider olmasına rağmen misyonun gerçekleştrimeye engel başka bir aksilik çıkar ve başarısızlıkla sonlanan girişim, döngüyü başa alarak yeniden yaşanmasını sağlar. Döngünün yeniden işletilip bu kez başarıya ulaşılması için, döngü içindeki aksilikler temizlenmeli ancak olması gerekenler de olmalıydı. Yani herşey aynı yaşanmalı, sadece hatalar düzeltilmeliydi (virüsün temizlenmesi gibi).

    Geri dönüş, jack’in portal değiştirerek uçak kazasının olduğu anla başlar. Adeta içgüdüsel olarak Jack tüm yaralıların nerede neye ihtiyacı olduğunu bilir, organizayonu yapar, herkese yardıma koşar. Bilinçaltı onun içgüdülerini yönetmekte, hangi adımları izlemesi gerektiğini söylemektedir. Çünkü daha önce yaşadıkları, bilinçaltına kayıt edilmiştir. Adada gördüğü şeylerin bazıları konusunda garip tavırlar takınması da bu bilinçlatı kayıtlarının bilince baskı yapmasından ve kendisine tanıdık gelmesinden kaynaklanmaktadır.

    Bu teorinin baz alındığı nokta, Jack’in dövmelerinin kelime anlamı olan “aramızda yürür ama bizden biri değildir” ve henüz bilemediğimiz daha derin anlamı içeren kısımdır; ihtimalle achara’nın da vurguladığı anlam: “Sen büyük bir adamsın, bir lidersin. Ancak bu seni yalnız, korkmuş ve kızgın yapıyor”. Jack şu an (se3e9) tam da achara’nın vurguladığı haldedir: kızgın, korkmuş ve yalnız… gelecekte (ve daha önce) lideri olacağı (olduğu) topluluğun yanında yürümekte ama henüz onlardan biri olacağını (olduğunu) bilmemektedir.

    Bu arada Jack’in ismi ile de ilgili bir bilgi : “Jack” ismi kökenini İbranice’de John (”Tanrı bağışlayıcıdır”) veya Jacques’tan alır. Jacques, İbranice Jacob’ın Fransız versiyonu olup “(birinin) ayağını kaydırıp yerine geçen kişi” anlamına gelir.

    Bu da teori kapsamında şöyle yorumlanabilir: “Jack, öfkesini yenip bağışlayıcı bir hale gelebildiğinde, “defosunu” giderebildiğinde, grubun başındaki kişinin yerine geçerek lider, yani şu anda Jacob olarak belirtilen kişi olacaktır, çünkü daha önce böyle olmuştur.”

    Tez 8: Charlie’nin döngüyü bozması

    Döngünün yeniden işletilip bu kez başarıya ulaşılması için, döngü içindeki aksilikler temizlenmeli ancak olması gerekenler de olmalıydı. Yani herşey aynı yaşanmalı, sadece hatalar düzeltilmeliydi (virüsün temizlenmesi gibi). Geri dönüş, jack’in portal değiştirerek uçak kazasının olduğu anla başlar.

    Morlu kadının Desmond’a söylediği gibi “course correction” ile evren devamlı kendini düzeltir. Eğer birisi bu döngü içerisinde ölecek ise, bu ölüm mutlaka, eninde sonunda gerçekleşecektir. Gerçekleşmezse, daha büyük felaketlerin gerçekleştiği başka durumlara yol açabilir. Bu durumun kendisini gösterdiği yer Charlie’dir. Charlie aslında uçakta oturduğu yer itibariyle kazadan kurtulamayacaktır. Ancak kazanın hemen öncesinde, uyuşturucu için kendisini tuvalete atar. Bu arada Cindy (ki Dharma’nın elemanı olduğu barizdir) onu yerine oturtmaya, ısrarla kapıyı çalarak onu yerine ıturmaya ikna etmeye çalışır. Çünkü oturduğu yer, kopma noktasının hemen önünde kalan sıralardan olup burada oturanlar dışarıya fırlayacak ve kurtulamayacaklardır. Ancak Charlie zamanında tuvaletten çıkmaz, sonrasında kendisini dışarıya attığında bulduğu ilk koltuğa oturur, kemerini bağlar ve böylece kurtulur. Döngü bozulmaya başlamıştır.

    Charlie adada Claire ile yakınlaşmasını takiben Ethan tarafından kaçırılır. Hatta Ethan tarafından “öldürülür”. Ancak Jack’in inanılmaz ısrarları ve çabası ile Charlie ölümün ucundan hayata döner. Sonrasında Ethan’a duyduğu öfke/nefret ile Charlie Ethan’ı öldürür. Döngü tamamen bozulmuştur, çünkü Ethan’ın ölümü, hem Ben’in ameliyatını tehlikeye atacak hem de Others ile olan ilişkileri başlamadan bozacaktır. Eğer Charlie en başında kazadan kurtulamasaydı, Ethan rahat rahat Claire’i alacak, Staff’a götürecek ve rahatını sağlayacak, hayatta da kalacaktı. Charlie’nin varlığı Ethan’ı Claire’i kaçırırken zor duruma sokar, ondan kurtulmaya çalışır ancak sonuç düşmanca duygular ve kendi ölümü olur. Oysa Charlie olmadan Claire kaçırılsa sadece kaçırılanlar hanesine eklenen bir çarpı olacaktır. Sonrasında Others ile yakınlaşmaların olduğu noktada Claire ve bebeği sağ salim görüleceklerdir. Steve-Scott (hangisi ise artık) yaşamaya devam edecek, hatta Walt’ın kaçırılmasına da gerek kalmayacaktır, çünkü kurulan ilişkiler ile istenilen araştırmalara rahatlıkla yapılabilecektir.

    Döngünün ısrarla Charlie’nin ölümüne çalışması bu virüsün başka aksaklıklara sebep olmadan yok edilmesi amacından kaynaklanmaktadır.

    Tez 9: Kuyruktakilerin Kaçırılması ve Döngü

    Kuyruktakilerin kaçırılması onların korunması için yapılan bir şey. Diğer Losties’e göre daha dezavantajlı durumdalar, yiyecek, içecek, barınak sıkıntıları daha fazla. Bu durumda onların, özellikle de çocukların korunması için bu kaçırma eylemi düzenleniyor. Çocuklar ve onlarla beraber “iyi olduğuna inanılanlar” da kaçırılıyor. Hatta Eko da bu kaçırılanlardan biri iken, yani aslında “iyi” olduğu için seçilmiş iken, kaçırılmaya direnerek iki kişiyi öldürüyor. O andan itibaren de aradaki ilişki gerginleşiyor. Burada da Eko’nun döngüyü kırdığından bahsedebiliriz belki ama bu konuda tam bir şey söyleyemiyorum. Muhtemelen Tail Section döngü üzerinde daha az etkin bir grup. Ama bu grubun içindeki “iyi insanlar”ı da bildikleri için de seçecekleri kişileri bulabiliyorlar.

    Michael’ın Ana Lucia ve Libby’yi öldürmesi de Charlie’nin ölmemesi ile ilgili. Charlie eğer Ethan’ı öldürmese Ben Ethan tarafından ameliyat edilecekti ve Danielle’in onu bulduğu yerde değil, ameliyat sonrası nekahat dönemi için yatakta olacaktı. Ama Ethan ölünce ameliyatı yapmak için Jack’i daha çabuk bulma amacıyla ortaya çıktı, yakalandı ve Others da onu geri alabilmek için Michael’ı kullandılar. (Zaten döngü bozulmamış olsa, muhtemelen Walt da kaçırılmamış, hatta Others-Losties normal ilişkileri başlamış olacaktı. Michael’ın ellerinde olması, vb durumlar da geçersiz olacaktı.) Michael, kendi özgür iradesi ile Ana Lucia ve Libby’yi (kazaen) öldürdü, oan kimse bu cinayetleri işlemesini söylemedi.

    Kısacası; tezde de belirtildiği üzere, döngünün hatası düzeltilmeye ve bir felakete yol açması engellenmeye çalışılırken, döngü ters işleyişe geçti ve felaketler birbirini izlemeye başladı. Hatta Ben’in hatch’e gelmesi ile Locke’un sayıların girilmesine inancı sarsıldı, sonrasında Pearl’ün bulunması ile bu inanç, bilgisayarı parçalamasına ve yeni portalin açılmasını engelleyen o manyetik patlamaya yol açmasına neden oldu. Bu aslında Ben’in muhtemelen Locke’u da yanına çekmek için yaptığı bir manevra idi; orada hatch’de bulunmasının mantıksız ve gereksiz olduğunu göstermek istiyordu ama Eko’nun rüyası/hayali ile bu ters tepti çünkü Pearl Hatch’ini buldular. (Rüya ise kontrol altında tutulamayan Karaduman’ın işi idi.) Sonuçta gökyüzünün kızıla dönmesi bile döngünün kırılması ile oluştu.

    Burada Ben’in kilit özelliğinden bahsetmek lazım. Ben muhtemelen Others içinde, belki de Isabel ile birlikte, “sırlar”a vakıf olan kişi. Ellerinde tüm geri dönüşlerde elde edilen ve depolanan bilgileri içeren bir kadim kitap, vs var ve bu nedenle Jacob’ın, bir uçak kazası sonucu geldiğini biliyorlar ve o nedenle depremi hissetmelerinin hemen ardından Ben gayet sakin bir şekilde kafasını kaldırıp düşen uçağa bakıyor, kurtulanların listesini yapmaları için Ethan ve Goodwin’i görevlendiriyor ve ortama hakim oluyor.

    Önemli olan bir şey de şu paralel evrenler konusunda: Aslında bir evrende yaşadığınız bir olayı, diğer bir evrende yaşamak zorunda değilsiniz. Çünkü, eğer ilk evrendeki oyunculardan herhangi biri hareketinde bir değişiklik yaparsa, sizin de hayatınız bambaşka olabilir; sizin hareketinizi değiştirmenizden bağımsız olarak hem de… Yani, bizim durumumuzda da, illa ki her karakterin döngüyü etkileyecek bir şey yapmasına gerek yok, tek birinin yaptığı bir şey bile (bkz Charlie’nin uyuşturucu krizine girmesi) sonucu tamamen etkileyebiliyor. Sonrasında diğer roller de ona göre değişiyor.

    Bir adım ötesinde, paralel evrenler ile sıkı ilişkili “holografik evren” ve “kuantum fiziği” de, prensipte, geçmiş ve geleceğin, uzay ve zamanın küçük bir kıvrımında yer aldığını söyler. Bu iki kavram da, şimdilerde çok moda “çekim yasası”nın temelinde yatan açıklamalardır. Yani; “istediğin şey olur, yeter ki gerçekten iste” ! Ki son bölümde (s03ep10) Hurley’nin babasının devamlı umuttan, istemekten, olumlu düşünmekten, kendi şansını yaratmaktan bahsetmesi, lanet diye bir şey olmadığını söylemesi (çünkü Hurley bu lanetin olduğuna inanndığı için herşey ters gidiyordu) ile de oldukça açık bir şekilde vurgulanıyor. Ne zaman ki Hurley o arabayı çalıştırmayı gerçekten istiyor ve onu çalıştırabileceğine inanıyor, adada bunu başarıyor ve böylece laneti de kırıyor.


    7. Kesin Lost Teorisi (The Seventh Seal Theory of Lost)

    FISILTILAR KİME AİT? …
    Ada, doğal bir mineral (Black Rock). Alvar Hanso’nun dedesi Magnus Hanso’nun niyeti, köleleriyle birlikte bu efsanevi “Black Rock”ı patlatıp elde edeceği madeni satmaktı. Bir fırtınaya yakalanarak karaya vurdular. “Magnus” kurtuldu, köleler öldü. Adayı terk etmek için bir sal inşa etti. Kölelerin çığlıkları kulaklarındaydı. Aslında onları gerçekten duyuyordu. “Black rock” elektromanyetik aktiviteyi, sesi, düşünceyi, hafızayı kaydediyordu. Aynı zamanda ona geleceğiyle ilgili sezgisel bir fikir de veriyordu. Bir gemi yapıp eve döndü. Gemisiyle adaya makul bir mesafede seyrederek meditasyon halinde, taşın ona gelecekle ilgili anlattıklarını telakki etti. Bunları ticaret hayatında kullanarak adanın sırrıyla birlikte varisi “Alvar Hanso”ya bırakabilecek kadar muazzam bir servete sahip olacaktı.

    GİZEMLİ SAYILAR
    “Valenzetti” adlı matematikçi, dünyanın sonuna dair “4,8,15,16,23,42” sayılarını içeren bir formül hesaplamıştı. Bu sayıların her yerde olduklarını ve dünyanın sonunun tahmininde önemli olduğunu iddia ediyordu. “Alvar”, formülü öğrendi ve adanın kendisine verdiği bilgiyle alakalı bularak “Valenzetti” ile “Dharma Girişimini”ni oluşturdu. Amaç bu sayıları değiştirerek dünyayı öngörülen korkunç sondan kurtarmaktı. “Alvar”, insanlığın iyiliği için adayı bazı kalifiye insanlarla paylaşması gerektiğini biliyordu. Bu yüzden bilim adamlarını ve psişik sınırlara dayanan güçlere sahip, özel çocukları adaya getirdi.

    ADADAKİ İSTASYONLAR
    Adada kurulan istasyonlarda kaderin değiştirilemezliği teorisini sınayan deneyler yapıldı. Bu deneylerden biri Swan’dı. Aslında test edilen şey, görevlerine olan inançlarının, kaderi yerinden bir milimetre oynatıp oynatamayacağıydı. İşe yaramadı. Sorunlu kaderin, adada hapsedilmesine karar verildi.

    MERAK EDİLEN JACOB KİM?
    Çocukların en özeli “Jacob”, zihniyle objeleri oynatabiliyordu. Madem “Black Rock” hafızayı depolayabiliyordu, “Jacob” da kayanın gücünün yoğun olduğu yere yerleştirildi ve bir bilim adamı ordusunun gözlemi altında kayadan kaderi emmeye çalıştı. Daha sonra “incident”(olay) olarak bahsedilecek patlama gerçekleşti. “Jacob”, bu patlamayla cismani formunu kaybedip, “Black Rock” tarafından emildi. Ama nesneleri hala oynatabiliyordu. Kendini taş halinde hareket ettirebiliyordu. Siyah bir toz bulutu halinde hareket edip, çeşitli şekillere bürünebiliyordu.

    KADERİ DEĞİŞTİREMEDİLER
    Patlama, enerjinin serbest bırakılmasını gerekli kılmıştı. Yoğunlaşan enerji bilim adamlarının kader üzerindeki araştırmalarının sürmesini sağlıyor, enerjinin periyodik olarak boşaltılması ise başka felaketleri önlemeye yarıyordu. “Swan”ın artık gerçek bir amacı vardı. Elektromanyetik enerjinin, “her 108 dakikada bir” yakındaki bir başka uyduya aktarılması gerekiyordu. Bu iş için, “Radzinsky ve Kelvin İnman” atandı. Fakat onlar, kaderin değişmeyeceğini düşündüler. Bununla birlikte “incident”(olay), dünyanın felaketine yol açacak olan bir anomali yaratmıştı. .

    ADAYA ANOMALİYİ ÇEKTİ
    Bakunin’e, bu anomalinin dünya üzerinde yarattığı etkiyi takip etme ve etkileyebileceği insanların profilini çıkarma görevi verildi. O da, “Flame İstasyonu” vasıtasıyla bu insanları buldu. Her biri bir şekilde düşen uçakla ya da birbiriyle bağlantılıydı. Anomali büyük dalgalar halinde büyüyecekti. Sonunda bir şekilde bütün bu insanlar aynı gün aynı saatte aynı uçağa bindirilerek adaya getirildiler. “Dharma”, kaderin rotasının tamirinde (course-correcting) ona yardımcı oluyordu.


  10. #1220
    Üyelik Tarihi
    05 Ocak 2006
    Bulunduğu Yer
    burdayim iste :)))
    Mesaj
    23.289

    Re: LOST ÇETESİ, DİKKAT! FOTOROMANLI 1000 MESAJ KUTLAMAMIZ.

    Yeni bölümü yarin oynuyor huuu duyrulur

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Dosya Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
 
 

Bu site Lidya.Net tarafından hazırlanmış ve yayınlanmaktadır © 1998-2012. Bu sitede yayınlanan yazılar, kaynak ve yazarı belirtilmek kaydıyla kullanılabilir.
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren AnneCocuk.com adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan ve yazdıkları yazılardan kendileri sorumludur.
AnneCocuk.com ile ilgili yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkinden iletişime geçildikten sonra en geç 2 (iki) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve size geri dönüş yapılacaktır.