“ÇOCUĞUNUZA SADECE OYUNCAK ALMAYIN,
ONUNLA OYNAYIN”
OYUN OYNAMAK VE OYUNCAKLAR ÇOCUK IÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR...
“Çocuk, oyun ve oyuncaklarıyla hem yaşadıklarını anlatmaya ve anlamlandırmaya çalışır, hem de ruhsal olarak rahatlar. Çocuğun dünyasında oyun, yetişkinlere göre çok daha ciddi bir anlam taşır. Yetişkin için oyun sadece bir eğlencedir. Çocuk için ise zihinsel ve fiziksel gelişimin, yaratıcılığın, sosyalleşmenin, dikkat geliştirmenin, deneme yanılma, yapma-bozma-tekrar yapma yoluyla gerçek yaşama hazırlanmanın ve kendine güven geliştirmenin vazgeçilmez aracıdır. Yetişkinlerin çocuğu tanımasının en doğal yolu oyun ve oyuncaklardır. Çocuğunuza sadece oyuncak almayın, ona vakit ayırın, onu izleyin, onunla oynayın.”
Uzman Psikolog Fatma Torun Reid
DÜSÜNDÜRÜN ....
-“Ben kimim?” oynayın... Herkes aklında bir ünlü tutsun,20 soruda kim olduğunu bulun.
-Kelime oyunları oynayın.
-Bir masal yaratın… Ailedeki herkes bir iki cümle ilave etsin.
-Bir tatil günlüğü tutun... İçine biletleri, resimleri, kart postalları koyun.
-Define avı oynayın…. Evin belli yerlerine bir ipuçları koyarak asıl bulunmasını istediğiniz şeyi buldurun.
-"Farklı olanı bul", "Saklı olanı bul" gibi resimli kart oyunları oynayın.
DIKKAT EDIN ...
-Çocuklar naylon torbalarla oynamamalıdır.
-Başlarına geçirip boğulabilirler.
-Su oyunlarında ve mutfakta yalnız bırakılmamalılar.
-Keskin parçaları olan küçük oyuncaklarla oynamamalılar.
-Beş yaşın altındaki çocuklar boyası çabuk çıkan oyuncaklarlar oynamamalılar.
-Merdiven, kapı aralığı, cam kenarı gibi yerlerde ve dolap içinde oyun kurmalarına izin verilmemeli.
-Deniz veya havuzda mutlaka kolluk tercih edilmeli.
YARATICI OLUN ...
-Bir öykü kurgulayın… Dolaptan eski giysilerle farklı kimliklere bürünün.
-Çocuğunuza oyunda ne olmak istiyOrsa onun gibi giyinmesini söyleyin.
-Parmak kuklaları yapın… Çocuğunuzun sevdiği bir karakter seçin ve ona benzer bir parmak kuklası yapın.
-Oyun hamurlarıyla birlikte farklı şekiller yapın.
-Renkli boyalar kullanarak mutfak veya koridor duvarlarına asabileceğiniz geçici resim sergileri düzenleyin.
-Doğadan topladığınız çiçek ve yapraklarla resimler yapın.
-Kızlarınızla birlikte incik boncuklarla kendi kolyelerinizi yapın.
HAYALCI OLUN ....
-Odada veya bahçede bir geziye çıkmış gibi hayali dağlardan, tepelerden, nehirlerden geçin, kamp kurun.
-Doktor, hemşire, öğretmen taklitleri yapın.
-Bir bebeği hasta yapıp, onu iyileştirmeye çalışın; gezmeye götürün.
-Model araba ve trenlerle çocuklarınızı hayali gezintilere götürün.
-Büyük bir karton kutuyu keserek kendi televizyonunuzu yapın.
PARKTA, BAHÇEDE ....
-Top oynayın
-İp atlayın
-Hava müsait olduğunda hortumla veya su tabancasıyla oyunlar oynayın.
-Saklambaç oynayın .
EVDE BIRLIKTE …
-Bloklarla yüksek, alçak, farklı binalar inşa edin.
-Monopoly, tabu gibi kutu oyunları oynayın.
-Masada, yerde misketlerle bir maç yapın.
-Bilgisayarda ailecek oynayacağınız bir oyun bulun.
-Kitap okuyun... İster hep beraber, isterse herkes kendi köşesinde okuyun.
HANGI YASTA HANGI OYUNCAK
Küçük yaşlarda çocuk, eline geçirdiği herşeyi, dokunarak, tadarak, koklayarak tanımaya çalışır. Daha sonra açıp bakma, çevirme, yere atma, dizme, üst üste koyma, birbirine vurup ses çıkartma gibi denemelerle, hem nesneleri tanımaya, hem özelliklerini çözmeye, hem de kavram geliştirmeye başlar. Evde keskin olmayan tencere ve tencere kapakları, çeşitli boyutta boş kutular, yün ve kumaş parçaları onu en çok oyalayan ve düşünmesine yardım eden oyuncaklardır.
İlk iki yaşta çocuk kendi başına oynamaktan hoşlanır. Küplerden kuleler yapar, toplarını yuvarlar, arabalarını dizer, yaptığı işi dikkatle izler, sevinir, kızar ve kendi kendine söylenir. Bu yaş için birbiri içine geçen oyuncaklar, rahatça üst üste konulabilen renkli bloklar ilgisini çekecektir. Henüz oyuncaklarını paylaşmaya hazır değildir.
İki yaşındaki çocuk genellikle aynı oyuncağı ister. Tek bir oyuncağa bağlılık gösterebilir. Eskise de, kirlense de aynı oyuncağı yanında taşımak isteyebilir. Bu yaşlarda içi doldurulmuş yumuşak hayvanlar, bez bebekler, tren ve arabalar ilgisini çeker.
İki – üç yaşındaki çocuk, mutfak malzemelerini de oyunlarında kullanmaya başlar. Annesi mutfakta çalışırken, o da kaşıkları dizer, veya hamurla oynar. Annesi çamşrları asarken ona yardımcı olur, mandalları verir, toz alır. Bu yaşlarda bebek, otomobil, kamyon, tren gibi oyuncaklarla oynar. Bunların yanısıra, kova, kürek, plastik tencere, tabak, çatal, kaşık, yumuşak marangozculuk malzemeleri ve ses çıkaran oyuncaklar da ilgisini çeker. Telefon hem sosyalleşmesine, hemde konuşmasının açılmasına yardımcı olur.
Üç – dört yaşlarında, tahta bloklar, renkli hamurlar, kokulu pastel boyalar, kağıt – kalem, düğmeli – fermuarlı giysileri olan bebekler ve çocuklar için yapılmış makaslar, sadece yaratıcılığı için değil, özellikle küçük kasların gelişmesi için de önemli oyuncaklardır. Bahçe oyunlarında, çocuk parkında kaydırak, salıncak ve üç tekerlekli bisiklet büyük kasların güçlenmesinde yardımcı oyun araçlarıdır.
Dört – altı yaşındaki çocuk, bahçe oyunları ve diğer hareketli oyunlardan faydalanacağı gibi masa başı oyunladanda zevk alır. Resim yapma ve boyama için renkli boyalar, çeşitli yapbozlar, legolar, farklılıkları bulma oyunları, hafıza oyunları, boncuk dizme, kuklalar, hayvanlar ve de tabii resimli kitaplar ilgisini çeker. Kitaba ilgi, okuma öncesinde anne – babanın çocuğa kitap okuması ve birlikte sayfa çevirmesiyle başlar. Sevdiği masalı veya öyküyü defalarca dinlemek ister.
Çocuk, oyuncaklarla oynarken bir yandan yaratıcılığını geliştirir, duygularını yansıtır, diğer yandan saldırganlığını kontrol etmeyi, uyulması gereken kuralları ve sınırları öğrenir. Çocuk, oyun ve oyuncaklar yoluyla arkadaşlık kurma, saygılı davranma, sırasını bekleme gibi kuralları öğrenerek toplumsallaşabilir. Başkalarının haklarına saygı göstermeyi, kazanıp kaybetmeyi öğrenebilir. Puzzle gibi bir oyunu tekrar tekrar yaparak veya bloklarla inşaat oyununu tekrarlayarak özgüven geliştirir; bir işte “ustalaşmanın” zevkini tadabilir.
Oyuncaklarla oynayarak büyüyen çocuk, pek çok kavramı da doğal olarak geliştirir. Renkleri öğrenir, kısa – uzun, büyük – küçük, alt – üst, ön – arka gibi kavramları kurduğu oyunlarda kullanır. Özellikle çocukla oynayan anne – babanın bu kavramları sözel olarak vurgulamaları önem taşır.
ANNE BABALRIN EN SIK SORDUGU SORULAR
-Çocuğum iki yaşında. Oyuncağını paylaşmıyor. Bencil mi olacak?
Cevap: Çocuklar üç yaşın kadar oyuncaklarını paylaşmakta zorlanabilirler; tıpkı anneyi paylaşmakta zorlandıkları gibi. Çocuğunuzu zorla veya duygusal baskıyla ikna edip oyuncağını kardeşine veya misafir çocuğa vermesini istemeyin. Hazır olunca paylaşacaktır.
-Çocuğum oyuncaklarını kırıyor. Ne yapmalıyız?
Cevap: Çocukların yanında başklarına bu konuda yakınmayın veya ona "Gene mi oyuncağını kırdın! Ne versem eline kırıyorsun" gibi yakıştırmalar yapmayın. Çocuklar bazen meraklandıklarında oyuncağı açıp içine bakmak isterken kırabilirler. Eğer sebep bu ise, merakını kızmadan yönlendirin. Neleri kırmadan açıp kurcalayabileceğini ve tekrar bir araya getirebileceğini öğretin. Bazen çocuklar anne-babadan yeterince ihtiyaçları olan ilgiyi göremediklerinde onların ilgisini olumsuz davranışlarla çekmeyi denerler. Eğer sebep bu ise, onunla oynamaya veya birlikte olmaya daha çok vakit ayırın.
-Çocuğum çabuk bıkıyor. Ne yapmalıyım?
Cevap: Ya çok fazla oyuncağı vardır, ya gelişim yaşına uygun ve cazip değildir, ya da bir başkasını oyun kurmasına ve ilgisine bağımlılık geliştirmiştir. Eğer bıkkınlığı çok fazla oyuncağı olmasından kaynaklanıyorsa oyuncaklarının çoğunu kaldırın, sadece birkaçı ortada kalsın. Çok fazla oyuncak aynı zamanda kırıp dökmeyi ve hareketliliği de artırır. Tek başına yapamadığı, kurgulayamadığı yaş düzeyinin üstündeki oyunlar ve oyuncaklar çocuğun hevesini kırar. Yaş ve gelişim düzeyinde oyuncak almaya özen gösterin. Bir de, kucakta gezdirilmeyi ve sürekli ona verilen kişisel ilgiyi kaybetmek istemiyorsa, nesne dünyasına bir anlamda oyuncaklarına ilgisiz kalabilir. Çocukla konuşmak birlikte oynamak ne kadar önemliyse, çocuğun yerde veya masa başında oyun kurması ve oyuncaklarıyla bir süre yalnız kalabilmeyi öğrenebilmesi de bir o kadar önemlidir. Bu arada televizyon karşısında uzun süre kalmasının beyin hücrelerinin üstünde olumsuz etki yaptığını da hatırlatalım.
-Çocuğum oyuncaklarıyla evi dağıtıyor.
Ben de istemeden ona bağırıyorum.
Ne yapmalıyım?
Cevap: Çocuk büyütürken titiz ve tertipli anneler gerçekten bir sınav verir. Sizin için de belki kolay olmuyor. Eski düzeninizi korumanız artık imkansız. Ama bu, çocuklu evin dağınık olması gerekir anlamına gelmesin. Sadece mükemmeliyetçi olmayın. Daha toleranslı olmanın aile huzurunuza ve kişisel enerjinize katkısını zaman içinde göreceksiniz. Arada, kendinize, çocuğunuza olan ilişkinizin düzenli olmaktan daha önemli olduğunu hatırlatalın.
Dağınıklığın birinci nedeni çok fazla oyuncağın ortalarda olması, ikinci nedeni toplama alışkanlığının olmamasıdır. Bunun için, fazla oyuncakları kaldırın. Haftada bir-iki kez sırayla ortaya çıkarın. Her oyundan sonra oyun şeklinde, çocuğunuzun da katılımını sağlayarak (örneğin "bir sen bir ben sepete atalım" gibi), birlikte kaldırın. Bir süre sonra alışkanlık edinip kendi başına yapacaktır. Fazla alkışlamayın ama başardığını görün ve "aferin, ne güzel yaptın" gibi kısa bir iki sözle davranışını ödüllendirin.
Evinizde her oda onun oyun odası haline gelmesin ama kendi odası dışında oturma odanızda da bir oyun köşesi olsun. Bu köşeye koyacağınız büyük bir yer yastığı, hem ona özel bir yer yapmış olduğunuzu, hem de oyuncaklarını belli bir yerde tutması gerektiğini hatırlatacaktır. Gene evin belli bir yerine, misafir odanıza veya yemek odanıza, sadece bir veya iki oyuncakla gelebileceği kuralını koyarsanız bütün oyuncaklarını her yere taşıyamayacağını, aynı zamanda kendini sınırlamayı ve seçim yapmayı öğrenir. Bu düzenin kurulabilmesinde eşlerin birbirlerini desteklemeleri ve anne-babanın ister yalnızken, isterse başkalarının yanında olsun beklentilerinde tutarlı olmaları en önemli faktördür.
OYUNCAK SEÇERKEN
Oyuncak, sade, ayrıntıları az, köşeleri yuvarlak ve küt olmalı. Sivri, kesici yanları olmamalı. Yanıcı, patlayıcı özellikleri olmamalı, zehirsiz boya veya vernikle boyanmış olmalı. Çabuk kopabilen boncuk gözleri veya yapıştırma süsleri olmamalı.
Oyuncak, çocuğun yaşına, gelişimine, gereksinimlerine uygun ve kullanışlı olmalı. Çocuk, oyuncağı rahatlıkla tutabilmeli ve kavrayabilmeli.
Çocuğun el becerilerini, yaratıcılığını, düşünce, hafıza ve hayal gücünü destekleyici olmalı. Çocukta deneyim, keşfetme, konuşma ve paylaşma isteği uyandırmalı.
(C) Toys "R" Us 2004
---------------------
Toys'r us web sayfasindan alinmistir.
Yukaridaki yazinin orginal ve daha renklisi asagidaki adreste..
Toys'r us