En gıcık olduğum şeydir...İki çocuğun eşyaları artı benimkiler... Neyse ki eşim kendi eşyalarını kendi hazırlar. Arada oğlum arıza çıkarır, ben kendim hazırlıycam diye yaz günü kalın kazak, ya da kış günü şort koyar, arkamı dönerim kızım valizin içini kendine göre düzenleyip, içine en büyük peluş köpeğini sığıştırmaya çalışır.
Valiz hazırlama hep son güne hatta saatlere kaldığından,götürmeyi planladığım şeylerin bir kısmı ya kirlidedir, ya kurumamıştır ya da ütüde bekliyordur, sinir olurum... Notlar alırım, üstünüde çizerim ama yine son dakika kapıdan çıkana kadar eşime "valizi kapatma daha" diye seslenir, içine bir şeyler daha tıkıştırırım. Yola çıktıktan sonra bile kafamın içinde dönüp durur herşey ama en lüzumlu ve sona bırakılan şey genelde unutulur. Bir keresinde benim arabamla gitmiştik ki ruhsatı evde iş çantamda unutmuştum.
Dönüşte o valiz bazen üç-beş gün olduğu gibi durur sonra boşalır. Seyahati severim ama valiz yapmaktan nefret ederim sonuç olarak.